X

Hastalıklara genel bakış: Evren boşluk kabul etmez

Ateş etkisini yavaş yavaş üzerimizden çekerken “soğuklar “ gelmeye başladı. Rüzgar, ortak bilgeliği doğaya yayıyor. Ağaçlar, kuşlar, toprak ve diğerleri bu bilgeliğe karşılık veriyor. Kendi doğal olanlarını yapmaya devam ediyorlar. Ancak “insanın” doğalı bir türlü gelişemiyor. Bir geliş ve gidiş hali olan gezegenin işleri bizleri de etkiliyor. Ne de olsa biricik yer çekimimiz var, uçamıyoruz. Uçacak aletler yapmamız gerekiyor. Dünya içinde yaşayan varlıklar olarak hastalığa bakalım mı?

Evren boşluk sevmez. Kozmozun kanunlarından bihaberiz; bilim insanları bir şeyleri araştırıp çağıra çıkarıyorlar ancak görünür madde ile üzerinde bu keşifler. İnsanların mucizeler dediği şey doğanın kanunları, sadece biraz daha ince kanunlar. Bu bizlerin inanç sistemimizi de etkileyen bir şey. Gördüğün şey bir yasa, o yasayı bilenin, uygulayıcısının tepkilerine karşılık veriyor.

Boşluk dediğimiz hallere bir örnek de evde olmadığımız hallerdir. Beden evinde kontrollerin benlikler tarafından olduğu bir haldir. Evin sahibi başka yerlerde takılırken evin içindeki partiden bir haberdir. Evin odaları boş kalamayacağı için kozmoz doldurur. Bu kader/kaza gibi örneklendirilebilir. Standart olarak işleri kozmoza bırakırsanız öğrenilecek işler çok kaba olabilir. Çünkü ince olanları göremediğiniz, sistem giderek oktavı kabalaştırır. Kazaya kalabilirsiniz, birçok diğer kazaya kalmış varlıkların oktavına dahil olabilirsiniz? Ancak evinizi kozmoz değilde siz doldurursanız boynunuza bağlanmış olan kaderin değiştirebilirsiniz. Ancak eşeğin üzerinde yolculuk yapmak kolay değildir. Üstatlar neden eşek üzerinde yolculuk yaparken resmedilmiş ya da hikayelerde öyle geçer? Eşeğin gerçek eşekle bir alakası olmadığını hepimiz biliyoruz.

Evimizi doldurduk döşedik, beş element dedik feng shui dedik… Evi temiz tutmak önemli. Sadece fiziksel olarak değil kullandığınız beş element olarak da. Feng shui tasarımı yapanlar nasıl temizleyeceğimizi de söylerler sanırım? Peki ilerleyelim. Evi doldurduk, temizledik ancak evi doldurduğumuz canlılığın hakkını veremiyoruz, geliştiremiyoruz… Ev yavaş yavaş gerilemeye/normale dönmeye başladı. Boyayıp, dekor ettiğiniz çalışırım ben burada diye aldığınız masa, sandalye o bambu eşyalar yeterince kullanılmıyor. Eskimeye başladı… Entropi giderek artar. Entropi artması ışığın açığa çıkması anlamına gelir. Bir taş ile bizim aramızda bilgi farkı var, taşın entropi daha düşük. Taşı tanımlamak için iki cümle kuruyorsak, insanı tanımlamak için çok daha fazla cümle kuruyoruz. Şahane, devam edelim.

Evdeki ilgilenmediğimiz odalar organlarımız olursa şimdi biraz daha anlaşılır hale geldi mi? Eğer organlarımızla, beden birliği ve belli şuur alanlarındaki bağlantılardan dolayı bir arada duran ve çalışan organlarımızla konuşmazsak değişik boyutlarda hasta oluruz. Hastalıklar çat diye fiziksel bedende ortaya çıkmaz, daha ince bedenlerde oluşmaya başlar. Hastalıklar birçoğumuzun kaçındığı şey olurken -ki daha ne olduğunu anlamadan ilaçları alıyoruz- gerçekte sağlam şifa alanlarıdır. Bedeninizin neye ihtiyacını olduğunu anlamak önemlidir, ne de olsa bu seviyede onunla yolculuk yapıyoruz. 

Konuyu İNK’dan ufak bir alıntıyla bitirelim.

“Mesela bir organizmanın cüzlerine gelen milyarlarca tesiri eğer onun organizatörü, yani o bedeni idare eden varlık, iyi ayarlayamaz ve bu yüzden bazı cüzlerin organizatörleri de, kendilerine tesirleri lüzumundan fazla davet ederlerse, o zaman bu organlara lüzumundan fazla tesirler akmaya başlar: Bunun sonucu olarak da, o grupta, diğer gruplardaki cüzlere nazaran aşırı bir faaliyet görülmeye başlar. Bu aşırı faaliyetler, gittikçe, o organın genel organizma nizamına karşı, aykırı hareketlerde bulunmasına neden olur ve bu hâl, sonunda o organın, organizmada hiçbir nizam tanımayan, âsi bir duruma gelmesine neden olur ki, böyle bir organa kanserleşmiş organ denir. Mu devresi. İnsanlar, bu hâl, kaba, iç organlarda olursa, organlara ilişkin hastalıklardan, ölümlerden söz ederler; sinir sistemine ait partiküller arasında görülürse, ruhî hastalıklardan veya şuur bozukluklarından söz ederler. Bütün bunlar varlığın, bedenine gelecek tesirleri, çeşitli nedenlerle veya yüksek icapların tesiri altında, iyi ayarlayamamasının sonucudur ki, bu nedenlerin başında da, yine, o varlığın mukadderatıyla ilgili olan, yani kendi liyakat ve ihtiyaçlarını sonuçlandıran durumlar gelir. “ İNK, sf 83-84

Avni Onur Sevinç: Gelişimimize uygun ekolojiyi inşa etmek için çalışan bir Doğa. Doğa, aynı zamanda arkadaşlarını da arar. Bu temiz ekolojide olmak ister misin?

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale