Felsefe neden hala gerekli?

Çok sayıda insan, felsefenin artık işe yaramaz olduğunu düşünüyor. Diğer bir kısmı için ise çok sıkıcı ya da çok zor ve çetrefilli bir konu. Felsefeyle ilgili bu son iki görüş sizce de doğru olabilir; ancak ilki, yani felsefenin amacını yitirdiği fikri yanlış bir düşünce. Hatta tam tersine felsefe, bugünlerde belki de hiç olmadığı kadar gerekli. Gündelik hayatlarımızda ister bireysel ister toplumsal düzeyde felsefeye ihtiyaç duyuyoruz. Bir kaybın üstesinden gelebilmek veya farklı bir toplum yaratabilmek… Konu ne olursa olsun felsefe, ihtiyacımız olan cevapları bulmada bize yardımcı oluyor.

felsefe
Felsefe, aslında belki de bugünlerde hiç olmadığı kadar gerekli.

20. yüzyıldan 21. yüzyıla geçiş çalkantılı ve yoğun bir süreçti. Hızlı modernleşme ve küreselleşme, demir perde devletlerinin çökmesi ve Soğuk Savaş’ın bitmesiyle birlikte yeni teknolojiler, yeni fırsatlar ve kapitalizme inanç için yeni bir soluk getirdi. Ne var ki bu sürecin etkileri o kadar da iyi değildi. Bugün, şehir hayatının telaşı, koşuşturması hepimizi hem fiziki hem de psikolojik olarak ciddi şekilde etkileyebiliyor. Günlük hayatın koşuşturmacası içinde durup düşünmek için neredeyse hiç vaktimiz olmuyor.

Peki bugün felsefeden nasıl yararlanabiliriz?

Epikür (M.Ö. 341-270), öğretileri hala doğru sayılan bir filozof. Yunan adası Sisam’da dünyaya gelen Epikür, hayatının çoğunu bir idol haline geldiği ve öğrencileriyle komün halinde yaşadığı Atina’da geçirdi. Kendisi, hayatımızdan acıyı çıkarmaya çabalamamız durumunda kaçınılmaz olarak daha iyi bir yaşam süreceğimize inanıyordu. Epikür’e göre mutluluğu artırmada üç önemli etken vardı: Oldukça basit bir hayat yaşamak, başkalarına karşı kibar olmak ve insanın etrafını arkadaşlarıyla doldurması. Epikür’ün felsefesinin bir diğer özelliği de bazı olayların üstesinden olumlu anılar üzerinde durarak gelinebileceğine inanmasıydı.

Eğer Epikür yeterli gelmediyse, ilginizi çekebilecek başka filozoflara bakalım: Üçlü olarak bilinen Stoacılara; Cicero, Seneca ve Epiktetos. Stoacı filozofların temel felsefesine göre kontrolümüz dışında gelişen olaylarla ilgili duygularımıza çok fazla bağlanmak, sadece bir zaman kaybıydı. Esasen savundukları düşünce, duygularımızı kontrol edebileceğimiz ve bunu yaparak daha iyi hissedeceğimizdi. Özellikle Seneca, hayatın kısa olmasıyla ilgili kötü hissetmektense onu dolu dolu geçirmeye çalışmamız gerektiğini ve ne kadar süre yaşayacağımızı düşünerek hiçbir şey elde edemeyeceğimizi savunuyordu.

Felsefenin daha genel kullanım alanı ne?

Son olarak felsefenin daha genel bir uygulama alanı var. Kelime anlamı ‘bilgiyi sevmek’ olan felsefe, eleştirel düşünce için temel taşı oluşturur. Sadece akademik değil, aynı zamanda yaratıcılığın da kullanılabildiği bir alandır. Muhtemelen en ünlü liberal düşünür olan John Stuart Mill; gelişme sağlamak için yeterli alan olduğunda bunun yalnız bireye değil topluma da faydası olduğunu savunmuştur. Bu düşünce, felsefi konular için de geçerli. Her yaştan insanı, etraflarında dönen dünyayı düşünmeye ve sorgulamaya teşvik ederek toplumu, bireyin ve topluluğun yararına gerçekçi bir şekilde değiştirecek yollar bulabiliriz.

Felsefe, işe yaramaz değildir. Önemli soruları masaya yatırır ve onlara cevap bulmak için çalışır. Dünyayı eleştirel şekilde düşünmeye teşvik eder. Tüm bilginin temelidir ve doğru kullanıldığında sağlayacağı fayda büyüktür.

İlginizi çekebilir: Karma felsefesi ve yoga ile hayatınızdaki olumsuzlukları fırsata çevirin.

Kaynak: 

huffingtonpost.co.uk

Uplifers
Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!