X

Hayat da bir sistemden ibaret, sen de: Aile terapisinde sistemik yaklaşım

“Her ölen insan bir iz bırakır, gerçekler olmasa da çeşitli fikirler bırakır. Ve geçmişin hakkında ne kadar çok şey bilirsen kendini daha iyi tanırsın. Ailede yaşanan duyguların hepsi ise yaşayan aile üyelerinin hepsinde mevcuttur.” Murray Bowen, Aile Sistemleri Terapisinin kurucusu

1950’lerde ve 1960’larda biyolojideki Genel Sistem Teorisi ve bilgisayar bilimlerindeki Sibernetik kavramının ortaya çıkmasıyla, sistem öğelerinin birbiriyle ilişkili ve etkileşim halinde olduğu yolunda bir anlayış oluşur. Genel Sistem Teorisi, organizmaların işleyişini anlamak için organizmanın bünyesindeki öğeleri ayrı ayrı incelemekten ziyade, öğeler arasındaki ilişkilerin anlaşılması gerektiği görüşünü ortaya koyar. Genel Sistem Teorisi dayanağını, bütünün onu oluşturan parçaların toplamından daha fazlası olduğu görüşünden alır. İki kişilik bir aileyi ele alırsak bu sistemde iki kişi ve bunların arasında kurulan ilişki olmak üzere toplam üç unsur vardır. Bu bilimsel gelişmeler Sistemik Terapinin ilham kaynağı olmuştur.

Bowen’a göre aileler temelde duygusal sistemlerdir. Bugünkü problemlerinizi anlamak istiyorsanız ailenizin geçmişteki hikayesini tam olarak irdelemeniz gerekir. Sistemik terapiye göre bireydeki değişim, aile sisteminin değişmesine neden olur. Ailenin duygusal sistemi birbirini dengeleyen iki gücü içerir: bireysellik ve beraberlik.

Bireysellik, her bir aile üyesinin kendi kendine hareket edebilmesiyken, beraberlik duygusal yakınlık ve anlaşma anlamına gelir. Gerek aşırı beraberlik, gerekse aşırı bireysellik aile sisteminin dengesinin bozulmasına ve aile üyelerinde ruhsal bozuklukların ortaya çıkmasına sebep olur. Aşırı beraberlik bireyin füzyonuna (eriyerek birleşme) ve kendi benliğini geliştirememesine yol açarken, aşırı bireysellik soğuk ve kendine yabancılaşmış bir aile yapısı olarak karşımıza çıkar. Aile bireylerinin kendini farklılaştırma düzeyleri ailenin anksiyete (kaygı) düzeyini belirleyen temel unsurdur.

Kendini farklılaştırma, kendini diğerlerinden ayırma ve bağımsızlaşmadır. Doğada hücreler, tamamen farklı ve daha özellikli yeni hücreler oluşturabilmek için eski, daha az gelişmiş özelliklerini terk eder ve tamamen farklılaşırlar. Çok hücreli tam bir organizma oluşturabilmek için de bu farklılaşma süreci defalarca tekrar eder. Hücrenin DNA yapısı değişmez ama fiziksel özellikleri tamamen farklıdır. Bu hücresel farklılaşma süreci aynı, bireylerin birbirine zıt iki doğal gücü (beraberlik ve bireysellik) kontrol etme ve dengeleme kapasitesine benzer.

Bireysellik her bir insanın eşsizliğini, beraberlik ise bireylerin sevgi ve kabul görme, ait olma ihtiyacını gösteren güçtür. Her birey ve her aile bu iki gücü aynı ölçüde dengeleyemeyebilir. Bu güçlerin birbiriyle barışık, dengeli bir şekilde bulunduğu ailelerde, bireyler beraberlik içinde hareket ederken, bireyselliklerini de ifade ederler. Bireylerin, ailenin duygusal sisteminin baskısından kurtularak bireyselliklerini ortaya çıkarıp, aileleriyle barış imzalaması, kendini farklılaştırma yolunda atılmış büyük bir adımdır.

Kendini farklılaştırma, bireyin benliğini tanımlaması ve kendini özgürleştirmesi sürecidir. Benliği tanımlama, bireyin ailesine karşı duygusal tepkisini kontrol etme yetisini kazanma ve ailesine karşı objektif bir gözlemci olma sürecidir. Ailedeki anksiyete (kaygı) düzeyi, aile bireylerinin düşünsel ve duygusal sistemlerinde karmaşaya yol açtığında tüm kimlikler ve sınırlar kaybolur. Bu aileler o kadar yakın ilişkilere sahiplerdir ki füzyona (eriyerek birleşme) uğramış ve tamamen iç içe girmişlerdir. Farklılaşma bireyin bireysellik ve beraberlik dengesini yönetme şeklidir. Farklılaşabilen insan, düşünce ve duygu arasındaki farkı ayırt eder, zor koşullara daha kolay uyum sağlar, ona zarar verecek ve onun biricikliğini sindirecek yoğun ilişkileri frenler.

Sistemik Terapiye göre küçük yaşta kök ailelerimizden edindiğimiz ilişki kalıplarını ve aile içi rolümüzü daha sonra kendi nükleer (çekirdek) ailelerimize aktarıyoruz. Şu anda kullanmış olduğunuz duygusal kalıpları anlamak için kendi kök ailenize ve hikayenize bakmanız gerek. Ailenizle ilişkinizi düzeltmeden ayrışamayacağınız gibi, yüksek olasılıkla bu çatışmaları kendi çekirdek ailenize taşıyacaksınız. Çok geç olmadan bu kalıpların farkına varmak ve değişime adım atmak için psikolojik destek almanız yerinde olacaktır. Bu konuda destek almak için bana ayselkeskin2004@yahoo.com vasıtasıyla ulaşabilirsiniz.

Sevgiyle kalın.

Kaynak:
Şahin Kesici ve arkadaşları, Vaka Örnekleriyle Birlikte Aile Danışma Kuramları, Nobel Yayın, 2017

İlginizi çekebilir: Zihin nasıl çalışır: Geri Çağırma Terapisi ile zihninizi iyileştirin

Aysel Keskin: Merhaba ben Aysel Keskin. Psikolojik Danışman ve Psikoterapistim. 2006 yılında Marmara Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık bölümünden mezun olduktan sonra, Türk Deniz Kuvvetlerinde yedi senelik bir kurumsal hayat deneyimim oldu. Kurumsal hayat deneyimimin ardından, çocukluk tutkum olan psikolojiye bir de seyahat tutkum eklendiği için okyanus ötesine giderek bir süre Amerika’nın Kalifornia ve Oregon eyaletlerinde yaşadım. Tüm psikoterapi yaklaşımlarını bilmekle beraber uzmanlaşmanın gerekliliğine inanarak, kanıta dayalı terapi yaklaşımlarından Süre Sınırlı Psikanalitik Psikoterapi (SSPP), Jungian Psikoterapi ve Rasyonel Psikoloji Enstitüsü Preferred Partner of The Albert Ellis Institute onaylı, APA (American Psychological Association) Kredili Rasyonel Duygucu & Bilişsel Davranışçı Terapi Eğitimlerini (süpervizyonlar dahil) tamamladım. Sorunların bütüncül ele alınması gerektiğine, beden ve zihnin dengesini kurduğumuzda hayatımızda olumlu değişimler olacağına inanıyorum. Beden ve zihin sağlığınız her şeyden önemli. Bana ayselkeskin2004@yahoo.com eposta adresinden ulaşabilirsiniz. Sağlık ve sevgi ile kalın. Instagram: ayselkeskin.psk.dan

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale