X

Güçlü olma, güçlü görünme ve güçlünün yanında yer alma çabası

Daha önce sizlerle maskeler hakkında konuşmuştuk. Dikkat ederseniz durmak, hızlı yaşam, aldatmak, şimdi de üzerinde duracağımız güç konusu maskeler konusuna bağlanmaktadır. Toplum ve içerisinde yer aldığımız çevreler (şehir, mahalle, okul, sosyal ortam, aile ve iş vb.) bize takmamız gereken maskeleri bazen direkt bazen dolaylı yoldan edinmemizi sağlayabilir. Bu maskeleri korunmak, güvende hissetmek, farklı duygusal yönlerimizi tatmin etmek ve doyurmak adına benliklerimizin bir parçası haline getirebiliyoruz. En sonunda insanda diğer canlılar gibi hayatta kalmak için bulunduğu ortama adapte oluyor. Bu maskeler bir parçamız haline gelebiliyor. Bu durum bizi bazen iyi bazen kötü etkileyebiliyor. Genel bir giriş yaptıktan sonra güç kavramını ele alacak olursak, ben bugün 3 güç davranışı üzerinde duracağım.

Güçlü olma çabası, güçlü görünme çabası, güçlünün yanında yer alma çabası… Bu kavramlara baktığınızda genellikle bir veya birden fazlası içerisinde yer almamız mümkün olabilir. İlk davranış ile başlayalım, insanın en temel ihtiyaçlarından biri korunma ve güven ihtiyacıdır. Bu ihtiyacımız anne karnından başlayarak, şuan ki yaşımıza kadar, yukarıda saymış olduğumuz büyük veya küçük çevreler içerisinde belli bir dönem, uzun bir dönem veya devam etmekte olan süreç içerisinde karşılanmamış veya karşılanmamaya devam ediyorsa güçlü olma kavramı ortaya çıkabilir. Güçlü olmak sizin için fiziksel olarak kuvvetli olmak, başarılı olmak, hırslı olmak, zengin olmak, bilgili olmak, çok insan tanımak, herkes tarafından sevilmek vb. aklınıza gelebilecek birçok kavram olabilir. Bunlardan biri veya daha fazlasının peşinde yıllarımızı geçiriyor veya geçirmiş olabiliriz.

Güçlü görünme çabası davranışıyla devam edecek olursak, edindiğimiz yukarıda bahsettiğimiz gibi çeşitli güçlü olma kavramları sonrasında dışarıdaki çevreye karşı güvensiz hissetmemiz ve fiziksel veya duygusal zarar görebilme korkusuyla bir maske takınarak kendimizi dışarıya olduğundan farklı gösterebiliriz. Böylece kendimizi koruduğumuzu ve zarar görmeyeceğimizi düşünürüz. Ne yazık ki içimizdeki o korku ve güvensizliği sürekli beslemeye devam ederiz.

Üçüncü davranışımız güçlünün yanında yer almak. Bazı durumlarda yukarıdaki davranışlarla beraber ilerlerken bazen kişinin kendisiyle hiç uğraşmadan doğadaki bazı canlılar gibi zarar görmeyeceğini düşündüğü çevre içerisinde yer alması durumudur. Bazen sadece kendi beslenir, bazen ise kendini ve çevreyi besler. Ancak bu da sadece kişinin kendini koruma çabalarından biridir.

Bütün bu kavramların hepsi aynı temel çıkış noktasına sahiptir: Korunma ve güven ihtiyacı. Bu ihtiyaçlar hayatımızın her döneminde çevresel olarak belli seviyelerde karşılanmak zorundadır. Bu ihtiyaçlarımız ile ilgili durumlar yaşantımızın belli bir döneminde bozulmuş veya bozulmaya devam ediyorsa biz güç ile ilgili davranışların içerisinde fazlaca kendimizi kaybedebiliriz. Çünkü güç dediğimiz kavram tek bir olgu veya sürekli üzerimizde taşımamız gereken bir özellik değildir. Belli dönemlerde 3 davranış içerisinde yer aldık ve alıyorsak da gün sonunda birey olarak kendi yolumuzu yürümek için her canlıda olduğu gibi güçlü ve güçsüz yönlerimiz, güçlü ve güçsüz hissettiğimiz zamanlar olduğunu kabul etmemiz gerekir. Bunların hepsi normaldir. Doğada yırtıcı, vahşi olarak gördüğümüz fiziksel olarak hayatta kalma zorunluluğu yüksek canlılar bile güvende hissettiği ve sevildiği ortamlarda düşünce yapıları olmamasına rağmen gücünü gösterme veya güçlü olma ve güçlü yanında olma çabasına girmezler. Kendi içimizde duygusal olarak güvende hissettiğimiz bir kendimiz ve çevrelerimiz olması veya oluşturmamız dileğiyle…

Yazının sonunda yine bir ufak egzersizle kapanış yapalım. Bu çalışmayı öncelikle olarak güvende hissetmediğiniz bir ortamda, sonrasında güvende hissettiğiniz bir ortamda gerçekleştiriniz.

Nefes çalışması

  • Gözleriniz kapatın ve burundan nefes alın, ağzından aaaaa sesini sesli bir şekilde çıkararak uzun bir nefes verin. Bulunduğunuz ortama göre 3-5 veya 10 tekrar şeklinde devam edin.
  • Arkasından aynı şekilde gözleriniz kapalı kalsın ve çalışmayı hiç kesmeden burundan nefes alın, ağzınızdan sakin ve uzun bir şekilde nefes verin ve bedeninizi yer çekimine karşı rahat bırakın.

Aradaki farkı gözlemleyin. Bedeninizin tetikte ve güvensiz ortamda kaldığı sert nefes ile hafif nefes arasındaki farklar nasıl? Aynı şekilde güvenli ortamdaki sert ve hafif nefes ile arasındaki farklar nasıl?

Hatırlatma: Gün içerisinde çok uzun süreler ve anlarda gereğinden fazla düzeylerde duygu yükleri taşıdığımız da vücudumuzu nasıl uyardığımızı ve stres seviyemizi fark etmeden sürekli nasıl arttırdığımızı ufak da olsa fark etmek için bir çalışmadır.

İlginizi çekebilir: Her şeyin yanıltma ve kandırma üzerine kurulu olduğu dünyada ‘kimi aldatıyoruz?’Her şeyin yanıltma ve kandırma üzerine kurulu olduğu dünyada ‘

Mert Bağ: Merhabalar, ben Mert Bağ. Erken yaşlarda ilk olarak voleybol branşını hayatıma kattıktan sonra basketbolla tanıştım ve uzun yıllar basketbol ve voleybol branşlarında çeşitli takımlarda oynadım. 2012 yılında aktif sporculuk hayatımı bırakarak, Marmara Üniversitesi Spor Yöneticiliği bölümünü bitirdim. Üniversitedeyken pazarlama, iletişim ve psikoloji alanlarında daha çok uzmanlaşmaya çalıştım ve birçok farklı spor branşını da tecrübe etme şansı buldum. Kısa bir süre spor pazarlaması alanında çalıştıktan sonra, 2017 yılından itibaren insan bedeni üzerine egzersiz, nefes, fiziksel ve zihinsel beden travmaları gibi alanlarda yurt içinden ve yurt dışından eğitimler alarak bu alanlarda çalışmaya ve kendimi geliştirmeye devam ediyorum. Kendi bedensel travmalarımı çözmek adına çıktığım bu yolculukta çok fazla farklı keşiflerin içerisinden geçtim ve insanı anlamaya dair her bilimsel alanın içerisinde dolanmaya çalışıyorum. O yüzden burada yazmaya, sizlerle paylaşmaya çalışacağım şeylerde kendi geçtiğim yollardan, bu yolda karşılaştığım farklı öğrencilerim ve danışanlarımla tecrübe ettiğimiz deneyimlerden, araştırmış olduğum farklı konulardan bahsetmek olacak. Bir gün psikoloji ile ilgili bir yazıya denk gelmişken, bir sonraki yazıda egzersiz, bir sonrakinde biyolojiden, bir başka yazıda nefesten bahsetmiş olabilirim sizlere, insanın işleyişi ve bağlantılı olduğu veya yoldayken karşılaşmış olduğum ne varsa bütün bu deneyimleri sizlerle paylaşacağım. Bu uzun ince karışık bir adamın insanı, işleyişi ve evreni keşfetmek adına çıkmış olduğu bir serüven, bu serüvenin içerisinde durağımız şu anda burası. Burada olmaktan umarım siz de keyif alırsınız.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale