X

Günümüzde kadınlar neden daha zayıf olmaya çalışıyor?

Eskiden bir kadın için doğurganlık ve çekicilik daha önemliydi ve kilolu kadınlar daha çok kabul görüyordu. Günümüzün gelişmiş toplumlarında ise kadınlar daha zayıf olmak, daha ince olmak için çaba harcıyor. Peki neden?

Kültürel çalışmalara kaderci bir bakış açısıyla yaklaşanlar, fiziksel aktivitelerin azaldığı ve yüksek kalorili gıdalara erişimin arttığını günümüzde, daha zayıf kadın standardının gerçekçi olmadığını söylüyorlar. Bu aynı soğuk hava yüzünden termometreyi suçlamak gibi bir şey.

İlgili yazı: Aşk ve cinselliğin beynimizle bağlantısı

Sosyal bilimciler ise ideal kadın vücuduyla ilgili değişikliklerin, tamamen körü körüne giden bir sürü psikolojisinin sonucu olduğunu düşünüyor. Buna örnek olarak da ince veya kıvrımlı kadın vücudunun ekonomik dönüşümlerden nasıl etkilendiği gösteriliyor. Bu etkilerden en önemlisi yüksek eğitim alan veya kariyer hedeflerini gerçekleştiren kadın oranında görülüyor. Yapılan çalışmalara göre ince bir görünüme sahip kadınlar, profesyonel anlamda daha yeterli izlenimi veriyor.

İdeal kadın vücudu neden değişiyor?

Kadınlar evlilikle daha fazla ilgilendiklerinde, erkeklere çekici gelen fiziksel özellikleriyle ön plana çıkıyor. Örneğin Marilyn Monroe ve Jane Russell gibi aktrisler 1950’lerde kıvrımlı kadın vücudunu ideal olarak temsil ederken, evlenme ve doğum oranları da sıra dışı bir şekilde yüksekti. Bu, 1920’lerde çok zayıf kadınların makbul olduğu dönemlerle bir karşıtlık oluşturuyor. O yıllarda kadınlar daha zayıftı ve yüksek eğitim ve kariyer hedeflerini gerçekleştiren kadınların oranı da daha fazlaydı. Bu durum, kadınların daha zayıf bir standarda kavuşması için motivasyon kaynağı oldu. Ancak kadınların diyet ve egzersizle kaybettiği kilolar, zamanla yeme bozukluklarına dönüşen bir duruma evrildi.

Güçlü bir cinsel çekim sinyali vermek, profesyonel anlamda yeterlilik algısını bastırıyor. En azından profesyonel yeterliliğin daha erkeksi bir şey olarak algılandığı geçmişte bu durum böyleydi. Bu sebeple, kadınların daha fazla yüksek öğrenim görüp kariyer basamaklarını tırmandığı dönemlerde, daha zayıf kadın vücudu daha çekici görülmeye başlandı. Bu durum 1960’larda aşırı zayıf mankenlerin çoğalmasıyla daha popüler hale geldi.

Oysa yüksek kalorili yiyecekler ve içeceklere kolayca erişildiği günümüzde bu zayıflığa ulaşmak pek de kolay değil. Bunun bir sonucu olarak, ideal kadın vücudu ile gerçek hayattaki kadın vücudu arasındaki uyumsuzluk gittikçe büyüdü ve büyük bir mutsuzluk kaynağı oluşturmaya başladı. Bu da zayıflama ürünleri piyasası ve kosmetik sektörünün gün geçtikçe büyümesini beraberinde getirdi.

İlgili yazı: Erkeklerin kadınlarda en çekici buldukları vücut tipi

Günümüzde artık daha gerçekçi bir ideal kadın vücudu algısı oturmuş durumda. Bu konuda atılan adımları ve yapılan çalışmaları unutmamak lazım. Ancak, ne pahasına olursa olsun sağlıksız vücut ideallerine kavuşma çabası nispeten azalsa da modeller hala anoreksik bir görüntü vermeye devam ediyor. Bununla birlikte ortalama kadın vücut ölçülerine daha yakın olan kilolu modeller de adından daha çok söz ettiriyor.

Kilolu modeller ortalama kadınları daha çekici hale mi getiriyor?

Kilolu mankenlerin sayısı gün geçtikçe artsa da bu mankenlerle çalışan firmaların kısıtlı olduğunu söylemek lazım. Yine de şunu altını çizmekte fayda var; artık kıyafet üreticileri zayıf modellerin gerçek kadın vücudundan çok uzakta olduğunu fark etti ve kilolu kadınlara uygun bedendeki kıyafetleri daha fazla üretmeye başladı.

Bir başka önemli gelişme de iç çamaşırı reklamlarında yaşandı. Kilolu mankenler iç çamaşırı reklamlarında daha fazla boy gösteriyor, özellikle de sütyen reklamlarında. Neden sizce? Çünkü kıvrımlı kadınlar, erkeklere daha güçlü cinsel sinyaller gönderiyor. Bu yüzden sütyen reklamlarında kıvrımlı, kilolu mankenler tercih ediliyor.

Özetlemek gerekirse, günümüzde kadınlar artık profesyonel kariyerleri konusunda daha hırslı ve daha istekli. Bu yüzden bur hırslı kadınların kıyafetleri tanıtılırken zayıf modeller kullanılıyor çünkü zayıflık profesyonel yeterliliği, kilolu olma ise cinsel çekiciliği çağrıştırıyor.

Kaynak:
Psychology Today

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale