X

Food Fashionista’nın yeni keşfi: Aradolu

Uzun zamandır dünya trendlerinin en başında sağlıklı yaşam, doğal beslenme ve spora teşvik geliyor. Hatta bununla da kalmıyor, ihtiyacımız olan her alanda doğal, organik, glutensiz ibareli ürünler, inovasyonlar yapılıyor. Bunun için ünlüler başta olmak üzere, tüm sosyal medya mecraları kullanılarak kampanyalar, sosyal sorumluk projeleri, marka işbirlikleri oluşturuluyor. Ne mutlu ki, Türkiye ayağında da bu konu her geçen gün daha fazla gündem konusu olurken, yeni oluşumları da beraberinde getiriyor. Bugün sizi ‘insanoğlunun ihtiyacı olan her şeyin doğada var olması’ gerçeğinden yola çıkarak ‘daha iyi bir hayat’ felsefesi ile  hayata geçirilmiş,  ‘organik ve doğal ürünlerin müşteriye sunulduğu Aradolu’  platform ile tanıştırmak istiyorum.

Gelin, Aradolu’yu, misyonunu, hedeflerini ve bünyesinde neler barındığını CEO’su Kerem Siral’dan öğrenelim.

1)       Öncelikle sizi tanımak isteriz. Kerem Siral kimdir, neler yapar?

Potansiyel sahibi olan bir şirketin kurucusu ve CEO’su. Okumayı sever, tenis oynar, kahvesini koyu içer.

2)       Aradolu nasıl ortaya çıktı? Böyle bir ihtiyacın olduğuna nasıl karar verdiniz? Ya da bu ihtiyacı siz mi yaratmak istediniz?

Özellikle şehirlerde böyle bir ihtiyacın arttığını, organiğin talep edilen bir olgu olduğunu söylememe gerek yok. Fakat, bu ihtiyaç belli kesimlerle sınırlı kalıyordu. Biz bunu herkese yaygınlaştırmak istediğimize karar verdik. Ulaşılabilir organik ve doğalın üzerine giderek pazarlamamızı, fiyatlarımızı ona göre belirledik. Yani, Aradolu.com’da bir bakıma ikisi de yapıldı.

3)       Ürün kategorilerine nasıl karar verdiniz?

Kategorilerimizi ürüne göre belirliyoruz. Organik ve doğal gıda, bakım ve tasarım ürünleri bulundurduğumuz için hepsine ayrı bir kategori atadık. Anne-Bebek-Çocuk kategorimizi ayrıca bir kategori olarak seçtik. Bunun sebebi  de organik ve doğal beslenmenin özellikle annelerimiz, bebeklerimiz ve çocuklarımızın yaşamında önemli etkisi olduğunu fark etmemizdir.

4)       Kategoriler altındaki ürünleri  nasıl belirliyorsunuz? Neye göre seçiyorsunuz, kriterler nelerdir? Mesela tatlılar kısmında “höşmerim” var, bu çok yaygın olmayan, Balıkesir yöresine ait, ilginç de bir tatlıdır. Çok yaygın da değildir, bilen bilir. Veya çemen, falafel, köfte diye örnekleri artırabiliriz.

Aradolu.com’da bulunan her ürünün doğal veya organik olması gerekiyor. Ayrıca, ürünün bizi içeriği ile olduğu kadar paketi ile de heyecanlandırması gerekiyor. Bunları sağlıyorsa, tanışma fazına geçiyoruz. Tanışma fazında da hem kendisiyle hem kendi ürününe olan tutkusuyla hem de üretim alanıyla kredibilite sağladıysa, ancak o zaman ürünü Aradolu.com’da bulunduruyoruz.

5)       Sizin üretimini yaptığınız herhangi bir şey var mı ? Yoksa tedarikçilerle mi çalışıyorsunuz?

Her ikisini de yapıyoruz. Geniş bir tedarikçi ağına sahibiz. Tedarikçilerimizi özenle seçiyoruz. Organik olan ürünlerimizin menşeinde geçerli olan organik kriterleri geçmeleri çok önemli. İtalya’dan gelen reçellerimiz, Danimarka’dan gelen şampuanlarımız Avrupa Komisyonu’ndan organik sertifikalı. Türkiye’deki tedarikçilerimiz ise Tarım Bakanlığı’nın 170 maddesini geçip organik sertifikası alıyorlar. Doğalda ise, anlamı daha açık ve yorumlanabilir olduğu için tedarikçi ile direkt tanışıyoruz, ürünlerini test ediyoruz, üretim alanlarını geziyoruz. Bu süreçten sonra platformumuzda bulunup bulunmamalarına karar veriyoruz.

Kendi ürünlerimize gelirsek; aklımızda yeni ürün fikirleri oluştuğunda, fikirlerimizi paylaşabileceğimiz, fikirlerimizi gerçeğe çevirip üretime geçebileceğimiz tedarikçilerimiz mevcut. Tedarikçimizle aramızdaki güven ilişkisi bu konuda hızlı olmamızı sağlıyor.

Aradolu ürünlerinde aradığımız şartlara gelirsek; size anlattığım hususlardan dolayı Aradolu.com’da bulunan diğer bütün ürünler gibi Aradolu ürünleri de doğal yollarla yapılıyor. Mesela, elma püresi Kırklareli’nde bir çiftlikte üretiliyor. Burada en çok dikkat ettiğimiz husus doğru tedarikçiyi seçmek; çünkü üretim aşamasında da fikir aşamasındaki özen göstermezsek fikir tam potansiyelini hiçbir zaman ortaya koyamıyor.

6)       Ürünlerin arasından  ilgimi çekenler arasında; Süt Karameli, Elmalı Ceviz Ezmesi, Güvem Marmelatı, Mesir Macunu Çikolatası  var. Bunları bir şefle beraber mi geliştirdiniz yoksa aslında bunlar Anadolu’da  olup bizim bilmediğimiz ürünler mi?

İkisi de mevcut. Süt Karameli şefimiz ile birlikte geliştirdiğimiz bir ürün. Aynı şekilde Granola Bar ve Çıtır Badem de. Fakat, Güvem Marmelatı, Elmalı Ceviz Ezmesi gibi ürünler Anadolu’da zaten bulunan, sadece bizim biraz daha spot ışığını yansıtıp müşterilerimize sunduğumuz ürünler. Araştırmayı seviyoruz açıkçası. Bunun hem Aradolu.com hem Terzii.com’a yansıdığını düşünüyorum.

7)       En çok talep gören kategorileriniz nelerdir?

Kesinlikle Aradolu ürünleri. Bakım kremleri ve organik şampuanlarımız da ciddi talep görüyorlar.

8)       Eklemek istediğiniz yeni kategoriler var mı?

Bu kısmı sürpriz olarak saklamak daha doğru olacaktır. Fakat, müşterilerimize yeni ürünler sunmak fikrinin bizi heyecanlandırdığını ve araştırma kısmını sıkı tuttuğumuzu belirtmek isterim. Hem yurt içi hem yurt dışı sürekli yeni ürün ve tedarikçi peşindeyiz.

9)       Aradolu’nun  gelecek dönemdeki vizyonu ve hedefleri nelerdir?

Kanser ve kalp krizinin başlıca ölüm sebebi olduğu Türkiye’de sağlıklı yaşam kültürünün gelişmesi bizim birincil hedefimiz. Bunu konvansiyonel bir yol izleyerek yapma gibi bir planımız yok. Risk alarak, organik ve doğal ürünlerini sıkıcı bir konu olmaktan çıkarıp ulaşılabilir arzu nesnelerine çevirerek yapmayı planlıyoruz.

10)    Son olarak insanlar Aradolu’yu neden alsın/ tercih etsin?

Piyasanın diğer oyuncuları hakkında yorum yapmam yanlış olur, fakat tek söyleyebileceğim; inanılmaz derecede müşteri odaklı bir şirketiz. Odaklandığımız tek şey var, o da müşterilerimizi hem ürün hem de alışveriş deneyimi açısından memnun etmek. Zaten bu memnuniyet müşterilerimizin bir daha, bir daha Aradolu’ya gelmesini sağlıyor. Ticaretin saf güzelliği de müşteri ve marka arasında kurulan bağdan oluşuyor.

Merve Hatipoğlu: Ekonomi okuyup bundan hiç de keyif almadığımı anladığım anda,rotayı sevdiğimi düşüneceğim ‘markalar’ dünyasına çevirip Ingiletere’de yüksek lisansımı tamamlayıp, bu dünyaya adım attım. Şans o ki, yemek yemeye bayılan, yeni lezzetler keşfetmekten hoşlanan ben; ilk işimde ve devamında hep gıda ürünlerinin gelişim ve pazarlama stratejisini yapma şansına sahip olup, hobimi işime çevirmiş oldum.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale