X

Fazla düşünen insanların güçlü yanları

Üretken ve üretken olmayan düşünce iki kardeş gibidir. Aralarında sadece belli belirsiz farklar vardır ancak deneyim ve sonuçlar çok farklı olur. Örneğin araştırmalara göre uzun uzun düşünüp taşınanlar ile yenilikler üretenlerin her ikisinin de iş dışında iş düşündükleri ancak yenilikler üretenlerin bunun sonucunda yaratıcı şekilde problem çözdükleri ve başarılı oldukları görülürken, uzun uzun düşünenler ise yaşadıkları olumsuz deneyimleri tekrar tekrar düşündükleri için sıkıştıkları kötü anlardan daha zor kurtuluyor.

Hiç düşünmemiş olabileceğiniz şeyler

Fazla düşünenlerin de yenilik getirenlerle benzer iç güçleri vardır. Eğer sık sık endişe ediyor ve düşüncelere dalıp gidiyorsanız, düzen ve kaosun sınırına sandığınızdan daha yakın olabilirsiniz. Bu tekrar eden düşünce düzenine yaklaşımınızda yapacağınız bir kaç değişiklik ile işlerin sizin için daha olumlu sonuçlanmasını sağlayabilirsiniz.

Bu yazımızın sonunda üretken olmayan bir aşırı düşünme problemine sahip olanların temel güçlerini daha iyi meyveler verecek bir bilişsel işe nasıl dönüştüreceklerine dair bazı önerilerimiz olacak. Ancak ilk olarak üretken ve üretken olmayan derin düşünürlerin ne konularda ortaklıklarının olduğuna bir bakalım. Bu prensipleri anlamak doğanızı kavramanın iyi bir yolu olacaktır.

Fazla düşünenlerin güçlü yanları

  • Bilişsel efor sarfetme arzusu. Fazla düşünenler başkalarının bilişsel güçlerini kullanma konusunda ne kadar cimri olduklarını pek fark etmezler. Bu temel olarak güçlü bir yandır. İnsanlar efor göstermedikleri sürece üretken fikirlere sahip olamazlar. Örneğin en yaratıcı insanların yaratıcı olmak için özellikle vakit ayırdıkları belirtiliyor.

İlginç şekilde son araştırmalarda bilişsel güç kullanma isteği ve anksiyete arasında bir bağlantı bulunmuş. Bitmeyen endişeler oldukça yüksek efor istiyorlar.

  • Konuları uzun zaman içerisinde tekrar ziyaret etme arzusu. Uzun uzun düşünüp taşınanlar olayları ve deneyimleri negatif bir şekilde tekrar tekrar düşünürler. Yenilikçiler ise bu anları ziyaret eder ve fikirleri ile güreşirler.

Yaratıcı insanlar büyük fikirlere tek seferde nadiren gebe kalındığını bilirler. Yaratıcı insanlar bitmemiş fikirlerini tekrar ziyaret ederler ve bu süreç bazen aylar ve hatta yıllar sürebilir çünkü deneyimleri giderek daha fazla bağ kurulmasını sağlar. Üretici düşünce bir puzzle gibidir. İlk olarak doğru noktalarda yalnızca bir kaç parça vardır ve resmin bütünü görünmez. Parçalar yerine kondukça resim kendisini ortaya koyar.

Yenilikçi insanların problemlerini çözmek için başta gerekli araçları bulunmayabilir, örneğin ilk bakışta teknoloji fikirlerini yerine getirmek için yeterli değil gibidir. Örneğin internetin icadında bu durum mevcuttur, ilk başlarda internet olmamasına rağmen verileri birbirine bağlamak için bir sistem geliştirilmiştir. Sonrasında bilgisayarlar ve ağlar evrim geçirdiğinde, bu fikirler geliştirilerek internete yol açmıştır.

Konuları tekrar ziyaret etme arzusu bir güçtür. Devamlı endişe edip düşünüp taşınıyorsanız, yazımızın sonundaki bazı ipuçları bunları yeniliğe ve yaratıcılığa dönüştürme konusunda size yardımcı olacaktır.

  • Deneyimleri bağlamdan ayrı düşünme arzusu. Üretici öğrenmede bilgi transferi önemlidir: yani bir bağlamda prensibi öğrenip onu başka bir bağlamda kullanmak.

Öğrendiğimiz şeyi başka bir bağlamda kullanamıyorsak onu öğrenmiş olmayız. Örneğin online bir ders izlerken orada öğrendiğiniz konseptler günün, haftanın ve hatta yılın geri kalanında zihninize gelmeliler.

Devamlı düşünme konseptinde kişi deneyimleri oldukları bağlam dışında kullanıyordur. Eğer iş arkadaşınızın neden size karşı dostane olmadığı üzerine düşünüyorsanız, tam da bunu yapıyorsunuzdur. Üretken ve üretken olmayan, ilham veren veya acı çektiren düşüncelerin hepsi bu yakın örüntüyü takip eder.

  • Bilişsel sonuca ulaşmak için acele etmemek. Bilişsel sonuç bir eyleme yönelmek veya bir sonuca varmaktır. Örneğin ilk fikrinizle devam edersiniz ve devamını düşünmezsiniz.

İnsanlar bir şeyin daha fazla yöntemini düşündükleri zaman daha etkili problem çözerler. Bu üç potansiyel e-posta başlığını düşünmek de olabilir, beş tanesi de olabilir. Karardan önce daha fazla seçeneği olan kişi daha iyi bir karar verip daha üretken olacaktır.

Neyse ki fazla düşünenler dilerlerse ilk birkaç fikirden sonrasını da düşünecek seçici bir arzuya sahip olabilirler. Önemli olan bunu önemli problemlerde uygulayabilmektir. Bazı kararları önemsiz görüp hızlıca karar vermelisiniz. Bazılarını ise önemli görüp karardan önce başka seçenekleri de düşünebilirsiniz.

  • Kendini gözlemleme. Üretken olmayan düşünürler genellikle kendilerine çok sayıda referans vererek düşünürler. Bunun hem yararlı hem de yararsız versiyonları vardı ve ikisi de birbirine çok yakındır.

Örneğin kendinizi gözlemleyerek iyi fikirlerin ne zaman, nerede, kiminle geldiğini tespit edebilirsiniz ve böylece bu koşullar üzerinde daha fazla çalışabilirsiniz. Deneyler olmaksızın fikirler test edilemezler ve bu nedenle düşüncelerin anlamlı olup olmadıkları ancak sonuçlarıyla kestirilebilir.

Üretken olmayan düşünceyi üretken düşünceye nasıl dönüştürebilirsiniz?

Bu işin sonunda, söylenip duran birisinden yaratıcı bir problem çözücüye dönüşmek için iki temel yöntem vardır:

  • Birincisi, düşünceniz için daha fazla ve daha farklı girdilere olan ihtiyacınızdır. YouTube’daki videolardan menüleri için ilham alan bir restoran sahibini düşünün. Bu kişi bir kanaldan değil, 100 kanaldan fikir edinmeye çalışırsa daha fazla ve daha yüksek kaliteli fikirleri olacaktır. Araştırmalar fikir kalitesinin genellikle fikir adedi ile bağlantılı olduğunu gösteriyorlar. Daha fazla fikir sahibi olmanın üç temel yolu vardır. Birincisi özellikle çok fikir sahibi olmaya çalışmak, ikincisi daha fazla girdi sahibi olmak, üçüncüsü ise farklı fikirler arasındaki bağları araştırmak. Söylenip durmak genelde çok az girdi ile karakterize edilir. Kişi aynı girdiler üzerine tekrar ve tekrar düşünüp durur.
  • İkincisi ise bilişsel eforu denemeler ile birleştirerek farklı yaklaşımlar denemek ve sonuçlardan bir şeyler öğrenmektir. Fazla düşünenlerin daha hızlı deney döngüleri düşünmeleri gerekir. Sadece iki haftada bir yeni bir yaklaşımla deneme yapıyorsanız, bunu zamanla kısaltın. Bu aşırı düşünme paradoksunu da önler. Bu paradoksta beyninizdeki evren için çözümler üretirsiniz ancak gerçeklik evrenindeki sorunlar oldukları gibi kalırlar. Düşüncenizin verimli olabilmesi için onları deneyime döküp yeni yaklaşımlar denemeniz gerekir.

Kaynak: psychologytoday

İlginizi çekebilir: Overthinking nedir: Aşırı düşünme sorunu, nedenleri ve baş etme yöntemleri

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale