X

Global Wellness Day özel röportajı: ‘İyi Yaşam Elçisi’ Diyetisyen Dilara Koçak’tan sağlıklı yaşam önerileri

Günümüzde iyi yaşam artık sadece doğru beslenme veya spor yapma olarak algılanmıyor; aksine iyi yaşam konseptinin yolu bedensel ve ruhsal açıdan sağlıklı olmaktan, öz farkındalık kazanmaktan ve yaşamınız adına sorumluluk almaktan geçiyor. Ancak tüm bunları da doğru kaynaklardan öğrenmek gerekiyor. Tüm bu bilgiler ışığında, ‘iyi yaşam’dan sağlıklı beslenmeye, Ramazan ayı yeme alışkanlığından hayatınıza uygulamanız gereken tavsiyelere kadar birçok önemli konuyu, 2006 yılından beri ‘iyi yaşam’ı tescilli markası haline getirmiş olan, konunun uzmanı Diyetisyen Dilarak Koçak’a sorduk:

Merhaba, öncelikle sizi biraz yakından tanıyabilir miyiz?

Dilara Koçak

22 yıl, aslında eğitimi de eklersek 26 yıldır içinde olduğum mesleğim söz konusu olduğunda kendimden kısaca bahsetmekte zorlanıyorum. 1994 yılında Hacettepe Üni. Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nü, 1996 yılında da aynı üniversitede yüksek lisans eğitimimi tamamlayarak Uzman Diyetisyen ünvanını aldım. İstanbul Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesi’nde yönetici geliştirme, etkili konuşma gibi birçok eğitim programına katıldım. Geçen sene de Bilgi Üniversitesi’nde Halkla İlişkiler Sertifika programını tamamladım.

Mesleğimin başlarında çeşitli hastanelerde klinik alanda ve yönetici olarak görev aldıktan sonra 1999 -2004 yıllarında Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi’nde Beslenme ve Diyet Bölümü Şefi olarak ve sonrasında da tecrübelerimi güçlendirmek için Amerika Birleşik Devletleri’nde çalıştım.

Bu gün oldukça kalabalık bir ekip ile çalışmalarımı sürdürdüğüm Mezura Klinik’i 2004 yılında kurdum. Çalışmalarımızın arasında Türkiye’de yeni bir sektör olarak açtığımız şirket çalışanlarının beslenmelerine yönelik kurumsal çalışmalarımız (corporate wellness) ile bireylere yönelik danışmanlığı sayabilirim.

Amerikan Diyetisyenler Derneği ‘Kilo Kontrol ve Yönetimi Sertifikası’na sahip olmama rağmen, zamanımın en büyük bölümünü wellness çalışmaları alıyor. Örneğin “İyi Yaşam Günlüğü” kitabım 2006 yılından beri her yıl yenileniyor. Bu konudaki diğer kitabım da 2007 yılında yazdığım “Dilara Koçak ile İyi Yaşam”.

Diğer kitaplarım geçtiğimiz sene yenilenip, yeni baskısıyla çıkan “Afiyetle Diyet” ve onun yol arkadaşı “Afiyetle Diyet Tarifleri”. Kitaplarımın dışında Milliyet Gazetesi’nin sağlık köşesinde, Hello, Women‘s Health ve CEO Life dergilerinde düzenli olarak yazarak da okuyucularımla buluşuyorum.

Sosyal medyayı seviyor musunuz?

Hem de çok, aslında 3 yıl öncesine kadar kendime ait Facebook hesabım bile yokken şimdi 100 binlerce insana ulaşıyoruz. Bu konuda Türkiye’nin ilk ve tek diyetisyen uygulamasını geçtiğimiz aylarda duyurduk ve App Store “ sağlık/fitness” kategorisinde en popüler uygulama seçildik. Ücretsiz Dilara Koçak applikasyonu, Youtube, Instagram, Twitter ve Facebook hesaplarımız ile Snapchat’i de unutmayalım; doğru bilgiyi anlatıyor olmaktan çok mutluyum. Çünkü bu konuda uzman olmayanların söylemi ile oluşan bilgi kirliliği beni çok endişelendiriyor.

Bir Diyetisyen ve Beslenme Uzmanı olarak ‘Sağlıklı Yaşam’ sizce nedir?

Ben aslında 2006 yılından beri tescilli markam olan “iyi yaşam” kavramını ve bütünsel iyiliği daha doğru buluyorum. Dünya sağlık örgütü tanımlamasına göre “sağlık”, bedenen ruhen ve zihnen tam bir iyilik hali. Bu boyutları ile baktığımızda sağlık için; kişinin yaşamının tüm alanlarında sorumluluğunu alarak ve farkındalık kazanarak, fiziksel, manevi ve duygusal olarak olabileceğinin en iyisi olmak için devamlı kendini geliştirmesi diyebiliriz. Tabi bunu ancak doğru kaynaklardan aldığımız bilgileri uygulamakla başarabiliriz.

Son zamanlarda toplumda sağlıklı yaşam konseptine bir yöneliş görülüyor. Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Evet, sağlıklı yaşam konseptine yönelenlerin sayısı oldukça yükseldi. Bu çok sevindirici. İyi yaşamın herkes tarafından bilinmesi beni de mutlu ediyor, fakat dediğim gibi bir o kadarda endişelendiriyor. Son zamanlarda uzman olup bu konuda konuşanlar kadar, bilgisi olmadığı halde bu konuda konuşanların sayısını artıyor. Ne yazık ki, bu bilgi kirliliği en çok halkın zarar görmesine sebep oluyor. Burada da en büyük görev yine halka düşüyor. Alanında uzman olmayan kişilerin söylemlerine kulak asmamak ve bilinçli olmak çok önemli.

Sağlıklı Yaşam için nelere dikkat etmeliyiz?

Her türlü davranış, yaşam tarzı değişikliğinde olduğu gibi, sağlıklı yaşamda da en önemli iki şeyden birincisi doğru kaynaktan bilgi almak. Ancak bilgi çok önemli olsa da, sonuç almamızı sağlayan, bizi başarılı yapan tek başına bilgi değildir. O bilgileri uygulamaktır. Her birey öz farkındalık kazanmalı ve kendini daha önce de bahsettiğim fiziksel, manevi ve duygusal boyutlardan oluşan 3 boyutta geliştirmeli.

Türk toplumu, gözlemlediğiniz kadarıyla beslenme konusunda en çok hatayı hangi noktalarda yapıyor?

Mutfağımız o kadar zengin ki, ülkemizde beslenme konusunda hata yapmak çok anlaşılabilir bir durum. Ancak geleneksel beslenme tarzımız; kızartmalarıyla, kebaplarıyla, börekleriyle, mantılarıyla kalorisi oldukça yüksek lezzetler sunuyor. Buna rağmen benim önerdiğim beslenmede yasak yok, denge var. “Can boğazdan gelir” ya da ‘’Battı balık yan gider’’ anlayışı zarar veriyor. Dengelemeyi ve daha bilinçli beslenme yöntemlerini uygulamayı göz ardı etmemek gerek.

Yaklaşan Ramazan ayı için beslenme konusunda ne söylemek istersiniz? Nelere dikkat etmeliyiz?

Ramazan ayını daha sağlıklı ve mutlu geçirmenin yolları aslında iftar ve sahurdan geçiyor. Özellikle yaz aylarına denk gelen oruçlarda yaklaşık 16-17 saat açlıkla karşı karşıya kalıyoruz. Bu sebeple gün içinde alamadığımız besin öğesi ihtiyaçlarının iftar ve sahur arasında karşılanması çok önemli. Gece yemek yiyerek oruç tutmak ve sahura kalkmamak doğru bir beslenme tarzı olmaz. Çünkü sahur da en az iftar kadar önemli ve gün içindeki kan şekeri dengesini, konsantrasyonu ve dayanıklılığı artırıyor. Tabi ki doğru besinleri seçmek de çok önemli. Kan şekerini hızlı yükseltmeyecek ve uzun süre tokluk hissi sağlayacak lifli, kompleks, karbonhidrat ve proteinden zengin besinleri seçmek gerekir. Haşlanmış yumurta, az tuzlu peynir, tam buğday ekmeği, yoğurt ve meyve iyi seçimler arasındadır.

Sıcak yaz günlerinde denk gelen Ramazanlar zamanlarında dikkat edilmesi gereken en önemli şeylerden birisi de sıvı ihtiyacıdır. Günlük sıvı ihtiyacı, iftarla sahur arasındaki sürede mutlaka karşılanmalıdır.

Sağlıklı Yaşam konseptinde yer alan en önemli etkinliklerdeb biri olan Global Wellness Day’de “Türkiye İyi Yaşam Elçisi” oldunuz. Sizin workshop’ınızda ne olacak?

Dilara Koçak, Global Wellness Day ‘İyi Yaşam Elçisi’ seçildi.

Yıllardır bu konuya gönül verdiğim için ‘İyi Yaşam Elçisi’ olmak beni çok mutlu ediyor. Dünyaya bunu kabul ettirme başarısı gösteren sevgili dostum Belgin Aksoy’un ricasıyla işbirliği yaptık ve ben de bu konuda bilgi ve deneyimlerimi paylaşmaktan mutluyum. 11 Haziran Cumartesi, KüçükÇiftlik Park’ta Prof Dr. Murat Aksoy ile 12:30-13:15 arası aynı sahneyi paylaşacağım ve “İyi yaşam için değişim zamanı.” diyeceğiz. Sonra da imza saatimde kitaplarımı hediye edeceğim.

Global Wellness Day’de yer almanıza etki eden faktörler nelerdir?

Dilara Koçak, 11 Haziran Cumartesi Global Wellness Day’de olacak.

İyi yaşam benim 2006 yılından beri tescilli markam. Kitaplarım, televizyon programlarım, gazete köşelerim hep ‘iyi yaşam’ adı altında. Ben hayatın her evresinde pozitif olmayı ve iyi yaşamı çok önemsiyorum. Yaşadığımız anın değerini bilmeli, ama yine de bir sonraki adımı da düşünerek hareket etmeli. Küçük ayrıntılarda boğulmak yerine resmin tümüne odaklanmak hayatı daha mutlu yaşamamızı sağlıyor. Global Wellness Day de ‘iyi yaşam’ı daha çok kişiye ulaştırmak için harika bir organizasyon.

Uplifers okuyucularına bugün hemen hayatlarına uygulayabilecekleri bir tavsiye vermek ister misiniz?

Sağlıklı yaşam için diyet yapıyorlarsa mutlaka bir egzersiz programı ile destek versinler, diyetin kankası egzersiz programıdır. Ancak her ikisi de gerçekçi olmalı, yaşam tarzlarına uymalı. Önemli olan motivasyonlarını devam ettirmeye dikkat etmeleri. Davranış değişikliği sadece motivasyon devam ettiği sürece gerçekleşebilir.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale