X

Hangi diyet size göre: 2020 yılının en iyi 6 beslenme programı

Yıllardır birçok insan zayıflamaya yönelik çaba gösteriyor. En yaygın zayıflama yöntemleri de egzersiz yapmak ve diyet programı uygulamak. Ancak her diyet programı da güvenilirliği, kalıcı olması ve uygulanabilirliği gibi özellikleri ile aynı etkiyi göstermeyebilir. Bu yazıda da özellikle son dönemlerde sıklıkla karşımıza çıkan, kilo vermede etkili olduğu düşünülen diyet programlarını ve hangi özelliklerinin ön plana çıktığını inceledik.

Akdeniz diyeti

Akdeniz diyeti, İtalya, Yunanistan ve İspanya gibi ülkelerin beslenme alışkanlıklarından ilham alınarak ortaya çıkmış bir beslenme programıdır. Çok yönlü olarak bakıldığında, meyve ve sebzelerden zengin, tam tahıllardan oluşan, fındık, badem, ceviz gibi yağlı tohumlardan zengin ve balık gibi sağlıklı yağları içerir. Bunların yanında şeker eklenmiş, fazla rafine edilmiş ve işlenmiş yiyecekler de kısıtlanmıştır. Kilo vermeye yönelik olmamasına rağmen, birçok çalışma Akdeniz diyetini uygulamanın kilo vermeye de yol açtığını göstermektedir. Aynı zamanda başka çalışma örneklerinde de tip 2 diyabet ve kalp hastalıkları gibi kronik rahatsızlıkları da önleyebileceğine dair sonuçlar vardır.

Bitkisel bazlı diyet

Kurubaklagiller, meyve ve sebzeler, yağlı tohumlardan oluşan bir beslenme programıdır. Vegan ve vejetaryen diyetlerin aksine bitkisel bazlı diyetler, et veya hayvansal yiyecekleri yasaklamaz. Hatta hayvansal kaynaklı yiyecekleri beslenmenin prensiplerine eklemese de ılımlı miktarlarda tüketilmesini de önerir. Bitkisel bazlı diyetler özellikle lif açısından zengindir. Lifli beslenmenin de gün içerisinde tokluk sağladığı için kilo vermede yardımcı olacağı düşünülmektedir.

Anti-inflamatuar diyet 

Anti-inflamatuar diyet, antioksidan ve omega-3 yağ asitleri gibi inflamasyona karşı yiyeceklerden zengin bir beslenme programıdır. Bu diyet programında da, Akdeniz diyetine benzemekle birlikte kızartılmış yiyecekler, şekerli her türlü yiyecek ve içecek, salam, sosis gib işlenmiş her türlü yiyecek kısıtlanır. Meyveler, sebzeler, yağlı tohumlar gibi anti-inflamatuar yiyeceklerin aynı zamanda kilo verdirdiği görüşü de bu programla örtüşür. Özellikle polikistik over sendromu yaşayan kadınlarda kilo kontrolünü sağlamada başarılı olduğuna dair çalışmalar bulunmaktadır.

Aralıklı açlık diyeti 

Aralıklı açlık diyetinin birçok çeşidi olmasına rağmen, 14-16 saat arasında yemek yenilmeyen bir oruç benzeri beslenme programı olarak düşünülür. Bazı araştırmalar menopoza girmiş, kilo verme direnci gelişmiş kadınlarda etkili kilo verdirdiğini göstermiştir. Aralıklı açlık diyetinin, uzun açlık süreleri ile insülin direncini azalttığını ve aynı zamanda kan şekeri seviyelerini dengelediğini ve böylece insülin direnci kaynaklı kilo alan kişilerde kilo vermeye yardımcı olduğu gösterilmiştir.

Vejetaryen diyet 

Son dönemlerde özellikle hayvanları koruma ve küresel ısınma gibi, ekolojik sistem dengesi konusunda uzmanlaşmış birçok ismin, beslenmede hayvansal kaynaklı gıdaların azaltılması yönündeki önerileri ile vejetaryen beslenen kişi sayısı artmıştır. Hayvansal kaynaklı gıdalar yerine bitkisel kaynaklı gıdaların tercih edilmesi ile azalan kalori açığı ile de kilo verme kolaylaşmaktadır. Daha fazla sebze ve meyve tüketimi ile protein açığının da bitkisel kaynaklı olması adına, kurubaklagiller fazlaca yer alır. Böylece bol lifli bir beslenme ile tokluk süresi uzar ve kilo vermek kolaylaşır.

Karbonhidratı kısıtlı diyet 

Karbonhidrattan kısıtlı diyetler, kan şekeri kontrolünü sağlayarak kilo verme hedefindedir. Ketojenik diyetler olarak da bilinen bu beslenme biçiminde pirinç, makarna, bulgur, unlu gıdalar, şekerli her türlü yiyecek ve içecek kısıtlanırken, meyve tüketimi de sınırlandırılır. Günlük karbonhidrat alımı, total alınan kalorinin %5’ini geçmez. Protein ağırlıklı besinlerle beslenerek kilo verme yöntemidir.

Her diyet programı herkes için aynı etkiyi yapmaz. Aralıklı açlık diyeti insülin direnci olan kişilerde kilo vermeye olumlu yansırken, hipoglisemi (şeker düşmesi) atakları yaşayan kişilerin uzun süre aç kalması ise yorgunluk, konsantrasyon bozukluğu yaratarak yaşam kalitesini azaltır. Hangi diyeti yapmanız gerektiği, öncelikle herhangi bir kronik rahatsızlığınızın olup olmamasına, dolayısıyla sizin için sağlıklı olmasına, diyetin hayatınızın içerisindeki sürdürülebilirliğine ve diyetin içerisindeki besinlerin yeterli ve dengeli bir şekilde alınmasına bağlı olarak değişecektir. Akdeniz tipi diyet programı, sebze ve meyve tüketimi ile proteinlerden balığı önceliğe alarak, sağlıklı yağları da içerdiğinden genel olarak herkes için önerilebilir bir beslenme düzenidir. Aynı zamanda bir diyet programı kilo vermede tek başına yeterli olmayıp, aynı zamanda düzenli ve ılımlı bir egzersiz düzeni ile de desteklenmelidir.

İlginizi çekebilir: Düşük karbonhidratlı mı, az yağlı mı: Kilo vermede hangisi daha etkili?

Diyetisyen Müge Bozok: 2008 yılında Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümünden başarı ile mezun oldu. Türkiye’nin ilk Tıp Merkezi İntermed’de kariyerine başladı, bu merkezde çeşitli branşlarda doktorlar ile hastalıklarda beslenme tedavisi, sağlıklı beslenme, obezite tedavisi, adölesan çağı beslenme eğitimleri, hamile ve emzirme döneminde beslenme gibi birçok alanda çalıştı. 2011 - 2017 yılları arasında Prof. Dr. Osman Müftüoğlu’nun kurucusu olduğu Yaşasın Hayat! Kliniğinde mesleğine devam etti. Diyetisyenlik mesleğinin yanı sıra sağlıklı yaşamın yapıtaşları olan beslenmenin ve egzersizin vazgeçilmez olduğunu düşünerek, uluslararası çeşitli eğitimlerden geçerek profesyonel olarak pilates eğitmeni oldu. 4 senelik profesyonel pilates eğitmenliğinin yanı sıra çok sevdiği yoga seanslarının ileri seviyesine giderek çeşitli yoga eğitimlerinde katılıp “Yoga Alliance” sertifikasını almaya hak kazandı. 2017 yılında ise mesleki bilgi ve tecrübesiyle danışanlarına ve öğrencilerine daha kapsamlı hizmet verebilmek için “Revita” isimli kendi beslenme danışmanlık ve pilates - yoga stüdyosu yaşam merkezini kurmuştur.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale