X

Hastalıklı bedenden sağlıklı ruh çıkmaz: Ayurvedanın şifalı dünyası

Ah bu toksinler (ayurvedik tanımı ile AMA) nedir sizden çektiğim. Hep bir al takke ver külah durumu, ya da ne kadar ekmek o kadar köfte mi desem? Tabi ki bu toksitleri beden kendi paşa gönlüne göre biriktirmiyor, yaptığımız ya da yapmadığımız ve tüm yaşam tarzımız etkiliyor bedendeki toksit oluşumunu. Bedende toksit oldukça sağlık ve sağlıklı bir yaşamdan bahsedilemiyor maalesef. Peki sağlık nedir, ne zaman gerçekten sağlıklıyız diyebiliriz ki? Ayurveda sağlığı şu şekilde tanımlıyor: “sama dosha sama agnischa sama dhatu mala kriyaaha – Prasanna atma indriya manaha swastha iti abhidheeyate

Yaniii….Ne zaman ki ayurvedik üç dosha (elementlerin bileşimleri olan beden tipleri vata, pitta ve kapha) dengeli, iştahımız yani sindirim ateşimiz dengeli, tüm vücut dokuları, bileşenler dengeli, boşaltım sistemi iyi çalışıyor, ruh ve akıl sağlığımız yerinde ve organlarımız normal şekilde işliyor ise sağlığımız mükemmel demektir.

Sanırım bende bir yerlerde ipler koptu, belki de günlük hayattaki alışkanlıklar sağlığımı etkiledi ve belki de zamanın bir yerinde bedenimin verdiği ilk tepkileri fark edemedim ve birden eklemlerim ağrımaya ve şişmeye başladı. Konulan teşhis Romatoid Artrit, yani eklem romatizması oldu. Dünyamı yıkan teşhisten daha ziyade dokturun “çaresi olmayan bir hastalık” demesi oldu. Güncel ilaç tedavileri ile hastalığın ilerlemesi durdurulabiliyor ama hastalık yine de geçmiyor. Tamam sevgili doktorcuğum, batı tıbbına güveniyorum ama bütüncül tıp da bana güvenilir geliyor. Akut dönemi ilaçlarla atlattım diyelim ama bedende hala toksit varsa bedenim nasıl sağlıklı olabilir ki?

Ayurveda duayeni David Frawley “Doğayla ve doğal yapımız ile uyum içinde yaşamadığımız sürece, gerçekten iyileşmemizi bekleyemeyiz. Ayurveda bize araçları veriyor” der. İşte bir şekilde doğa ve doğası ile uyum içinde yaşayamamış ve ağrılar çeken ben, Ayurveda’nın özgün yapıma uygun sunacağı bütüncül sistemin şefkatli kollarına bıraktım kendimi. Çünkü Ayurveda hastalığın kendisine odaklanıp semptomları yok etmek yerine, mevcut durumun köklerine inen kadim bir yaşam sanatı bilgisi. O zaman Ayurveda bana da rehberlik etsin.

Bazen sizin de hastalıklarımızın bize verilmiş hediyeler olduğunu düşündüğünüz oldu mu? Doğrusunu söylemek gerekirse ben bazen böyle düşünüyorum. Belki de bedenim bu hastalık yoluyla avare zihnimin dikkatini bedenime çekti ve beni bir güzel sallayıp kendime gelmeye davet etti. Davete icabet etmek lazım, değil mi ? Bedenimdeki bu ağrılı sinyaller olmasa belki de toksit temizlik yaptırmak, beslenme ve yaşam tarzıma dikkat etmek konusu hala erteleniyor olacaktı. Ama beden kırmızı alarm vermişti, artık yola çıkma zamanı idi.

Ve bu sevgili (!) RA hastalığı beni tropik bir adadaki, köklü ve ayurveda konusunda ödüllü bir ayurvedik klinik olan Barberyn Ayurveda Resort’a getirdi. Sri Lanka’daki Panchakarma, yani beden ve zihin detoksifikasyonu sürecim bu şekilde başlamış oldu. Panchakarma ile hem bedenimdeki toksitlerden kurtulacak, hem de bağışıklık sistemimi güçlendirmiş olacaktım. Kendimi tekrar bulmak ve bedeni detoksifiye etmek şart idi.

Barberyn’deki ilk gün Dr. Mangala’nın 3 parmağını bileğime koyup, piyano çalar gibi farklı parmakları bastırıp, parmağın altındaki vata, pitta, kapha atışa pür dikkat kesildiği nabız okuma (Nadi Vigyan) ile başladı.

Bedenimdeki kimyasal, biyolojik ve psikolojik fabrika ayarlarım bozulmuştu, bu bozulmuş dosha dengesizlik oluşturarak hastalık olarak ortaya çıkmıştı. Dr.Mangala değişmiş olan doshayı bulmak ve üç doshanın denge durumunu ölçmek için nabız dışında başka değerlendirmeler de yaptı. Dilimi inceledi; rengine, genel görünüşüne, çatlakların olup olmadığına, beyaz “ama” denen toksit madde ile kaplanıp kaplanmadığına baktı.

Boğazımdan çıkan sesi dinlemek için birkaç kere “aaa..aaa” dedirtti… Gözlerimin içini ışıkla kontrol etti, idrar ve tuvalet düzenimi öğrendi (dışkının yüzüyor mu, batmış mı olduğunu bile sordu inanın). Sonra muayene masasına yatırıp elle karın ve iç organ kontrolu yaptı. Pek çok yerden gelen “plof plof” boşluk sesiyle memnun olurken, diyaframıma yakın yerden gelen “plom plom” tok ses pek hoşuna gitmedi. Sanki iç organlarıma ultrason ya da tarama yapıyordu. Her ne kadar okuduğunuzda size bu çağda ilkel geliyor olsa da, ben kendimi uzun süren bu doktor konsültasyonu sırasında çok emin ellerde hissettim.

Tüm bu muayene sonunda Dr. Mangala ayurvedik bir tedavi planı oluşturdu. Hastalık ne kadar ağır ve kronik ise, tedavi de o kadar uzun olmalı imiş. Doktorum, RA hastalığım kronik olduğu için tedavi sürecinin 2 haftadan uzun olmasını önerdi. Tedavinin tüm seyri sırasında, fiziksel ve zihinsel değişikliklere gerekli dikkati vermek için yeterli zamanın olması gerekiyor tabii ki. Yılların toksitlerini öyle sihirbaz değneği dokunmuş gibi 1 haftada temizlemek mümkün değil. Bu uzun süreçte metabolizmam hızlanacak, sindirim ateşi (agni) kuvvetlenecek, bağışıklık sistemi güçlenecek ve bedenim orijinal dengesine dönecekti.

Dr. Mangala Panchakarma tedavisinin üç bölümde gerçekleşeceğini anlattı. İlk aşamada (Purva Karma), vücut temizlenmek üzere hazırlanıyor. Doktor bu ilk aşamayı masanın üzerine dağılmış parça parça kağıtlara benzetti: “Tek tek toplayıp zaman kaybetmek yerine, önce ortak bir yere toplarsın tüm kağıt parçalarını, sonra da toplu bir şekilde alırsın, işte biz de tüm bedene yayılmış toksitleri tek bir yere toplayıp temizleriz” dedi.. İşte o zaman gerçek temizlik (Pancha Karma) başarılı olabiliyormuş. En son aşama ise onarıcı ve yenilenme süreci (Paschat Karma + Rasayana) oluyor.

Doktorumun belirlediği ayurvedik tedavi sürecim, yine onun tarafından belirlenen durumuma, beden yapıma (doshama) uygun beslenme programı ve ayurvedik bitkisel takviyeler ile de desteklendi.

İlk gün sabah yapılan tüm bu doktor konsültasyonu ve tedavi planı ile öğleden sonra uygulamaya geçildi. Ve işte gün gün yapılan tedaviler:

Ayurvedik tedavi programım

1. gün: (Abhyanga) toksinleri harekete geçirmek ve mide-bağırsak sistemini doğru hareket ettirmek için iki kişinin senkronize uyguladığı özel ayurveda ılık yağ masajı + vücudun toksit maddelerin bir kısmını deri yoluyla atabilmesini sağlamak için buhar banyosu (Swedana) + bitki bahçesinde, tütsü kokularıyla ağrıyan eklemlerime ılık yağ pedleri uygulaması
2. gün: Dr. Asanga Rodrigo ile ağrıyan bölgelere akupuntur + Abhyanga + Swedana
3. gün: Akupuntur + Abhyanga + Swedana + bedeni dengeleyen ve dolaşımı hızlandıran şifalı bitki banyosu (Nalangu Maavu)
4. gün: Akupuntur + vücuttaki aşırı yağların ve ödemin azalmasını sağlayan triphala ve choornam kuru toz ile tüm vücudun ovulması (Udwarthana)


5. gün: Akupuntur + Udwarthana + Bitki bahçesi
6. gün: Akupuntur + Abhyanga + Swedana + Bitki bahçesi
7. gün: Akupuntur + Udwarthana + Bitki bahçesi
8. gün: Beden, zihin ve ruhu uyumlu bir dengeye getirmek için alın bölgesine ılık, bitkisel, ayurveda yağı dökülerek yapılan tedavi (Shirodhara)
9. gün: Shirodhara
10. gün: Kanı arındıran, cildi iyileştiren, karın içindeki tüm doku ve organları gençleştiren, bağışıklığı güçlendiren tedavi (Virechana)
11. gün: Akupuntur + Abhyanga + Swedana + Bitki bahçesi
12. gün: Akupuntur + Abhyanga + özellikle romatizmal (vata düzensizliği) hastalıklar için en etkin tedavi (Enema) ayurvedik ilaç, süt, ghee denilen sağ yağ karışımının şırınga ile anüsten uygulanması
13. 14. 15 gün: Akupuntur + Abhyanga + Enema
16. gün: Akupuntur + Abhyanga + göze ghee tedavisi (Akshi Tharpana)


17. gün: Akupuntur + Abhyanga + özel hamur havuzu ile ılık yağın sırt ve bel bölgesinde bekletilerek eklemleri ve kasları güçlendirme tedavisi (Uro+Kati Vasti)
18. gün: Akupuntur + Abhyanga + Uro+Kati Vasti + Bitki bahçesi
19. gün: Akupuntur + Abhyanga + Ilık ilaçlı yağın, vücudun belirli bir bölümüne, aynı anda hafif masajlarla birlikte, sürekli olarak tek bir ritmik şekilde döküldüğü terapatik tedavi (Ekanga Dhara)
20. gün: Akupuntur + Abhyanga + Uro+Kati Vasti + Bitki bahçesi
21. gün: Akupuntur + Abhyanga + Kan dolaşımını artıran, lenfatik drenajı iyileştiren, romatizma ağrılarını azaltan, metabolik atıkları gideren, ılık bitkisel yağ, süt ve şifalı bitki torbaları ile yapılan bir tür Ayurveda masajı (Pinda Sweda)

Dr. Pushpa’ya özel teşekkürler… Hangi tedavinin, hangi gün yapıldığını yazarak bana çok yardımcı oldu…

Tedavi sürecim bittikten sonra Dr. Mangala ile yaptığımız son konsültasyonda bana panchakarma sürecinden sonra eski yaşam ve yeme alışkanlıklarıma dönmemi tavsiye ederek, neleri yemem ve neleri yememem gerektiği konusunda bilgilendirme yaptı. Bir ay mutlaka verdiği bitkisel ilaçları kullanmaya devam etmemi şiddetle tavsiye etti. “Sen de bedenine yardımcı ol, panchakarma sonrası süreçte daha dikkatli olursan, devam eden iyileşme döneminde zihin ve beden işleyişlerini dengelemek için, beden kendi zekasını ve kendini iyileştirme yetisini kullanır” dedi doktorum.. Kulağıma küpe ve bana da şifa olsun!

Kendimi yeniledim, doğama döndüm. Panchakarma’nın sağlığıma sağlık katan, hayat veren kaynağına, bu kadim bilgiye ve sevgiyle aktaranlara minnettarım.

Sağlıklı ve huzurlu bayramlar dilerim. Beruwala, Sri Lanka’dan sevgiler…

İlginizi çekebilir: Sürprizler diyarı Hindistan: Baharın ortasında yeni yıl kutlaması

Alev Tetik: Yoga ile 2000-2003 yılları arasında 3 yıl Bangkok, Tayland’da yaşarken tanıştım. Asya’da yaşıyor olmanın avantajını da kullanarak, Singapur, Malezya, Endonezya ve Uzakdoğu’daki pek çok merkezde yoga yaparken yoganın bedenimde, ruhumda ve zihnimde yarattığı mucizeler şahit oldukça yoga pratiğime daha da çok sarıldım. Türkiye’ye döndükten sonra İstanbul’daki farklı yoga merkezlerinde yoga pratiğimi devam ettirdim. Julia Roberts’in “Ye, Dua et, Sev” filmini seyrettikten sonra zihnimde canlanmaya başlayan sessizlik ihtiyacı süreci ve Aşram hayatını deneyimlemek için Katmandu, Nepal’deki Kopan Manastırında bir süre inzivaya çekildim. Meditasyonlar sürecinde düşünmemenin düşünmekten, hareketsizliğin hareket etmekten, susmanın konuşmaktan daha zor olduğunu anlamaya başladım. Himalaya Dağlarına yaptığım uzun tırmanışlar sürecinde yaşamın değişim ve dönüşüm olduğunun farkındalığı ile var olma amacımı sorguladım. Bütün sıfatlarımdan ayrıldığım zaman “BEN kimim?” Bu sorgulama ile de hala yollardayım ve konfor alanlarımı sınayıp duruyorum. Bu yıl 365 gün Hindistan'da kalmayı planlamaktayım. Endülüs, İspanya’da katıldığım yoga kampından sonra Ürün Kurtiç, Uma, Yara ve Ken DeRolfer gibi kıymetli hocaların verdiği geleneksel Hatha Yoga eğitimini tamamlayarak, Yoga Alliance sertifikamı aldım. İlerleyen süreçte yoga tarihi, felsefesi, nefes teknikleri eğitimleri, anatomi dersleri, yogadaki duruşlarda derinleşme, mantralar, mudralar gibi önemli konularda eğitimim devam etti. Gülnaz Dashti, David Cornwell, Hart Lazer gibi eğitmenlerin atölye çalışmalarına katılarak kendimi geliştirmeye devam ettim. Dr.Neslihan Iskit'ten hamile yogası eğitimi aldım ve farklı dönemlerde, İstanbul'daki Acıbadem Hastanelerinde prenatal yoga derslerini verdim. Hindistan ve Tayland'da farklı tekniklerdeki Thai Masaj eğitimlerini bitirdim. Kökleri Vedik dönemlere kadar uzanan ve yoganın kız kardeşi olarak da nitelendirilen Ayurveda eğitim sürecim hala devam etmektedir. 2015 yılından beri her sene Hindistan'a gidip, 3 aydan uzun dönemler kalarak yoga ve doğal tedaviler konusunda kendimi geliştirmekteyim. 2015 yılında Auroville'deki ekolojik köylerde gönüllü yoga eğitmenliği, 2016 yılında Sri Lanka'daki Barberyn Ayurvedic Resort'ta ve Abihanga Yoga Center'da yoga eğitmenliği yaptım. 2017 yılında Tayland'ın Phuket adasındaki Life Co'da çalışmalar yaptım. Hediyesi kişisel bağımsızlık olan yoga yolunda her zaman bir öğrenci ruhu ile kendi pratiğimi yapmaya devam ederek derinleşmeye çalışıyorum.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale