X

Hayatımıza anlam katan, özümüz olan dövmeler: Sizin hikayenizde ne çizili?

Dövme konusunda dünya genelinde birçok dinsel ve kişisel görüş vardır. Örneğin; bu görüşlerden bir tanesinde kişinin yapılan işlem ertesinde deri altına yerleştirilen boya sebebiyle tam temizliğe ulaşamayacağına inanılır.

Diğer yandan dövme, aynı zamanda kişilik yansımasıdır ve bir hikayesi vardır her çizimin. Bir dövme hayranı olarak, yaklaşık 10 yıldır farklı zamanlarda ve hep aynı kişiye, Bebek’te markası bugün bir efsane olmuş sevgili Emrah Çakın’a (Red Cat Tattoo) hayatımı ve hatta hayatta yaptığım seçimleri derinden etkileyen ve benim için anlamı çok büyük olan dövmeler yaptırdım (Ekim ayı sonunda yaptığımız son muhteşem tasarım ile birlikte 7 ayrı dövme).

Red Cat Tattoo’ya hayatımı ve hatta hayatta yaptığım seçimleri derinden etkileyen ve benim için anlamı çok büyük olan dövmeler yaptırdım.

Son dönemde karşıma çıkan, birçok insandan duyduğum ‘’cesaret’’ kelimesi; ‘Yaptırmak isteyip cesaret edemiyorum’, ‘Dövme yaptırmaya cesaret edersem ne yaptıracağıma karar veremiyorum’, ‘Dövme yaptırmaya cesaret edip yaparsam anlamı benim için değişir diye korkuyorum’, ‘Dövme konusunda cesaretim kırılıyor çünkü daha sonra pişman olabileceğimi düşünüyorum’ ise dövme ve cesaretle ilgili son zamanlarda en çok duyduklarımdan sadece birkaç örnek.

Bundan tam 10 yıl önceye dönecek olursam, bugün gibi o zaman da hayatımda yazının yeri çok büyüktü ve ilk dövmem sağ omzuma yazılacak bir yazıydı; ‘’Cogito Ergo Sum’’ (Latince anlamı: Düşünüyorum, öyleyse varım). Bir Aralık gecesiydi ve sevgili Emrah’ın doğum günüydü. O gece geç saatlere kadar doğum günü olmasına karşın bizimle uğraştı. Ben ise o gece muhteşem bir kişi ile tanışmış olduğumu anlamıştım.

İlk dövmemi yaptırdığımda yaş henüz 24, tabi ki bugün 33’ün verdiği farkındalık, tecrübe ve değer gücü tamamiyle apayrı bir noktadaydı. Bu ilk dövme tecrübesi ertesinde 3 yıl geçti ve ben Emrah’ın kapısını ilişkimde çok üzgün olduğum bir dönemde çaldım. Öyle zıt iki şeyi bir arada istedim ki, aslında o gece yine hayatımın gidişatında çok önemli bir aşamayı geride bırakıyordum. Sağ kolumun üst iç bölgesine deliler gibi aşık olduğum adamın bana evlenme teklif etmiş olduğu noktanın en değerli hatırası ‘’In Vino Veritas’’ (Latince anlamı: Şarapta doğruluk vardır) ve sağ kolumun üst iç bölgesine ise onun ismini yazdırdım.

O geceden sonra, sanki kaderi yazdırmışım gibi bu anlam işleyemeye başladı; bugün hala şarap içtiğimde sadece ve sadece doğruları ve içimden ne geliyorsa o şekilde söylerim ve aynı anda binlerce şey düşünerek ve ifade ederim. Genelde yanımda başka insanlar var ise ya da bir şey yazıyorsam insanlar beni izlemekte zorlanırlar. Diğer yandan, çok sevdiğim, çok aşık olduğum ve öyle kalarak ayrıldığım, ilk eşim de olan kişinin ismi hala benimle ve Emrah ile her seferinde değiştirmeyi hedeflememize rağmen anlayamadığımız bir şekilde durmaya devam ediyor.

Yaşadığım boşanma ertesinde, hayatın anlamını ciddi şekilde sorguladığım, insanları, sevgiyi, varlığı ve yokluğu, hayat amacımı ve kendimi çok uzun süre yargıladığım bir dönem geçirdim. Son dövmelerimden yaklaşık 5 yıl sonra, çok büyük sevgiler içinde olduğum bir ilişkim içindeyken, bir dönem bazı şeylerin yanlış olduğunu biliyor ve yüzleşmekten korkuyorken, 32. doğum günüm öncesinde yine değişik duygularla Emrah’ın kapısını çaldım. Aklımda bir pusula ve o dönem beni çok etkileyen Shakespeare dizeleri vardı ve sol omzumun üzerinde daha sonra her görenin hayran kaldığı bir kolaj ile 4. dövmem çizilmiş oldu;

‘’To thine own self be true, And it must follow, as the night the day,
Thou canst not then be false to any man’’ (İngilizce anlamı: Kendine dürüst ol, gecenin gündüzü izlediği gibi, ancak bu şekilde hiç kimseye yanlış/olmadığın gibi olamazsın)

Artık kendimi olduğum gibi ifade ediyorum

Bu dövmeyi yaptırdığım günden bu yana, hayatımda daha önce içime attığım, üzülsem bile ifade etmediğim, öyleymiş gibi davrandığım hiçbir şeyi içimde tutamıyorum. Tabi ki kimseyi üzmek veya kırmak niyetiyle değil, fakat kendimi o derece olduğum gibi ifade etmeye başladım ki, bazen söylediklerime kendim bile inanamıyorum. Diğer yandan ego, gurur, ön yargılar gibi kavramlara bakış açım son derece farklılaştı, sadece her şeyin benim için olduğu gibi olmasına çekinmeden, korkmadan ve cesaretle içimden geldiği gibi dünyada yerinde bulmasına güveniyorum.

Bu maceradan tam 1 yıl sonra, 33. doğum günüm öncesinde Bali’ye tek başıma gerçekleştirdiğim, çok okuduğum, çok yaşadığım ve hissettiğim muhteşem bir doğum günü hediyesi seyahatimden sonra kendimi yeniden Emrah’ın kapısında bulmuştum. Bu sefer hayata dair öyle yüksek enerjiler beni kuşatmıştı ki, daha önce bedenime sığan frekansların çok daha üzerinde bir titreşimle oradaydım. Kendisinin olağanüstü yönlendirmeleri ile, tam boynumun başladığı yere ve sırtımın ortasına, hayatta ‘’kök salmak’’ ifadesini geliştirmek için istediğim mütevazi bir sayaç, burcumun ve her zaman beni saran ‘’savaşçı kişiliğin’’ dengesizliğini dengelemek üzere bir terazi ve son seyahatimde yeniden keşfettiğim karşılıksız, sınırsız ve koşulsuz sevgi kavramını dünyaya yansıtmış Rumi’nin sözü bu daireyi tamamlayacaklardı; ‘’Love is the bridge between you and everything’’ (İngilizce anlamı: Sevgi sen ve tüm her şey arasındaki köprüdür).

Kopenhag’da karşıma çıkan ağaç

Bu dövme ertesinde, Kopenhag’da olduğum dönemde, tamamiyle rastlantısal bir şekilde, günlerce otel odası arayıp bir şehirdeki tüm odaların dolması nedeniyle yer bulamamam (olasılığın % kaç olduğunu hesaplamayı bu yazıya sığdıramıyorum), açık olan tek yakın otelin 119 no.lu odasının camının tam önünde duran ve sadece bu odadan tam olarak o şekilde görülebilecek son dövmemde çizili olan ağaç ile karşılaştım. Beni orada bekliyordu, iki gün boyunca karşısında oturarak hayatını, oluşunu, güzelliğini ve bana sunulmuş hediyesini izledim.

Son dövmemin hikayesi ise, bugün olduğum insan  olmamı sağlayan son 2 güne ait, Emrah’a bir dosya dolusu  çizimle aklımda karışık olasılıklar ve en başta  bahsettiğim var olanın silinmesi ile ilgili gitmiştim, tabi  ki sonucu bambaşka oldu. Son dövmemin çizimini  burada paylaşıyorum, ben bu muhteşem çizimi ilk defa  yazı olmayan ve sadece oluşuyla bana hayatın  muhteşemliğini gösteren (ki planladığım Bakü  seyahatimden vazgeçerek o günü Red Cat Bebek’te  geçirmem yine bir tesadüfler zinciridir) her şey olarak  hayatıma gelişiyle kabul ediyorum.

O sağ kolumun iç yüzeyine çizildiğinden beri, çok  değerli çok güçlü ve çok önemli olduğumu biliyorum.  Hayatın son derece muhteşem olduğunu ve her zaman,  her ne olursa olsun yaşamaya değer şeyin cesaret  olduğunu, kendin gibi olmak olduğunu ve olduğu gibi  olmanın güzelliğini hayatımın her dakikasında hissediyorum.

Bugün bu yazıyı okuyorsanız, sizi sevgili Emrah Çakın’ı tanımak ve hayatınızı çizmek üzere Bebek’te efsane olmuş Red Cat Tattoo’ ya yapacağınız eşsiz bir maceraya davet ediyorum… Hayatta yaşamaktan, deneyimlemekten, denemekten, aramaktan, ne olurlardan korkmayın, sadece olun. En güzel oluşlar sizinle olsun, Emrah Çakın’a ve Red Cat Tattoo’ya sonsuz teşekkürler.

(Instagram: Red Cat Tattoo Factory)

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale