X

Her şey, ‘iyisi’ olmaya çalışanlar için zor

Hiç düşündünüz mü hayatta bu kadar zorlanmamızın sebebi, sürekli bir şeyleri iyi yapmaya çalışmamız olabilir mi? Daha doğrusu bir şeylerin ‘iyisi’ olmaya… Hepimizin farklı rolleri var hayatta; evlat, eş, abla, kardeş, çalışan, işveren, öğretmen, öğrenci, komşu, gelin, damat, torun, anne, baba, dost… Bir tane de değil, belki onlarca. Dolayısıyla her bir rolün gerektirdiği de oldukça fazla. Ama sadece ‘iyisi’ olmak isteyene ‘fazla’.

Evlat olmak zor değil mesela, doğmak yeterli bunun için, ama iyi bir evlat olmak zor. Anneni-babanı arayacaksın, yanlarında olacaksın, dertlerini dinleyecek, mümkünse çözeceksin, kendinden önce onları düşüneceksin… Eş olmak da zor değil, bunun için de bir imza yeter, ama iyi bir eş olmak zor. Dinleyeceksin, anlayacaksın, sinirli halini, mutlu halini, üzgün halini tanıyacaksın, ne zaman nasıl yaklaşman gerektiğini bileceksin, evinin düzenini koruyacaksın, yeri gelecek alttan alacak, yeri gelecek sineye çekeceksin… Ebeveyn olmak da zor değil, çocuk doğur oldu bitti, ama iyi ebeveyn olmak zor. Çocuğunla ilgileneceksin, hastalığında sağlığında yanı başında olacaksın, ona kızmamak için kendini yiyip bitireceksin, tüm dünyayı karşına almayı göze alacaksın, vicdan azabıyla bir ömür geçireceksin, yeterli olup olmadığını sorgulayacaksın… Arkadaş olmak da zor değil, hele ki şu zamanda, ekle sosyal medyadan tamam, ama iyi bir arkadaş olmak zor. Çalışan olmak da zor değil, işe git gel tamam, ama iyi bir çalışan olmak zor. Kısacası, bir rolün hakkını vermek, oldukça zor. Zaten başta da o yüzden dedim, bir şeyin iyisi olmaya çalışanlar zorlanıyor şu hayatta, diğerleri kendi havasında.

Herhangi bir rolün iyisi olmak için çabalamayanlara bakıyorum ve o kadar mutlular ki, hayret etmeden geçemiyorum. Tek dertleri kendileri, tek dertleri onların mutluluğu, zevkleri, istekleri… Etrafındakilere zerre faydası olmayan, sadece kendi için yaşayan ve rollerini büyük bir ustalıkla ‘çaktırmadan’ üzerinden kaydıran o kadar çok insan var ki -son rol bükücüler- çoğu zaman içten içe sinirlenip kızsam da bazen de takdir ediyorum doğrusu. Çünkü çoğumuzun yapamadığı bir şeyi yapıyorlar; kimseyi, hiçbir rolü umursamadan hayatlarına aynı düzende devam ediyorlar. Çok özeniyorum bazen yalan yok, o kadar ustalaşmış görünüyorlar ki şu hayat düzeninde, ben ne kadar acemiyim hala diyorum.

Öylesine mutlu, umursamaz, vurdumduymaz, dünya yansa hasırı yanmaz tipler ki bunlar, yollarımızın bu dünyada kesişmiş olmasına bile akıl sır erdiremiyorum ve çoğu zaman buna öfkeleniyorum, neden tanıyorum bu tipleri ben diye. Hani hep bahsettiğimiz ‘toksik’ insanlar var ya, bu son rol bükücüler onlardan değil, ama onların akıl hocaları olabilirler belki. Çünkü gerçekten tek yaptıkları, daha doğrusu bana hissettirdikleri ‘sen kendini paralarken ben hayatımı yaşıyorum, üstelik bunu senin gözüne sokarak, seni sinir ederek yapıyorum ve bundan besleniyorum’.

Peki, ben ne yapıyorum bu sırada? Hala bir şeyin iyisi olmaya çalışıyorum, hala bir rolümün gerektirdikleri bitse de köşeme çekilip dinlenmek, biraz nefes almak yerine, diğer role geçip onun iyisi olmak için uğraşmaya devam ediyorum. Ama ne var biliyor musunuz, insanlar siz ne kadar iyisi olursanız olun bir rolü takdir etmekten o kadar acizler ki; onlara bir şeyleri fark ettirmenin tek yolu o rolden çıktığınızı göstermek.

Diyelim ki iyi bir arkadaş olmak için elinizden geleni yapıyorsunuz… Arıyor, soruyor, dostunuzun yardımına koşuyor, işlerinde yardımcı oluyor, derdini dinliyor, mutluluğunu paylaşıyor, yanında oluyorsunuz ama karşılığında ne bir takdir ne bir teşekkür görüyorsunuz, üstüne bir de ihtiyacınız olduğunda onu yanınızda bulamıyorsunuz. E o zaman sizin bu çırpınışlarınız, iyi olma çabanız neden? Hele ki bir değil, iki değil, hep bu durumu yaşıyorsanız, neden hala iyi bir arkadaş olmak için uğraşasınız? Bence uğraşmayın. Bırakın o rolü. İyi bir arkadaş olmayın. Kötü de olmayın ama. Sadece ‘olun’, çabasız, akışta, kendiliğinden… Veya hangi hakkını ‘fazlasıyla’ verdiğiniz rolün değeri bilinmiyorsa, onu bırakın.

Dünya hassas kalpler için cehennemdir demiş ya Goethe, doğru demiş ama eksik, her rolünü iyi yapmaya çalışanlar için de cehennem. Velhasıl bir şey zorsa; onu iyi yapmak istediğimiz için zor. Yoksa sadece yapmak, sadece ‘olmak’ çok kolay. Ama bazen iyi olmaya çalışmamak lazım, sadece ‘olmak’ lazım… Değeri bilinmeyen rollerimizde sadece ‘olmayı’ başarabiliriz umuyorum ki.

İlginizi çekebilir: Bir kupa kahve ve ertelenmiş mutlulukların anatomisi

Ecem Şenyurd Efecan: Selam, ben Ecem! Boğaziçi Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra çeşitli özel kurumlarda çalışıp akademi özlemiyle soluğu yine üniversitede aldım, daha öğrenilecek çok şey vardı! Mindfulness üzerine tez yazıp 'an'da kalmayı hala başaramayan biri olarak insana iyi gelen ne varsa bulmaya, uygulamaya, hayatımın bir parçası haline getirmeye çalışıyorum. Tam bir kahve severim, günlük sınırsız doz alımıyla hayatımın olmazsa olmazı. Üretmeye bayılıyorum! :)

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale