X

Food Fashionista Can Oba ile buluştu

Food Fashionista ve Can Oba Buluşması
İstikamet Sirkeci…Uzun zaman olmuştu gitmeyeli, yeni bir ‘keşif Food Fashionista ve Can Oba Buluşması[/caption]İstikamet Sirkeci…’ oldu bahanesi.

Adresimiz, Can Oba restoran. Sirkeci’de esnaf lokantalarının, köftecilerin, kebapçıların tam ortasında. Dışı başka, içi bambaşka.

Can Oba ilginç bir şef. İlginç derken; geldiği yer, kültür, eğitimi, bilgisi, çalıştığı ekipler  ve şuan bulunduğu ortam, mekanı , personeli ve yemekleri. 

Lise sonrası amcasının yanına Almanya’ya gidiyor. Bir restoranda çalışmaya başlıyor, sonrasında okulunu okuyup ve  Michelin Yıldızlı Alfons Schuhbeck’in mutfağında, uzun yıllar ona eşlik ediyor. Bu arada dünyayı dolaşıyor, tecrübelerine tecrübe ekliyor ve kariyerinin tam patlama dönemindeyken, ailevi sebeplerle İstanbul’a dönüyor.

Her şeye sıfırdan başlaması gerekiyor, ama korkmuyor. Evini ipotek ettikten sonra, Sirkeci’de bu ufacık mekanı buluyor ve hadi diyor. Başlarda çevresine uyum sağlayıp kebap ile açılışını yapıyor. Sonrasında ufak ufak kendi spesyallerini menüye sokmaya başlıyor. Derken kadının fendi erkeği yendi misali, spesyaller kebabı gölgede bırakıyor ve sadece Can Oba yemekleri restoranın kraliçesi olmayı başarıyor. Bir de üzerine Vedat Milor keşfi gelince, önü bir açılıyor, pir açılıyor. Trip advisor’da 1 numaraya oturuyor, yabancı basında haberleri çıkıyor.

Hayattaki baş gayesi ‘iyi insan’, ‘iyi ev sahibi’  olabilmek ve ‘her kesimden insanı güzel ve farklı yemeklerle tanıştırıp’ yemek kültürünün önünü açmak. Hatta bunun için öğrencilere indirim bile yapıyor.

‘Beni bulup buraya gelen  eşine, sevdiğine veya kendisine değer veren insandır; çünkü yemek yemek bir ritüeldir, özendir, keyiftir, tattır, sohbettir’ diyor. Ve haliyle bu beklentileri karşılıksız bırakmamak için de 3 göz ocaklı, minicik mutfağında her yemeği kendi pişiriyor, bizzat kendisi servis ediyor. Ve önce yüzünüzdeki ,sonra da damağınızdaki  şaşkınlıkla mutlu ediyor, mutlu oluyor.

Gelelim detaylara;

  • Mekan oldukça salaş, 5 masa 20 kişi kapasiteli, tam bir esnaf lokantası standardında.

  • Rezervasyonlar neredeyse Temmuz’a dayanmış. Onun için ‘’aman nasılsa Sirkeci’de gider ayak bir uğrayalım’’ demeyin. Ama yine de eliniz boş dönmezsiniz, çünkü Can Bey ‘ yerimiz yok ama ağzımızın tadı bozulmasın’ diyerek, kendi yaptığı özel çikolatalarından ikram ederek, rezervasyonsuz gelenleri kibarca uğurluyor.
  • Cami yakınında olduğundan dolayı içki yok. Ama der ki ‘Benim yemeklerim soslu, dolayısıyla içkiye çok ihtiyacınız olmaz’. Çünkü Can Bey’e göre, biz etçi bir toplumuz ve soslu yemek alışkanlığımız yok, dolayısıyla da yemeğin boğazdan akması için içkiye ihtiyaç var. Bana çok mantıksız gelmedi açıkçası, siz ne dersiniz? 🙂
  • Menü, Can Oba’nın keyfine kalmış. O gün hangi malzemeyi taze bulursa onunla ilgili yemekler pişiriyor. Ama tabi belli başları demirbaşlar var.
  • Her şeyi kendi yapıyor. Ketçap, mayonezinden, dondurmasına kadar.
  • Biz gittiğimizde öğle saatleri idi, yemekler için çok beklemedik. Ama akşam yemekleri daha yoğun olacağından ve yemekleri sadece Can Bey pişirdiğinden biraz sarkma olabilir.

Yediklerimize gelince;

  • Başlangıç; patates çorbası. Buradaki efsane; pastırmaya sarılı hurma ile servis edilmesi. Bana kreması biraz fazla geldi, Can Bey’de bana hak verip, ‘sıcaklar geldi bunu biraz azaltmak lazım’ dedi 🙂 Bu çorbanın dışında; deniz mahsulleri çorbası ve karidesli brokoli çorbası da mevcut.

  • Ara sıcak; ıspanak yatağında deniz tarağı. Bunu mutlaka ama mutlaka denemelisiniz.

  • Ana yemek; portakallı somon ve cevizli risotto yatağında ahtapot .Cevizli risotto pek risotto gibi değildi ama hepsini beraber yediğinizdeki lezzet oldukça tatmin edici.

  • Tatlı; karamelli peynir tatlısı ve çilek yatağında çilekli dondurma. İkisi de harikaydı. Peynir tatlısı deyip yanılmayın, dondurma kıvamında buz gibi, altında cevizli krokan, içinde mayhoş limon, yanında keskin karamel sosu (yazarken bile tekrar yutkundum 🙂 ). Çilekli dondurma yine kendi elinden çıkma, mis gibi, ferah ferah. Yanındaki çilekler ve bitter çikolatasıyla çok uyumlu.

 

  • Tüm yemeklerde bol bol meyve  ve yenilebilir çiçekler kullanıyor, görünce şaşırmayın. Misal, ızgara somon yanında kızartılmış çilekler?

Bana sorarsanız, Can Bey’in yemeklerinin yanında bu mekanı ilgi çekici yapan şey;  o küçücük mutfakta, yüksek standarttaki veya ‘fine dining’ dediğimiz restoranlarda sunulan yemekleri, Sirkeci’nin ortasında, kapısını çalan herkes ile buluşturuyor olması. Kim bilir,  İstanbul’dan önceki ortamındaki gibi bu yemeklerin hakkını verebilecek  gerçek bir mutfağa sahip olsa, daha neler yapacak.

Haliyle yatırımcılar da peşinde. Onun ise geleceğe dair planı; bu mekanı Sultanahmet’e taşıyıp, güzel bir mutfağa sahip olmak, 20 kişilik kapasitesini 40 kişiye taşımak, daha uzağa, daha büyüğe gitmemek, standardını korumak. Ha bir de son olarak evlenmek ve tekne sahibi olmak 🙂

Özetle görünen o ki, eğer siz işinizin hakkını veriyorsanız, nerede, ne koşulda olursanız olun, sıfırdan başlasanız da, inancınız ve güveniniz sizi yukarı çıkarmak için hazır. Can Oba da bu sektörde bunun güzel bir örneği. İnşallah, o güzel hayat gayesi daimi kalır ve biz de buna şahitlik eder, damağımızı şenlendirmeye devam ederiz.

 

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız. 

Merve Hatipoğlu: Ekonomi okuyup bundan hiç de keyif almadığımı anladığım anda,rotayı sevdiğimi düşüneceğim ‘markalar’ dünyasına çevirip Ingiletere’de yüksek lisansımı tamamlayıp, bu dünyaya adım attım. Şans o ki, yemek yemeye bayılan, yeni lezzetler keşfetmekten hoşlanan ben; ilk işimde ve devamında hep gıda ürünlerinin gelişim ve pazarlama stratejisini yapma şansına sahip olup, hobimi işime çevirmiş oldum.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale