X

Hayatın 12 sihirli denge alanı: Dengeyle yeniden buluşmaya hazır mısın?

Hepimiz için geçerli bir algıdır size bahsedeceğim algı; mükemmeliyet. Ailelerimiz her yaptığımız şeyi, en iyi şekilde yapmamızı ister… “Benim çocuğum derslerinde çok başarılı, arkadaşları ile ilişkisi çok gelişmiş, çok güzel dans edee ve tabi ki en iyi dereceler ile katıldığı her şeyi tamamlar”… Yani “başarısız olmak” şansımız bile yoktur, çünkü küçücük bir çocuk olduğumuz zamanda böyle bir şeyin mümkün olduğunu bile bilemeyiz. Varsa yoksa her şeyde “iyi olmak” kodlanır çünkü küçücük dünyamıza…

Peki biraz daha büyüdüğümüzde ne olur? “Denge” ve “dengesizliği” keşfederiz. Örneğin arkadaşlarımız ile birlikte zaman geçirmek için o sınava çalışmazsak o “en iyi” biz olmayız. Yani ilişkilerimizde “ileri” denge, derslerimizde veya profesyonel hayatımızda bir “dengesizlik” yaratır. Örneğin bir arkadaşımıza çok zorlanacak olmamıza karşın, sevdiğimiz için borç vermemiz ve daha sonra geri alamadığımız durumda ‘’iyi bir finans’’ durumuna sahip olamamız gibi. Yani “kendimizi ikinci plana attığımızda”, manevi açıdan ileri bir denge kurduğumuzda, finansal “dengesizliklerimizi” yaratıyor oluruz… Annemizin “bu hafta sonu mutlaka eve gelmelisin” direktifini kabul ettiğimizde, çok hoşlandığımız o kız arkadaşımıza kahve içmeyi teklif edemeyiz, belki hayatımızın aşkını kaçırmaktayızdır… Yani “iyi bir evlat olma” dengesine kendimizi kaptırdığımızda, “aşk” hayatımızda kaybedebiliriz…

Seçimlerimiz, hayatımızda önem verdiğimiz ağırlıkları böyle kolayca etkileyiverir, ve biz her seferinde birine odaklanıp diğerinden feragat ederiz. Peki bu doğru mudur? Yani hayatımızın farklı alanlarında bir denge sağlamak mümkün müdür ve bu alanlar temel olarak nelerdir? Gerçekten mutlu bir insan olmak istiyorsak, saatlerce ofiste kaldığımızda hafta sonu gideceğimiz bir saatlik arkadaş kahvaltısında bile ruhen “ofisteysek” ve sadece bedenen sohbetleri “öylesine” dinliyorsak, sizce gerçekten çok kazanıyor olsak da “kazanmakta mıyız”?

Ben bu yazımda (ki kendim de tam bir sorumluluk delisi ve çalışmak hastası bir insan olarak) hayatımızdaki bu “incecik” dengelere ve hatta “bilinçsizce oluşturduğumuz dengesizliklere” bakalım istiyorum. Bu konuda son dönemde karşılaştığım bir kaynak, beni de hayatımın bu belirlenmiş on iki denge alanında yeniden düşünmeye yönlendirdi. Sevgili Vishen Lakhiani bakın bu alanları Olağanüstü Yaşamlar İçin Olağandışı Kurallar eseri ile nasıl anlatıyor:

  • Aşk ilişkiniz: Aşkı nasıl tanımlarsınız? Aşk ilişkisinden ne beklersiniz, hem alma alanında hem verme alanında? Şkın dayanılabilir olduğuna mı inanırsınız? Muhteşem bir şekilde sevebilecek biri olduğunuza inanıyor musunuz? Sevilmeyi ve değer verilmeyi hak ettiğinize inanıyor musunuz?
  • Arkadaşlıklarınız: Arkadaşlığı nasıl tanımlarsınız? Arkadaşlıkların uzun ömürlü olabileceğine inanır mısınız? Arkadaşlarınızın sizden sizin onlara verdiğinizden daha çok aldıklarını düşünür müsünüz? Arkadaş edinmenin kolay olduğuna mı yoksa zor olduğuna mı inanırsınız?
  • Maceralarınız: Bir macera düşünceniz nedir? Düşünceniz seyahatle mi ilgili? Sanat ve kültürle mi? …Tek başınıza seyahate çıkmak için işinizi ve ailenizi bırakıp giderseniz suçlu mu hissedeceksiniz? Deneyimlere (paraşütle atlamak gibi) para harcamayı anlamsız mı buluyorsunuz?
  • Çevreniz: Kendinizi en mutlu nerede hissediyorsunuz? Yaşadığınız yer ve yaşayış tarzınızdan memnun musunuz? “Evi” nasıl tanımlarsınız? … Mükemmel bir evi, seyahate çıktığınızda beş yıldızlı bir otelde kalmayı ve muhteşem ortamlarda çalışmayı hak ettiğinize inanır mısınız?
  • Sağlığınız ve Zindeliğiniz: Fiziksel sağlığı nasıl tanımlarsınız? Sağlıklı beslenmeyi nasıl tanımlarsınız? … İyi bir şekilde mi yoksa kötü bir şekilde mi yaşlandığınıza inanıyorsunuz?
  • Entelektüel Hayatınız: Ne kadar çok şey öğreniyorsunuz? Zihninize ve günlük düşüncelerinize ne kadar hakimsiniz? Hedeflerinize ulaşmak için yeterli zekaya sahip olduğunuza inanıyor musunuz?

  • Yetenekleriniz: Neyde “iyi” olduğunuzu düşünüyorsunuz? Ve neyde bu kadar iyi olmadığınızı? Sizi yeni şeyler öğrenmenizden alıkoyan şeyler nedir? …En değerli olduğunu hissettiğiniz özel yetenekleriniz ve karakter özellikleriniz nelerdir? Neyde “berbat” olduğunuzu hissediyorsunuz?
  • Manevi Hayatınız: Ne tür manevi değerlere inanırsınız? Bunları nasıl ve ne sıklıkla uygularsınız? … Cazibesi az olan fakat başkalarını üzmekten korktuğunuz için ter edemediğiniz kültür ve din modellerini sıkışıp kalmış durumda mısınız?
  • Kariyeriniz: İş tanımınız nasıldır? Kariyeri nasıl tanımlarsınız? Kariyerinizden ne kadar keyif alıyorsunuz? Kariyerinizde fark edildiğinizi ve takdir edildiğinizi hissediyor musunuz?
  • Yaratıcı Hayatınız: Yaratıcı olduğunuza inanıyor musunuz? Hayranı olduğunuz yaratıcı bir kişi var mı? …Özel yaratıcı bir proje için yetenekli olduğunuza inanıyor musunuz?
  • Aile Hayatınız: Hayat arkadaşı olarak temel rolünüzün ne olduğuna inanıyorsunuz? Ya evlat olarak? Aile hayatınız sizi tatmin ediyor mu? …Ailenizin size yük olduğuna mı yoksa mutluluk sebebiniz olduğuna mı inanıyorsunuz?
  • Toplumsal Hayatınız: Ait olduğunuz toplumun değerlerini paylaşıyor musunuz? Toplumun en büyük amacının ne olduğuna inanıyorsunuz? …Katkı sağladığınızı düşünüyor musunuz?

Bu soruları ve hayatınızın bu alanlarını oldukça dikkatli şekilde değerlendirmenizi dilerim. Denge ve dengesizlik noktasında bu 12 başlıkta “inançlarınız” kendinize koyduğunuz sınırlar yıkamadığınız gerçeklikler veya çok geç kaldığınızı düşündüğünüz fakat halen değiştirmenizin “tabi ki” mümkün olduğu alanlar var mı? Neyi değiştirseniz çok daha dengede ve mutlu hissedebileceksiniz?

Hayatınızın akışını ve dengesini belirlemek sizin “cevaplarınızın” içeriğine eşittir; bugün hangi alanda neyi düşünmeyi seçiyorsanız yeni dengelerin kurulması eski dengesizliklerin dengelenmesi bu cevaplarınız ile mümkün olacaktır… Yeniden “dengeyi” bulmaya hazır mısınız?

 

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale