X

Genç kalma telaşı: Yaşlanmayı hızlandıran 3 temel faktör

Gençlik telaşı. Çok haklı ve yerinde bir telaş. Kesinlikle. Yani insan neden yaşlanmak istesin, genç kalma derdine düşmesin ki? Neticesinde gençliğin aynı zamanda sağlığa, güzelliğe, iyi görünmeye ve hissetmeye denk gelen bir yeri yok mu algımızda? Evet, var. Ancak son zamanlarda sadece sağlık, güzellik değil, yaşamın pek çok alanında bazı büyük yanılsamaların etkisi altında kalıyoruz. Gerçekte nasıl göründüğümüz ve hissettiğimizden ziyade, dışarıya karşı nasıl göründüğümüz en büyük meselemiz. Aynaya baktığımızda gördüğümüz “gerçek” şeyle ilgilenmek yerine, onu gizlemek, saklamak ve mümkün olduğunca gerçekliğini saptırmak gibi bir eğilimin içinde debelenmekteyiz.

Oysa bu gençlik mevzusunu yeniden ele alırsak, karşımıza üzerinde düşünmek durumunda olduğumuz birkaç konu çıkıyor: Genetik mirasınız en büyük şansınız. Bu noktada kendinizi olumlu bir yerde hissediyorsanız, annenizi ve babanızı şükranla anabilirsiniz. Ancak bunun dışındaki tüm parametreler sosyal medya hesaplarındaki filtrelerden ziyade, size bağlı. Temel mesele, yaşlandıran faktörleri azaltmakta.

1. Kötü beslenme

Gençlik konusunun en temel ayağı. Bir beslenme uzmanı olarak diyebilirim ki içimize aldığımız ve bedenimize değen her şeyin sebep olacağı olumlu veya olumsuz etkileri yok saymak, iyi bildiğimiz bir şeye kulaklarımızı tıkamak gibidir. Ancak kulağımızı açtığımızda o duyduğumuz şey ne yazık ki gerçekliğini yitirmeyecektir. Orada öylece kabullenmemizi bekleyecektir.

2. Hareket yetersizliği

Doğanın işleyişine ters giden bir durum var bu noktada. Beden, varoluşu gereği hareket etmek ister. Bunu göz ardı etmek baştan lades demek. Harika bir vücuda, sımsıkı kaslara sahip olmaktan bahsetmiyorum. Bedenimizi kullanmak en asli görevimiz. Sadece bunu anlamamızı diliyorum.

3. Sigara, alkol, şeker, bozulan metabolik süreçler

İnsülin direnci, karaciğer yağlanması… Vücudumuza giren her şey ya iyi ya da kötü, ama mutlaka bir sonuca neden olur. İyi besinler iyileri, genetiği oynanmış, doğası bozulmuş, dışarıdan müdahale edilmiş vb. olanlar ise kötü sonuçları tetikler. Sigara, alkol, şeker tüketimi de bu bakış açısıyla aynı yerde duruyor. Metabolizmada oksidatif stresi artıran şeyler, yaşlanma sürecini de hızlandırır. Sigara, alkol ve şeker tüketimi metabolizmada bu “oksidatif stres” dediğimiz faktörü tetikler. Üzerine bir de genetik olarak yatkın olduğunuz hastalıklar eklenince, ister istemez bedeninizde birtakım olumsuz gelişimlerin başlaması hızlanır.

Ben hayatın sırrının denge olduğuna inananlardanım. Negatifi tetikleyen her şeyin pozitifini de hatırlamaya gayret ediyorum. Ama bütün bunlar üzerine düşünürken kendimizi cenderede gibi hissetmemize gerek yok. Keyif aldığımız şeyleri yapmakta özgürüz. Sadece panzehiri bulmak önemli. Güzel yaşamanın panzehiri de iyi beslenmek ve hareket etmek. Buna inanıyorum.

Bir de şunu kendimize hatırlatmamız çok önemli. Gençlik, neşe ve yaşama sevinci ile seyreden bir ruh halidir. Yüzünüzdeki kırışıklıklara veya karın yağlarınıza çare bulabiliriz ama işte o sevinci kaybederseniz, yerine yenisini koymanız için size hiçbirimiz yardımcı olamayız. O yüzden kendinize iyi davranın.

Sevgilerimle…

İlginizi çekebilir: Sürekli diyette olmanın açlığı tetiklediğini biliyor musunuz?

Hande Acarel: 2005 yılında Başkent Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünden mezun oldum ve ardından Ankara Üniversitesi’nde Beslenme Bilimleri alanında yüksek lisansımı tamamladım. Florence Nightingale Şişli Hastanesi'nde klinik, poliklinik ve obezite diyetisyeni olarak çalıştıktan sonra Madalyon Psikiyatri Merkezi'nde uzman bir ekiple obezite ve beslenme bozuklukları alanında çalışmalarıma devam ettim. 2012 yılından bu yana ise Eti Gıda pazarlama departmanına beslenme uzmanı olarak danışmanlık veriyorum. Pilates Eğitmenliği sürecime 2014 yılında Balanced Body University’nin uluslararası geçerliliğe sahip sertifika programlarını tamamlayarak, 2016 yılında Kuzguncuk Beslenme & Pilates Stüdyo’yu kurdum ve bu kapsamda beslenme ve egzersizi bir araya getirdiğim bir yöntemle çalışmalarımı sürdürüyorum. 2020 yılında Biruni Üniversitesi’nde Fitoterapi Eğitimimi tamamladım. Bitkilerin beslenme ve kilo kontrolü sürecinde kullanımları konusunda çalışmalar yapıyor ve bunu beslenme danışmanlığı süreçlerime entegre ediyorum.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale