X

Hayatınızı monotonluktan kurtarın: 3 adımda hayatınıza renk katabilirsiniz

İş yerinize hep aynı yoldan mı gidiyorsunuz? Gün içinde hep aynı müzikleri dinliyor, öğle yemeğini artık tüm çalışanların sizi çok iyi tanıdığı her zamanki kafede mi yiyorsunuz? Özellikle bu pandemi sürecinde hepimiz daha monoton hayatlar sürüyoruz. Günlerimiz sanki birbirinin replikası haline gelmiş durumda.

Belirsizliklerle dolu bir dünyada rutinlerimiz sayesinde kendimizi emniyette hissediyor olabiliriz, ancak devamlı aynı aktiviteleri yapmak bizi monoton bir hayata hapsettiği için mutsuzluğa yol açabilir. Monotonluğun üzerimizdeki negatif etkileri, Alman bilim insanları tarafından yapılan bir araştırmada da ortaya çıkmış. Bu araştırmada, 14 ay boyunca Antarktika’da görev yapan 9 bilim insanının beyinlerinin bazı bölgelerinin, monotonluk sebebiyle küçüldüğü gözlemlenmiş. Araştırmada en fazla küçülmenin, hafıza açısından çok kritik bir role sahip olan hipokampüste yaşandığı ortaya çıkmış (Stahn ve ark. 2019).

Sürekli aynı kişilerle aynı konuları konuşmak, aynı tarz müzikler dinlemek, akşam olduğunda aynı koltukta oturup kendimizi sanki mecburmuşuz gibi aynı dizileri seyretmeye mahkum etmek… Sahi hayattan istediğinizin gerçekten bunlar olduğuna emin misiniz? Bu monotonluk zincirini kırmak, alışkanlıklarınızın sizi iyice ele geçirmesini engellemek için rutinlerinizi biraz olsun değiştirmeye, günlerinize renk katacak değişik aktiviteleri hayatınıza sokmaya ne dersiniz? İşte size bu konu hakkında birkaç önerim.

Hayata karşı meraklı bir tutum sergileyin

Evet, monoton hayatın en büyük panzehirlerinden biri hayata karşı meraklı bir tutum sergilemektir. Kendinizi monotonluğun içinde hapsetmek istemiyorsanız, çocukken hayata duyduğumuz o bitmek bilmeyen merak duygusunu yetişkinliğe taşıyın. Sürekli yeni şeyler öğrenmeyi alışkanlık haline getirin. Her hafta bir tema belirleyip o tema hakkında bilgi edinin. Örneğin bir hafta “Fransız Yeni Dalga” sineması hakkında araştırma yapın. Nasıl ortaya çıkmış, ne kadar sürmüş? Bu akımın en önde gelen yönetmenlerinden François Truffaut, Éric Rohmer veya Jean-Luc Godard’ın filmlerini seyredin. Bir başka hafta ilginizi çeken başka bir konuyu araştırın. Beyninize devamlı yeni şeyler öğrettikçe zamanla hayatınızın daha renkli bir hale geleceğini göreceksiniz.

Hayatınıza yenilik getirecek aktivitelerde bulunun

Yaşantınıza beyninizi biraz olsun şaşırtacak yenilikler sokun. Bugüne kadar hiç okumadığınız bir yazarın kitaplarını okuyun mesela. Hatta bunu yapmayı arkadaşlarınıza da önerin. Arkadaşlarınızla birlikte, daha önce eserleriyle tanışmadığınız bir yazar belirleyip onun kitaplarını okumaya başlayın. Belki beraber küçük bir kitap kulübü oluşturup, okuduğunuz kitapları da tartışabilirsiniz. Ya da düzenli spor yapan biriyseniz ve yaptığınız spor dalından sıkıldıysanız, daha önce hiç denemediğiniz bir sporu deneyin. Örneğin strese iyi gelmesiyle de tanınan Tai Chi yapmayı öğrenin. Tabii tüm bunları yaparken pandemi kurallarına uymayı ihmal etmeyin.

Müzik listenizi değiştirin

Eğer monotonluk hissi hayatınızın her alanını ele geçirmişse büyük bir ihtimalle durmadan aynı şarkıları dinliyorsunuzdur. Bu yazıyı okuduktan sonra müzik listenizi güncellemeye ve daha önce hiç dinlemediğiniz müzik türlerine bir şans vermeye ne dersiniz? Unutmayın hep aynı aktiviteleri yaparak yaşadığımızdan daha farklı bir hayata sahip olamayız. Monotonluktan bir nebze olsun çıkmak istiyorsak, müzik zevkimiz de dahil olmak üzere hayatımızın her alanına yenilik getirmeye istek duymalıyız.

Hayatı monotonluğa yer bırakmayacak kadar heyecanlı hale getirmek bizim elimizde, yeter ki isteyelim. Dilerseniz yazımızı tam da konumuza uygun bir şarkıyla noktalayıp hep beraber Sheryl Crow’un “A Change Would Do You Good” şarkısını dinleyelim. Evet hayatımıza katacağımız bir değişiklik hepimize iyi gelecek. Bu arada sizlere bir eğitim haberim var. Zoom üzerinden birebir görüşmeler şeklinde ilerleyen üç haftalık “Öz Sevgi” eğitimimle ilgileniyorsanız bilgi için rsolaker@gmail adresine yazabilirsiniz. 2020 yılını “Hayatı Güzelleştirme Yılı” ilan ettim. Hayatı güzelleştirmekle ilgili psikoloji egzersizleri paylaştığım Instagram hesabım ise @ranakutvan.

Bu yazının tüm hakları Rana Kutvan’a ve Uplifers’a aittir. İzinsiz ve uygun şekilde referans verilmeksizin kopyalanması, çoğaltılması ve başka mecralarda paylaşılması kesinlikle yasaktır.

Kaynaklar:
Stahn, A. C., Gunga, H.-C., Kohlberg, E., Gallinat, J., Dinges, D. F., & Kühn, S. (2019). Brain changes in response to long-duration Antarctic expeditions. The New England Journal of Medicine, 381, 2273–2275. doi:10.1056/NEJMc1904905

İlginizi çekebilir: Kendinizi hatırlayın: Otomatik pilottan çıkmak için 5 öneri

Psikolog Rana Kutvan: İstanbul doğumlu olan Rana Kutvan lise öğrenimini Nişantaşı Kız Lisesi’nde tamamladı. Önce LCC’de bir sene akabinde de İstasyon Sanat Merkezi’nde iki sene süren bir moda eğitimi aldıktan sonra çeşitli firmalarda stilist olarak görev aldı. 1997-2008 tarihleri arasında New York’ta ikamet etti. Türkiye’de almış olduğu moda eğitimini Parsons School of Design’dan almış olduğu derslerle pekiştirdi. Kutvan moda eğitiminin yanı sıra City University of New York’a bağlı Hunter College’da Psikoloji ve Sanat Tarihi üzerine çift anadal lisans eğitimi görerek cum laude (yüksek onur) derecesiyle mezun oldu. Hunter College’a devam ettiği süre zarfında dünyanın önde gelen psikologlarından Albert Ellis’in Enstitüsünde staj yaptı. Bu staj süresince Ellis’in bulmuş ve de geliştirmiş olduğu Rational Emotive Behavior Therapy (REBT)’i yakından inceleme fırsatı buldu. Kutvan, Albert Ellis Enstitüsündeki stajının yanı sıra New York’un önemli psikoloji enstitülerinin düzenlediği workshoplara katıldı. Kutvan 2008 Mayıs ayında Türkiye’nin ilk Kişisel Gelişim ve Stil Danışmanlığı merkezi Karakter A’yı kurdu. Kurumsal ve bireysel hizmetler veren Rana Kutvan’ın referansları arasında Braun, CNN TÜRK, Aras Kargo, TURKCELL, Kuveyt Türk, Doğan Holding gibi şirketler vardır. Kutvan bireylere ve kurumlara Stres Yönetimi, Kadın Liderliği, İş Özel Yaşam Dengesi, Zaman Yönetimi, Kadın Ruhu isimli workshop çalışmaları düzenlemektedir. Kutvan Karakter A’nın yanı sıra 2008-2012 tarihleri arasında Profesör Dr. Kerem Doksat’dan süpervizyon aldı. Kutvan psikoloji ve kişisel gelişim çalışmalarında holistik bir yaklaşım uygulamaktadır. Rana Kutvan anadili olan Türkçe’nin yanı sıra anadili düzeyinde İngilizce, iyi derecede Fransızca, İtalyanca konuşmaktadır.

Yurt Dışı Tatilin Başka Bahara Kalmasın: Bu baharda keşfedebileceğiniz rota önerileri

Cemreler çoktan düştü; yılın en canlı, en enerjik ve en umut dolu mevsimi geldi çattı… Baharın ışıl ışıl parlayan ilk ışıklarıyla birlikte doğa yeniden uyanırken, yeşillenen çimenler, çiçeklenen ağaçlar ve uzayan günler, bizim için de tazelenmek adına büyük bir ilham kaynağı. Çünkü, bu dönüşüm sadece doğada değil, içimizde de hareketlenmelere sebep olarak yepyeni uyanışların kapısını aralıyor. Uzun, karanlık ve soğuk kış günlerinden güneşin bizimle daha uzun süreler kaldığı sıcak günlere hazırlanırken doğadan aldığımız bu ilhamı, en iyi şekilde değerlendirebiliriz. Nasıl mı?



Elbette yeni başlangıçları simgeleyen baharla uyumlanmak için yepyeni keşifler yaparak. Bunun da en güzel yolu, o hep hayalini kurduğumuz ülkelere doğru bulutların arasından süzülerek yola koyulmak. Baharın yenileyici enerjisiyle bu kez o hep görmek istediğimiz ülkeleri düşlemekten çok daha fazlasını yapabiliriz. “Bu baharda” hayallerimizi gerçeğe dönüştürüp, yepyeni keşifler yapmak üzere harika rotalarda unutulmaz maceralara doğru yelken açabiliriz…

Siz de baharın çağrısına kulak verip, hayallerinizdeki ülkeleri görmeyi artık başka bahara bırakmak istemeyenlerdenseniz, işte bu baharda Pegasus ile keşfedebileceğiniz harika yurt dışı rotaları:

Bahar esintili Balkanlar keşfi

Pegasus ile Balkanlar’daki yerinizi bu baharda ayırtmaya hazırsanız, işte bulutların üzerinden süzülebileceğiniz şahane rotalar:

  • Balkan mutfağının en güzel adresi: Üsküp, Makedonya

Balkanlar’ı keşfetmeye mutfağından başlamak isteyenler için en iyi rota hiç şüphesiz; Üsküp. Köftesine ayrı, trileçesine ayrı bayılacağınız Üsküp’ün tarihi mirası ve doğal güzellikleri ile büyülenirken baharın tadını Vardar Nehri’nin hafif esintili kıyısında çıkarabilirsiniz. Osmanlı Dönemi’nden kalan tarihi eserleri, şehrin devasa kalesini ve tarih kokan Eski Çarşısı’nı gezerken zamanda yolculuk yapıyor gibi hissedebilirsiniz.

  • Doğal güzellikleriyle zengin başkent: Tiran, Arnavutluk

Baharın renkleriyle bezeli harika bir başkent keşfine ne dersiniz? Arnavutluk’un en güzel şehirlerinden biri olan Tiran’da baharın yenileyici enerjisiyle bütünleşip şahane keşifler yapabilirsiniz. Skanderbeg Meydanı’nın etkileyici manzarasını keşfedebilir, ulusal müzelerinde Arnavutluk’un zengin geçmişine tanıklık edebilirsiniz. Tiran’ın yeşillikler içindeki Grand Park’ında baharın taze nefesini hissederek uzun yürüyüşler yapabilirsiniz.

  • Modern ve tarihi dokunun buluşması: Priştine, Kosova

Balkanlar’ın genç başkentlerinden Priştine, tıpkı kendi gibi genç sokaklarında baharın canlılığını hissetmek isteyen herkes için en şahane destinasyonlardan biri. Zengin tarihi, kültürel çeşitliliği ve dinamik yaşantısıyla son zamanların en çok rağbet gören rotalarından biri olan Priştine’de Osmanlı mirasına ait pek çok yapı ile karşılaşırken, Sharr Dağları Milli Parkı’nda baharın tüm renklerine şahit olabilirsiniz.

Elbette ki Balkanlar’ı keşfetmek isteyenler için Pegasus’ta daha pek çok rota var. Tarihi meydanlarıyla ve bahar çiçeklerinin süslediği parklarıyla dikkat çeken Zagreb, böreği ve taş köprüsüyle meşhur Saraybosna ve daha nice rota bu baharda Pegasus’ta.

Soğuk kuzey rüzgarlarından baharın ılık dokunuşlarına

Rotasını Balkanlar’dan biraz daha ‘kuzeye’ çevirmek isteyenler için de Pegasus birbirinden değerli rotalar sunuyor.

  • Doğa ile baş başa: Helsinki, Finlandiya

Finlandiya’nın başkenti olan Helsinki, geniş yeşil alanları, zarif mimarisi ve huzur dolu yaşam tarzıyla dikkat çeken, en güzel kuzey şehirlerinden biri. Zengin kültürel yaşamın ve modernizmin esintilerini her adımda keşfedebileceğiniz Helsinki’de Esplanadi parkında doğa ile baş başa kalacağınız yürüyüşler yapabilir, kıyı şeridi boyunca bisiklet sürebilir, neoklasik binaların arasında hayallere dalabilirsiniz. Sanat müzelerinde benzersiz eserler görebilir, geri dönmeyi hiç istemeyebilirsiniz…

  • Sakinliğin şehri: Oslo, Norveç

Doğal güzelliklerin ve modern mimarinin buluşmasını en güzel şekilde sunan, sakinliği ile ön plana çıkan Norveç’in başkenti Oslo’da, etkileyici fiyort manzaralarından gözünüzü bir an bile almak istemeyeceksiniz… Munch Müzesi’nde sanatın ve tarihin derinliklerinde kaybolurken, dünyanın en büyük heykel parkı olan Vigeland Park’ta keyifli dakikalar geçirebilirsiniz. Opera Binası’na da bayılabilirsiniz… Baharın ılık dokunuşlarının bu soğuk rüzgarlarıyla meşhur şehre ne çok yakıştığını görünce, şaşırabilirsiniz… Ama zaten bahar, hangi şehre yakışmaz ki? Pegasus da bunu biliyor ve bu baharda hayalinizdeki rotalara doğru yelken açıyor…



  • Takımadalarında bahar rüzgarları: Stockholm, İsveç

Mavinin her tonunu görebileceğiniz, şahane manzaralar eşliğinde ruhunuzu bahar enerjisinden aldığınız ilhamla tazeleyebileceğiniz, unutulmaz anılar biriktirebileceğiniz bir rota: İsveç’in incisi, Stockholm. Takımadalar üzerine kurulu bu zarif şehirde hem zengin bir kültürel deneyim yaşayabilir hem de İsveç kültürünü çok yakından tanıyabilirsiniz. Skansen Açık Hava Müzesi’nde İsveç kültürünün canlı bir panoramasını izleyebilir, Fotografiska’da dünya çapında ünlü fotoğraf sanatı sergilerini gezebilirsiniz. Kültür-sanat tutkunuz başka bahara kalmasın; Pegasus ile bu baharda tutkularınıza doğru uçun!

Avrupa’nın kalbinde tarihi keşifler

Baharın enerjisinden aldığınız ilhamla yepyeni keşifler yapmanın, doyasıya maceralara atılmanın ve kendinizi bambaşka diyarlara doğru götürmenin hayalini kuruyorsanız, biraz da Avrupa’nın kalbinde Almanya’da ziyaret edebileceğiniz şahane rotalara göz atalım:

  • Nehrin kıyısında bahar notaları: Köln, Almanya

Ren Nehri’nin iki yakasında yer alan Köln, bahar çiçekleriyle renklenen, açık hava konserleriyle baharı kutlayan, ilkbaharda canlanan, adeta her bir köşesi sanat sahnesi gibi olan şahane maceralarla dolu bir şehir. Bu yüzden de baharın tadını doyasıya çıkarmak için enfes bir rota. Dünyanın en büyük katedrallerinden biri olan Köln Katedrali’ni ziyaret ederek mimarisiyle büyülenebilir, başta Ludwig Müzesi olmak üzere çağdaş ve modern sanat eserlerini sergileyen müzelerde ruhunuzu sanatla besleyebilirsiniz.

  • Kültür ve eğlence mozaiği: Atina, Yunanistan

Antik harabeleri, derin tarihi dokusu ve medeniyetler arası köprü olma rolüyle Atina, zamanın ötesinde bir macera sunuyor. Şehrin en canlı meydanı Monastiraki’de Yunan kültürünü hissedebilir, taptaze deniz ürünleriyle dolu restoranlarında harika lezzetlerin tadına bakabilirsiniz. Yunan ezgileri eşliğinde unutulmaz bir yurt dışı tatiline hazırsanız Pegasus’ta yerinizi ayırtmayı unutmayın.

  • Çiçekleriyle ünlü şehir: Rotterdam, Hollanda

Modern zamanların sınır tanımayan ruhunu yansıtan rengarenk bir şehir: Rotterdam. Hollanda’nın en canlı yerlerinden biri olan Rotterdam’da sanata, kültüre, gastronomiye dair pek çok deneyim biriktirebilir, Maas Nehri’nin iki yakasını birbirine bağlayan muhteşem köprülerde hayallere dalabilir, gökyüzüne uzanan yapıların görkemli duruşuna hayran kalabilirsiniz. Bahar çiçeklerinin en güzel hallerine tanıklık edebilir, her sokakta farklı melodiler çalan sanatçılara denk gelebilirsiniz.

O bahar, ‘bu bahar’: Yurt dışı tatilin başka bahara kalmasın

Baharın yeni kültürlerle tanışmaya, benzersiz doğa manzaralarını keşfetmeye ve rengarenk anılar biriktirmeye davet eden çağrısına kulak vermeye hazırsanız, hiç vakit kaybetmeden uçak biletinizi almalısınız!

Siz de yurt dışı planlarına “başka bahara” demek yerine, “neden şimdi olmasın” diyenlerdenseniz Pegasus sesinizi duyuyor ve “o bahar, bu bahar” diyor. Üstelik, Balkanlar’dan Kuzey Avrupa’ya, oradan Birleşik Krallık’ın gözdesi Birmingham’a kadar daha pek çok yurt dışı rotası sunuyor.

Bu bahar, siz de yurt dışı planlarınızı hayata geçirmek istiyorsanız ve artık başka bahara ertelemek istemiyorsanız Pegasus ile yerinizi ayırtabilir, baharın tadını çıkaracağınız büyüleyici rotalara doğru süzülebilirsiniz. Hemen tıklayın ve baharın cıvıl cıvıl enerjisini yurt dışı keşifleriyle birleştirip hayatınıza renk, hareket ve yepyeni hikayeler ekleyin. 

*Bu yazı Pegasus iş birliği ile hazırlanmıştır.

Gençliğin sırrı, doğanın kalbinde saklı: Bitkisel kök hücrelerle yaşlanmaya meydan okuyun

Yaş almak, hayatın kaçınılmaz bir parçası… Yıllar ilerledikçe zaman, cildimiz üzerinde çeşitli ve olumsuz diyebileceğimiz etkiler bırakabiliyor. Güneşin zararlı ışınları, çevresel faktörler ve yaşam tarzı seçimleri gibi değişkenler de bu etkilerin ortaya çıkmasını ve daha derine inmesini hızlandırabiliyor. Yaş alma sürecini en iyi şekilde yönetebilmek içinse cildimize, ihtiyaç duyduğu zarif ve etkili bakımı sunmamız şart. Hayatın akışına meydan okuyup yaşlanmayı durdurmamız belki mümkün değil ancak, doğru bakımla yaş almanın cildimizde bıraktığı izleri yavaşlatmamız, daha genç ve canlı bir görünüme kavuşmamız mümkün.



Güzel haber; Yves Rocher, yaş almanın tüm belirtilerine karşı eşsiz bir çözüm sunarak bizi o en doğru cilt bakım ürünlerinin yer aldığı seri ile tanıştırıyor: Anti-Age Global Serisi.

Kısa zamanda etkili bakım: 10 farklı yaşlanma karşıtı etki

Hızlı sonuçlar almak, modern yaşamın neredeyse bir gereksinimi haline geldi, çünkü zaman sahip olduğumuz en değerli kaynaklardan biri; tıpkı cildimiz gibi. Yves Rocher, günümüzün yoğun ve hızlı temposunda, cilt bakımının da bu hıza uyum sağlamasını sağlıyor ve hem etkili hem de hızlı sonuçlar ile yaşlanmanın izlerini cildimizden siliyor. Gençlik ve yaşam kaynağı bitki kök hücrelerini içerisinde bulunduran, yaşam kaynağı kök hücreleri ile 72 saatte artan hücre yenilenmesi sağlayan Anti-Age Global serisi, 10 farklı yaşlanma karşıtı etki ile yaş almanın etkilerini silmenin en kolay ve keyifli yolunu sunuyor. Aydınlatıcı, canlandırıcı, ton eşitleyici, yenileyici, besleyici, kırışık karşıtı, sıkılaştırıcı, dolgunlaştırıcı, güçlendirici ve onarıcı etkileriyle cildi nemlendirirken yenilenmesine, kırışıklık görünümünün azalmasına ve cildin daha sıkı bir görünüm kazanmasına yardımcı oluyor.

Doğanın güven veren dokunuşları: %97’den fazla doğal içerik ve bitkisel kök hücre bakımı

Söz konusu cildimiz olduğunda hepimiz şüphesiz ki en iyisini istiyoruz ve en iyisinin de doğanın kalbinden geldiğini biliyoruz. Bitkisel kök hücrelerin gücüyle donatılmış Yves Rocher Anti-Age Global Serisi, yaşlanmanın tüm belirtilerine savaş açıyor ve doğal kaynaklı içerikleriyle cildimize hak ettiği değeri sunuyor.

İçeriğinde vitaminler ve mineraller gibi geliştirme gücüne sahip elementleri en yüksek konsantrasyonda bulunduran leylak tomurcuğu kök hücreleri olan Yves Rocher Gençleştirici ve Yenileyici Çift Fazlı Onarıcı Gece Serumu, yapısındaki değerli yağlar ile yaş almanın izlerini silerken, cilde ışıltı ve eşit bir ton sağlıyor. Güçlü etkili leylak tomurcuğu kök hücrelerine ek olarak; onarıcı bakım özellikleriyle bilinen jojoba yağı, hyaluronik asit, niasinamid, üzüm çekirdeği gibi etkili içerikleri de yapısında bulunduran bu serum, cildi nemlendirerek yenilenmesine, kırışıklıkların görünümünün azalmasına ve cildin daha sıkı bir görünüm kazanmasına yardımcı oluyor.



Öte yandan, Yves Rocher Gençleştirici ve Aydınlatıcı, Ton Eşitleyen, Leke Karşıtı Bakım Kürü, C vitamini türevleri ile zenginleştirilmiş içeriği sayesinde cilde nazik bir bakım yapıyor. %97’den fazla doğal kaynaklı içeriğinde bitki tomurcuğu nektarı ve beyaz tagua tohumu olan bu bakım kürü, ciltte aydınlık ve lekesiz bir etki bırakıyor. Yves Rocher Anti-Age Global Yenileyici Yaşlanma Karşıtı Bitkisel Kök Hücre Bakımı Gece Kremi, yaşlanma karşıtı 3 patente sahip İtalya’da yetişen bir leylak türü Syringa’dan elde edilen yaşam kaynağı kök hücreleri içeren formülü ile kırışıklık ve ince çizgilerin görünümünün azalmasına yardımcı oluyor.

Yves Rocher Anti-Age Global Gençleştirici ve Yenileyici Göz Kremi ise paraben, renklendirici, parfüm ve mineral yağ içermeyen formülüyle gözleri aydınlatarak daha genç bir görünüm sağlıyor. Ayrıca, ferahlatıcı jel dokusu ile göz çevresindeki hassas deriye zarar vermeden kırışıklık görünümünün azalmasına yardımcı oluyor. Bu sayede cilt bakımında doğallığın ve etkinliğin mükemmel birleşimi karşımıza çıkıyor. Anti-Age Global serisi, doğanın kalbinden gelen içerikleriyle yaşlanma karşıtı bakımı, en saf formunda sunuyor.

Bütüncül bir cilt bakım ritüeli: Gece & gündüz

Cilt bakımında zamanlamanın önemi büyük. Cildimizin bütüncül bir yaklaşımla hem gece hem de gündüz özel bir ilgiyi hak ettiğinin hepimiz farkındayız. Bu ilgiyi veren ve cildimizin ihtiyaçlarını yalnızca bir an değil 24 saat ve gün boyunca düşünen Yves Rocher, Anti-Age Global Serisi ile hem gün hem de ay ışığında mükemmel bir bakım sunuyor. Gündüz ve gece rutinleri için ayrı bakım setleriyle günün her saatinde yaş alma belirtilerinin düzelmesini sağlayan Anti-Age Global, aydınlık bir cilt için nazik ve besleyici bir bakım sunuyor. Bu hem bitkisel içerikli hem de etkin serinin gece ürünleri sayesinde her gün mükemmel bir cilt ile uyanmak, gündüz ürünleriyle de gün boyu canlı bir görünüme kavuşmak mümkün. Günün her saatinde pürüzsüz, capcanlı ve genç bir cilde sahip olmayı kim istemez ki…

Cildinizdeki ince çizgilerle ve lekelerle savaşmak, nemli, canlı, parlak ve genç bir görünüme kavuşmak, yaş almanın belirtilerini cildinizden silmek istiyorsanız, siz de gücünü doğadan alan, doğal formülleriyle cildinize ve doğaya duyarlı bakım sağlayan Yves Rocher Anti-Age Global serisi ile tanışmak için tıklayın.

*Bu yazı Yves Rocher katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale