X

Günümüz insanının sahteliğine kafa tutan öykülerden oluşan bir kitap: Yakın-görmez

Serpil Şahin’in yeni kitabı Yakın-görmez, ince bir mizah duygusu ve zengin gözlemler içeriyor. Kitap günümüz kent insanının sevmek ve sevilmek özleminin özüne iniyor ve sorguluyor. Yedi öyküden oluşan Yakın-görmez’i cesur ve eğlenceli öyküleriyle aynı zamanda şiirsel ve saf üslubuyla tanımlayabiliriz özetle. Yazar günümüz toplumunun baskıcı, ikiyüzlü ve bencil yanlarını oldukça samimi ve saf bir tavırla ele alıyor. Kitapta öykülerdeki karakterlerin çeşitliliğinde kaybolurken, kitabı elinizden bırakamayacaksınız. Mesela siz daha önce hiç kedinizden akıl aldınız mı? Ya da “plaza güzeli” arkadaşlarınızın yarattığı evlenme baskısından bunaldınız mı?

Yakın-görmez’i okurken gülümseyeceğiniz, aynı zamanda sorgulamalara dahil olacağınız bir serüven sizleri bekliyor. Yakın-görmez kelimesi hipermetrop olarak bilinen görme bozukluğu hastalığından geliyor. Kitapta bu kullanım metaforik bir anlam kazanıyor tabii. Serpil Şahin’in öykülerindeki karakterler ise, 21.yüzyılın “yakın-görmezleridir”. Kitaptan alıntılarla günümüz “yakın-görmezleri”ni yakından tanıyalım:

Lotoyu kazanmak istiyorsan önce bilet almalısın hikayesinden:



“Yalnız olmak için mi büyümüştüm?

Neden hayatıma biri girdiğinde içimdeki uzaklara daha da mesafe ekleniyordu.

İlişkileri heyecanlı kılan şey değişim iken neden tek değişen ben oluyordum?

“İçinden geldiği gibi davran.” Dediklerinde ve tam da öyle yaptığımda neden içimden geldiği gibi davrandığım için suçlanıyordum?

Neden hayatıma girenler beni önce ben olduğum için sevmiyorlardı da, olabileceğim ben için sevmeye çabalıyorlardı.”

Ölüm perisi hikayesinden:

“Bu beşinci denemem. Canıma yeti artık!

Ah, aslında neresinden bakarsan bak çok ironik.

Kendi irademle gelmediğim bu dünyadan kendi irademle defolup gitmek için giriştiğim beşinci intihar teşebbüsü de bana “Al babayı!” dedi. Yirmi iki yıldır ölmeyi bile başaramayan ben, pek tabii ki kırk yıl boyunca yaşamayı da başaramadım. Cibiliyetsiz herifin tekiyim!

On sekiz yaşımdaydım, babamı kaybettim. Bir babaya her zaman ihtiyaç var mıydı, yoksa karışan ergen kafam, dağılan dünyam, kabaran hormonlarım yüzünden dara düştüğümde mi istiyordum var olmasını… Hala bilmiyorum bunun cevabını…”

Çocuk gibi sevmek hikayesinden:

“Bilmem. Basit en zorudur derler. Sevmek çok kolay, ama seviyor kalabilmek çok zor. Sevmenin temelinde romantizm, seviyor kalabilmenin temelinde dürüstlük yatar. En son kime dürüst davranabildiğini anımsıyor musun? Kendine bile dürüst davranamıyorken, kime dürüst davranabilirsin ki! Çıkar romantizmi yaşamadığın birine mi?”

Miyav hikayesinden:

“Küçükken de böyleydim. Tanıdığım insanlar beni sevsin, tanımadıklarım benden hoşlansın diye kendimi bin parçaya bölerdim. Böldüğüm parçalarıma eşit oranda sevimlilik, anlayış ve iyilik pay ederdim. Bazen bazı parçalarım uğraşlarının, çabalarının sonucunda hak ettiğine inandığı şeyi bulamayınca, dengeyi kısa ya da uzun vadeli kaybetmeme ve kantarın topuzunu kaçırmama neden olurlardı ve bilin o topuz nereye kaçardı?”

Sevebilir misin? Hikayesinden:

“Bir insanı gerçekten ve ömür boyu sevebilmek için onu bütün şekliyle Kabul etmelisin. Beyazın içinde bile siyah varken, bir insanın içinde neden olmasın? Ayrıca siyah, karanlıktan daha aydınlık da olabilir bazen. İyi yanları herkes kolayca sever ve takdir eder. Peki bir insanı kötü yanlarına rağmen kim sever?”

Aşk büyüktür cinsiyetten hikayesinden:

“Zülal’in yanına usulca sokulan Birgül Öğretmen, defterde yazılı olanları okuyunca şaşkınlığını gizleyemedi.

Ne zaman yağmur yağsa, yalnızlığına ağladığını ağladığını düşünüyorum ve bunu hak ettiğini de. Kendinden doğanları birer birer öldüren katil bir anneden başka bir şey değilsin Tanrı!

Birgül Öğretmen satırları okumayı bitirdiğinde Zülal’le göz göze geldi.”

Yakın-görmez’in yazarı Serpil Şahin hakkında

Kitabın yazarı Serpil Şahin, 2005 yılında “Kalembitijeyn” isimli bloğunu açtı. Açtığı blogta aşk ve ilişkiler üzerine romantik-komedi tadında yazılar yazdı. İlk kitabı Aşk Yemeği Acılı Sever ise, bloğundan derlenmiş hikayelerden oluşuyor. Uplifers’ın devamlı yazarlarından biri olan Serpil Şahin, blog yazarlığını bırakıp online platformlarda  kişisel gelişim, film müzikleri, animeler gibi konular üzerine içerik yazarlığı yapmaya başladı. 

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale