X

Hayatımızı dönüştürecek muhteşem sihir: Niyet etmek

Yolun ucunun nereye varacağını düşünmek beyhude bir çabadan ibarettir. Sen sadece atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün. Gerisi zaten kendiliğinden gelir.” Şems-i Tebrizi

Her şey bir niyetle başlar… Sevmeye niyet ederiz, sadece bir niyettir nihayetinde, karşımıza öyle biri çıkar ki işte aradığım buydu tam da bu şekilde hayal etmiştim deriz. Her şey bir niyetle başlar. İyi bir insan olmaya niyet ederiz değil mi? Yardımcı olabileceğimiz insanlar bize ulaşır, belki dolaylı yollardan, belki de öyle hiç beklemediğimiz bir anda kendimizi onlarla bir arada buluveririz…

Örneğin, bisiklete binmeyi öğrenmek isteriz, karşımıza bir bisiklet çıkıverir.

Her şey bir niyetle başlar. Bisiklete binmeyi öğrenmek isteriz ki yakın bir zamanda bir şekilde davetli olduğumuz piknikte o bisiklet karşımıza geliverir. Örneğin yabancı dilimizi geliştirmeye niyet etmişizdir, bir kursun ismi dikkatimizi çekiverir. Sonra niyetler bu kadarla tabii ki bitmez. Çok merak ettiğimiz, istediğimiz Buenos Aires şehrini görebilmeye niyet ederiz. Zaman geçer belki de kalbimizde yanan ateşleri unutuveririz ama işte kader, kısmet, evren, akış bu her ne ise o niyetimiz, bizi Buenos Aires uçağında tek başımıza bulduruverir kendimizi. Hem de kaç saatlik yolculuğu tek başımıza yapmaktan hiç korkmadan. Buradan saatlerce uzaktaki bu yabancı şehirde “ne olurum, nasıl olurum, kendimi nasıl bulurum?” diye bir kez bile düşünmeden…

Öyle niyetler vardır ki hayatımızı değiştirir sonra, bir kişinin bile hayatına bir kelime katmak dersiniz niyetiniz… Önünüzde önce kelimeler uzanır sonra sayfalar, sonra ciltler uzanır. Ve öyle zamanlarda öyle çaresizliklere düşersiniz ki; “Bu çabalarım bir yerlere ulaşıyor mu?” diye kendi kendinize sorarsınız… Bu da parçasıdır o can-ım niyetin… Gecenin sabaha vardığı saatlerde öyle bir mesaj gelir ki, o sizin “Sesimi duyan var mı?” diye yazdıklarınızı okuyup da hayatının değiştiğini paylaşır o kalp…

Niyet düşüncenin yaratıcısıdır. Düşünce hareketin yaratıcısıdır. Hareket sonucun yaratıcısıdır.

Öyle satırlarla, öyle cümlelerle anlatır ki kendinizi tutamazsınız, hani o sorunuz vardır ya “Sesimi duyan var mı?”, “Evet” der evren… “Sesini duyan var, bunları okuyan var, sen an be an bilmesen de ben senin için buradayım, zamanı geldiğinde duyman gereken her şeyi duyacaksın, bu da senin niyetinin bir parçası”.

İşte hayatımızda “niyet” böyle sihirli bir kavramdır, böyle önemli, böyle muhteşem bir oluş halidir. Niyet bizi yola çıkartandır, istemektir, dua etmektir, ismini koymaktır, baktığımız şeye “hitap” etmektir, gideceğimiz yerin ismini vermektir ve en önemlisi sevgiyle “arzu etmektir”. Fakat niyeti anlamak hayatımızda “zaman” ve oluş için zaman vermek, beklemeyi bilmek ve sabır etmek kavramlarını da getirir. Bir niyet dünyaya düştüğünde, bu adeta molekülleri harekete geçiren bir kıvılcım gibidir, suya taş atmak ve dalgaları başlatmak gibi… Tüm zaman niyeti “oldurmak” üzere akmaya başlar ve işte sabrın da tekâmülün de başladığı yer bu noktadır…

Bir niyet dünyaya düştüğünde, bu adeta molekülleri harekete geçiren bir kıvılcım gibidir, suya taş atmak ve dalgaları başlatmak gibi…

Bakın sevgili Neale Donald Walsch güzel eseri Tanrı ile Sohbet; Gerçek ve Son Buluşma’da niyeti “Tanrı’nın anlatımı” ile nasıl paylaşıyor;

…Böylelikle siz, yaratıcı varlıklar olarak en ufak parçasına kadar tüm yaşam elementlerinin, belirli bir yöne hareket etmesini istiyorsanız, belirli bir biçimde odaklanmış birleşik enerji gücünü kullanarak iş birliği yaratmalısınız. Ve o güç de ‘Düşünce’dir. Peki bu ne ile yaratılır? Enerjinin-yani düşüncenin-belirli bir yönde odaklanmasını nasıl sağlayabiliriz?

Arzu ile… Arzu ruhun içindedir. Ruhun tek kelimeyle anlatımıdır. Ruh, Tanrı’nın arzusunun, yani benliğinin deneyimlenmesinin ifadesidir. Arzu niyetin yaratıcısıdır. Niyet düşüncenin yaratıcısıdır. Düşünce hareketin yaratıcısıdır. Hareket sonucun yaratıcısıdır. Elbette her düşünce ruhun arzusundan çıkan bir niyetle yaratılmaz. Düşünce aynı zamanda, bir bakıma “kendi zihnine” sahip olmadır. Yani, düşünce üretebilen bir enerji dürtüsü, bedenin arzularından ortaya çıkabilir.

…Bu varlık seçtiği her şeyi yaratma özgürlüğüne sahiptir ve bu en görkemli gösterisinde Tanrısallıktır. Ya da başka bir değişle: Hepiniz özgür iradeye sahipsiniz”.

Niyet böyle sihirli bir kavramdır, böyle önemli, böyle muhteşem bir oluş halidir. Niyet bizi yola çıkartandır, istemektir, dua etmektir, ismini koymaktır.

Bu yüzden hayatımızın her anında dikkatle niyet etmek gerekir. En temel arzumuzun farkında olmak… Tüm karşılaştıklarımız niyetlerimizin ifadesi olarak hayatımızda tezahür etmektedir. Neden “bu” bana oluyor dediğimizde dışarıda arayabileceğimiz bir suçlu yoktur… Cevap yine kendimize olan inancımızda, sevgisizliğimizde belki acımasızlığımızda ya da inancımızın eksikliğindedir…

Bizler hayatımızın akışını bizlere bahşedilmiş olan özgür irademizle yaratmaya ve aydınlatmaya devam ederiz. Evliliğimin son döneminde o kadar fazla tekrarlamıştım ki “gideceğim” ve sonunda gerçekten yaşadığım evi bir tek bavulla terk ettim. Niyetimi koyduğum onlarca farklı şeye rağmen çokça söylediklerim, işte hayatımdaki sonuçlar olarak karşıma çıkmaktaydı. Neden sevildiğimi “bilmediğimi” düşünüyordum, sevilmeye neden layıktım yani bir insan neden beni sevebilirdi ki? Anlayamıyordum ve bu hayatımın gerçeği olarak bir aldatılma olarak karşıma çıkmıştı oysaki dışarıdan baktığımızda “aldatılmak” üzere bir niyet koymak mümkün olabilir miydi?

İşte hayat her anımızda kalbimizin o en derin “gerçek” niyetlerini bizlere göstermek üzere çalışmaya devam eder. Bu yüzden yaşamımızın her yönünde sevgi için, aşk için, ailemiz için, başarımız için, kariyerimiz için, arkadaşlıklarımız için tüm niyetlerimiz, aklımızdan geçen ve kalbimize ulaşan en basit düşüncemiz bile bu yaratımın aynı “büyüklükteki” bir parçasıdır ve bunu asla unutmamamız gerekir…
Niyetler arzuya, arzular düşünceye, düşünceler harekete ve hareket ise oluşa dönüşürken en güzel niyetlerinizin gelip sizi “bulması” niyet ve dilekleriyle…

 

İlginizi çekebilir: Yapabilirim inancı: İşte gerçeği değiştiren bütün mesele bu

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale