X

Erotizmin yapı taşları: Özlem, yasaklar, güç ve duygusal ikilem

Seks terapisti ve yazar Dr. Jack Morin, 1995 tarihli The Erotic Mind adlı kitabında, yüzlerce danışanının cinsel deneyimlerini ve fantezilerini bir tür erotik denkleme dönüştürür:

ÇEKİM + ENGELLER = HEYECAN
(ATTRACTION + OBSTACLES = EXCITEMENT)

Morin’e göre uyarılmayı yoğunlaştıran şey engeller, önceden tahmin edilemeyen, rastgele meydana gelen olaylardır. Ancak erotizm, yaşamın ve aşkın zorlukları ile uyarılmanın etkileşiminden meydana geldiği için her bireyin cinselliğine benzersiz bir şekil ve doku verir.

Morin, erotizmin dört temel yapı taşını belirleyerek denklemini detaylandırır:

  1. Özlem ve beklenti
  2. Yasakları ihlal etme
  3. Güç arayışı
  4. Duygusal ikilemin üstesinden gelme

1. Özlem ve beklenti

Erotizmin bu yapı taşı hemen sahip olamayacağımız şeyi istemekle ilgilidir. Örneğin, uzun mesafeli ilişki yaşayan çiftlerin birlikte olmak için gün sayması, birlikte olduklarında yaşayacakları anları düşünmesi birbirlerine duydukları özlem sayesinde olur.

Morin’e göre özlemin erotik önemini inkar etmek imkansızdır. Yine de erotik yaşamın en büyük paradokslarından biri, özlemin doyumu arzulamasına rağmen, doyumun özlemi bastırmasıdır. Bazı durumlarda erişimin önündeki son engelin çözülmesinden hemen sonra özlem buharlaşır. Bazı insanlar aşkı çok uzun yıllar boyunca çok derinden arzularlar ve bu özlem biriyle yakın ve samimi bir ilişki kurduklarında bile devam eder. Nadir oluşan bu durumda doyum, özlemi azaltmak yerine, aradıkları aşkı buldukları için ne kadar şanslı olduklarını hatırlatır.

2. Yasakları ihlal etme

Erotizmin bu yapı taşı en çok seksle ilgili beklentileri sınırlayan kültürlerde bulunur. Morin bu temayı “yaramazlık faktörü” olarak adlandırır. Yakalanma veya ortaya çıkma riski ile onaylanmayan partnerlere karşı duyulan çekim yetişkinlerde görülen yaramazlık faktörleridir. Yasak bir ilişki her ne kadar tehditkar ve rahatsız edici görünse de, içinde uzun süreli ilişkilerde olmayan bir heyecan elementi içerir. Yeni bir şey deneyimleyecek olmak ve özlem potansiyelinin yüksek olması ile aldatmanın yanlış olduğu düşüncesi güçlü bir erotik çekim oluşmasına neden olur.

Büyürken etrafımızı saran, örneğin dini inançlar veya cinsel yönelim ile ilgili toplumdan, çevremizden, ailemizden durmadan aldığımız onaylamayan mesajlar ne kadar çok olursa, yetişkin olduğumuzda yasaklara olan yatkınlığımız o kadar büyük olacaktır.

3. Güç arayışı

Erotizmin bu yapı taşında boyun eğme ve hükmetme ile ilgili fanteziler ve deneyimler devreye girer.

Sekste güç pozisyonları; seksi güç kullanarak ve agresif olarak başlatan, hükmeden, veren, yapan (top) ile güç gösterene göre daha zayıf görülen, boyun eğen, alan, yapılan (bottom) olarak ikiye ayrılır. Bu alışverişte hükmeden partner, boyun eğenin değerini ve arzu edilebilirliğini tutkusuyla gösterir. Boyun eğen partner ise teslim olmasıyla saldırganın karşı konulmaz erotik gücünü kanıtlar.

Burada atlanmaması gereken en önemli noktalardan biri, sanılanın aksine hükmetme veya boyun eğme arzusunun cinsiyete göre belirlenmemesidir.

Sekste güç alışverişini tecavüzden ayıran nokta ise iki tarafın da rızasıyla gerçekleşmesidir.

4. Duygusal ikilemin üstesinden gelme

Duygusal ikilem (ambivalence) genellikle bir afrodizyak olarak düşünülmez, ancak birini hem isteyip hem de istememek veya birine karşı çekilirken aynı zamanda o kişiden uzaklaşmak istemek karmaşasını sorgulayan Morin’e göre bu son yapı taşı, karışık duyguların güçlü bir uyarılma yaratabileceğini, nefret ve çekiciliğin, direniş ve boyun eğmenin birleşiminin fantezi için yem olduğunu öne sürüyor.

Şimdi geriye dönüp eski deneyimlerimizi ve fantezilerimizi düşünme zamanı. Bakalım hangi olayların tekrarlanmasından hoşlanıyoruz veya fantezilerimizde en çok neyi hayal ediyoruz? Bu soruların cevabı, Öz Erotik Temamızı (CET: Core Erotic Theme) bulmamızı sağlayacak ve çocukluk veya ergenlik dönemlerimizden kalma çözülmemiş duygusal durumların heyecan ve hazza dönüşmesi için yol gösterecek.

Bir sonraki yazıma kadar bol fantezili günler!

İlginizi çekebilir: Haz hakkında her şey: Cinsellikte hazza giden yollar

Güneş Kapancı: Güneş, TheYoniAcademy’nin kurucusudur ve İngiltere’de Sea School of Embodiment bünyesinde Somatik Seks Eğitmeni (Somatic Sex Educator) ve Seksolojik Beden Çalışanı (Sexological Bodyworker) sertifika eğitiminlerinden mezun olmuştur. Güneş, TheYoniAcademy bünyesinde cinsellik, cinsel hastalıklar, seks, mastürbasyon ve beden algısı ile ilgili genel bilgiler vermeye ve doğru bilinen yanlışları düzeltmeye odaklanmaktadır. Güneş, aynı zamanda yüz yüze ve online bireysel seanslar vermekte ve eğitimler düzenlemektedir.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale