X

Evcil hayvan sahiplerine özel temizlik ipuçları

Evini bir -ya da birkaç- tüylü dostla paylaşanlar bilirler; bir evcil hayvanla birlikte yaşamak harika bir deneyim. Koşulsuz sevgi, bitmek bilmeyen ilgi, keyifli oyunlar, eğlenceli numaralar ve çok daha fazlası… Evcil hayvanlar, eve ilk patilerini attıkları günden itibaren evin neşe kaynağı olmanın yanı sıra, aynı zamanda sadık birer de dost oluyorlar. Ancak keyifli pek çok şey gibi, evcil hayvanlarla birlikte yaşamanın da kendine has zorlukları mevcut. Özellikle de söz konusu temizlik olduğunda…

Bir evcil hayvanla birlikte yaşamaya başladıktan sonra, evin her yerini ele geçiren tüyler, hayvan kepekleri, pati izleri ya da lekeler, kendinizi her an temizlik yapmak zorunda hissetmenize neden olabilir. Ancak böyle olmak zorunda değil. İşte evcil hayvan sahiplerine özel pratik temizlik ipuçları:

Düzenli olarak tüylerini tarayın.

Pek çok evcil hayvan sahibinin en büyük problemlerinden biri, tüyler. Evin her yanına dağılan tüylerle başa çıkabilmenin ilk ve en etkili adımı ise sorunun kaynağına inerek tüylerin dökülmesini önlemek. Bazı kedi ve köpekler diğer cinslere kıyasla daha fazla tüy döküyor olabilir. Diğer yandan kedi ve köpeğinizin beslenme alışkanlıkları ve mevsim değişikliği gibi pek çok faktör de tüy dökümünü artırıyor olabilir. Bu noktada öncelikle veterinerinize danışarak kedi ve köpeğinize uygun bir mama tercihi yapabilirsiniz.

‘Gülü seven dikenine katlanır’; ancak siz tüylerle yaşamak zorunda değilsiniz. Kedi ve köpeğinizin tüylerini düzenli olarak taramak da, tüylerin evin her köşesine dağılmasını önlemenin bir diğer yolu. Kedi ve köpeğinizin tüylerini belirli aralıklarla tarayarak, dökülmeye yüz tutmuş tüyleri toplayabilirsiniz. Pek çok kedi ve köpeğin, taranmaktan keyif alması da cabası.

Son olarak topladığınız tüylerin çöpü her açışınızda etrafa yayılmasını önlemek için, tüyleri bir poşete sararak atmanızda fayda var.

Kirli patileri hemen temizleyin.

Düzenli olarak dışarı çıkardığınız köpeğinizin ya da bahçede bir tur atıp içeri girmekten keyif alan kedinizin patileriyle çamur ve tozları eve taşıması çok olası. Ekstra bir temizlik işlemine ihtiyaç duymamak adına kedi ve köpeğinizin patilerini dışarıdan gelir gelmez temizlemenizde fayda var. Evin giriş kapısının ya da bahçe ve balkon kapısının önüne kedi ve köpeğiniz için özel bir paspas da koyabilirsiniz.

Mama kabının ve kedi tuvaletinin çevresini temiz tutun.

Kumunu sık sık dağıtan ya da keyifle, ancak bir o kadar da dağınık yemek yiyen bir tüylü dostunuz varsa, alacağınız küçük önlemlerle dağınıklığı ve kirlenmeyi önlemeniz mümkün. Kedi kumunun girişine bir paspas atmak, kedinizin patileriyle kumunu her yere taşımasını önlerken; mama ve su kabının altına koyacağınız geniş bir tepsi, yemek kalıntılarının etrafa dağılmasını önlemenize yardımcı olabilir.

Kedinizin kumunu sık sık değiştirmek de hem kedinizin sağlığını ve hijyenini korumak, hem de koku oluşmasını engellemek için oldukça etkili bir çözüm. Son olarak, kedi kumuna karbonat serperek de kokuların azalmasını sağlayabilirsiniz.

Şık, kullanışlı ve pratik aksesuarlar tercih edin.

Evinizde kedi ve köpeğinize özel, vakit geçirmekten keyif aldığı bir alan yaratmak tüylerin tek bir alanda yoğunlaşmasını sağlarken, evinizi temizlemenizi de kolaylaştırabilir. Tam da bu noktada kedi ve köpek yatağı seçerken, kılıfı değiştirilebilen seçeneklere yatırım yapmak da oldukça akıllıca bir fikir. Tırmalamaktan keyif alan bir dostunuz varsa, tırnak bakımını aksatmamak ve tırmalama oyuncaklarına alıştırmak da, tırmık izlerinin yaratacağı dağınıklık hissinin önüne geçebilir.

Düzenli olarak süpürün.

Her ne kadar kural da koysanız, önlem de alsanız; patili dostunuzun tüylerinin etrafa yayılmasını tamamen önlemenin sihirli bir formülü yok. Ancak yalnızca kedi-köpek tüyleriyle değil, toz, alerjen, kepek, deri döküntüleri gibi pek çok kirleticiyle de başa çıkmanın oldukça etkili bir yolu var: Düzenli olarak süpürmek.

Bir evcil hayvanla beraber yaşarken kullandığınız süpürgenin kolaylıkla her yere taşınabilmesi, hassas ve sert zeminlerde aynı anda kullanılabilmesi, yüksek emiş gücüne ve farklı başlıklara sahip olması, temizliğe ayıracağınız zamanı kısaltarak hayatınızı kolaylaştırıcı bir etkiye sahip olacaktır.

Dyson V10™, özellikle kablosuz kullanımıyla büyük kolaylık sağlarken, 60 dakika kablosuz çalışma süresi, emiş gücünü ayarlamanızı sağlayan 3 farklı modu, geniş toz haznesi ve sızdırmaz filtrasyon sistemiyle en ince toz ve partikülleri hapsetmenize yardımcı oluyor. Evin en ince köşelerini süpürmek için kullanabileceğiniz aralık temizleme başlığı hazneye ya da süpürgeye takılabilirken, ulaşılması zor yerleri temizlemenize yardımcı oluyor. İkisi bir arada olan fırça ve geniş ağızlı başlık sayesinde farklı yüzeyler arasında kolaylıkla geçiş yapabiliyor.

Yatak ve koltuklarınızı rahatça süpürebilmeniz için tasarlanan ve içinde motor bulunan mini motorhead; inatçı kirleri ve tozları yatağınızdan ve döşemelerinizden kolayca söküp alıyor. Farklı alanlarda kullanım kolaylığı sağlayan başlıkları ve pratik duvar askı ünitesi ile Dyson V10™ kedi ve köpeğinizin dolaştığı her yerde etkili ve derinlemesine temizlik sunuyor.

Evinizi süpürürken kedi ve köpeğinizin sıkça zaman geçirdiği alanları, yatak ve koltuk altlarını, ve özellikle sık sık pati izleriyle dolan pencere pervazlarını ve kapıları da unutmamanızda fayda var.

Evinizin hava kalitesini önemseyin.

Evimizin havasını temizlemek söz konusu olduğunda aklımıza ilk gelen seçenek camları açmak olsa da; özellikle hava kirliliğinin yüksek olduğu büyük şehirlerde bu girişimimiz pek de faydalı sonuçlanmıyor. Diğer yandan dışarıda giydiğimiz kıyafetler, evcil hayvanlarımızın taşıdığı toz ve kirler, alerjenler, yemek kokuları gibi eve sinen kokular da evimizin havasını kirletmeye devam ediyor. İç mekan hava kalitesini artırmanın en etkili yolu ise HEPA filtresine sahip bir hava temizleyici fana yatırım yapmak.

Dyson mikrobiyoloji laboratuvarlarında geliştirilen öncü Dyson teknolojisi, havada uçuşan ince toz gibi küçük partikülleri yakalayıp hapseden hava temizleyiciler tasarlıyor. Özellikle soğuk günlerde evin havasını temizlerken ısıtmak da isteyenler için tasarlanan Dyson Pure Hot + Cool™ hava temizleyici ısıtıcı fan; hava kirliliği seviyesini otomatik olarak algılar ve havayı kirleten çok çok küçük maddeleri yakalar. Air Multiplier™ teknolojisini kullanarak temizlenmiş ve ısıtılmış havayı odaya dağıtır. Havadaki partikül ve gazları otomatik olarak algılar, tanılar ve gerçek zamanlı olarak raporlar. Gazları uzaklaştıran aktif karbon filtreleri ve sızdırmaz HEPA filtreleri, alerjenler ve havayı kirleten maddeler gibi ultra ince parçacıkların %99,95’ini yakalar.*

Uzun menzilli, arıtılmış ısı projeksiyonu ile tüm odayı eşit şekilde ısıtan Dyson Pure Hot + Cool™, sıcak havalarda, güçlü bir arındırılmış hava akımı ile sizi serinletir. Ayrıca Dyson Link uygulaması sayesinde oda içerisindeki hava kalitesini gerçek zamanlı olarak inceleyebilir, isterseniz uygulamayı kumanda şeklinde kullanabilirsiniz.

Son olarak, bir evcil hayvanla beraber yaşarken evinizde ferahlık ve tazeliği sağlamanın önemli aşamalarından biri de evdeki kokuları yok etmek. Mama kabı, kedi kumu gibi koku kaynaklarını ortadan kaldırmanız mümkün değil; ancak evinizin havasını değiştirmek için esansiyel yağlardan ya da bambu palmiyesi, brezilya orkidesi ve eğrelti otu gibi hem hayvanlar için zararsız, evinizin havasını temizlemeye yardımcı, ve dekorasyonunuzu güzelleştirme gücüne sahip bitkilerden faydalanabilirsiniz.

 

* Aktif karbon ve cam HEPA filtresi ile havadaki gazları ve ince partiküllerin %99.95’ini hapseder. Filtrenin verimliliği, bağımsız laboratuvarlar (IBR US) tarafından EN1822 test koşullarında 0.1 mikron boyutundaki ultra ince partiküller üzerinde (DEHS) laboratuvar şartları altında test edilmiştir.

Bu içerik Dyson katkılarıyla hazırlanmıştır.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Lezzetli ve eşsiz tatlarla dolu bir deneyim: Macroonline’da keşif dolu bir yolculuk

Şüphesiz ki söz konusu sofralarımız olduğunda hepimiz ‘en iyisi’nin peşindeyiz. Market alışverişlerimizi yaparken de gözümüz, elimiz hep en iyisinde, en kalitelisinde. Her şeyin en iyisini aldığımızdan emin olmak istiyoruz. Ancak, böylesi bir çabanın çok fazla zaman ve enerji gerektirdiği de aşikar. Hele ki büyük şehirlerde yaşıyorsak, iş çıkış saatinde markette olmak; kalabalıklar, trafik, koşturmaca gibi dertleri de beraberinde getirebiliyor. E peki bunca yorgunluk ve zamansızlığın içerisinde mesai bitimine dakikalar kalmışken her gün zihnimizde dönen o ‘Akşam ne pişirsem’ sorularına nasıl yanıt bulacağız? Hele bir de evde hazırlamak istediğimiz tarifin malzemeleri yoksa.



Güzel haber; artık bu soru da zihnimizi kurcalamayacak, yorgun argın market sırasında beklemek zorunda da kalmayacağız. Macroonline ile yorucu market gezileri, ev konforunda keşifler yapabileceğimiz bir fırsata dönüşüyor.

Macrocenter ayrıcalıkları aynı hizmet anlayışıyla Macroonline’da

Macrocenter’ı tercih edenler bilir; Macrocenter’da alışveriş yapmak, eşsiz bir deneyimdir. Ürün çeşitliliği, yeni keşifler, taptaze lezzetler, baş döndüren kokular ve başka yerde olmayan ürünler… Macroonline da tüm bu deneyimi, bizlere online olarak sunuyor. Aynı uzmanlık, aynı lezzet ve aynı hizmet anlayışıyla tüm Macrocenter ayrıcalıkları, artık Macroonline’da. Kısacası, hayatı güzelleştirecek her şey Macroonline’da. Peki siz neredesiniz; yoksa hala kasa sırasında mı? 🙂 Gelin, Macroonline’Macroonline’Macroonline’da neler neler var biraz daha yakından bakalım… (Ne yok ki! demek serbest.)

Ev konforunda kaliteli bir alışveriş deneyimi

Hangimiz istemeyiz ki raflardaki en taze meyve-sebzeler yer alsın mutfak tezgahımızda, kendi ellerimizle seçtiğimiz.. Ama zamanımız ve enerjimiz yoksa ne yapacağız? Merak etmeyin, en iyilerden vazgeçmek zorunda değiliz. Macroonline, her şeyin en iyisini bizim için seçip evimize kadar getiriyor. İhtiyacımız olan her şey, sanki raflardan kendimiz seçiyormuşuz gibi aynı titizlik ve özenle seçilip bize ulaştırılıyor. Ev konforunda kusursuz ve kaliteli bir alışverişi deneyimi, Macroonline ile artık kapımıza geliyor.

Benzersiz tatlar, otantik lezzetler, yeni keşifler



Macroonline’da dilediğimiz ülkenin lezzetlerini bulmak mümkün. Bugün İtalyan, yarın Fransız Mutfağı, haftaya ise Japon, ne dersiniz? Macroonline dünyasında alışveriş yapmak, adeta geniş bir coğrafyada gezintiye çıkmak gibi. Uzak Doğu’nun egzotik sosları, ithal çikolatalar, artizan ürün çeşitliliği, her yerde bulunmayan lezzetli atıştırmalıklar, profesyonellere özgü ürün seçkileri, taptaze deniz ürünleri ve çok daha fazlası… Hepsi, premium hizmet kalitesi, zengin ürün çeşitliliği ve kolay erişim imkanıyla Macroonline’da. Tek yapmamız gereken bir tıkla sepete eklemek.

Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler

Dünya mutfağının yanı sıra Türkiye’nin özgün tatlarını da sunan Macroconline’da Homemade lezzetler de var. Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler, Macroonline’ın beklentileri aşan hizmet kalitesini evlerimize taşıyor. Hep ne pişireceğimizi düşünecek değiliz ya bazen de ne yiyeceğimizi düşünelim, öyle değil mi… Sağlıklı, lezzetli ve zahmetsiz alternatifler arayanların en gözde seçimleri, Macroonline Homemade kategorisinde.

Keyifli, pratik ve konforlu bir alışveriş deneyiminin yanı sıra keşiflerle dolu bir yolculuğa da hazırsak; istikamet: Macroonline. Üstelik, Macroonline’dan verdiğimiz siparişler 45 dakikada teslimat seçeneğiyle ve +4 dereceli araçlarla soğuk zincir kırılmadan dilediğimiz saatte bize ulaşıyor. Macrocenter’ın ayrıcalıklı dünyasını ev konforunda keşfetmek ve Macroonline’da ilk alışverişlerinize özel indirimden de faydalanmak için siz de hemen tıklayın.

*Bu yazı Macrocenter katkılarıyla hazırlanmıştır.



Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?



İlgili Makale