X

Hayallerini gerçekleştirmek isteyenler için altın kural: Budayın

Siz de onlarca hayali ve projesi olan, her sene yılbaşında uzun uzun listeler hazırlayıp büyük bir motivasyonla yola çıkan ama sene sonu geldiğinde sene başında attığı birkaç adımdan öteye gidememiş olduğunu görenlerden misiniz?

Başkalarının gerçekleşen hayallerini izlemekten yoruldunuz mu? O kadar yoruldunuz ki artık onlarla birlikte sevinemiyorsunuz bile, öyle mi?

Bu bir döngü ve ben de tam olarak sizin gibi bu döngünün içine sıkışıp kalmıştım. Her sene yeniden bir liste hazırlıyor ve her sene sonu listemi çöpe atıp yenisini kurguluyordum. Artık gerçekleştirmek istiyor ama nasıl yapacağımı bilmiyordum.

Sizinle bu yazımda beni bu kısır döngüden çıkartan, yaratmanın eğlencesi ile yeniden bağ kurmama yardımcı olan ve sizin de bu gidişatı değiştirmenizi sağlayacak ALTIN bir kural paylaşıyorum. Mini bir yaratım akışı ile birlikte…

Yeni planlar yapmak için yeni yılı beklemeyin. Şu anda tam da senenin ortasındayken bu gidişatı değiştirebilirsiniz!

Keyifle okumanızı dilerim ve bir hatırlatma: Tüm bilgiler ancak ve ancak yaşama uygulandığında değişim yaratabilir.

Geçtiğimiz gün en sevdiğim ağacın dallarının kesilme sesiyle uyandım!

Hart hurt sesler gelmeye başladı bahçeden, kafamı uzatıp camdan bir baktım ki en sevdiğim ağaç bir sağa bir sola savruluyor. Hemen o saniyede zıpladım yataktan. Koşarak balkona çıktım. Bir adam, 40-45 yaşlarında, hafif göbekli, yüzünde temiz-kirli bir sakal, benim ağacıma çıkmış elinde vahşi bir el testeresi ağacımın yanlara uzanan güzel dallarını kesiyor. Birkaç saniye şok içinde izledikten sonra zorlukla çıkıverdi ağzımdan söylemek istediklerim…

“Heyy!!” dedim. “Neden kesiyorsunuz? O yapraklar yeşil!”

Durdu. Verdiğim tepkiye şaşırmış bakakaldı bana ve kısa bir an sonra ağzından belli belirsiz birkaç kelime döküldü. “Ağacı buduyoruz” dedi, “Öyle gerekiyor” ve aynı hızla işine geri döndü.

Tam yeni bir soru yöneltecektim ki o sırada erkek arkadaşım içeriden seslendi “Diğdem, bizim oradaki koruda da ağaçlar hep bu zamanlar budanır. Daha güçlü olmaları için gerekiyor bu” dedi.

O öyle söyleyince biraz rahatladım ama yine aynı kelimeler çıktı ağzımdan “Tamam ama o yapraklar yeşil, neden kesilsin ki yeşil olan dallar?”

Bütün gün aklımda bu soru… Ta ki aynı günün akşamı internette gezerken çok sevdiğim bir liderin sözü ile karşılaşana kadar.

“Bazen büyümenin en iyi yolu kesip atmaktır” diyordu.

Bu sözü görünce hemen sabahki kareler geldi gözümün önüne, heyecanla kafamı çevirip ağacıma baktım. Aramızda saniyeler içinde biten sessiz ve güçlü bir konuşma oldu. Ağacıma, “Doğru mu bu?” dedim. “Sen güçlenmek için mi izin verdin o adama?”
Anlatmak istedikleri sonunda duyulmuş bir bebek neşesiyle karşıladı sorumu. “Evet” dedi kendi dilinde, sessiz ve güçlü bir enerjiyle.

Bunu duyar duymaz, kafamda bir şimşek çaktı…

Ve onlarca madde ile uzayıp giden yapacaklar listem geldi gözümün önüne. Uzanıp listemi elime aldım.

“Ne çok yük yüklemişim bu senenin sırtına” dedim içimden. Sanki başka bir sene yokmuş gibi… Sevdiği birine yapar mı insan bunu? O zaman neden sevmek istediği bir seneye yapsın ki? Yapmasın.

Kalemi kağıdı aldım elime, başladım yeniden yazmaya ve sonra yazdıklarımı budamaya.

Evet, sene başında oluşmaya başlayan ve bugüne kadar yeşeren dallarım vardı benim de tıpkı ağacım gibi, ama olgunlaşmış ve artık meyve taşımak için yanıp tutuşan dallarım da vardı. Meyveler vardı oluşmak, olgunlaşmak ve daldan düşmek isteyen. Biraz isteksiz, bir gözüm kapalı ama kararlı henüz olgunlaşmamış yeşil zayıf bebek dallarımı budadım.

Ve tüm enerjimi, suyumu, besinimi meyvelere saklamaya karar verdim.

Bu sene başka yeni dal yok. Böylece yaşama da yer açmış oldum hayatımda.

“Yaşam yönetilmesi gereken bir iş değil, keyif alınası bir yolculuktur” dedi içimdeki bilge. “Hı-hı” diyerek onayladı bedenim bilgeyi, kafamı hafifçe öne arkaya sallayarak.

Açıkça söyleyebilirim ki böylesi daha hafif, neşeli ve yaşam dolu.

İşte sizinle paylaşmak istediğim ALTIN KURAL bu: korkmayın BUDAYIN!

Eğer, siz de kendinizi uzun bir yapacaklar listesine boğduysanız, budama zamanı gelmiş demektir.

5 adımda hayal ettiklerinizi gerçekleştirmenin yolu!

  • Yapmak istediğiniz her şeyi bir kağıda yazın. Düzensiz veya değil hiç düşünmeden olduğu gibi aktığı gibi yazın. Hiçbir şey gölgede kalmasın, önemli ya da değil, küçük ya da büyük, yapmak istediğiniz her şeyi yazın.
  • Yazdıklarınızı Ben/İlişkilerim/İş-Kariyer olmak üzere 3 başlığa ayırın. Ayrıca, başlıklara ayırdığınızda ilk akışta aklınıza gelmeyen başkaca istekler de kağıda dökülebilir.

  • Şimdi budama zamanı! Yazdığınız tüm bu planlar/projeler içinde bu senenin geri kalanında hayata geçireceğiniz tek 1 proje seçin. Bu proje gelecekte oluşturmak istediğiniz yaşama katkı sağlıyor mu? Sağlamıyorsa başka bir proje seçin. Katkısı olacaksa, ne şekilde olacak? Bu proje size ne yönden iyi gelecek, hangi ihtiyaçlarınızı karşılayacak?
  • Ekibinizi oluşturun: Projenizi hayata geçirmek için kimlerden destek alabilirsiniz? Bu proje bir başkasının da hayali olabilir mi? Eğer böyle tanıdığınız birileri varsa projenize dahil etmek ister misiniz? Tek başınıza olduğunuzda daha hızlı yol alabilirsiniz ama güçlü bir ekibiniz olduğunda yaratım süreci hem çok daha eğlenceli hem de besleyici olur ikiniz için de… Ve niyetiniz hızlı kısa koşular değil uzun maratonlarsa ihtiyacınız olan şey kesinlikle iyi bir ekip!
  • Takvimlendirin: Planlanmamış hiç bir şey gerçek değildir. Projenizi ete kemiğe büründürmek için hemen takviminizi açın ve bir doğum tarihi belirleyin. Sonra da bugünden doğuma kadar geçecek zamanda sizi o yaratıma götürecek minik minik adımlar planlayın ve bunları hayata geçirin!

Gelecekte sen nasıl birisin? – Yaratım Kampı

Yazılarımı takip edenler hatırlayacaktır, bu sene Mayıs ayında “Gelecekte Sen Nasıl Birisin?” başlıklı bir yaratım kampı planlamıştım. O dönem yoğun ilgi görmüş olmasına rağmen öncelik alan başka bir proje sebebiyle bu kampı yapamamıştım. Sonrasında her geçen gün tanıştığım herkes ve gözlemlediklerim bu çalışmaya ne kadar ihtiyaç olduğunu yeniden gösterdi bana.

Görüyorum ki birçok insanın hayal ettiği yaşamı yaratmak için yaratım sürecini anlamaya, kendi ile bağlantıya geçmeye ve yaratımını gerçekleştirmek için adım adım neler yapması gerektiği konusunda doğru bilgiye ulaşmaya ihtiyacı var. Siz de onlardan biriyseniz garanti ediyorum bu kampta çok şey bulacaksınız. Aklınızda yeni fikirler, ufkunuzda kocaman bir açılma ve harekete geçmek için güçlü bir motivasyonla ayrılacaksınız. Ve elinizde somut, yapılabilir bir plan olacak.

7 sene kurumsal hayatta çalışmış ve 30 yaşına kadar kendisi ile bağlantı kurmakta zorlanmış, bu nedenle uzunca yıllar zorunluluklarla dolu bir yaşama hapsolmuş biri olarak ne yaşadığınızı çok iyi anlıyorum. Şimdi, her geçen gün yaşamdan daha çok keyif aldığım bir yoldayım ve bugüne kadar öğrendiklerimi sizinle paylaşmak için heyecan doluyum.

Güzel tohumlar, güzellikleriniz toprak altında kalmasın. Başınızı toprağın üstüne çıkarmanıza yardımcı olabilirim. Tabi eğer siz de isterseniz ve hayal ettiğiniz yaşamı oluşturmak için tutku ve aşkla çalışmaya KARARlıysanız.

İşte yeni tarihler:

Gelecekte Sen Nasıl Birisin? Yaratım Kampı

Kamp atölye ve yaratım olmak üzere 2 bölümden oluşuyor.

Atölye:
Atölye bir hafta sonu günde 6 saat bilgi paylaşımı ile geçecek. Yaratımınızı hayata geçirmek için öncelikle sürecin nasıl işlediği ve kendinizle ilgili doğru bilgilere ulaşmak için yöntem ve araçlara ihtiyacınız var. Bu atölyede yaratımınız için ihtiyacınız olan bilgileri, araçları paylaşıyorum.

Tarihler: 17-18 Ağustos VEYA 24-25 Ağustos 2019 (İki alternatif tarih var. Bu ikisinden herhangi birine katılabilirsiniz)
Yer: Atölye mekanı İstanbul’da olacak, kesinleşince mekanın ismini açıklayacağım.

İnziva:
Atölyede ihtiyacımız olan bilgileri aldıktan sonra yaratım sürecine gireceğiz. Yaratımı planlayıp oluştururken özgür hissetmek ve doğa ile iç içe bir yerde olmak, çocuk enerjimizle bağlantı kurmak, hareket etmek ve yüksek ve ince bir frekansa ulaşmak çok önemli. Bu nedenle inzivayı şehir dışında planladım. Atölyeye katılan iki ayrı grup bu inzivada birleşecek.
Tarihler: 30 Ağustos- 1 Eylül 2019
Yer: Daha sonra açıklanacak

İlgileniyorsanız detaylar için lütfen benimle giricidigdem@gmail.com adresimden iletişime geçin.

İlginizi çekebilir: Yaratım Kampı: Gelecekte Sen Nasıl Birisin?

Diğdem Girici: İnanıyorum ki doğru bilgiye ulaşabilen ve bu bilgiyi hayatında doğru şekilde kullanmayı öğrenen her insan hayal ettiği yaşamı yaratabilir. İşte bu yüzden yazıyorum, yaşamımı hafifleten bu muhteşem bilgiler daha çok insana ulaşabilsin ve daha çok insan yaşamdan keyif alabilsin diye. Sorularınız veya paylaşımlarınız için bana giricidigdem@gmail.com adresimden veya @digdemgiriciyoga Instagram hesabımdan ulaşabilirsiniz. Sevgiler.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale