X

Gili Adalarının en “genç” rotası: Trawangan Adası

Günün büyük bir kısmında dalga seslerini ve kendini dinleyerek yattığın beyaz kumlardan doğrulup kalkma vakti, tüm gün beklediğin o an, adanın şovunun başladığı, güneşin denizin ufuk çizgisiyle buluşup binbir renge girdiği an gelecek; seni de içine alıp bitmeyen eğlenceli bir geceye taşıyacak.

Günlük huzur dozunu turkuaz denizinde keyif yaparak tamamladıktan sonra, güneşin batmaya göz kırptığı an başlayan görsel şölen ve sahildeki destansı canlı müzik ile gençlerin hakimiyetindeki küçücük ada Gili Trawangan’da mutluluktan kendini kaybedeceğin güzel günler başlıyor.

Trawangan Adası’nın sahili
Gençlerin hakimiyetindeki ada Trawangan’da nereleri görmeli, neler denemeli?

Bali seyahatinde kesinlikle gitmen gereken, etrafını yürüyerek 1,5 saatte dolaşabildiğin, hiç motorlu aracın olmadığı bu adada, trafiğe dair duyduğun tek ses at arabalarının ve bisiklet tekerlerinin kumda çıkardığı ses olacak.

Adadaki ilk gününe kendini doğu sahilindeki denizin berraklığına bırakarak başlayabilirsin. Beyaz kumlarda yatıp minik dalgaların terapi etkili sesleri seni alıp götürecek zaten. Kumsalda kavrulup denizde serinlemeye doyduğunda sahildeki mekanlardan bir deniz gözlüğü kirala ve suyun altına bir göz at. Denizde geçirdiğin sürede sen her şeyi gördüğünü sanırken ayaklarının dibinden geçen yüzlerce renkli balıktan ne kadar habersiz olduğunun, merak etmedikçe neler kaçırdığının farkına var. Etrafı çeşit çeşit deniz canlısına ev sahipliği yapan resiflerle kaplı olan Gili, dalışa meraklı gençlerin favori mekanı. Bir gündüzünü bu bambaşka dünyaya, denizin altına ayır ve bir dalış gezisine katıl. Eğer daha önce hiç dalmadıysan bile eğitmenle birebir yapılan discovery (deneme) dalışını deneyebilirsin. Suyun altındaki yavaşlıkla; gökkuşağı renkli balıklar, resifler ve deniz kamplumbağaları ile tanış. Belki de dalışın yıllardır aradığın hobi olduğunu anlayıp Gili’deki tatilini uzatmaya, buradaki dalış okullarında dalış eğitimi almaya karar verirsin.

Gündüzleri adada bisiklet kiralayabilir, yürüyüşe çıkabilir ya da dalış yapabilirsin.

Güneş alçalmaya başladığında bir bisiklet kiralayıp gün batımını izlemek için adanın batısına doğru yola çık. Exile Bar’da durup içecek soğuk bir şeyler al ve denize doğru sıralanmış armutlardan birine oturup kendini ortamın huzuruna bırak. Gili Trawangan’lı tüm resimlerde gördüğün suyun içindeki epik salıncak ya da hamakta yer kapıp gün batımını buradan izleyebilirsin. Güneş denize yaklaşınca başlayan canlı müzikle masalsı bir hal alan ortama kendini bırak. Manzara, müzik ve doğa üçlüsüne katılıp akşamın ilk saatlerini burada anın tadını çıkararak geçir. Adanın merkezine geri dönerken kenara çek, kafanı kaldırıp yıldızlara bir göz at; milyonlarca yıldızın bir tanesinde, evinden kilometrelerce ötedeki denizin ortasındaki bu minicik adada kendinle baş başa olduğunu hatırla.

Bir gece reggea barda dans edip diğer gece yerel bir müzik grubunun canlı performansına eşlik edebilirsin.

Gündüz deniz, dalış ve güneş keyif yapan gençler; geceleri kendini sahildeki barlara, kumsal partilerine atıyor. Yemek sonrasında herkes akşamları bara dönüşen “beach club”larda bir araya geliyor ve parti öncesi eğlencesine başlıyor. Kumsalda yıldızların altında yeni arkadaşlar, muhabbet ve müzik… Gece ilerleyen saatleri için Gili’nin özel bir kuralı var, her gece parti için sadece tek bir mekan açık oluyor. Böylece geceleri herkes bir yerde toplanıyor ve hep birlikte eğleniliyor. Her gecenin eğlencesi diğerinden farklı; bir gece reggea barda dans edip diğer gece yerel bir müzik grubunun canlı performansına eşlik edebilirsin. Eğer eğlence bittiğinde enerjin daha bitmediyse geceyi ay ışığında denizde bitirebilir ya da güneşin doğuşunu bekleyebilirsin.

Adada sabah saatleri…

Eğer sabah daha kimsecikler uyanmadan kalktıysan hatta hiç uyumadıysan günün ilk ışıklarıyla birlikte bisikletine atlayıp adanın etrafında bir keşif turuna çık. Kumsallar boşken dalgaların sesiyle ağaçların hışırtısıyla başbaşa birkaç saat geçir. Başbaşa diyorum ama serinlemek için denize kendini atan atlar, otlayan keçiler ya da inekler gibi süprizlerle de karşılaşabilirsin. 

Günün ilk ışıklarında etrafında gördüğün atlar, sana kendini bir masalın içindeymişsin gibi hissettirebilir.

Kahvaltı için The Yoga Place’ye uğra, bahçesinde otur, çok sağlıklı ve doyurucu yemeklerini ye, harika insanlarla tanış. Eğer ortam hoşuna giderse buradaki yoga ve meditasyon derslerine katılabilirsin.

Sonra tabi ki palmiyelerle çevrili sahil, deniz kum güneş… Sahil çok güzel ama “çok yattım, biraz da hareket edeyim, içim enerjiyle doldu” dersen kano kiralayıp denize açıl, kürek çekerek sakin sularda dolan. Şanslıysan sana eşlik eden deniz kaplumbağaları ile birlikte açılabilirsin. Hemen karşıdaki Gili Meno adasına gidip sessiz kumsallarında palmiyelerin gölgesinde bir yürüyüş yap.

Kano kiralayıp, denize açıl. Kim bilir belki deniz kaplumbağalarıyla karşılaşırsın.

Öğlen güneş seni çok yaktıysa serinlemek için Pituq Cafe’ye git. Bambu çardaklardan birinde uzanıp serinlemek için güzel bir meyve salatası sipariş et. Yiyecek ve meyve sularının hepsi çok hafif ve lezzetli.

Pituq Cafe’nin taze meyve tariflerinden mutlaka denemelisin.

Akşamüstü bir saatini sahilde yoga yapmak için ayırabilirsin. Daha önce hiç yoga yapmadın mı? Sorun değil, her seviyeye uygun olan bir programları var. Her gün saat 4’te Exile Bar’da kumsalda yapılıyor, belki de daha önce hiç dalga sesleri ile birlikte yoga yapmamıştın. 

Akşamüstü bir saatini sahilde yoga yapmak için ayırabilirsin.

Bir akşam yemeğini Scallywags’ta ye. Artık ben ada insanıyım; deniz, kum, güneş tamam, sırada burnumu batırana kadar deniz ürünü yemek var diyorsan haklısın. Denize sıfır olan bu mekan herkesin gözbebeği, her çeşit taze deniz ürününü burada deneyebilirsin, daha önce tatmadığın balıklar, dev karidesler ve Bintang bira mesela.

Küçücük bir ada evet ama her günü dolduracak, yapılacak, denenecek başka bir şeyler var. Yorgunluğunu atmak için bir gün sahilde masaj ısmarla kendine. Adada profesyonel masajcılar yok ama sahilde deniz manzaralı masajın tadı bir başka. Masajın dinlendirici etkisi dalga sesleri ile birleşince katlanarak çoğalıyor, seni alıp götürüyor.

Değişik bir şey mi yapmak istiyorsun, bir akşam 9’da sahildeki açıkhava sinemasına uğra. Biraz erken gidip önce yerini kap, sonra yan taraftaki pizzacıdan bir pizza al ve armutlara yayılıp dalga sesleri eşliğinde büyük ekranda filmin tadını çıkar.

Kendini sadece sahille kısıtlama, adanın iç taraflarında, ara sokaklarda gezin. El yapımı objeler, vintage ürünler satan dükkanları keşfet. Küçük bahçelere serpilmiş kafe ve restoranları bul. 

Adanın iç taraflarında, ara sokaklarda gezin.
Favori restoranlarımdan bazıları
  • Grens&Beens: Porsiyonlar büyük, yiyecekler her zaman taze ve siparişle birlikte sıfırdan hazırlanıyor. Bu nedenle çok çok acıkmadan gitmekte fayda var.
  • Roast House: Uzakdoğu’nun bu kıyılarında lezzetli kırmızı et bulmak biraz zor. Bu arada buralarda yiyeceğin beyaz etin hiç tatmadığın kadar güzel olduğunu belirtmek lazım. Eğer kırmızı et yemeden duramayanlardansan adres burası. İthal etlerle yapılan aşırı lezzetli hamburgerleri var, yemek saatinde çok kalabalık olduğu için erkenden gitmek gerekiyor.
  • Regina Pizza: Adanın en lezzetli pizzası burada. Mekanın sessizliği ve ortamı da çok güzel, adadaki küçük İtalya köşesi burası.
  • The Night Market: Bir akşam çok acıkmışken buraya uğra. Yerel sokak yemeklerini keşfet. Bol soslu ve acılı barbeküler, tatlılar ve meyve seçeneklerini bulabileceğin bu pazarda her şey taze ve ucuz.

Aklında olsun:

  • Adada, homestay ismi verilen oda&kahvaltı seçeneği sunan pansiyonlar popüler. Ada küçük olduğu için konaklama seçenekleri sınırlı, en önemlisi de konaklanacak yerlerinin çok az bir kısmının internette listelenmiş olması. Bu yüzden önceden internetten yer ayırtmak iyi bir seçenek olmayabilir, kendi kendine pek de kalacak bir yer yok demiş olabilirsin. Eğer kalacak yerini ayarlamadan gezmek midene ağrılar girmesine sebep olmuyorsa adaya iner inmez ara sokaklardaki seçenekleri gezip hoşuna giden bir yer bulabilirsin. Kliması veya vantilatörü, hele de balkonu olan bir yer bulursan kaçırma, sıcak bir vahadaki cennet köşeyi bulmuşsun demektir.
  • Adada kalacağın süre için bir bisiklet kirala, sıcakta kumlarda yürümek seni aktivitelerden yıldırmasın. Kiraladığın bisikletin renginden, numarasından ve kilidi olduğundan emin ol, onlarca bisiklet arasında hangisinin senin olduğunu bulmak zorlu olabiliyor. Sepeti olan bir bisiklet seç, akşamları feneriyle yolu aydınlatmak için telefonunu sepetine koyup rahatça ilerleyebilirsin. 

İlginizi çekebilir: Bali’nin ortasında, dağların tepesinde, palmiye ağaçlarının arasında: UbudBali’

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Gökçe Argun: Büyük küçük kaçamaklarla yeni yerler keşfetmekten daha güzel ne olabilir? Daha önce yürünmemiş sokakların, henüz tadılmamış yemeklerin heyecanı yaşanmalı diye çıktığım yollarda kuşlara özenip uçaktan atladığım, uzak bir köyde sessizce oturup iç sesini duymaya çalıştığım ya da okyanusa dalıp köpek balıklarını gözetlediğim anlar deneyimlerimin en vazgeçilmezleri. Bu hikayelerden etkilenip de yola düşenlerden biri neden sen olmayasın?

Hayatın küçük tatlı sürprizlerini L’Occitane Almond Shower Oil ile yakalayın

Hayat, beklenmeyen güzelliklerle dolu bir dans gibi; eğer görmeyi, fark etmeyi bilirsek hayatın şaşırtıcı güzellikteki tatlı anlarını sık sık yakalayabiliriz. Bazen uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımız, bazense tatlı bir yağmurun ardından çıkan gökkuşağını gördüğümüz o ‘an’da gizli olabilir mutluluk. Bu, beklenmedik ama her zaman iyi hissetmemizi sağlayan hoş sürprizler, hayatın şaşırtıcı güzellikteki anlarından yalnızca birkaçı olsa da tüm gün yüzümüzü güldürmeye yetebilir.



Yakalamak için istekli olursak hayatın monoton akışına biraz olsun ara vermemizi sağlayan ve yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlatan pek çok tatlı sürpriz bulabiliriz. Tıpkı L’Occitane Almond Shower Oil’in su ile buluştuğunda yağ kıvamından köpüğe dönüşen sürprizli formu gibi.

Sürprizlerle dolu keyif veren bir deneyim

Mutluluk veren, keyif dolu ve sürprizli anlar dediğimizde şüphesiz ki kendimize ayırdığımız zamanların önemi ve yeri çok büyük. Çünkü, günlük hayatın koşturması içerisinde kendimizi şımartabildiğimiz, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz bu özel anlar, monotonluğun içinden bize göz kırpan küçük sürprizler gibi. Özellikle de kişisel bakım ritüellerini taçlandıran L’Occitane Almond Shower Oil ile sürprizlerin hiç sonu yok. Bu özel duş bakım yağı, suyla buluştuğu anda değişen formu ile bize sıradan görünen anları bile özel kılan küçük sürprizler sunuyor.

Almond Shower Oil’in içeriğindeki badem yağı, su ile birleştiğinde anında yoğun keyif verici bir köpüğe dönüşüyor, bize de tatlı küçük sürprizlerle dolu dokunuşların cildimizde bıraktığı o yumuşacık etkinin keyfini sürmek kalıyor. Tabii, o tatlı ve küçük sürprizler Badem Duş Yağı’nın yalnızca köpüren özel formülünde saklı değil, kokusu da bambaşka bir heyecan.

Kokuların duyuları harekete geçiren büyülü dünyası

Bazen sizin de bir kokunun esintisiyle geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıktığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Kabul edelim, hayatın içindeki tatlı sürprizli anlarda kokuların da etkisi oldukça büyük. Belki çocukluğunuzdan keyifli bir anı hatırlatan nostaljik bir koku, belki gençliğinizde kullandığınız eski bir parfümün rüzgarla karışmış hali, belki de taze biçilmiş çimlerin havada dağılan dansı… Kokular da sürprizli anların başrol oyuncusu olabiliyor.



Tıpkı, Almond Shower Oil’in tatlı bademin mis kokusunu cildimizde bırakması gibi. Üstelik vegan içeriği ile tüm cilt tiplerine de uygun olan bu bakım yağı, duyuları harekete geçiren büyülü bir dünyanın da kapısını aralıyor. Hayatın bitmeyen telaş ve karmaşasında her şeyden biraz da olsa uzaklaşıp, o büyülü dünyaları keşfetmek hepimizin ihtiyacı değil mi? Daha fark edilmeyi bekleyen onca tatlı sürpriz varken…

Şaşırtıcı üçlü etki

Köpüren özel formül, büyülü dünyalara açılan mis badem kokusu, tabii bir de şaşırtıcı üçlü etki. L’Occitane Almond Shower Oil ile hayatın sürprizlerle dolu anlarını yakalamak çok kolay. Özel vegan formülü, cildi hem temizliyor hem nemlendiriyor hem de onarıyor. Bu üç etkiyi bir arada bulabilmek de en tatlı sürprizlerden biri.

Badem Duş Yağı, özel köpük yapısı ile cildi temizliyor, içeriğindeki omega 6 ve 9 bakımından zengin tatlı badem yağı ve üzüm çekirdeği yağı ile ilk kullanımda nemlendirme etkisi sağlıyor ve cildi besleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuyor.

Elbette, hayatta daha yakalanmayı bekleyen pek çok şaşırtıcı tatlı an var. Bazıları, bir anda karşımıza çıksa da bazen de bu anları biz yaratabiliriz. Bakım rutinlerimize L’Occitane Almond Shower Oil’i eklemek, tanımadığımız birine iltifat etmek ya da sevdiğimiz birine uzun zamandır istediği bir şeyi satın almak, hayatımızda o tatlı sürprizleri artırmaya ve yaşamın keyfini doyasıya çıkarmaya yardımcı olabilir.

Hiç vakit kaybetmeden birinden başlamak istiyorsanız hemen tıklayıp sürprizlerle dolu L’Occitane Almond Shower Oil dünyasını keşfedebilirsiniz.



Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?



Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:

  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.



İlgili Makale