X

Gelecek vaat eden evcil hayvan odaklı girişimler

Günümüzün hızla değişen dünyasında insanların iyi hissetme hali gibi tüylü dostlarımızın da refahı önem kazanıyor. Bu önemle birlikte, evcil hayvanların yaşam kalitesini iyileştirmeyi amaçlayan yenilikçi girişimler ön plana çıkıyor. Bu girişimler, evcil hayvanların hem fiziksel hem psikolojik hem de duygusal iyiliğine odaklanarak onların yaşantılarını daha anlamlı ve tatmin edici kılıyorlar. Bu yazımızda, dört ayaklı dostlarımızın mutluluğunu ve sağlığını merkeze alan beş tane girişimi derinlemesine analiz ediyoruz.

Embark Veterinary

Görsel: embarkvet

2015’te kurulmuş olan Embark Veterinary, beş yıl içinde %1800’lük bir büyüme kaydetmiş başarılı bir startup olarak karşımıza çıkıyor. Bu girişim, köpek bakımını iyileştirmeye ve köpekleri daha iyi anlamaya odaklanıyor.

Embark Veterinary, temelde bir biyoteknoloji girişimi olup kendisini ‘köpek DNA testi şirketi’ olarak tanımlıyor. Bu girişim, köpek sahiplerine çeşitli testler sunuyor ve bu testler sayesinde sahipler evcil hayvanları hakkında bilgi sahibi oluyorlar. Bu testler arasında doğurganlık, genetik sağlık, bağırsak sağlığı, yaş ve ağız sağlığı testleri bulunuyor. Her test, köpeklerin farklı bir özel sağlık ihtiyacını aydınlatmaya yönelik tasarlanıyor. Bu sayede, sahipler evcil hayvanlarını nasıl karşılamaları gerektiğini daha iyi fark edebiliyorlar. Kullanıcıların ilk olarak test için güvenli bir şekilde köpeklerinden örnek alması gerekiyor. Girişim, testle birlikte örnek almak için gerekli olan malzemeleri de sahiplere iletiyor. Örnek alındıktan sonra, test yapılıyor ve girişime iletiliyor. İletilen her test, girişimin laboratuvarında titizlikle inceleniyor ve yaklaşık 2-4 hafta sonra köpek sahiplerine veriler iletiliyor. Sahipler, köpekleriyle ilgili veriler ellerine ulaştıktan sonra onların beslenme alışkanlıklarından yaşam tarzlarına kadar her şeyi iyileştirmeye başlayabiliyorlar. Embark Veterinary’nin testleri sayesinde sahipler köpeklerinin sağlıkları ve refahları hakkında gerekli bilgilere ulaşarak düzenleme yapabiliyorlar ve önlem alabiliyorlar.

Seri B finansmanda bulunan Embark Veterinary, 2021’de düzenlediği yatırım turunda 75 milyon dolarlık bir yatırım alarak toplam fon miktarını 94.3 milyon dolara ulaştırdı. Girişim, şu ana kadar 250’den fazla sağlık durumunun tespitini yaptı ve %99’luk bir doğruluk payına sahip testleri sayesinde milyonlarca köpek sahibi tarafından tercih ediliyor.

Supertails

2021 kuruluşlu Supertails, evcil hayvan malzemelerini, sağlık hizmetlerini ve eğitimini tek bir yerde toplayan bir platform geliştiriyor. Bu girişim, veterinerliğe bağlı tele sağlık hizmeti sunarak evcil hayvan sahiplerinin veteriner masraflarını azaltıyor.

Supertails, başta kediler ve köpekler olmak üzere kuş, tavşan, hamster, ginepig, balık ve çeşitli su hayvanlarına yönelik hizmetler sunuyor. Girişim, Felix, Royal Canin ve Purina gibi 200’den fazla evcil hayvan odaklı markayla iş birliği yaparak platformunu geliştirmeye devam ediyor. Bu platformda evcil hayvan maması, ödüller, aksesuarlar, ilaçlar, oyuncaklar, ve bakım ürünleri gibi 10000’den fazla hayvan bakımı malzemesi satılıyor. Buna ek olarak, platform aracılığıyla uzman veterinerlere istenilen yerden istenilen saatte ulaşılabiliyor. Evcil hayvan sahipleri, bu veteriner danışmanlığı hizmeti sayesinde veteriner onaylı diyetler ve davranışsal eğitimler hakkında bilgi sahibi olabiliyorlar. Bu hizmet, insanların çevrim içi aldıkları doktor ve psikolog danışmanlıklarına oldukça benziyor. Ayrıca, sahipler platform aracılığıyla çeşitli konulara odaklanan çevrim içi köpek eğitim oturumlarına dahil olabiliyorlar. Bu sayede, sahipler köpeklerine temel komutları vakit kaybetmeden etkili bir şekilde öğretebiliyorlar.

Seri B finansmandaki Supertails, bu yılın Şubat ayında düzenlediği yatırım turunda 15 milyon dolarlık bir yatırım alarak toplam fon miktarını 31.2 milyon dolara ulaştırdı. Bollywood yıldızı Deepika Padukone’dan da yatırım alan girişim, geniş evcil hayvan yelpazesiyle pek çok hayvan sahibinin ve can dostlarının hayatına dokunuyor.

Maxbone

Görsel: maxbone

2017’de kurulmuş olan Maxbone, sürdürülebilirlik hedeflerini baz alarak evcil hayvan ihtiyaçlarını karşılıyor. Bu girişim, evcil hayvanları ve evcil hayvan sahiplerini güçlendirmek için dijial bir platform geliştiriyor.

Maxbone, moda sektörü ve evcil hayvan dünyasının kesişiminde yer alıyor. Girişimin geliştirdiği platform, köpeklere ve köpek sahiplerine hitap ediyor. Bu platformda köpek giysileri, oyuncakları ve aksesuarları satılıyor. Köpek sahipleri, platform aracılığıyla köpeklerinin tarzlarını geliştirebiliyorlar. Platformda modern sanattan ilham alan ürünler bulunuyor. Bu ürünler arasında köpek ceketleri, desenli tasmalar, şık taşıma çantaları ve köpek yağmurlukları oldukça ilgi görüyor. Bunlara ek olarak, platformda minimalist bir tasarım anlayışıyla üretilmiş oyuncaklar da bulunuyor. Girişim, kaliteyi en büyük öncelik olarak değerlendirerek köpek modasında çığır açıyor.

Seri A finansmanda bulunan Maxbone’un toplam fon miktarı 4 milyon dolar. Girişim, evcil hayvan wellnessını geliştirme hedefiyle standartları karşılamak adına köpek sahiplerinin ihtiyaçlarını önemsiyor.

FluentPet

2020 kuruluşlu FluentPet, evcil hayvan dünyasıyla teknoloji sektörünü birleştiriyor. Bu girişim, evcil hayvanlarla ilgili dil araştırmalarını ilerletmeyi amaçlıyor.

FluentPet, kedi ve köpeklerle iletişime odaklanarak konuşma butonları ve öğrenme sistemi geliştiriyor. Evcil hayvan sahipleri, köpeklerinin/kedilerinin kendileriyle iletişim kurabilmesi için girişimin konuşma butonlarını kullanabiliyorlar. İlk olarak, sahiplerin hayvanlarına öğretmek istedikleri kelimelere karar vermeleri gerekiyor. Bu kelimelerin sık sık hayvanlara söylenmesi büyük bir önem taşıyor. Hayvanlar bu kelimelere iyice maruz kaldıktan sonra girişimin butonuna seçilen kelime kaydediliyor. Daha sonra, hayvanların bu butonla bilinçli bir şekilde etkileşime geçmesi bekleniyor. Hayvanların hangi zamanlarda butona bastığı gözlemlenerek onlar için yeni bir dil öğrenme süreci başlatılıyor. Köpekler ve kediler ilk başta sırf ses çıkarttığı için bu butonları kullansalar da bir süre sonra butonlar sayesinde bazı kelimeler bu hayvanların zihnine anlamlı bir şekilde işliyor. Girişimin bu teknolojisi, evcil hayvanlar ve sahipleri arasındaki bağı güçlendiriyor. Evcil hayvanları hem fiziksel hem de psikolojik olarak aktif tutan bu teknoloji, piyasaya ilk sürüldüğü zaman sosyal medyada viral oldu. Köpek ve kedilerin FluentPet’in butonlarıyla etkileşimini gösteren videolar, TikTok’ta 550 milyondan fazla izlendi. Bu butonlar, Amazon üzerinden de satılıyor ve girişime ayda yaklaşık 10000 dolar kazandırıyor.

Toplam fon miktarı 742,5 bin dolar olan FluentPet, 45 günlük garanti süresi sunuyor; köpek ve kedi sahipleri, 45 gün içinde girişimin konuşma butonlarından memnun kalmazlarsa sorunsuz bir şekilde ürünü iade edebiliyorlar. Girişim, bu fırsat sayesinde ön plana çıkarak eğlence arayan pek çok evcil hayvan sahibi tarafından tercih ediliyor.

PrettyLitter

Görsel: prettylitter

2015’te kurulmuş olan PrettyLitter, kedi sağlığını iyileştirmeye odaklanıyor. Bu girişim, geliştirdiği yenilikçi kedi kumuyla ön plana çıkıyor.

PrettyLitter, kedi sağlığını takip etme amacıyla hafif silika ve kritsal bazlı bir kedi kumu üretiyor. Bu kum, kedi idrarının pH değerine ve idrardaki kan varlığına göre renk değiştiriyor. Kumdaki bu renk değişikliği sayesinde kedilerdeki olası sağlık sorunları erkenden tespit edilebiliyor. Bu renk değiştirme durumu, temelde kedi sahiplerini hızlı bir şekilde uyaran bir mekanizma görevi görüyor. Eğer bir kedi idrarını yaptıktan sonra kum koyu sarı/zeytin yeşili bir renk alıyorsa bu durum kedinin sağlıklı olduğunu gösteriyor. Kumun turuncuya dönmesi ise metabolik asidoza veya böbrek tübüler asidozuna işaret ediyor. Kumdaki mavi renk de idrar yolu enfeksiyonlarının ve taş oluşumu riskinin habercisi oluyor. Kumun kırmızı renge bürünmesi ise kedinin bazı böbrek hastalıklarına ya da alt idrar yolu sorunlarına sahip olduğunu belli ediyor. Bu dört renk değişimi sayesinde kedi sahipleri ne zaman veterinere danışmaları gerektiğini etkili bir şekilde fark ediliyorlar. Buna ek olarak, bu kum herhangi bir toz oluşumuna yol açmıyor ve abonelik iptal edilmediği sürece her ay eve teslim ediliyor. Ayrıca, PrettyLitter’in rakiplerine kıyasla kumunu daha ucuz bir fiyattan sattığını da belirtmek istiyoruz.

PrettyLitter, Mayıs 2021’de evcil hayvan maması ve çeşitli gıda ürünleri geliştiren Mars tarafından 1 milyar dolara satın alındı. Girişim, kedi sağlığına odaklanarak kedi sahiplerini somut bir şekilde bilgilendirmeye devam ediyor.

Kaynak: Exploding Topics, GreyB, Crunchbase, Tracxn

İlginizi çekebilir: Hayvanlar için giyilebilir teknoloji üreten startuplar

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale