X

Ergenliğe bakış: Sağlıklı iletişim kalıpları

Gelişimin önemli basamaklarından olan ergenlik, en yalın tarifiyle çocukluktan erişkinliğe geçiş dönemidir. İnsan gelişiminde bir “başkalaşım dönemi” denilebilir. O, artık ne çocuktur ne de yetişkin. Çocukluğa bir vedadır. Yeni bedene ise bir merhabadır.

Ebeveynin, çocuğuyla ilgili sahip olduğu o idealin gerçekleşmeyeceğinin farkına vardığı bir dönemdir. Ebeveynin, biricik çocuğu üzerinde kurduğu idealin kaybının bir yasıdır. Vedalar, merhabalar ve yaslar arasında kalınan belki de bir araftır.

Fizyolojik olgunlaşmayla beraber, ruhsal, duygusal alanlarda farklı gelişim boyutlarının olduğu bir dönem olan ergenlik süreci çoğu zaman fırtınalı ve sancılıdır. Biyolojik, psikolojik, sosyal ve gelişimsel değişimlerle karakterize olan bu dönemin  başlangıcını ve ne kadar süreceğini belirlemek oldukça zordur. Kültüre, topluma, yaşam tarzına, ailenin yapısına göre bu süre uzayabilmektedir.

Ergenlik döneminde en sık karşılaşılan sorunlar

Kimlik oluşum sürecine giren ergenin, bilişsel gelişimin hızlanması, dürtüsel gereksinimleri ve duygu yoğunluğunda artış, erken gelişim dönemlerindeki çatışmaların yeniden alevlenmesi, meslek seçimi, karşı cinsle kurulan ilişkiler, anne babadan ayrılma bireyselleşme sürecine geçiş gibi nedenlerle bu döneme özgü pek çok zorluk yaşamaktadır. Bu dönemde ergenin anne babasından ayrılabilmeyi gerçekleştirebilmesi kendi yaşamı üzerinde bir otonomi kurmasına alan açılması önemlidir. Çoğu ambivalans davranışın arkasında, ergenin ebeveynlerinden duygusal olarak ayrılma çabasının getirdiği dinamikler ve çatışmalar yer alır. Ergen bu dönemde kapıyı vurarak çıkıp gitmek yerine kapıyı uygun şekilde kapatıp gerektiğinde yine yavaşça açabilecek şekilde ayrılabilmesi sağlıklı olan dinamiktir.

“Çocuğum odasından çıkmıyor, bizimle eskisi gibi vakit geçirmiyor. Söylediklerimize aksi yanıtlar veriyor, biz nerede hata yaptık?!” Bu cümleler sizin ve aileniz için tanıdık geliyor mu?  Ergenlik süreci her aile için böyle olmasa da çoğu kez klinik ortama yansıyan senaryo bu şekilde oluyor. Öyleyse bu süreci yönetilmek için sağlıklı ebeveyn tutumlarına bakalım. 

Ergenlik döneminde ebeveyn tutumları nasıl olmalı?

Ergenler kadar aileleri içinde sancılı olan bu dönemde koruyucu önlem niteliğinde gördüğüm önemli noktalar bulunmaktadır.

Çocuğuyla iletişim halinde olduğu anlarda kendi içinde zorlanmalar yaşayan ebeveyn, bunun bir gelişim süreci olduğunu hatırlamalı. Yalnızca ergenliğin ne olduğunu iyice kavrayabilen ebeveynler çocuğuna yaklaşabilir, iletişimlerini sağlıklı bir seviyede tutabilir.

Ebeveyn kendi hayatının değerini çocuğu üzerine yüklemeden, kendi sınırları içinde bilinçli bir şekilde koruyabilmeye özen göstermelidir. Bunun tam tersi durumda, çocuk karşısında bilinçdışı olarak  kendine değer vermeyen, hayatta tüm isteklerini çocuğu üzerinden yaşamaya çalışan, kendinden vazgeçmiş, çocuğunun yaşadıkları, başarılarıyla  beslenen bir ebeveyn görecektir. Ebeveyn  istediği biçimde çocuğundan beslenemediğinde  ise kaygılı, mutsuz, öfkeli ve duygu denetimini gerçekleştiremeyecek kadar güçsüzleşen, çaresiz bir modele geçiş yapacaktır. Ebeveynini bu şekilde gören  ergen ise ona ne kadar saygı duyabilecek ve ne kadar rol model alabilecektir?  Ebeveyn çocuğuna doğru rol model olabilmek ve olumlu yanları içselleştirmelerini bekliyorsa bunu tüm yaşamlarına  yansıtmaları gerektiğini unutmamalıdır.

Fizyolojik gelişme ile beraber değişim ve dönüşüm halinde olan  çocuğunuzun dış görünüşü hakkında eleştirilerde bulunmaktan sakının.  Bedeniyle ilgili olumsuz algılayacak herhangi bir yorumlama çocuğunuzun benlik algısını zedeleyecektir.  Eleştirilerinizin kişiliğine veya bedenine yönelik olmadığına, anlattığı olaylar üzerinde olmasına dikkat edin.

Ev içinde alınacak kararlarda ona söz hakkı tanıyın. Bu tutumunuz çocuğunuzun bireyselleşme mücadelesinde, fikirlerine değer verildiğini hissettirecektir. 

“Sence nasıl olmalı? Senin fikrin nedir?’” gibi onun görüşünü aldığınızı hissettirecek sorular sormak, duygusal olarak yakınlığınızı koruyacaktır.

Sosyal medya platformlarını takip etmekten çekinmeyin. Özellikle ergenlik döneminde arkadaşlarıyla sosyal medyada vakit geçirmekten keyif alan çocuğunuzun hangi uygulamaları kullandığını, bu uygulamaları kullanma şeklini takip etmek hem ortak bir alanın varlığını geliştirecek hem de olası güvenlik sorunlarına önlem olacaktır.

Çocuğunuzla ilişkinizde meydana gelen çatışmalardan korkmayın. Mühim olan çatışmaların  sizin evinizde nasıl çözüme kavuşturulduğudur.

Nasihat vermek yerine aldığı kararlarda yanında olduğunuzu ve ona güvendiğinizi hissettirin. Özerkleşme sürecinde olan çocuğunuzun  tavsiyelere değil onu anlayan birinin varlığına ihtiyacı vardır.

Çocuğunuza korkuyla değil, ona güvendiğinizi hissetirecek biçimde iletişim kurun. Aranızdaki bağı güçlendirecektir.

Bir ergen için mahremiyetin ne kadar önemli olduğunu unutmayın. Çocuğunuzun alanına nüfuz etmeden, size ihtiyacı olduğunda kanatlarınızın altına sığınabileceğini ifade etmeniz yeterli olacaktır.

İletişim; Instagram: psikologhazalaslan

İlginizi çekebilir: Eyvah! Çocuğum DEHB’li ne yapmalıyım?

Hazal Aslan: Hazal Aslan, İstanbul Bilim Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümünden 2017 yılında mezun olmuştur. Akabinde uzun dönem yurt dışında bulunarak dil eğitimini tamamlamıştır. Türkiye'ye geri dönmesinin ardından çeşitli özel kurumlarda psikolog olarak görev yapmıştır. 2020 yılında İstanbul Aydın Üniversitesi Klinik Psikoloji Yüksek Lisans Programına kabul edilmiştir. Yüksek Lisans eğitimi esnasında almış olduğu psikoterapi eğitimleri doğrultusunda süpervizyon eşliğinde danışan görmüştür. ''Doğuma Psikanalitik Bakış'' Projesi ile mezun olmuş ve uzmanlığını tamamlamıştır. Gönülden bağlı olduğu Saadet Öğretmen Çocuk İhmal ve İstismarını Önleme Derneği ile pek çok eğitim kurumunda seminerlerde konuşmacı olarak yer almıştır. UCİM ( Uluslararası Çocuk İhmal ve İstismarı Önleme Derneği ) Eğitim Koordinatörü olarak görev almaktadır. Temel olarak eğitimini alarak yararlandığı yaklaşımlar; Şema Terapi, Bilişsel Davranışçı Terapi, Deneyimsel Oyun Terapisi, Pozitif Psikolojidir. Pek çok farklı modelin eğitim ve süpervizyon sürecinden geçmiştir, eğitim serüveni devam etmektedir. ‘’Her insanın anavatanı çocukluğudur. İns’an, çocukluğunda yaşadığı anları unutsa bile o anların yarattığı hisleri her daim hatırlar. ‘’ ilkesi ile mesleki çalışmalarına özel bir klinikte devam eden Psikolog Hazal Aslan; çocuk, genç yetişkin, yetişkinlerle yüz yüze ve online seans kabulünü gerçekleştirmektedir. Yaşamdan ilham alarak, ins’anın var oluş haline dair fikirlerini yazdığı, Instagram hesabı: psikologhazalaslan

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale