X

Gerçekten birlikte miyiz?

Birlikte vakit geçirdiğinizde, gerçekten birlikte misiniz? Yani, o anın tüm dikkatini birbirinize veriyor musunuz? Yoksa, bazen dikkatler başka yönlere kayıyor mu? Peki dikkat dağılmadığında birinin sizi gerçekten dinlemesi veya o anın değerini bilmesi nasıl olurdu?

Bugün ilişkilerde göz teması, bir sohbetin ortasında telefonlardan uzak kalabilme yeteneği ve birbirine odaklanma hakkında düşündüm. Çünkü bazen en yakınlarımızla geçirdiğimiz anlar bile, dikkatsizlik ve anlam eksikliği yüzünden kaybolabiliyor.

Dikkatin gücü: Saygının bir göstergesi

Her iki tarafın da orada olup, sadece o anı paylaşıyor olması, bir ilişkinin sağlıklı olabilmesi için gerekli olan temel unsurlardan biridir. Fakat bazen bu doğal olarak gerçekleşmeyebiliyor. Göz göze bakmak, birinin sizi gerçekten dinliyor olması ve dikkatinizin birbirinize odaklanması; ilişkilerdeki ‘saygı’ anlayışını derinden etkileyebiliyor. Saygı, yalnızca kelimelerle ifade edilen bir şey değildir. Gerçek saygı, karşındakine verdiğin zaman ve dikkatle ölçülür. Bir ilişkide, bazen göz teması kurmak, birlikte geçirdiğiniz anı tamamen içselleştirmek, hatta karşındaki kişiye sadece odaklanmak bile, birine ‘Ben seni önemsiyorum’ demenin en güçlü yollarından biridir. Dikkatin dağılması, yalnızca bir anlık bir eylem gibi gözükse de, derinlemesine düşündüğümüzde aslında bir duygusal mesafe yaratır. Ve bu mesafe, zamanla büyüyebilir.

Ben birlikte olduğumda, karşımda duran kişinin benimle gerçekten burada olduğunu hissetmek isterim. Ama bazı anlarda, o kişinin yanımda olduğunu bilsem de aynı zamanda kendimi yalnız hissedebiliyorum. Çünkü bazen, o kişi düşüncelerini bambaşka bir dünyada kaybediyor gibi hissediyorum ve bu beni çok incitiyor. Anın kıymetini bilmediğini düşündüğümde, içimde bir eksiklik duygusu oluşuyor ve bu durum, sadece bir an bile olsa bana kendimi çok yalnız hissettiriyor. Eğer karşı tarafa bu hissimi dile getirdiğimde bana hak verip daha dikkatli olacağını söylemesine rağmen aynı durum tekrarlanıyorsa bu, onun söylediklerinin benim için anlamını kaybetmesine sebep oluyor. Çünkü her defasında bu hissimi açıklama ihtiyacında olmak, bu konuda benim gösterdiğim özeni karşıdan alamadığıma işaret ediyor ve kendimi sürekli tekrar eden bir döngünün içindeymiş gibi hissediyorum. Oysa birinin dikkati tamamen size verildiğinde, bir sohbet çok daha derinleşebilir.

Dijital dikkat dağınıklığı: İlişkilerimize etkisi

Birlikte zaman geçirirken, gerçekten birbirimize odaklanıyor muyuz, yoksa sadece aynı ortamı mı paylaşıyoruz? Çoğu zaman, yanımızda olan kişiyi dinlerken bir yandan sosyal medyada geziniyor, bir şeyler araştırıyor ya da zihnimizi meşgul eden başka düşüncelere dalıyoruz. Ve bu, farkında olmadan ilişkilere zarar veren bir alışkanlık haline geliyor. Özellikle teknolojinin hayatımızdaki öneminin artmasıyla birlikte, dikkat dağılmalarına karşı duyduğumuz toleransın sınırları da değişti.

Bir zamanlar, birinin telefonunu bir kenara koyup dikkatini tamamen sana vermesi o kadar doğal bir şeydi ki. Şimdiyse; elimizden düşmeyen telefonlar, sık sık gelen bildirimler ve ‘bir dakika’ diye bakmaya başladığımız sosyal medya uygulamaları, bizleri birbirimizden uzaklaştıran araçlar haline gelebiliyor. Dijital dünyada bağlantı kurmak o kadar kolay ki, bazen bu durumun gerçek anlamda bağ kurmayı ne kadar zorlaştırdığını fark etmiyoruz bile. Bir ilişkiyi sağlıklı olarak sürdürebilmenin başında, sanırım önce bu dijital bağımlılıklara karşı mücadele etmeye istekli olmak geliyor. Bu noktada, birlikte geçirilen zamanın daha bilinçli bir şekilde değerlendirilmesi, küçük ama etkili adımlarla mümkün olabilir. Örneğin; bir araya geldiğimizde bildirimleri kapatmak, ya da “sadece biz” anları yaratmak gibi…

Gerçek anlar biriktirmek

İlişkilerde en önemli şey, birlikte geçirilen anların kalitesidir. Gerçek anlar, sadece fiziksel olarak bir arada olmakla değil, tüm dikkatimizi karşımızdaki kişiye verebilmekle mümkün olur. Bazen küçük bir göz teması, içten bir sohbet ya da sadece sessizce paylaşılmış bir an bile, yıllar sonra hatırlanacak kıymetli bir anıya dönüşebilir. Ancak dikkatimiz dağıldığında, bu anları kaçırma riskimiz artar. Gerçekten birlikte olabilmek için bazen bilinçli bir çaba göstermek gerekir. Telefonlarımızı bir kenara koyarak, zihnimizi o ana odaklayarak ve karşımızdaki kişiyi gerçekten duymaya çalışarak daha derin bağlar kurabiliriz. Çünkü anın içinde var olmak, sadece kendimiz için değil, karşımızdaki kişi için de bir hediye niteliğindedir.

Elbette hepimiz zaman zaman dikkatimizi başka yerlere kaydırabiliriz. Hayatın karmaşası, günlük stresler ya da bir yığın işler bizi farklı yönlere çekebilir. Ancak, bir ilişkiyi sağlıklı tutmanın temeli, birlikte geçirilen anların kıymetini bilmek ve birbirimize gerçekten odaklanmakla mümkün. Eğer bu küçük ama önemli anları kaçırırsak, aslında ilişkinin özünü kaybetmeye başlarız.

Belki de kendimize şu soruyu sormalıyız: “Bugün gerçekten bir an biriktirdim mi?

Günlük hayatın koşuşturmacası içinde sevdiklerimizle paylaştığımız zamanın kıymetini bilmek, ilişkilerimizin derinliğini ve samimiyetini belirler. Hayatın gerçek değeri, farkına vardığımız ve içselleştirdiğimiz anlarda gizlidir.

İlginizi çekebilir: Bizim acilen bazı insanları affetmeye ihtiyacımız var

Hediye Başar: Selamlar, ben Hediye! 28 yaşındayım. Akdeniz Üniversitesi Biyoloji Bölümü mezunuyum. Doğayla iç içe olmak, gökyüzünü izlemek, kuş seslerinin içinde huzurlu bir yürüyüş yapmak benim için bir tutku... Aynı zamanda çocukluğumdan beri yazı yazmak da öyle. Bu tabii ki profesyonel olarak yaptığım bir şey değil. Ancak kendimi ne zaman sıkışmış hissetsem, yazı yazarak çıkıyorum içinde bulunduğum o durumdan, bu şekilde rahatlıyorum. Bana iyi gelen, ruhumu besleyen bir yanı var. Şu anda Almanya'da yaşıyorum. Özel bir kurumda engelli bireyler ile gönüllü olarak çalışıyorum. Onların bakımı ile ilgileniyoruz ve birlikte el becerilerini geliştirici aktiviteler yapıyoruz. Onlarla yolum kesiştiği için kendimi çok şanslı ve mutlu hissediyorum. İnsanların hayatlarına bir şekilde, bir yerden dokunmayı seviyorum. Bu yüzden kendimi gönüllü olmaya adadım. Üniversiteden mezun olduktan bir süre sonra yurtdışı serüvenim başladı. Yolları, yolculukları ve o akışta karşılaştığım her şeyi seviyorum. Evrenin getirdiklerini öğrenmeye ve anlamaya çalışıyorum. Nil’in bir şarkısında da söylediği gibi; ‘’Hayatın, sana başkaları tarafından yansıtılmayan bir aslı var, onu dinle deniz kabuğu dinler gibi!’’ Buna olabildiğince kalbimi açıyorum. Kendi yaptığım pratiklerle yoga ve meditasyonda derinleşmeye çalışıyorum ve profesyonel anlamda buna devam etmeyi istiyorum. Kişisel yolculuğumda beni kendimle buluşturan, yoluma ışık tutan ve şu anki ‘Ben’ olmamı sağlayan her şeye, herkese ve özellikle her daim elimden tutup; yapabileceklerimin sınırsızlığını gösteren o küçük kız çocuğuna minnettarım. Biliyorum ki içimizdeki potansiyelleri keşfetmek için hayatta her şey mümkün! Sevgiler...

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale