X

Evlenmeden önce kabullenmeniz gereken iki zorlu gerçek

Modern toplumda evlilik o kadar idealize bir konsept haline gelmiş durumda ki insanlar evliliğe pembe gözlüklerle adım atmaktan çekinmiyorlar. Ancak gerçeklikte her şey bu kadar kusursuz değil ve mükemmel bir geçiş sağlanmıyor.

Evet, evlilik güzel bir şey ancak aynı zamanda karmaşık işlerle de dolu. Terapist veya danışman olmayanlar için ortaya çıkan klasik çatışmalar, ki bunlar çoğunlukla ortaya çıkarlar, hazırlıksız yakalanmaya sebep olurlar. Hazır olmadığınızda bu zorluklar size en zorlu yıllarınızı yaşatabilirler.

İlişkinizde gerçekten mutlu olmak için evliliğin iki temel gerçekliğinin farkında olmanız gerekir. Bunları kabullendiğiniz zaman kendinizi ortaya çıkan zorluklara karşı güçlenmiş hissedeceksiniz.

5:1 oranına ihtiyacınız vardır

5:1 oranı olarak bahsedilen konsept, çiftin sahip olduğu her bir negatif etkileşime karşın bunları dengeleyebilmek için en az beş pozitif etkileşime ihtiyaç duymasıdır. Hatta 1994 yılında evlilik süreçleri ve sonuçları üzerine John Gottman tarafından yazılan bir kitapta da bu onaylanıyor. Negatif etkileşimin doğası ne olursa olsun oran 5’e 1 olduğu sürece ilişki dengede kalıyor. Özellikle 1’e 1’in altına düştüğünde ise ilişki bir dengesizlik riski altında oluyor.

Bu “sihirli” oran hakkında farkındalığı olan herkes muhtemelen onu evliliğinde öne çıkarmak isteyecektir. Yani savunmacılık, eleştirisellik, pasif agresyon ve düşmanlık gibi şeylerin sonrasında bunu telafi etmek üzere fiziksel temas, hizmet etme, yardımcı olma gibi şeyler uygulayacaktır. Ancak 5:1 oranını düzeltmek için yapılan bu işler samimi olmazlarsa pek işe yaramayacaklardır.

Çatışma her ilişkide olur, bu doğal ve kaçınılmazdır. Ancak pozitif etkileşimlerin de bir o kadar doğal olması gerekir. Eğer beş anlamsız sarılma, öpücük, teşekkür veya övgü gerçekleştirirseniz veya iltifatları çatışmaların sonrasında bir rutin haline getirirseniz, pek de telafi edici olmayacaklardır. Hatta her iki kişi için de çok banal olacaktır.

Sevgi ve bağlılık bu şekilde takip edilerek, skor tutularak elde edilmemeli ve beşle de sınırlanmamalı. Bu bol bulunur, bilinçsiz yapılan bir norm haline gelmeli. 5:1 oranının sihirli yanı, onun sadece içten pozitif etkileşimler durumunda etkili olmasıdır. Yani onu bir strateji olarak uygulamamanız gerekir.

Yani sonrasında gelecek negatif davranışları kompanse etmek için önceden önlem alıp pozitif etkileşimlerde bulunmak hiçbir işe yaramayacaktır. Zira aşk ve sevgi bir yapılacaklar listesi değildir ve doğal bir şekilde akışta olmalıdır. Oranı dengelemek için bilinçli çaba göstermek, korumaya çalıştığınız yakınlığa ve bağa zarar verecektir.

Partneriniz için çaba göstermek zorla yapılan bir iş olmamalıdır, bir norm olarak kabullenilmeli ve benimsenmelidir. Niyetiniz bu noktada çok önemli olduğundan organik bir gelişim olmalıdır.

Çatışan öncelikleri dengelemeniz gerekir

Esther Perel isimli psikoterapist ve ilişki uzmanı, romantik ilişkilerde çatışan öncelikler konseptinden sık sık bahsediyor ve ilişkilerin kendisini “çatışma dolu arzuların bir kazanı” olarak tanımlıyor.

Yani evlilik gerilimler üzerine inşa edilir. Güven ve heyecan, yere basma ve havalara uçma, sevginin rahatlığı ve tutkunun sıcaklığı. Bu diktonomiler uzun vadeli ilişkide karşılaşacağınız sadece bir kaç örnek ve her birinin ucunda ilişkinizin sağlığı için çok önemli şeyler var. Ancak her biri sizi başka bir yöne çekecektir.

Güvenlik, güvende hissetme ve rahatlık en basit insan ihtiyaçları arasında yer alıyor ve bunlar ilişkiler için de gereklidirler. Diğer yandan, heyecan ve macera da bir o kadar önemlidir. İkisini aynı anda elde edemeyiz ancak her ikisi de temeldir.

2014 yılında yapılan bir çalışmada bireysellik ve bağlanma için çatışan arzuların romantik ilişkilerde bulunduğu belirtiliyor ve bunlar ben olmak ile biz olmak için gerekliler. Özellikle bireyselliğe önem verilen batı toplumlarında çiftler kendi ve partnerlerinin ihtiyaçlarını karşılamayı dengelemede gerilimler yaşıyorlar çünkü hem bireye hem de ortak kimliğe ihtiyaç var.

Burada en önemli gerçeklik, bu çatışan ancak hayati öncelikleri dengelemenizin devamlı gerekmesi. Dengeli ve güvenli bir ilişkinin rahatlığını arzu edersiniz ancak bu ilişkide macera ve heyecanları kaybetmenin sonuçlarından da korkarsınız. İlişkiye getirdiğiniz bireyselliği kaybetme riskine girerek partnerinizle ortak bir kimlik inşa etmeye çalışırsınız.

Dolayısıyla çözüm bu diktonomilerin her iki yanını da tatmin etmekten geçer. Bunun için de niyet, fedakarlık ve tavizler gerekirler. Dolayısıyla güvenlik hissinizi fazla yüklemeden spontanlık için de zaman ayırmak gerekir. Her birinizin otonomisine saygı duyarken, birliktelik ve yakınlığı da arttırmanız gerekir.

Kaynak: psychologytoday

İlginizi çekebilir: Evliliğe hazır olduğunuzu nasıl anlarsınız?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale