X

Goji Berry Kaç Kalori?

Goji berry veya diğer adıyla goji meyvesi, antioksidanlar ile dolu ve güçlü tıbbi özelliklere sahip olan küçük kırmızı bir meyvedir. Tabağınıza sadece güzel bir renk katmaz, aynı zamanda lezzetlidir ve bol aromalıdır.

Bu meyve genelde toz halinde veya kurutularak satılır. Ayrıca meyve suyu karışımlarına ve takviye gıdalara da eklenir.

Goji berry temel olarak Asya bölgesine has bir meyvedir. Tatlı, hafifçe ekşi bir aromaya ve kırmızı tonlara sahip olan meyve, binlerce yıldır geleneksel tıp uygulamalarında kullanılır. Hatta yaşlanma belirtilerini yavaşlattığı, göz sağlığını koruduğu, karaciğeri, böbrekleri ve akciğerleri güçlendirdiği belirtiliyor.

Artan popülerliği nedeniyle günümüzde pek çok takviyede kullanılıyor ve ayrıca başka meyveler, bitkiler ve ekstraktlar ile birlikte süpergıda karışımlarında kullanılıyor.

Goji Berry Kaç Kalori, Besin Değeri Nedir?

Goji berrynin sağlığa pek çok potansiyel faydası olduğundan bahsediliyor ve bu faydaların en temel sebebi elbette içerisindeki yüksek besin değerleri. Bu nedenle ilk olarak bu değerlere kısaca bir göz atalım.

Goji meyvesi vitamin ve mineraller başta olmak üzere besinler bakımından çok zengindir. Sadece 5 yemek kaşığı yani 28 gram kadar kuru goji berrynin içerisinde aşağıdaki besin değerleri vardır:

  • Kalori: 98 kcal
  • Protein: 4 g
  • Yağ: 0.1 g
  • Karbonhidrat: 21.6 g
  • Lif: 3.6 g
  • Şeker: 21.8 g
  • Demir: Günlük ihtiyacın %11’i
  • A vitamini: Günlük ihtiyacın %501’i
  • C vitamini: Günlük ihtiyacın %15’i

Görebileceğiniz gibi bu meyvenin küçük bir miktarı bile lifler, demir, A ve C vitaminleri ile dolu.

Demir oksijenin taşınmasında ve sağlıklı alyuvarların üretiminde kullanılan temel bir mineraldir. A ve C vitaminleri ise bağışıklık sisteminde rol oynadıkları gibi bedenimizde antioksidan olarak da görev yaparlar.

Antioksidanlar serbest radikaller adı verilen zararlı molekülleri nötralize etmeye yardımcı olurlar ve böylece hücre hasarını engellerler.

Hatta yapılan bir test tüpü çalışmasında, hücreleri goji berry ekstresi ile tedavi etmenin antioksidan düzeylerini ciddi şekilde arttırdığı ve oksidatif stres işaretçilerinde azalma sağladığı görülmüş.

Araştırmalara göre antioksidan alımını arttırmak inflamasyonu azaltıyor ve kanser, kalp hastalıkları ve diyabet gibi kronik rahatsızlıklara karşı koruyor.

Goji Berrynin Sağlığa Faydaları Nelerdir?

Bağışıklık Sistemini Destekleyebilir

Goji berry uzun süredir hastalıkları ve enfeksiyonları savuşturmak, ayrıca bağışıklığı doğal yoldan güçlendirmek için geleneksel tıpta kullanılıyor.

60 yaşlı bireyle yapılan 30 günlük bir çalışmaya göre, günde 120 ml kadar goji meyvesi tüketmek bağışıklık hücrelerinin düzeylerini arttırıyor ve genel olarak daha sağlıklı hissetmeye yardımcı oluyor.

150 yaşlı bireyle yapılan 3 aylık bir çalışmada ise goji berry takviyelerinin grip aşısına karşı verilen bağışıklık sistemi tepkisini iyileştirdiği belirtiliyor.

Hayvanlar üzerindeki deneyler de bağışıklık sistemi üzerindeki bu etkileri doğruluyorlar.

Yine de konu hakkında daha fazla araştırma olması gerekli.

Göz Sağlığını Güçlendirebilir

Umut veren araştırmalara göre goji berry göz sağlığını iyileştirebilir ve yaşa bağlı makula dejenerasyonu gibi bozukluklara karşı koruma sağlayabilir.

150 yetişkin ile yapılan 90 günlük bir çalışmada, goji berry takviyesi almanın kandaki antioksidan düzeylerinde artış sağladığı, makula hipopigmentasyonunu önlemeye yardımcı olduğu ve retina altındaki yağlı protein birikimlerini yumuşatmaya yardımcı olduğu belirtiliyor.

Benzer şekilde erken dönem makula dejenerasyonuna sahip olan 114 insan ile yapılan bir çalışmada, günlük olarak goji berry takviyeleri almanın makular pigment yoğunluğunda artış sağladığı belirtiliyor. Böylece makula dejenerasyonunun ilerlemesini önlemeye yardımcı olabilir.

Goji berry aynı zamanda zeaxanthin gibi antioksidanlar bakımından da zengindir ve bu nedenle mercekler ile retinanın hasardan korunmasına yardımcı olabilir.

Anti-İnflamatuvardır

Goji berry, inflamasyon, mantar ve bakteri karşıtı bileşenlere sahiptir. Meyveler arasında protein içeriği en yüksek olanlardan bir tanesidir. Ayrıca ıspanağın 15 katı kadar demire sahip olduğunu da belirtmek gerekiyor. Bunun yanında kalsiyum ve çinko bakımından da zengindir. Onu smoothielere katarak veya doğrudan tüketebilirsiniz.

Saç Gelişimine Yardımcı Olur

Goji meyvesinin saç konusunda pek çok faydası vardır. Araştırmalara göre bu meyve A ve C vitaminleri bakımından çok zengin bir kaynak. Bunlar bedenin demir emiliminde artış sağlarlar. Ayrıca A vitamini kafa derisine giden kan akışının iyileşmesine yardımcı olur. Ayrıca hafızayı da iyileştirir. C vitamini ise besinlerin emilimine destek olur.

Saç derinize masaj yapacağınız zaman öz yağların veya badem yağının içerisine biraz da goji berry suyu ekleyin. Bu saç maskesini 30 dakika kadar yıkamayın ve sonrasında durulayın. Saçlarınızın zaman içerisinde daha sağlıklı hale geldiğini fark edeceksiniz.

Depresyon, Anksiyete ve Uyku Kalitesinde İyileşme Sağlar

Goji meyvesi depresyon ve anksiyete kaynaklı rahatsızlıkların iyileşmesine yardımcı olabilir. Buna ek olarak günlük bir bardak goji berry suyu tüketmek enerjiyi, ruh halini ve sindirim sağlığını iyileştirir. Yapılan bir çalışmaya göre goji berry suyu odaklanma yeteneğini ve spor performansını da arttırabiliyor.

Bu meyve genel olarak zihinsel keskinliği ve sakinlik hissini güçlendiriyor. Sonuçları hızlıca görmek mümkün ve günlük olarak tüketilebilir.

Böbrek İşlevlerini İyileştirebilir

Araştırmalara göre goji berrynin içerisinde bedendeki toksinlerin atılmasına yardımcı olan ve böbrek işlevlerini iyileştirebilen aktif maddeler mevcut. Böbrek işlevlerinde herhangi bir sorun olduğunda bu durum bedende atık maddelerin birikimine sebep olur. Goji berry ise bedendeki serbest radikalleri ve toksinleri ortadan kaldırarak böbreklerin yükünü azaltabilir.

Onu meyvelere, salatalara, başka gıdalara katarak böbrek işlevlerinde olduğu kadar bedenin diğer işlevlerinde de iyileşmeler sağlayabilirsiniz. Ancak yine de ölçülü tüketimine dikkat etmek gerekir.

Goji Berrynin Sağlığa Zararları Nelerdir?

Çoğu sağlıklı yetişkin dengeli bir beslenmenin parçası olarak ölçülü şekilde goji meyvesi tüketebilir.

Ancak nadiren de olsa meyvenin özellikle başka meyvelere de alerjisi olan bireylerde alerjik tepkilere sebep olma ihtimali vardır.

Buna ek olarak goji berry kan sulandırıcılar, diyabet veya tansiyon ilaçları gibi ilaçlar ile etkileşime girebilir.

Eğer hamileyseniz de dikkatli olmanız gerekir çünkü içerisinde bebek sağlığına zararlı olabilen betain adlı bir madde vardır. Goji berrynin hamilelikte güvenli olduğunu tespit etmek için daha fazla araştırma gerekiyor.

Eğer ilaç alıyorsanız veya altta yatan başka rahatsızlıklarınız varsa, onu beslenmenize eklemeden önce doktorunuza danışmanız daha doğru olacaktır.

Goji Berry Beslenmenize Nasıl Eklenebilir?

Goji berry özellikle kuru halinde oldukça kolay bulunabilir bir meyvedir.

Kahvaltılık gevreklere, yoğurda, meyve karışımlarına ve granolalara diğer kuru meyveler gibi eklenebilir. Ayrıca bisküvi, kek, ekmek gibi hamurişi gıdalara eklemek de mümkündür.

Onları yumuşatmak ve tekrar sulandırmak için bir kaç dakika suda bekletmeniz yeterli. Tekrar suyunu çekmiş goji meyvesi salsa sosuna, smoothielere, çorbalara ve kavurmalara iyi bir ekleme olur.

Ayrıca goji tozu ve meyve suyu karışımı pek çok içeceğe kolayca eklenebilir.

Sonuç Olarak

Goji berry kendine has tonu ve özel, ekşi aroması ile bilinir.

Vitamin, mineral ve antioksidan içeriğine ek olarak bu meyve bağışıklık sistemini ve göz sağlığını da güçlendirir.

Çeşitli şekillerde bulunabilir ve pek çok tarife eklenebilir.

Eğer hamileyseniz, ilaç kullanıyorsanız veya başka sağlık sorunlarınız varsa, tüketmeden önce doktorunuza danışmanız daha doğru olacaktır.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Gelenekten geleceğe: 20 yıldır değişmeyen Türk kahvesi lezzeti, Arçelik Telve’de

Şüphesiz ki en keyifli sohbetlerimizin, en duygusal anlarımızın, en unutulmaz kavuşmalarımızın en güzel eşlikçisi olan Türk kahvesinin yeri, kültürümüzde olduğu kadar, gönlümüzde de ayrı. Her yudumunda ya nostaljik bir hikaye saklayan ya da misafirperverliğin, samimiyetin, sıcak sohbetlerin simgesi olan ve geçmişten günümüze her gün daha da anlamını katlayarak hayatlarımızda yer edinen Türk kahvesi, pek çoğumuzun vazgeçilmezi. Mükemmel köpüğü ise hepimizin gözdesi. Çünkü kabul edelim Türk kahvesi dendiğinde hepimizin gönlünden geçen bol köpüklü ve tam kıvamında hazırlanmış olması.



Neyse ki bize 20 yıldır değişmeyen bir lezzet sunan Arçelik Telve, her defasında damaklarımızda mükemmel bir tat bırakmayı başarıyor. 20 yıldır hiç bitmeyen bol köpüklü ve tam kıvamında Türk kahvesi lezzeti, Arçelik Telve’de!

Telve, 20 yaşında!

Arçelik, yıllardır mutfaklarımızda yeniliği ve dönüşümü, yüksek kalite standartlarıyla buluşturarak getiren ve ilk otomatik Türk kahvesi makinesini üreten bir marka olarak geleneksel Türk kahvesi lezzetini de en üst seviyeye taşımayı başarıyor. Üstelik, bunu 20 yıldır değişmeyen mükemmel sunumu ile yapıyor. Ve her fincanda aynı lezzeti yakalamamızı sağlıyor. İşte bu yüzden 20 yıldır “Türk kahvesi” dendiğinde akla ilk Arçelik Telve geliyor. Tüm kahve severlerin vazgeçilmezi olan Arçelik Telve, köpükten ve kıvamdan asla ödün vermiyor.

Su püskürtme ile karıştırmayı sağlayan Spinjet Teknolojisi sayesinde Türk kahvesi, en mükemmel haliyle hazır oluyor. 1,5 litre kapasiteli su tankı ve otomatik su alımı pratik bir kullanım sunarken, her fincan için ayrı ayrı su doldurma zahmetinden de bizi kurtarıyor. Ayrıca, İndüksiyon Isıtma Teknolojisi, geleneksel ısıtma yöntemlerine kıyasla kahvenin en ideal derecede pişmesini sağlıyor. Ne de olsa bu kadar hassasiyet, ancak geleneksel bir lezzetimize yakışırdı.

Kalabalık sohbetler, ideal köpük ve tam kıvam

Samimi ve sıcak sohbetlerin en güzel eşlikçisi olan Türk kahvesinin, kalabalıkları birleştiren bir gücü olduğu da kesin. Bazen kendimizle baş başa geçirdiğimiz keyifli anlara eşlik etse de bazen de birlikte olmanın tadına varmamızı sağlayan en lezzetli eşlikçi. Neyse ki 6 Fincan Kapasitesi ile herkese yetecek kadar lezzet Arçelik Telve’de.

Üstelik, Cooksense teknolojisi; her fincanın ideal ve tam kıvamda olmasını sağlayarak tüm damaklarda eşsiz bir tat yaratmayı da başarıyor. Kalabalık dost buluşmalarında bile Arçelik Telve ile herkesin kahvesi tam istediği gibi, tam kıvamında.

İlklerin unutulmaz olduğunu hepimiz biliyoruz… Arçelik’in de ilk otomatik Türk kahvesi makinesinin mucidi olarak, en az Türk kahvesinin kendisi kadar gönlümüzdeki yeri bambaşka. Siz de yıllara meydan okuyan ve geçmişten günümüze aynı mükemmel lezzeti her fincanda korumayı başaran Arçelik Telve ile kahve keyfinizi ikiye katlamak istiyorsanız hemen tıklayın.

En mutlu, en keyifli, en duygulu anlarımızda, iyi ki varsın Telve!

*Bu yazı Arçelik katkılarıyla hazırlanmıştır.

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.

Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Lezzetli ve eşsiz tatlarla dolu bir deneyim: Macroonline’da keşif dolu bir yolculuk

Şüphesiz ki söz konusu sofralarımız olduğunda hepimiz ‘en iyisi’nin peşindeyiz. Market alışverişlerimizi yaparken de gözümüz, elimiz hep en iyisinde, en kalitelisinde. Her şeyin en iyisini aldığımızdan emin olmak istiyoruz. Ancak, böylesi bir çabanın çok fazla zaman ve enerji gerektirdiği de aşikar. Hele ki büyük şehirlerde yaşıyorsak, iş çıkış saatinde markette olmak; kalabalıklar, trafik, koşturmaca gibi dertleri de beraberinde getirebiliyor. E peki bunca yorgunluk ve zamansızlığın içerisinde mesai bitimine dakikalar kalmışken her gün zihnimizde dönen o ‘Akşam ne pişirsem’ sorularına nasıl yanıt bulacağız? Hele bir de evde hazırlamak istediğimiz tarifin malzemeleri yoksa.



Güzel haber; artık bu soru da zihnimizi kurcalamayacak, yorgun argın market sırasında beklemek zorunda da kalmayacağız. Macroonline ile yorucu market gezileri, ev konforunda keşifler yapabileceğimiz bir fırsata dönüşüyor.

Macrocenter ayrıcalıkları aynı hizmet anlayışıyla Macroonline’da

Macrocenter’ı tercih edenler bilir; Macrocenter’da alışveriş yapmak, eşsiz bir deneyimdir. Ürün çeşitliliği, yeni keşifler, taptaze lezzetler, baş döndüren kokular ve başka yerde olmayan ürünler… Macroonline da tüm bu deneyimi, bizlere online olarak sunuyor. Aynı uzmanlık, aynı lezzet ve aynı hizmet anlayışıyla tüm Macrocenter ayrıcalıkları, artık Macroonline’da. Kısacası, hayatı güzelleştirecek her şey Macroonline’da. Peki siz neredesiniz; yoksa hala kasa sırasında mı? 🙂 Gelin, Macroonline’Macroonline’Macroonline’da neler neler var biraz daha yakından bakalım… (Ne yok ki! demek serbest.)

Ev konforunda kaliteli bir alışveriş deneyimi

Hangimiz istemeyiz ki raflardaki en taze meyve-sebzeler yer alsın mutfak tezgahımızda, kendi ellerimizle seçtiğimiz.. Ama zamanımız ve enerjimiz yoksa ne yapacağız? Merak etmeyin, en iyilerden vazgeçmek zorunda değiliz. Macroonline, her şeyin en iyisini bizim için seçip evimize kadar getiriyor. İhtiyacımız olan her şey, sanki raflardan kendimiz seçiyormuşuz gibi aynı titizlik ve özenle seçilip bize ulaştırılıyor. Ev konforunda kusursuz ve kaliteli bir alışverişi deneyimi, Macroonline ile artık kapımıza geliyor.

Benzersiz tatlar, otantik lezzetler, yeni keşifler

Macroonline’da dilediğimiz ülkenin lezzetlerini bulmak mümkün. Bugün İtalyan, yarın Fransız Mutfağı, haftaya ise Japon, ne dersiniz? Macroonline dünyasında alışveriş yapmak, adeta geniş bir coğrafyada gezintiye çıkmak gibi. Uzak Doğu’nun egzotik sosları, ithal çikolatalar, artizan ürün çeşitliliği, her yerde bulunmayan lezzetli atıştırmalıklar, profesyonellere özgü ürün seçkileri, taptaze deniz ürünleri ve çok daha fazlası… Hepsi, premium hizmet kalitesi, zengin ürün çeşitliliği ve kolay erişim imkanıyla Macroonline’da. Tek yapmamız gereken bir tıkla sepete eklemek.

Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler

Dünya mutfağının yanı sıra Türkiye’nin özgün tatlarını da sunan Macroconline’da Homemade lezzetler de var. Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler, Macroonline’ın beklentileri aşan hizmet kalitesini evlerimize taşıyor. Hep ne pişireceğimizi düşünecek değiliz ya bazen de ne yiyeceğimizi düşünelim, öyle değil mi… Sağlıklı, lezzetli ve zahmetsiz alternatifler arayanların en gözde seçimleri, Macroonline Homemade kategorisinde.

Keyifli, pratik ve konforlu bir alışveriş deneyiminin yanı sıra keşiflerle dolu bir yolculuğa da hazırsak; istikamet: Macroonline. Üstelik, Macroonline’dan verdiğimiz siparişler 45 dakikada teslimat seçeneğiyle ve +4 dereceli araçlarla soğuk zincir kırılmadan dilediğimiz saatte bize ulaşıyor. Macrocenter’ın ayrıcalıklı dünyasını ev konforunda keşfetmek ve Macroonline’da ilk alışverişlerinize özel indirimden de faydalanmak için siz de hemen tıklayın.

*Bu yazı Macrocenter katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale