X

Hayallerini yaşayanların alet çantası 1: Akış ve tutku

Hayal ettiği hayatı yaşayanları diğerlerinden ayıran nedir?
Akışta yaşamak ne demektir, nasıl mümkün olur?
Her insanın bir tutkusu var mıdır gerçekten? Tutkumuzu nasıl bulabiliriz?
Nereden, nasıl başlamalıyız?

Aklınız bu sorularla meşgulse lütfen öncelikle bir anlığına her şeyi bırakın arkanıza yaslanın, derin bir nefes alıp yavaşça verin ve kendinizi yürekten kutlayın. Dünyada görmek istediğimiz değişimi bu soruları soran insanlar yaratıyor. Siz de onlardan birisiniz. Şikayet etmek, suçlamak ve yargılamak yerine ışığınızı parlatmanın arayışı içindesiniz. Siz parladıkça, onlarca insanın da kendi ışığını keşfetmesine ilham oluyorsunuz. Bu, onlara ne yapmaları gerektiğini söylediğinizde değil (bu sadece direnç yaratır) siz her gün daha çok kendiniz oldukça gerçekleşiyor. Sonra onlar da ışıklarını kendi çevrelerine yayıyor. İşte böyle çoğalıyoruz.

Kendinizi tebrik edin lütfen çünkü pes etmiyorsunuz. Ülkemizi ve dünyayı zorlayan tüm akıl almaz gelişmelere rağmen umut etmekten, yeni yollar aramaktan vazgeçmiyorsunuz. Tam da bu değil mi bizi insan yapan?

Bilim insanları tüm canlılar içinde adaptasyon kabiliyeti en yüksek türün insan olduğunu söylüyor. Bir kutup ayısı tropik iklimde yaşayamıyor ya da her bitki her ortamda canlı kalamıyor. Ancak, insan her koşulda ve şartta yaşamanın bir yolunu bulabiliyor. Pes etmeden daha iyi yaşamanın yollarını arayanlar zorlu şartlardan güçlenerek çıkıyor.

İyi bir yaşam hayaliyle yanıp tutuşan, çabalayan, zorluklarda yoluna devam eden, öğrenen, deneyen, paylaşan, hatalar yapan, düşen ve yeniden kalkan, düşüp kalkamadığında sabreden, arkadaşının başarısından zevk duyan, cankulağıyla dinleyen, destekleyen, yol açan, alan tutan, risk alan… herkese kalpten teşekkürler. İyi ki varsınız, iyi ki varız.

Etkinizi fark edin lütfen. Bir kişi bile olsa kutlayın. Bazen sadece bir kişiye ulaşmak yeterlidir.

Yeni bir seneye başlamaya sayılı günler kaldı. Kalbinize kulak verdiniz mi? Neyin hayaliyle yanıp tutuşuyor? Belki de bir yanınız bunun çılgınca olduğunu düşünüp yok saymaya çabalıyor ama diğer yanınız o kadar iyi biliyor ki gerçek olabileceğini… Ve işte bu bilen yanınız hayal etmekten alıkoyamıyor kendini.

Bu yazı dizisinde hayallerini yaşayanların alet çantasını aralıyoruz. Karşımıza ilk çıkanlar tutku ve akış oluyor. Şimdi hadi gelin bu ikiliye daha yakından bakalım. Serinin diğer yazıları da bu hafta yayında olacak. Lütfen takipte kalın.

Şimdi hayalinize bir olta atın lütfen. Onu yavaş yavaş kendimize çekeceğiz ve yazının sonunda ona biraz daha yaklaşmış olacağız.

Tutku, eylem gerektirir.

Tutku duyduğumuz şeyleri yapmaktan keyif alırız. Ancak gerçek şu ki insanların büyük bir çoğunluğu neye tutku duyduğunu bilmiyor. Stanford Üniversitesi’nde yapılan bir çalışma 12-26 yaş grubundaki gençlerin sadece beşte birinin hayatta neyi neden başarmak istediğiyle ilgili net bir görüşü olduğunu buldu. Peki, neye tutku duyduğumuzu bilmemiz mi gerekir, yoksa tutku keşfederek açığa çıkartılmayı mı bekler? Araştırmalar çoğu insan için tutkunun bir şeyi deneyip, onu sevdiğini keşfedip, uzmanlık geliştirdikten sonra oluştuğunu söylüyor. Yani, aslında çoğu zaman neye tutku duyduğumuzu bilmiyor olmamız doğal çünkü tutku, bir arayışın sonucu olarak açığa çıkıyor. Tutku, eylem gerektiriyor. O zaman neye tutku duyduğunu bilmeyen insanlar gerçekten inandıkları gibi şanssız mıdır? Yoksa bu sadece yeterince denemediklerini mi gösterir?

İpucu: Tutkunuzu keşfetmek için en çok kıskandıklarınıza yakından bakmanızı öneririm. Sizde açığa çıkarttığı o ateşli duygunun içinde kalın. Bırakın kıskançlık yaksın içinizi. Duygudan çıkmak, kaçıp kurtulmak, tepki vermek yerine bu sefer sadece hissetmeyi araştırın ve görmek için bakın. Tam olarak nedir içinizi böylesine yakan? Neye ihtiyacınız var? Neyin özlemini çekiyorsunuz?

Açığa çıkan içgörülere güvenin ve bir deftere not alın. Bu pratiği 7 gün boyunca tekrarlayın. Her seferinde açığa çıkanları deftere kaydedin. 7. günün sonuna kadar yazdıklarınızı okumayın. Süre tamamlandığında hepsini okuyun ve birden fazla kez yenilediğiniz unsurlara dikkat edin. Aradığınızı orada bulabilirsiniz. Eğer bu pratik sizi zorluyor ve duygunuzla yüzleşmek için desteğe ihtiyaç duyuyorsanız bir uzmandan yardım almayı araştırabilirsiniz.

Akış bir tesadüf değil, varoluş halidir.

Akış, zamanın durduğu, kendimizi bütünüyle yapmakta olduğumuz eyleme verdiğimiz, çok kolay olduğu için sıkıcı olmayan veya zor geldiği için bizi yıpratmayan bir varoluş halidir. 1970’lerden beri bu konuda araştırma yapan Profesör Mihaly Csikszentmihalyi, rahiplerden sanatçılara kadar 8000’in üzerinde insanla yaptığı görüşmeler sonucunda akışı böyle tanımlıyor.

Bi çoğumuz bu hali zaman zaman yaşamışızdır. Ancak, tam olarak nasıl ve neyin sonucu açığa çıktığını bilmediğimiz için çoğumuzun rastlantısal olarak gördüğü bir deneyim olabilir. Akış, kişiseldir. Birileri resim yaparken akıştadır, bir diğeri makine tamir ederken. Birimize sıkıcı gelen, diğeri için tamamen heyecan dolu olabilir. Hepsinde ortak olan, akışın bize oyun gibi gelen deneyimlerde ortaya çıkmasıdır. Oyun, yaptığımız şeye kendimizi tam olarak ve neşe ile verdiğimizde kendiliğinden oluşur. Akıştayken, tüm varlığımızla yaptığımız şeyin ta kendisi oluruz. Zaman kaybolur. Aşık olmak gibidir.

Ben bu deneyimi yaşamla uyumlanmak olarak yorumluyorum. Dirençlerimizden bir süreliğine soyunup kendimizi su gibi akan yaşam pınarına bırakıyoruz. Akıştayken endişe içinde olmaz, yorulmaz ve tükenmeyiz. Aksine çalıştıkça enerjiyle dolarız.

İpucu: İşten ilişkilere kadar tüm yaşam alanlarımızda akışta olsak yaşamımız neye benzerdi? Sabahları nasıl uyanır, ilk ne yapardık? Günlerimiz nasıl geçerdi? Nelerle uğraşırdık? Bu soruları kendinize sormak ister misiniz? Cevapların en görünür olduğu yer beyaz kağıtlardır. Yapmanız gereken tek şey, bir kalemi kağıtla buluşturmak ve cevapların su gibi akışını izlemek. (İlk seferde olmazsa denemeye devam edin. Cevaplar akmıyorsa siz bırakmadığınız içindir.)

Peki, tutku dolu ve akışta bir yaşam gerçekten mümkün mü? Evet!

Son yıllarda hayal ettiği hayatı yaşayan insan sayısı giderek çoğalıyor çünkü hayallerimizi nasıl gerçekleştirebileceğimiz artık bir sır olmaktan çıktı. Yapmamız gereken yaratımın doğasını keşfetmek ve adım adım hayallerimizin yolunda yürümek.

Başlamak için hazır olmayı beklemeyin.

Başlamak için ihtiyaç duyduğumuz şey o ilk adımı atmaktır. Bu adımı ne zaman atarsak atalım şu anda olduğumuz yerden başlayacağız. Başlamak için hazır olmayı beklemek zamanı ötelemekten başka bir işe yaramaz. Yola çıkmadan olasılıkları görmek çoğunlukla mümkün olmaz. Hepsi yolda açığa çıkar. Olasılıklar ve mucizeler sadece yolda olanlara görünür.

“Ben de artık yola çıkmak istiyorum!” diyenler için bir müjdem var. 27 Aralık’ta bir Online Yaratım Atölyesi düzenliyorum. Başlamak için ihtiyaç duyduğunuz tüm yönlendirmeyi bu atölyede bulacaksınız. Dahası, takip eden 1 hafta boyunca sizi yolunuzda destekleyeceğim. Atölye detaylarını aşağıda bulabilirsiniz. Sorularınız ve kayıt için lütfen benimle iletişime geçin: giricidigdem@gmail.com. Hakkımda daha fazla bilgi için www.digdemgirici.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

2022 Yaratım Atölyesi

Nedir şu yaratıcılık dedikleri? Her insan yaratıcı mıdır?
Hayal ettiklerini yaşayanları diğerlerinden ayıran nedir?

Her insan yaratıcıdır. Ancak, içinde bulunduğumuz zamanda yaratıcı olmakla ilgili pek çok yanlış inanç var. Bu nedenle, çoğumuz yaratıcılığı sanatçılara özgü bir yetenek gibi görüyoruz. Halbuki yemek yemekten bir arkadaş sohbetine kadar her şey yaratıcı hale gelebilir.

Yaratıcılık her insanın doğuştan sahip olduğu bir güçtür. İhtiyacımız olan, bu gücü hissetmek için yardımcı araçlarla tanışmak ve yaratım sürecinin nasıl işlediğini öğrenmektir.

2,5 saatlik bu buluşmada yaratıcı doğamızı tanıyacak ve hayal ettiklerimizi yaratabilmek için nasıl bir yol izlememiz gerektiğini keyifli ve ilham dolu bir sohbet ortamında keşfedeceğiz. Birlikte vizyon panolarımızı hazırlayacağız ve vizyon panosunun neden bu kadar önemli ve gerekli olduğunu kavrayacağız.

“İnşallah bu sene olur!” demenin bir değişim yaratmadığını fark etmiş ve artık harekete geçmek isteyen herkes katılabilir.
Geleceğe yön vermeye var mısınız?

Program detayları:

27 Aralık 2021, 20:00 – 22:30
Online (Zoom)

Takvim

  • Yaratımın Doğası ve Formülü
  • Yaratım Araçları
  • 2022 Vizyon Panosu (renkli kalemler, fotoğraf ve resimlerle birlikte üretiyoruz)

*Atölye sonrasında online grup üzerinden 1 hafta boyunca sorularınıza cevap vererek sizi destekleyeceğim.

İlginizi çekebilir: Duygular vs. düşünceler: Duygular sözlüğü ve duygu sandığımız düşünceler

Diğdem Girici: İnanıyorum ki doğru bilgiye ulaşabilen ve bu bilgiyi hayatında doğru şekilde kullanmayı öğrenen her insan hayal ettiği yaşamı yaratabilir. İşte bu yüzden yazıyorum, yaşamımı hafifleten bu muhteşem bilgiler daha çok insana ulaşabilsin ve daha çok insan yaşamdan keyif alabilsin diye. Sorularınız veya paylaşımlarınız için bana giricidigdem@gmail.com adresimden veya @digdemgiriciyoga Instagram hesabımdan ulaşabilirsiniz. Sevgiler.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale