X

Gerçeğe dönüşecek imgeler yaratma yolları

İsteklerimizi gerçeğe dönüştürmenin sırrı, ruhsal enerjimizi bu isteğe odaklamak ve onu zihnimizde canlandırmaktan geçer. Bu zihinde canlandırma eylemine “imgeleme”, odaklanmış enerjiye de “imge” denir. Böylece imge kuantum alana gönderilmiş ve onu yaratan kişinin hayatında önemli bir yer almıştır; tıpkı evrene pozitif düşünce iletmenin öneminden bahsedildiği gibi.

Bir madde olarak düşünce

Güçlü imgelerin hayatımızda yaratacağı değişiklikleri anlatmak için öncelikle düşünceyi fiziksel açıdan ele alalım. Nasıl ışık, foton adı verilen birimlerden oluşuyorsa, düşünce de bir titreşim, gözle görülmeyecek kadar ince bir frekans olarak tanımlanıyor. Bu durum, düşüncenin somut bir varlığı olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

Bir örnekle açıklamak gerekirse, şeffaf bir buzdolabı poşeti düşünelim. Bir tane şeffaf poşetin içini kolayca görebilirken, iç içe bin tane poşet koyduğumuzda artan yoğunluk şeffaflığın kaybolmasına, ardını göremediğimiz opak bir yapının oluşmasına neden olur. İmgeleme de buna benziyor: Bir düşünce üzerinde yoğunlaşıp, onu enine boyuna ele alıp, yarattığı duyguları, çağrıştırdığı sesleri, melodileri üzerine eklediğimizde, iç içe koyduğumuz poşetler gibi sağlam, somut, görünür hale getirerek evrene göndermiş oluyoruz. Bu maddeleşmiş düşünce, kuantum alanın etkisiyle yaşamımıza etki ediyor.

Güçlü bir imge yaratmak için odaklanmak

Güçlü bir imgeleme için, günde 15 dakikanın belli bir düşünce ya da hayal üzerine odaklanmak için ayrılması öneriliyor. Teoride pek kolay gibi görünse de, sürekli dolu olan insan beyninde uçuşan diğer düşünceler, o gün yapılacaklar, bulunulan yerin sıcaklığı, aniden acıkma gibi kesintiler sebebiyle bunu yapmak oldukça zor. Meditasyon sık başvurulan bir seçenek olarak karşımıza çıkıyor; fakat her insan değişik bir yapıya ve enerji akışına sahip olduğu için klasik meditasyon herkeste aynı derecede etkili olmayabiliyor.

Önemli olan, evrene ne mesaj gönderilirse göndersin, kişinin kendini iyi hissediyor olması. Zorlayarak oluşturulmuş bir imge ile evrene pozitif bir mesaj göndermek mümkün değil… Peki bu imgeleri güçlendirmek için neler yapılabilir? Masaj terapisi ve reiki ile uğraşan Laura Weber bu konuda birkaç ipucu sunuyor:

1. Yüksek enerjiyle spontan imgeleme

“Şimdi oturup 15 dakika bir tek şeyi düşüneceğim” diyen insanın bunu gerçekten yapabilmesi oldukça zor. İnsanın kendini iyi hissettiği, kendisine ilham veren bir şeyler yaptığı ya da yeni biriyle tanıştığı bir anda bu enerjiyi kaybetmeden harekete geçmesi çok daha faydalı ve verimli bir imgeleme süreci sağlayabiliyor. İnsanın içinin ışıkla dolduğu anı kaçırmadan, hayatıyla ilgili amaç ve isteklerini içinden geçirmesinin evrende mutlaka olumlu bir yansıması olacaktır.

2. Hikayeleştirme

Aklın dağılma ve boşa sarma olasılığını atlatmak için, düşünceleri hikayeleştirerek anlatmak ya da daha iyisi, yazıya dökmek ve başkalarıyla paylaşmak düşüncenin gücünü arttırır. Enerjiyi yükseltme eğitimlerinde sıkça dile getirilen bir konu da insanın hayattaki amacını belirledikten sonra bunu yazmasının ve hatta sürekli görebileceği bir yere koymasının çok etkili olduğudur.

3. Gerçeklikle barışma

Hayal kurmak güzeldir, büyük düşünmek, tabir-i caizse “uçmak” da öyle. Ancak, gerçeklerle barışmak da kişinin kendi iç huzuru için gerekli. Eğer hayaliniz başka bir yerde yaşamaksa, bu hayale ve buna ulaşmak için neler yapabileceğinize odaklanabilirsiniz. Ancak, sürekli bulunduğunuz yerden ne kadar memnuniyetsiz olduğunuzu düşünerek enerjinizin düşmesine izin vermemelisiniz.

4. Heyecanı takip etme

Tüm ruhsal öğretilerin ortak noktası, insanın heyecan duyduğu şeyleri yapmasının ne kadar önemli olduğudur. Sevdiği insanlarla beraber olmak, işini tutkuyla ve kendini adayarak yapmak ya da değer verdiği bir hobi için zaman ayırmaya uğraşmak insanı yormanın aksine, yaşam enerjisiyle dolmasını sağlar. Bu enerjiyi yakalayınca da, ilk adıma geri dönüp ana düşünceye odaklanılabilir.

Her insan bir diğerinden farklı olduğundan, bu yöntemlerden hangisinin daha etkili olduğunu anlamak için onları denemek gerekir.

Kaynaklar: Thespiritscience.net

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale