X

Gamze Okutan ile yeni kitabı Pusula üzerine keyifli bir röportaj

Uplifers yazarlarımızdan Gamze Okutan ile yeni çıkan kitabı “Pusula” üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Yazmaya nasıl başladığını, ilk kitabının kendisine de sürpriz olan ortaya çıkış hikayesini ve yaratıcılığını besleyen ipuçlarını bizimle paylaşan yazarımız, hayatının gidişatını eline almak herkesin “Pusula”da bir şeyler bulabileceğine dikkat çekti. Duygularını, düşüncelerini yazıya aktardığında dengede hissettiğini söyleyen Gamze Okutan, yazmaya yeni başlayan Uplifers okuyucuları için de ilham verici önerilerde bulundu. Keyifli sohbetin detaylarını yazımızda okuyabilirsiniz.

Daha önce sizi duymamış ya da yazılarınızla karşılaşmamış okuyucularımız için kendinizden kısaca bahsedebilir misiniz, Gamze Okutan kimdir?

Kendimi anlatırken hep bir garip olurum aslında. 🙂 Ben 15 Aralık 1986 tarihinde Beykoz İstanbul’da dünyaya gelmişim. 6 yaşında bir kız çocuk annesiyim ve evliyim. Ayrıca bir yazılım şirketinde Mali & İdari İşler Yetkilisi olarak çalışıyorum. İş, ev ,yazarlık, çocuk vs. sorumlulukları olan, boş zamanlarında kitap okumayı, film izlemeyi, bağıra bağıra şarkı söylemeyi çok seven sıradan biriyim. 🙂 Yay burcunun bütün özelliklerini bünyesinde taşıyan, özgür ruhlu, bağımsız, hayal kurmayı, eğlenmeyi seven, çoğunlukla hayata pozitif taraftan bakmayı tercih eden biriyim. Yani tabii çok depresif olduğum zamanlarda olabiliyor o ayrı. 🙂 Zaman zaman yoga ile hayata karşı duruşumu dengelemeyi seviyorum. Yoga ve meditasyon ile bünyemi ve zihnimi sakinleştirip , hayata karşı mottomu yenilemeyi seviyorum. Tabii tahmin edeceğiniz üzere yazı yazmak beni en başta, en çok rahatlatan eylemlerimden biri. Kelimelerin gücünü ve onlarla oynamayı seviyorum. Ve gözlemlediğim ya da kendimce deneyimleyerek bulduğum olguları insanlara bir nebze olsun yansıtarak düşündürmeyi ve kendi iç dünyalarında fayda sağlamayı umuyorum. Bu sebeple çoğunlukla kişisel gelişim, motivasyon, ilişkiler üzerine yazmayı seviyorum. 

Yazmaya ilginiz olduğunu ve bu konuda bir şeyler yapmak istediğinizi ilk ne zaman fark ettiniz?

Yazmaya ilgim olduğunu ilk olarak 7. sınıfta edebiyat dersine giren hocamız sayesinde fark ettim sanırım. Dersi o kadar güzel ve ruhumu dinlendirici şekilde işliyordu ki yazarak kendimi rahatlatacağımı keşfetmiştim. Sonra zamanla kelimelerle aramın iyi olduğunu gözlemlemeye başladım ve liseye geldiğimde yine başka bir edebiyat hocamız bir hikaye yazmamızı istemişti. Hayal dünyama göz atarak bir şeyler karaladım. Hikayemi sınıfta okuduktan sonra bütün sınıf ayağa kalkıp alkışlamıştı. O günden sonra kompozisyon ödevlerini yapmamı isteyen çok arkadaşım olmuştu. 🙂 Ve lise yıllığımda lakabımı psikolog yazmışlardı. İnsanlar bana çok rahat içini dökebildiklerini ve onlara kendilerini iyi hissettirdiğimi söylüyorlardı. O zamanlardan beri de yazmaya devam ettim. 

“Pusula”yı yazmaya nasıl karar verdiniz, kararınızı desteklemek için nasıl adımlar attınız? Kitap yazmaya karar verdiğinizi çevrenizdeki insanlarla paylaştığınızda nasıl tepkiler aldınız?

Pusula bir denemedir ve 2017 yılından beri zaman zaman yazdığım yazıları derlediğim bir çalışmadır. Aslında her zaman bir kitap hayalim olmuştu fakat nereden nasıl başlayıp, toparlayacağımı bilemiyordum. Pusula çok hızlı bir şekilde ortaya çıktı aslında. O da şöyle ki benim bir arkadaşım var. Kelimelerimin çok güçlü olduğunu ve mutlaka yazmam gerektiğini söyleyip, kendi dergisinde yazmamı teklif etmişti. 2017 yılında dijital platform olarak ilk orada yazmaya başlamıştım. Ve Pusula’nın çıkışı ise (yine aynı kişinin) çok değerli yazar arkadaşım Murat Tali sayesinde gerçekleşti. Bir gün aniden bir e-mail aldım. E-mailde şöyle yazıyordu: “Sürpriiiiizzzz!! Ben de senin için bir güzellik yapmak istedim. Artık bir kitap çıkarmanın vakti geldi! ” 🙂 Ve ben şok! Bir baktım ki bütün yazılarımı derlemiş bir araya getirmiş bana göndermişti. Benim için anlamı çok büyüktü. O beni bir şekilde itmeseydi belki Pusula’nın ortaya çıkması daha çok zaman alacaktı. Ondan sonra zaten kontrolleri yapıp, yayınevi ile anlaşmamız falan hepsi bir ay içerisinde tamamlandı. Ve Pusula artık çıkmıştı. Haberi ilk olarak eşime verdim tabii ki. Çok sevindi ve “Sen nasıl arzuluyorsan öyle olsun, yeter ki hayalini gerçekleştir.” dedi. Sonrasında ise annem, babam, kardeşim, arkadaşlarım hepsi çok sevindiler ve desteklediler. 

“Pusula” ismi nereden aklınıza geldi, kitabınızın içeriğine dair bir mesaj taşıyor mu?

Öncelikle benim bu kitabı çıkarmamdaki en büyük etken manevi olarak kızıma hayatta yol gösterici bir hediye bırakma düşüncesidir. Şu an kızım 6 yaşında fakat ileriki yaşlarında hayatta yaşayacağı sıkıntılarla karşılaştığında belki içini açıp bakarsa ve ”annemin kelimeleri bana yol göstersin” derse umuduyla ortaya çıkmış bir hayaldi. Tabii bu sayede ne kadar çok insana ulaşırsa o kadar iyi olur düşüncesiyle, insanların yalnız olmadıklarını hissettirmek ve aslında hepimizin aynı yollardan geçtiğini bilerek, her şeyin mutlaka geçeceği gerçeğini empoze ederek, güçlü olmayı hissettirmek amacıyla , okuyan herkese fayda sağlamasını amaçladığım bir projedir. Böylece bir nebze olsun insanlara kendilerini iyi hissedebilecekleri bir şey vermek istedim. Pusula aslında bana göre bir vicdan muhakemesidir. Yol ayrımına düştüğümüz kendi iç benliğimizde yolumuzu yine vicdanımıza sorarak nasıl yol alabileceğimizi ve yine buna ancak kendimizin yön verebileceğini anlatıyor. Fakat, Pusula aynı zamanda herkesin kendi iç dünyasında kendi yolunu keşfetmesine yardımcı olmaya çalışan bir rehber kitaptır. Yani, sizin hayatta kendinize Pusula olarak gördüğünüz ne ise , size ne yön veriyorsa , size onu keşfetmenize ya da hatırlamanıza yardımcı olmayı amaçlayan bir kitaptır. Yani Pusula kısaca kendi hayat yolculuğumuzdaki yönümüzü bulmamızı amaçlıyor. Umarım düzgün açıklayabilmişimdir. 🙂

Pusula’yı kimler okumalı? Kitabınızla özellikle vermek istediğiniz bir mesaj var mı? Yoksa her okuyan farklı şeyler mi bulacak?

Pusula’yı gerçekten hayatının gidişatını eline almak isteyenler okumalı diyebilirim. Çünkü, bazen gerçekten hepimiz hayattan zevk almadığımız, kendimizi güçsüz hissettiğimiz ya da her şeyin çok sıradan olduğunu düşündüğümüz zamanlar yaşayabiliyoruz. İşte böyle zamanlarda ben kişinin kendi kabuğunu kırıp, kendi kendini yeniden dönüştürebileceğine inanıyorum. Her şeyi başarmak zorunda değiliz. Her şeyin mükemmel olmasına gerek yok. Olduğumuz gibi olduğumuz şeklimizle varız ve her şeyin olabilme olasılığı var. Kitabımda bu olgulara dair okuduklarınız aslında kişinin kendi kendine ne ifade ettiğini bulmasına yardımcı oluyor. Kendini keşfetmek isteyip , iyi hissetmek isteyenler kitabımı mutlaka okusunlar. Biz hepimiz birlikte güçlü , güzel ve iyiyiz. Hiçbir zaman yalnız olmadığımızı, çokta farklı hayatlar yaşamadığımızı bilirsek emin olun her şey çok daha güzel olacaktır.

Uzun zamandır Uplifers için de ilham verici yazılar yazıyorsunuz. Sizin yazarken ilham aldığınız şeyler neler? Günlük yaşamınızda yaratıcılığınızı beslemek için neler yapıyorsunuz?

Evet, uzun zamandır Uplifers için yazmaktan öncelikle çok mutluyum. Onu dile getirmek isterim. 🙂 Ben nelerden ilham alıyorum? Öncelikle her ne yapıyorsam yapayım tutkuyla yapmak kanımda var. Bu sebeple hayatı dolu dolu yaşamak, olaylara pozitif taraftan bakmak bana ilham veriyor. Bir şeyi ne kadar ince keserseniz kesin her şeyin mutlaka iki yüzü vardır gerçeği hayatta her şeyin olabilme olasılığının normal olduğunu anlatıyor. Bu da beklenmedik olaylar karşısında duygularımı dengelemede bana ilham veriyor. Her şey bir denge ve düzen içindedir. Ying yang, gecenin içinde gündüz, gündüzün içindeki gece gibi… Bu çok sihirli bir şey bana göre. İkincisi ben duygularımı bir elmas gibi görüyorum. Elmasın keskin tarafı bana acı vermeye başladığında onu bir süre sanki içimden çıkartıp , karşıma koyduğumu hayal ediyorum. Geriye kalan saf benliğim ruhumdaki acıyı ben kendimi bulana kadar bir süre askıya almış gibi oluyor. İşte bu aklı selim, sakin düşünme ve değerlendirme sürecim oluyor. Sonrasında duygularımı bir şekilde akıtmam gerekiyor. Elması tekrar acısıyla içime alıp duygularımı serbest bırakıyorum. Ve duygularımı akıttığımdaysa kendimi dengelenmiş buluyorum. Bu biraz benim kendi kendime düşünüp bulduğum felsefik bir meditasyon biçimi aslında. Bana güçlü olabilmem için ilham veriyor. 🙂 Daha ilham aldığım çok fazla şey var ama onları bir ara kaleme almam gerekiyor sanırım. Bu güzel bir yazı konusu olur 🙂 Yaratıcılığımı besleyen aslında bu tarz felsefik düşünceler oluyor çoğunlukla. Kişinin kendi kendini nasıl daha iyi edebileceğini düşünmek, hayatı tutkuyla yaşamak, insanın içindeki gücün ve iyiliğin muhteşemliği, içimde alev alev yanan bir ruh taşıdığımı bilmek bana hep ilham veriyor.

Yazmaya yeni başlayan Uplifers okuyucularına neler söylemek istersiniz?

Hayalleriniz sandığınızdan çok daha yakın ve o hayali çekip tutmak yalnızca sizin elinizdedir. Kendinizi en iyi nasıl ifade ediyorsanız o şekilde yazmaya devam edin ve hayallerinizden asla vazgeçmeyin, diyebilirim. 🙂

Uplifers ile ilgili düşüncelerinizi alabilir miyiz?

Uplifers ilham verici ve yön gösterici , hayat standartlarınızı nasıl daha çok iyileştirebileceğinizi anlatan, huzur dolu bir sağlıklı yaşam dergisi. Çarkın dönmesinde buraya katkı sağlayan küçük bir dişlisi olduğum için çok mutluyum tabii ki. 🙂

İlginizi çekebilir: Kendine zaman ayırmak lüks değil, bir ihtiyaçtır

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale