X

Ertelemeyle nasıl mücadele edilir?

Ertelemek günümüzde adeta kronik bir hastalık ve hepimizin başının derdi. Çoğumuz erteleme döngüsüne giriyoruz ve bu sorunla nasıl mücadele edeceğimizi öğrenmedikçe erteledikçe suçluluk duygusu hissediyoruz ve suçluluk duygusu hissettikçe de daha çok erteliyoruz.

Eğer siz de ertelemenin üzerinizde yarattığı yükten şikayetçi iseniz, sizlere bu konuda “Erteleme ile Nasıl Mücadele Ederiz?” isimi eğitim modülümü öneririm.

Neden erteliyoruz?

İlk olarak ertelemenin nedenini anlamamız gerekir. Hepimiz ertelemenin, bir işten son dakikaya kadar kaçınmak olduğunu biliriz fakat bilmediğimiz şey bu davranışımızın altında yatan ana sebebin o işin duygusal yükünü kaldıramayışımız olduğunu bilmez. Ertelemek, sanılanın aksine tembellik değildir. Ertelemek, duygusal bir sorundur ve doğru stratejiler kullanarak erteleme ile mücadele etmek mümkündür.

Erteleme sorununu daha iyi anlamak için onu yolumuzdaki mental bir engel gibi düşünebilirsiniz. Bu engel ortadan kalkmadığı sürece yolumuza devam etmemiz mümkün değildir. Bunu başarmak içinse doğru bir düşünce yapısına ihtiyaç vardır. Doğru araç ve stratejiler ile yürümek istediğimiz yola çıkmak ve ulaşmak istediğimiz noktaya varmak mümkündür.

Ertelemeyle mücadelenin 5 yolu

  • Ana nedeni tanımlayın: Neden ertelediğimizi anlamak onunla başa çıkmanın ilk adımıdır. Ertelemenizin altında yatan duygusal neden nedir? Başarısızlıktan mı korkuyorsunuz? Yoksa işin yükünün büyüklüğü mü gözünüzü korkutuyor? Ya da ertelediğiniz iş gerçekten çok mu sıkıcı ve anlamsız? Bir kere ana nedeninizi anlarsanız, bu işin üstesinden gelmeye hazırsınız.
  • Net ve ulaşılabilir hedefler belirleyin: Eğer hedefleriniz hemen harekete geçemeyeceğiniz kadar belirsizse ve onlarla başa çıkamayacağınız kadar büyükse erteleme davranışını gösterme ihtimaliniz yükselir. Ertelemeyle mücadele etmek için ilk adımı kolaylaştırmalısınız ve bu nedenle de gözünüzün önüne getirebilecek kadar net ve başarabileceğinizden emin olacağınız hedefler belirleyin. Örneğin; kitap oku gibi genel bir hedef belirlemek yerine “Karar Ver, Planla, Harekete Geç” adlı kitabın ilk 10 sayfasını akşam yatmadan önce oku şeklinde hedefler koyun. Böylece hem ne yapacağınızı net bir şekilde bilirsiniz, hem de onu tamamladığınız zaman gelen başarma hissi motivasyonunuzu yüksek tutar.
  • Zamanlayıcı kullanın: Bir işi tamamlamanız gereken zaman azalırsa, üretkenliğiniz o ölçüde artacaktır. Bir işe başlamak gözünüzde büyüdüğü anda pomodoro tekniğini kullanmayı hatırlayın. Zamanlayıcınızı 25 dakikaya kurun ve alarm çalana kadar yapabildiğiniz kadarı yapın. Bu basit ama etkili teknik hem dikkatinizi çabuk toplamanıza yarar hem de erteleme ihtimalinizi azaltır.
  • Dikkat dağıtıcıları azaltın: Günümüzde dikkatimiz o kadar değerli ki adeta çalınıyor. Dikkatinizin çalınmasına izin verirseniz, erteleme döngüsünden kurtulmanız zorlaşır. Bir işe mi başlamanız gerekiyor? Önce sessiz bir çalışma alanı bulun. Telefonunuzun bildirimlerini kapatın. Gerekirse ses engelleyen kulaklıklardan takın ve odaklanın. Başladıktan sonra işlerin ne kadar kolaylaşacağına şaşıracaksınız.
  • Kendinizi ödüllendirin: Ertelediğiniz birçok görev ve sorumluluk küçük küçük onlarca adımdan oluşan kocaman bir iştir. Bu büyük parçayı küçük parçalara bölüp işe başlamak kadar başladığınız işin devamlılığını sağlayacak motivasyonu bulmak da önemlidir. Bunun en iyi ve kolay yolu kendinizi ödüllendirmektir. Küçük zaferlerinizi ödüllendirin ki devam edecek motivasyonunuz olsun.

Erteleme döngüsünden kurtulmak sabır, disiplin ve istikrar gerektirir. Şanslıyız ki doğru düşünce yapısı ve stratejiler ile ertelemeyle mücadele etmek ve hedeflerimize ulaşmak mümkündür.

Ertelemeyle mücadele uzun soluklu bir koşu olduğu için bir gece değişiklik beklemek yerine her gün çaba göstermek gerekir. Zaten ertelemeyle mücadelede ilerleme gerçekten bu şekilde kaydedilir. Unutmayın, doğru yönde atacağınız her küçük adım sizi ileri götürür ve her gün atacağınız bir adım hiç adım atmamaktan daha iyidir.

İlginizi çekebilir: Daha çok verim almak için planlayıcınızı nasıl kullanabilirsiniz?

Ayça Karaman: Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi ve Sosyal Bilimler Enstitüsünden mezun oldum. 2013 yılından beri halen Boğaziçi Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak çalışmaktayım. Üniversitedeki görevimin yanı sıra eğitimci kimliğim ile kendini geliştirmek isteyen yetişkinlere ve eğitmenlere yönelik atölye çalışmaları yapıyor, eğitim programları tasarlıyor ve projeler üretiyorum. Dijital dünyada ise bireylerin gelişimlerini destekleyici metinler yazıyor ve içerikler üretiyorum.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale