X

Gizemli ve çekici: İç çamaşırının sırları

Benim ilk gençlik yıllarımda AVM’ler bu kadar yaygınlaşmamış, Victoria’s Secret, Intimissimi gibi yabancı markalar henüz pazara girmemişti. Bazı yerli markaların o zaman için iddialı, günümüz için sıradan sayılabilecek modellerini pasajlardaki küçük çorap çamaşır mağazaları satardı.

Arkadaşlarımın birinin annesinin böyle bir dükkanı vardı. Nadiren de olsa okul çıkışı annesinin yanına uğradık. Dükkana gelmemizi memnuniyetle karşılayan, bizimle uzun uzun sohbet eden bir kadındı ama tanıdık bir müşteri geldiğinde bize kaş göz yapar çıkmamızı işaret ederdi. Zira o sadece çamaşır satmıyor, müşterilerinin en mahrem sırlarını dinliyor, yatakta kendilerini daha güvenli ve seksi hissetmelerini sağlayacak öneriler veriyordu. Benim için gerçek Victoria’s Secret oydu ve kim bilir kadınların ona fısıldadığı hangi hikayeler vardı.

Arkadaşımla yaptığım ziyaretlerde en büyük eğlencem çaktırmadan kutuların üzerindeki modellerin resimlerine bakmaktı. Modellerin vücutları mı yoksa iç çamaşırlarının detayları mı daha çok ilgimi çekiyordu bilmiyorum ama iç çamaşırlı resimlerin çıplak bir vücuttan daha çekici geldiği bir gerçekti.

Bir gün yeni gelmiş, muhtemelen arka raflara yerleştirilmek için bekleyen kutulara çaktırmadan bakarken bir jartiyer seti ve sonradan vücut çorabı olduğunu anladığım modellere denk geldim. Jartiyer setini gece yarısı kırmızı nokta ile yayınlanan erotik filmlerden (işte eski Türkiye) biliyordum ve oldum olası bana çekici geliyordu. Sanırım bu konu da yalnız değilim zira Eiffel Kulesi’nin bile jartiyerli bir bacaktan esinlendiğini söyleyenler vardır. Son zamanlarda jartiyer görünümlü külotlu çorapların yaygınlaşması da buna bağlı olabilir.

Neredeyse bütün vücudu saran, bazı yerleri dantelli ve çoğu şeffaf olan vücut çorabına ve giyen mankenin resmine uzunca bir süre baktım. Üstelik ufak noktalarla resim de kapatılmış olsa da tam da ilgili yerleri açıkta bırakan açıklıkları vardı. Uzunca bir süre bakmış olacağım ki kadıncağız yanıma gelip kutuları bir gülümseme ile kaldırdı. 

Cesaretimi toplayıp “Anlamıyorum Victoria abla (gerçek adı farklıydı ve kendine asla teyze dedirtmezdi) birkaç dakika sonra çıkacak bir şey için neden kadınlar bu kadar para harcıyor ve neden erkelere kadınların kısmen kapanması tamamen görünmesinden daha çekici geliyor?” diye soruverdim.

Sen ne zaman bunları soracak kadar büyüdün gibi tatlı bir bakış atıp, “İlk sorunun cevabı ikinci sorunda gizli. Neden insanlara kısmen örtünmenin çekici ve estetik geldiği ise belki de keşiflere meraklı doğamızda. Ayrıca ne kadar güzel olursa olsun her kadının beğenmediği ve vücudunda biraz gizlemek istediği bir bölümü vardır. Havva bile incir yaprağını bundan dolayı kullanmış olabilir” diye yanıtladı. Tatlı bir kahkaha ile “İyi ki böyle ki bizim de işimiz bu olmuş, yoksa sadece çorap, don, atlet satmak ile burası dönmezdi” diye ekledi.

Görece ufak erkek bölümünden bir kutu alıp bana hediye olarak verdi. Bir parfüm markasına ait penye bir boxer’dı. O günden sonra gerek rahatlığından gerekse görüntüsünden dolayı penye boxer kullanmaya başladım ve bir daha slip don giymedim. Tüm erkek okuyucularıma tavsiyem de bu yönde. Seksiliği sadece kadınlardan beklemek olmaz. Güzel bir kumaşa sahip, estetik ve hatta biraz esprili iç çamaşırları bulmak hiç de zor değil.

Biraz işin bilimsel tarafına gelirsek, ayakları sıcak tutmanın özellikle kadınlarda orgazmı kolaylaştırdığı ve alınan zevki arttırdığı ispatlanmış durumda. Bu yönden benim de favorilerimden olan jartiyer çorabı çift taraflı faydalı olabilir. Hele yukarıdaki kemere bağlamaya gerek olmadan bacak kısmındaki bantlarla kendinden duranların kullanım kolaylığı da cabası. Zira bir çok ülkede kadınlar artık bunları günlük hayatta da giyiyor.

Topuklu ayakkabı gibi günümüz modası g-string de önce eski çağlarda erkekler tarafından kullanılmış ama sonra 1920’lerde kabarelerdeki kadın dansçılar ile tekrar gündeme gelip önce fetiş bir öge sonra moda haline gelmiş.   

       

Her ne olursa olsun insanın seks için hazırlık yapması, özenmesi hem onu mental olarak hazırlayan hem de karşısındakini mutlu eden bir süreç. Kadınlar için kendilerini daha fazla beğenmelerini sağlayıp güvenlerini artırdığı kesin.

Biz erkekler zaten görsellikle daha fazla uyarılıyoruz. O zaman hemen hedefe odaklanmak yerine, işin keyfini çıkartıp iç çamaşırları üzerinden veya kenarından öpücükler kondurmanın veya bir süre onlar üzerindeyken sevişmenin tadını çıkartalım. Hatta belki ellerimizi kullanmak yerine partnerimize kendimizi bırakalım.

Bir caps’te de dediği gibi “Victoria’s Secret’tan aldığınız iç çamaşırları evde modellerin üzerinde durduğu gibi durmayabilir ama yine de gündelik hayata renk katacaktır.” Bir arkadaşımın bana fısıldadığı gibi, seksi bir body’nin altındaki çıtçıtların açılma anı ve çıkan ses kadar seksi çok az şey vardır.

Bu sefer de bir şiirimsi ile bitirelim…

İki alıp bir verip su gibi olduk

Ama kanamadık birbirimize

Uzaklarda  durduk.

 

Yazdığım hikayelerden oluşan Kadınların Fısıldadığı Hikayeler kitap olarak yayınlandı. Satın almak için tıklayın: Kadınların Fısıldadığı Hikayeler

İlginizi çekebilir: Penis hakkında en çok merak edilen soru: Boyu mu işlevi mi?

Hectorist: Adını İlyada destanındaki Truvalı Hector’dan alan Hectorist, psikolog olacakken finans sektöründe kariyer ve master yapan bir beyaz yakalı. İstanbul’da yaşasa da, daha önceleri hayatının birkaç yılında yurt dışında çalışan ve 2018 başında tekrar yurt dışında çalışmaya başlayan otuzlu yaşların sonunda bir erkek. Meraklı ve araştırmayı seven biri… Cinselliği ise doğal ve öğrenilip, geliştirilebilecek bir alan olarak görüyor. David Deida başta olmak üzere farklı kaynaklardan öğrendiklerini güncel tutmaya çalışıyor. İyi bir cinsel yaşamın, mutlu bir yaşamın ana unsurlarından biri olduğuna inanıyor. Kendi adıyla yayınlanan hikayeler yanında, Hectorist adıyla sosyal medyada farklı kaynaklarda yayınlanan ve yakında kitaplaşacak “Kadınların Bana Fısıldadığı Erotik Hikayeler”in yazarı. Kendi ifadeleri ile “Kendimi bildim bileli, samimi kadın arkadaşlarım, erkek arkadaşlarımdan fazla oldu, çoğu benle en mahrem sırlarını paylaştılar. Hikaye ve şiirimsi şeyler yazarken, neden bana anlatılan erotizmde içeren sırları kurgulayıp anonim olarak yazmayayım dedim ve 12 burçtan kadınların bana fısıldadığı hikâyeler ortaya çıktı. Erotizm ile romantizmi birleştirmek için her hikâyenin içine müzik, sinema ve edebiyattan bir şeyler katmaya çalıştım”

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale