X

Hata yapmaktan korkmayı bırak: Hata yapmanın eşsiz getirileri

Sen de hata yapmaktan ödü kopanlardan mısın? Eğer öyleysen hataya ve hatta hayata çok farklı bir açıdan bakmaya başlamak için okumaya devam et!

Çoğumuzun günlük hayatta karşılaştığı bir sorun hata yapma korkusu. Özellikle mükemmeliyetçilik gibi zehirli bir kalıba sahipsek, hata yapmaktansa o işe başlamamayı, o konuşmayı yapmamayı, geride durmayı ya da ertelemeyi tercih ediyoruz. Bu da hedeflerimizi gerçekleştirmemizi, gelişmemizi ve potansiyelimizi ortaya çıkarmayı engelleyen bir durum yaratıyor. Kendimizi gerçekleştiremiyoruz…

Bunun sebebi aslında basit, çocukluğumuzdan beri hata yapmak, bizlere kaçınılması gereken bir unsur olarak öğretildi. Ama düşünsene yürümeyi öğrenirken düşen ya da “hata yapan” sen vazgeçseydin ya da korktuğun için adım atamasaydın bugün yürüyebilir miydin? Bu örnek ister istemez şu soruya yol açıyor; “Ya hata yapmanın farkında olmadığımız katkıları varsa? O zaman ondan bu kadar kaçınmamız doğru mu?” Bu sorunun cevabını bulmak ve konuyu derinleştirmek için biraz beynin nasıl çalıştığına bakmak gerekiyor.

Kolayca yaptığımız işler sırasında beyinde olanlar 

Kahveni içmek için bardağa uzanmandan yazı yazmak için düşünmeye, sevgiline duyduğun özlemden trafikte sana pes dedirten sürücüye hissettiğin öfkeye kadar her şey… Beynimizdeki aktivitelerin sonucu olarak ortaya çıkıyor.

Peki beynimizde ne oluyor? Beyni nöron hücreleriyle çevrili kocaman bir elektrik şebekesi gibi düşünebilirsin. Ortalama 1 milyar nöron var ve onların çoğu birbirleri ile bağlantılı durumda. Bağlantılı sinir hücreleri arasında elektrik akımları oluşuyor. Örneğin belli bir cümle kurmak için, sinirlerin arasında elektrik akımı olması gerekiyor ki sözcükler ağzından çıkabilsin. Çok teknik bilgiler gibi gelebilir ama burası önemli; sinir hücrelerinin içinde elektrik aktarımını sağlayan myelin adlı bir bölge var. Bu myelin ne kadar güçlüyse elektrik o kadar hızlı iletiliyor. Çok geniş bir otobanda hız yapmak nasıl kolaysa, myelinin güçlü olduğu nöral kümeler arasında da elektrik akımı o kadar hızlı olabiliyor. Akımın hızlı olduğu kümeler bizim kolaylıkla yapabildiğimiz eylemleri, başka bir deyişle becerilerimizi temsil ediyor.

Ustalaşmak için hata yapmak 

Peki myelinin güçlü olması bu kadar önemliyse onu nasıl güçlendirebiliriz? Hepimiz biliriz, bir beceri kazanmak için çok sayıda tekrar yapmamız gerekir. İşte yapılan her tekrarda aslında myelini beslemiş ve büyütmüş oluyoruz. Ama beceri kazanmanın altında çok daha enteresan bir olgu var. Sürekli aynı zorlukta tekrarlar yapmak myelini geliştirmiyor. Myelini geliştirmek için ihtiyacımız olan bir şey var: HATA YAPMAK! Myelin, hata yapıp hatayı düzelttiğimizde gelişiyor. Örneğin gitar çalışırken sürekli bildiğin şarkıyı tekrar edersen myelin gelişimi sağlayamıyorsun. Yeni, bilmediğin bir şarkıya çalışmaya başladığında ve hatalar yaparak onu öğrendiğinde myelini geliştirmeye başlıyorsun.

Kısaca şöyle diyebiliriz; bir beceride ustalaşmak için hata yapma ve düzeltme sürecinden geçmek gerekir. Başka bir deyişle “ustalaşmak için hata yapmak zorundasın”. Tabii tek bir hatadan sonra vazgeçip o işi bırakırsan beceri gelişmiyor. O nedenle hatadan sonra vazgeçmeyip devam etmek de, en az hata yapmak kadar önemli.

Bundan böyle hata yapma endişesiyle konuşmaktan, bir şeye başlamaktan ya da adım atmaktan korktuğunda kendine şunu sor; “Hayatımın bu evresinde, bu konuda gelişmek istiyor muyum?” Cevabın evetse, hata yapmanın beceri gelişimine katkılarını da hatırlayarak cesurca adım at. Unutma;
“Ustalık hatalar yaparak ulaşabileceğin bir mertebedir.” 

Hayatı hataların getirdiği ustalıkla yaşaman dileğiyle! Kocaman sevgilerimle…

İlginizi çekebilir: Bakış açını değiştir, dünya değişsin: Düşünce simyasının formülü bakış açısı, umut ve güç 

İrem Ülgü Orhan: Berkeley, North Carolina ve Pennsylvania Üniversitelerinde bulunan Pozitif Psikoloji kürsülerinde, Pozitif Psikoloji alanında eğitimler almış olan İrem Ülgü Orhan, bu eğitimlerini şamanik öğretiler ile besleyerek, doğu batı senteziyle kendi mutluluk atölyelerini tasarlıyor. Bireysel danışmanlık pratiğinde, özellikle kişilerin hedefleri önünde engel oluşturan, farkında olmadıkları düşünce ve davranış kalıplarını fark ettirme ve değişim yaratmaya dayalı kendine has koçluk metodlarını kullanıyor. Amacını "Her geçen gün daha çok kişinin potansiyelini gerçekleştirmesine yardımcı olmak" olarak özetliyor. İrem kurucusu olduğu HUB Consulting şirketi ile koçluk, eğitim ve danışmanlık hizmetleri vermenin yanı sıra, İrem Ülgü Orhan adlı Youtube kanalı aracılığıyla kendi alanıyla ilgili video içerikleri paylaşıyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale