X

Henüz tamamen elektrikli bir otomobile hazır olmayanlar için Volvo XC90 Plug-in Hybrid

Yaşamın her alanında olduğu gibi ulaşım konusunda da teknolojik yenilikler ve çevreye saygılı geliştirmelerle birlikte otomobil kullanıcılarını oldukça heyecanlandıran, çevreye dost, lüksü ve sürüş keyfini önceliklendiren gelişmeler yaşanıyor. Hem uzun yolculuklarda hem de şehir içinde otomobil kullanananlar bu gelişmelerle birlikte araç seçimlerinde keyifli bir sürüş deneyiminin yanı sıra, hem sürücünün hem de araç içinde seyahat eden diğer yolculuların sağlığını destekleyen iç donanımı, hem de çevreye saygılı sürüdürülebilir teknolojilerin bulunmasını önceliklendiriyor. Tüm bunlara ek olarak, fosil yakıt kullanımına olan ihtiyacı azaltarak karbon emisyonunu önemli ölçüde düşürdüğü ve çok daha konforlu bir sürüş deneyimi sağladığı için elektrikli ve hibrit otomobiller de son yıllarda çok daha fazla kişi tarafından tercih ediliyor.

Sürüş keyfini önceliklendiren, yolculuklarında konforu ve lüksü bir arada deneyimlemek isteyen ve sürdürülebilir seçimlerle çevreye verdiği zararı minimuma indirmeyi hedefleyenler için yenilikçi Volvo XC90‘ın en ön plana çıkan özelliklerini bir araya getirdik. 

Plug-in hybrid teknolojisiyle daha uzun menzilde şarjı düşünmeden yolculuk yapabilmek

Yeni nesil hibrit otomobillerde bulunan plug-in hybrid teknolojisi hibrit teknolojisinden farklı olarak, fosil yakıt kullanımına gerek kalmaksızın, sadece elektrik enerjisiyle çok daha sessiz, konforlu, en önemlisi de sıfır egzoz emisyonuyla yolculuk yapmanıza olanak sağlıyor. Gelecekte tüm otomobillerin %100 elektrik enerjisiyle çalışabilmesi hepimizin hayali olsa da, plug-in-hybrid teknolojisiyle sadece elektrik enerjisiyle yapılan yolculukların sayısını önemli ölçüde artırabilmek mümkün.

Sürüş deneyimine elektrik gücünün eklenmesiyle, bugünün deneyiminden ödün vermeden geleceğe odaklanan plug-in hybrid teknolojisine sahip yeni Volvo XC90, daha uzun menzilde, şarjı düşünmeden konforlu ve lüks bir yolculuk deneyimi sunuyor. Volvo XC90’ı, tamamen elektrikli modda, sıfır egzoz emisyonuyla kullanabilir; sadece elektrikle şarj edilmiş bir aküyle 93 kilometreye kadar olan günlük seyahatlerinizi sadece aracın elektrik motorunu kullanarak gerçekleştirebilirsiniz.

Lüksü, konforu ve sürdürülebilirliği aynı anda önceliklendiren iç dizayn

Otomobil seçiminde en az performans kadar öne çıkan özelliklerden bir diğeri de, dikkat çeken tasarımıyla estetik zevklere ve lüks ihtiyacına hizmet edip, aynı anda konforlu bir yolculuk deneyimi de sunabilmesi. Bu noktada koltuk döşemelerinde kullanılan kumaşın kalitesinden şık konsol tasarımına, vites kolundan direksiyonun dizaynına tüm detayların incelikle düşünülmüş olması sürücüler ve yolcular son derece önemli.

Yeni Volvo XC90, deri içermeyen özel yün karışımlı iç kaplamasıyla doğal malzemelere gösterdiği saygıyı fazlasıyla yansıtan bir otomobil. Suni deri döşeme seçeneği ile tüketim tercihlerinde vegan seçimler yapmaya özen gösterenlerin lüksten ödün vermeden yolculuk yapmasını sağlıyor. Deri tercih edenler içinse son derece yüksek kaliteli fine delikli napa deri, dayanıklı bir görünüm sağlayan düşük etkili boyalar kullanılarak sürdürülebilir bir şekilde üretiliyor. Ayrıca, açılıp yatırılabilen panoramik tavan sayesinde temiz havanın ve açık gökyüzünün keyfini çıkarabilir; Orrefors® cam ustaları tarafından Inscription modelleri için Volvo’ya özel olarak işlenen vites koluyla duyarlı İskandinav lüksünü doruklarında yaşayabilir, kablosuz şarj özelliği bulunan şık konsoluyla lüksü ve konforu bir arada deneyimleyebilirsiniz.

Araç içi hava kalitesi

Özellikle otomobille yapılan uzun seyahatlerde hem sürücünün hem de otomobildeki diğer yolcuların lüks ve konforlu olduğu kadar sağlıklı ve güvenli bir yolculuk yapmaları da son derece önemli. Camlar kapalıyken saatlerce yol gitmek, araç içindeki havanın çok daha hızlı kirlenmesine ve hava kalitesinin düşmesine neden olabiliyor. Yeni nesil otomobillerde araç içi havalandırma sistemlerinde son teknoloji filtreleme sistemlerinin kullanılması tüketicilerin önceliklendirdiği araç özelliklerinin başında geliyor.

Volvo XC90’da bulunan, dünyada bir ilk olan hava kalitesi sisteminde yer alan gelişmiş hava temizleyici, yüzde 95’e kadar tehlikeli PM 2,5 parçacıklarının kabine girmesini önlüyor. Bu, dışarıdaki hava koşulları ne olursa olsun sürücünün ve yolcuların daha iyi ve daha sağlıklı bir hava kalitesinin keyfini çıkarmalarını sağlıyor.

Özel ses sistemi

Yolculuk yaparken dış seslerden minimum düzeyde etkilenen ve araç içinde yankı yapmayacak kadar kaliteli akustiğe sahip bir ses sistemi, yolculuklarınız sırasında keyifle müzik ya da podcast dinlemenize, aktif katılımınızın gerekli olmadığı toplantılarınızı yoldayken takip etmenize ve yolculuğunuzu çok daha keyifli ve konforlu hale getirmenize yardımcı olabilir.

Volvo XC90’a hassas bir şekilde yerleştirilmiş son teknoloji Bowers & Wilkins hoparlörler sayesinde aracın neresinde oturursanız oturun olağanüstü bir ses deneyimi yaşayabilmeniz mümkün. Klasik müzik, podcast ya da sesli kitap… Tercihiniz hangisi olursa olsun Volvo XC90’ın muhteşem kalitedeki ses sitemiyle varmak istediğiniz noktaya geldiğinizde zamanın nasıl geçtiğini anlamayacaksınız.

Güvenli bir yolculuk deneyimi

Teknolojide yaşanan gelişmelerle birlikte akıllı sensörler, sürücü yardım teknolojileri, güvenli şerit takibi gibi pek çok özellik sürücülerin güvenlik kriterlerindeki standartlarını belirliyor. Sürücü ve yolcuları sadece kaza anında değil öncesinde de korumayı amaçlayan, önleyici ve koruyucu özellikteki güvenlik donanımlarına sahip araçlar, sürüş deneyimini çok daha keyifli ve konforlu hale getiriyor. 

Güvenli bir sürüş deneyimini odağına alan, son teknoloji araç içi güvenlik önlemlerine sahip Volvo XC90, destekleyici sürücü yardım teknolojisiyle hızınızı adapte ederek öndeki araçla güvenli mesafeyi korumanıza, konforunuz için viraja girme hızınızı optimize etmeye ve direksiyonu uygun şekilde ayarlayarak şeridi ortalamanıza yardımcı oluyor. Volvo XC90‘ın ön cama yansıtılan ekranı sayesinde ayrıca hızınızı takip edebilir, navigasyon talimatlarını görebilir, gelen aramalara cevap verebilir ve gözünüzü yoldan ayırmanıza gerek kalmaksızın daha birçok şeyi güvenli şekilde gerçekleştirebilirsiniz.

Sürüş keyfini ve güvenliği önceliklendiren, konforu ve lüksü bir arada deneyimlemenizi sağlayan, bir yandan lüks ihtiyacınızı karşılarken bir yandan sürdürülebilirliğe katkı sağlayan Volvo XC90‘la hemen tanışmak için tıklayın.

 

Bu yazı Volvo‘nun katkılarıyla hazırlanmıştır.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale