X

Hayatın sınavı hastalıklar kişiyi ve ilişkileri nasıl etkiler?

Hastalıklar kişinin bedeni ile birlikte ruhlarına da zarar vererek, beraberinde travmaları, yas tepkilerini, örselemeleri ve hayatla uyumu bozan psikolojik reaksiyonları da beraberinde getirmektedir. Hastanın hastalıktan sonra yeni bedenine uygun yeni bir ruh, bakış açısı ve yaşam oluşturması, hastalıkla savaşı kadar önemlidir. Hastalıktan sonra kişide hayatın ve ilişkilerin anlamına dair kendini sorgulama başlar ve bu nedenle hastalıktan sonra bir olgunlaşma ve hayatı anlamlandırma sürecine girilmektedir. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Sedat Özkan hastalıkların kişi ve ilişkiler üzerindeki etkileri hakkında verdiği bilgileri siz sevgili okuyucularımızla paylaşıyoruz.

Hastalıkların etkisi hastanın kişiliğine göre farklılık gösterir

Hastalıkların bedendeki ve ruhtaki etkileri kişiden kişiye farklılıklar göstermektedir. Liyezon Psikiyatrisi hastalığı, hasta ve hastanın çevresini bir bütün olarak ele almaktadır. Hastalığın ne olduğu kadar, kişinin kim olduğu da çok önemlidir. Hastalık ve hastanın bedeni ile birlikte tedavi süresince ve sonrasında beyni, ruhu, ailesi, geçmişi, bilinci, bilinçaltı da önemli rol oynamaktadır. Hastalığın seyri, komplikasyonları ve hastalığa verilen yanıt kişinin psikolojisi ile ilgilidir. Bu nedenle ruh ve beden arasındaki etkileşimi anlamak, tedavinin başarısını arttıran önemli unsurların başında gelmektedir. Liyezon psikiyatrisi hastaya, tedavi ekibine ve aileye bütünleştirici bir yardım sunmaktadır.

Ailenin yaklaşımı hastalık üzerinde kilit rol oynar

Hastalığa kadar kişilerin ilişkilerinde ya da aile yaşamlarında farkında olmadan bastırdıkları duygular krizle birlikte açığa çıkmaktadır. Bu çatışma ve duygular liyezon psikiyatrisi için fırsat olarak kabul edilerek, çözümlenebilmektedir. Ailenin ve aile kavramının da hastalık üzerinde etkileri tartışılmaz bir gerçektir. Aileler bazen doktorun işini kolaylaştırırken bazen de zorlaştırmaktadır. Hastalıklar karşısında ailelerin yaklaşımlarını dört ana başlıkta değerlendirmek mümkündür.

  • Aşırı koruyucu ve kaygılı aileler
  • Aşırı hoşgörülü ve teslimiyetçi aileler
  • Mükemmelliyetçi ve denetleyici aileler
  • İlgisiz ve reddedici aileler

Aile bağlarının güçlü oluşu ülkemizde olumlu bir faktördür. Bununla birlikte Türkiye’de iki uç yaklaşım bulunmaktadır. Birincisi aşırı koruyucu ve hastanın bağımsız hareket etmesini kısıtlayıcı, diğeri hastayı “sen bilirsin” diyerek tamamen yalnızlaştıran yaklaşımdır. Aileler aşırı kaygılı ve koruyucu olmaktan kaçınmalıdır. Aşırı koruyucu olan aile hastanın bireysel adım atmasını zorlaştırırken hastalıktan sonra özgürlüğünü de kısıtlamaktadır. Hastayı tamamen kendi kararlarını alması konusunda yalnız bırakmak da doğru değildir. Hasta en iyi kararı verecek kadar yetkin olsa da, bu süreçte aile desteği hastayı psikolojik anlamda güçlendirmektedir.

Hastalıklar ilişkileri sağlamlaştırdığı gibi çökertebilir

Hastalıklar insanlar için olduğu kadar ilişkiler içinde bir sınavdır. Hastalıkla ve hayatla nasıl başa çıkacaklarını bilmeyen çiftlerin ilişkisi çökmektedir. Hastalığı doğru biçimde ele alarak, yeni bir yaklaşım, bilinç ve ilişki tarzı ile ilişkileri güçlendirmek de mümkündür. Hastalık öncesine göre hastalık sonrası çok daha mutlu ve başarılı olan çiftlerin sayısı azımsanmayacak kadar çoktur. Burada belirleyeci olan kişilerin hayatlarında çıkan krizleri nasıl yönettikleridir. İnsanlar hayatla nasıl baş ediyorlar ise, hastalıkla da öyle baş etmektedirler.

Kadınlar daha çok terk ediliyor

Hastalık sonrasında kadınlar erkeklere oranla daha çok terk edilmektedir. Bu durum kültürle ilişkilendirilebilmektedir. Ayrıca kadının ekonomik anlamda özgür olmaması da önemli bir faktördür. Özellikle cinsel yaşamı etkileyen hastalıklarda erkek yeni bir arayışa girer, fakat kadınlar için bu çok kolay olmamaktadır. Kadının üzerindeki ailesel ve toplumsal baskı, çocuklarına daha düşkün olması boşanma kararını almasını güçleştirmektedir. Avrupa’da ise aile ve toplum baskısı az olduğu için çiftler hastalıklar karşısında birlikte mücadele etmektense ayrılmayı tercih etmektedirler. Bu aslında etnik değil daha çok kültürel bir fenomendir. Örneğin Beyrut’tan gelen bir hasta için Müslüman ya da Hristiyan olmasının bir önemi yoktur. Çünkü tutum ve davranışlarını “Ortadoğu Kültürü” belirlemektedir. Bu ülkemiz için de böyledir. Doğu’da yaşayan insanlarla yine doğudan batıya göç etmiş insanlar arasında da fark gözlemlenmektedir. Bunun nedeni göç eden kişilerin batının kültürüne adapte olmasıdır. Bir anlamda olay ve durumlara karşı bakış açılarının değişmesidir.

Bakım veren eş olmamalı!

Yatağa mahkum yaşamak zorunda kalan hastaların kişisel bakım ve temizliğini üstlenmek büyük bir sorumluluk ve anlayış gerektirmektedir. Türkiye’de hastaya bakım veren genellikle eş ya da çocuklardır. Ancak özellikle eşler, hastanın bakımını üstlenen taraf olmamalıdır. Çiftler arasında çok özel ilişkinin dinamikleri bu süreçte bozulmaktadır. Bu hastalara tıbbi bir ekip hizmet etmelidir.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale