X

Fikrinizi değiştirebilir misiniz: Bilişsel esneklik kapasitesi nasıl artırılır?

Egonun etiketleri, aşırı öz güven takıntıları, atalet halleri ve risk alanlarına karşı geliştirilen direnç çeşitleri gibi pek çok sahte şeyin peşinde geçiriyoruz hayatlarımızı. Toplumun ihtiyaçlarının yan ürünlerine dönüşüyoruz. Çevre dediğimiz o sisli alanı oluşturan her şey ve herkes, adım adım doğumumuzdan itibaren bizleri, büyük resmi bozmayan ve genel işleyiş mekanizmasının “yararlı” bir parçası olan o “ben” imajına devşiriyor. “Kendimizi tanımamız” bizden talep edilmezken, ahlaklı ve uyumlu olmamız en büyük erdem olarak beynimize kazınıyor.

Böyle gelişen ve “ben”lerden oluşan insanlar, toplum mühendisliğinde rahatça yönlendirilen ve kolayca kontrol edilebilen kuklalardan öteye gidemiyor. Bir düşünün; birinin gerçek öz-benliği manipüle edebilir mi? Tabii ki hayır! Çünkü doğumla dünyada kendine yer açan o eşsiz merkezinizdir öz-benliğiniz. Tek sorun öz-benliğinizi yaşamanıza, yani sizin kendinizi tanımanıza ve anlamanıza izin verilmemesidir. Böylece toplumun yaratacağı egonuzun (ideal benlik) inşası da doğumla birlikte başlar. Ego, sahtedir ve büyük ölçüde bir kandırmacadır. Belli bir şekilde davranmakla ancak takdir alabileceğiniz alandır ego alanı. Şu şekilde yürümeli, bu şekilde konuşmalısınızdır. Kahkaha atmanın bile formülü sunulmuştur, dışarı taşmamanız için. Ve egonuz sarsıldığında, yani yeteri kadar takdir görmediğinizde ya da saygınlık yaratmadığınızda, kim olduğunuzu ve nerede olduğunuzu bile bilemez hale gelirsiniz.

Fikir değiştirebilmek, esnek düşünebilmek ve açık olabilmek işte bu yüzden zordur bizler için. Hal böyle olunca da farklı açılardan bakan politikacılarla alay edilir, gruplarının sınırlarını aşan aile ve arkadaşlar dışlanır. Halbuki insanları, gerçek var oluşlarını yaşayabilmeleri için fikirlerini değiştirmeye teşvik etmemiz gerekmez miydi? Bunu yapabilmemiz için ön yargılı değil de, esnek bir yapıda olmamız gerekiyor.

“Bilişsel Esneklik ve Kontrol” ne düşündüğünüzü, düşündüğünüz şey hakkında nasıl düşündüğünüzü değiştirme yeteneğidir. Başka bir deyişle fikrinizi değiştirebilme kabiliyetinizdir. İki farklı kavram hakkında düşünürken, onların arasında geçiş yapabilme veya aynı anda birden fazla kavram hakkında düşünme kapasitesini de ifade eden bir kavramdır bilişsel esneklik.

İnsanlarda bu yeteneğin ölçümü yapılabilmektedir. Fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme tekniği ile (fMRI), bir kişi bilişsel esneklik gerektiren düşünce değiştirme prosedürlerine girdiğinde; prefrontal, anterior singulat, posterior parietal korteksler ve bazal ganglionlar da dahil olmak üzere bazı spesifik beyin bölgelerinin o kişide aktive olduğu görülmüştür. Bu beyin bölgelerindeki sağlıklı işlev alanlarının yaşla birlikte azalmaya başladığı da ölçülebilmiştir. Bu yüzden gençken fikir değiştirebilmek bizlere daha kolay gelir. Beynin erken yaşlarda daha plastik olduğu, yani nörolojik açıdan değişebilir bir yapıda olduğu bilim tarafından kanıtlanmıştır, ancak beynin bu plastisitesini işler halde tutmadığımızdan, yaşla birlikte genellikle yeni durumlara, fikirlere ve ortamlara uyum sağlayamamaya başlarız.

Burada bilimin bize bir neden olarak sunduğu “yaşlanma” ölçütünü, aslında dönüp dolaşıp yine egodan ve ezberlenmiş yaşam usullerinden kopamadığımız gerçeği olarak tanımlayabiliriz. Bu öyle bir gerçektir ki, yıllarına daha fazla zaman dilimleri ekleyerek daha oturaklı ve tutarlı olabilmeye çalışan insanların kurallarıyla yaratılan, renklerden arınmış ve hoşgörüden uzak bir dünyada nefes almaya zorlanmamızın da aynı zamanda ana kaynağıdır.

Dünyamızın bugün geldiği noktada artık fikir değiştirebilmenin normalleşmesi, yeni kanıtların eski inançların yerini alabilmesi, kişinin varlığını yansıtmayan etiketlerinden kurtulabilmesi belki de en ulaşılası hedef olmalıdır. Bunun için bilişsel esnekliği bir çocuğun o sınırsız kapasitesinde tutabilmenin ve hatta geliştirebilmenin yolları vardır…

1. Düşüncelerinize dikkat edin.

Bilginizi veya deneyiminizi paylaşmanız istendiğinde, zihniniz nereye gider ya da nereye gitmekten imtina eder? Fark etmeye çalışın.

2. Kasıtlı olun.

Dikkatinizi, konuşmadan ya da tepki üretmeden önce o anki duygu durumunuza ve fiziksel alanınıza yönlendirin.

Kendinize bazı sorular sorun: Ne bilmek istiyorsunuz? Ne hakkında konuşmak istiyorsunuz? Deneyiminizi veya düşüncelerinizi paylaşırken merkezinizde misiniz? Daha önceden verdiğiniz tepkinin aynısını yeniden mi veriyorsunuz, yoksa bu olay daha önce yaşadığınızdan farklı mı?

5. Kendinize odağınızı, diğer odakları yok saymadan, seçme hakkı tanıyın.

Amaçsızca her uyaranı takip edip zihninizi her türden içeriğe bir park yeri yapmak ön yargısızlık ya da hoşgörülülük değildir. Bu, size hitap etmeyen ve sadece zamanınızı ve zihninizi boş yere kaplayacak o işgalci bilgilerin egemenliğinde kendinizi unutmaktır. Farklı bakabilmek başka bir bağlamdır. Aradaki nüans, amaçsızca her bilginin bombardımanında olmak dikkat dağıtıcı bir işlev görürken, farklı bir bakış açısından bir olayı ele alabilmek kasıtlı bir dikkat yönlendirmesi ile gerçekleşir. Bu şekilde bir seçim hakkı, nörolojik anlamda beyninizin esnekliğini koruması için ona alan da sağlamış olur.

6. “Anlarsan, hatırlarsın ve anlayışlı kalırsın.”

Bizim yorumumuzdan farklı yorumları, tercihlerimizden farklı tercihleri, isteklerimizden farklı istekleri olanları çoğu zaman algımızın köşesine bile sokmayız. Eğer ki bize tezat bir anlayışla karşı karşıya gelirsek tek yaptığımız genelde haklı çıkmaya çalışmaktan ibarettir. Bunun yerine dinleyebilir miyiz? Vaktimiz yok ise daha sonra o konuyu o açıdan araştırabilir miyiz? Ama bu araştırma sadece bizim fikirlerimizi doğru çıkaran kaynaklardan değil de o diğer fikri anlatanlardan olabilir mi? Böylesi bir yol izlendiğinde, ön yargı alanı oldukça gerimizde kalır. Asıl yorucu olan sürekli haklı kalabilmek savaşıdır.

7. Fiziksel egzersiz yapın.

Sadece yirmi dakikalık bir egzersizden sonra beyniniz dopamin, serotonin, opioidler, endorfinler, nörotrofikler ve endokannabinoidler, yani vücudun ve beynin öğrenmesini, büyümesini sağlayan ve bedeni iyi hissettiren kimyasallar salgılar. Evrimsel nedenlerden dolayı, vücut egzersiz yaparken öğrenmeye hazırdır. Egzersiz ayrıca odaklanmayı artırır ve kaygıyı azaltır. Zamanla ruh halini dengeler, hipokampüsün boyutunu da artırır. Bütün bunlar bilişsel esnekliği geliştiren süreçlerdir.

8. Yeni beceriler öğrenmeyi deneyin.

Öğrenemeyebilirsiniz. Burada önemli olan nokta denemektir. Beyinde yeni nörolojik bağlantılar açarak o yaşlanma denilen ve beyin plastisitesini bozan süreci geciktirmek mümkündür.

9. Rutininizi değiştirin.

Zihni keskin ve esnek tutmak için rutininize yeni şeyler eklemeyi deneyebilirsiniz. Yeni uyaranlar zihinsel esnekliği artırır çünkü beyninizi hızla uyum sağlamaya zorlarlar. Seyahat bunun için harikadır, ancak pandemi sürecinde ne yazık ki erişebileceğimiz kolay bir yöntem olmayabilir. Bunun yerine her zaman oturduğunuz sandalye veya koltuk yerine evin diğer bir tarafında oturmak dahi işe yarayabilecek küçük bir başlangıçtır. Ara sıra kendinizi size benzemeyen insanlarla çevrelemek de beyninizi yeni bağlantılar kurmaya itmenin iyi bir yoludur.

10. Mizah anlayışınızı geliştirin.

Hızlı zekâ, bilişsel esnekliğin bir işaretidir. Bir şaka yaptığımızda bu, durumun gerçekliğine takılıp kalmak yerine geri adım atıp gülmeyi tercih edebileceğimiz anlamına gelir. Mizahı çeşitli durumlarda aramak ve bulmak, bilinen en güçlü esnek düşünme egzersizidir.

Farklı düşünebilme ve fikir değiştirebilme yetisi, aynı soruna çoklu çözümler bulmayı da sağlayabilen bir yetidir. Sadece insan ilişkileri kapsamında değil daha geniş anlamda dünyanın geleceği için de bu yeteneği kullanabilmemiz oldukça büyük önem taşımaktadır. İlk okulda her probleme tek bir çözüm bulabilmekle meşgul edildik ve sindirildik. Oysa dünya sınırsız çözümlerle dolu ve biz sadece kendi yolumuzu doğru sanarak ilerlemenin önüne bir taş daha koymuş oluyoruz. G. Bernard Shaw’un da dediği gibi; ‘’Değişim olmaksızın ilerleme olmaz. Dolayısıyla fikirlerini değiştiremeyenler, hiçbir şeyi değiştiremezler.’’

Kaynak
K.R.Magnussen/ The Aging Brain
Stephen J. Dubner/How to Change Your Mind
Hanzade Aslan Yılmaz/ Benlik Kavramına Yaklaşımlar
Saga Briggs/ Cognitive Flexibility

İlginizi çekebilir: Psişik uyuşma nedir ve bu uyuşukluk halinden nasıl çıkabiliriz?

Şerife Günaydın Karaköse: Yazar Şerife Günaydın Karaköse, 1980 Adana doğumlu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Çağ Üniversitesi Özel Kamu Hukuku Yüksek Lİsansı'nı bitirmekle hukuk dünyasına girdi ve avukatlık mesleğine de halen devam ediyor. "Three", "The Shadow House","Happiest Hour","Uzaya Kaçan Küpe" ve "Keyfi Yanılsamalar" isimli kitapları hem Amazon hem de Barnes and Noble da online olarak yayımlandı. Yazarın denemelerini aktardığı www.allbyourselves.blogspot.com adlı bir blogu mevcut; aynı zamanda @mind_index Instagram profilinde de sanattan bilime, felsefeden psikolojiye kadar pek çok konu hakkında da içerik üretiyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale