X

Enerjisi hiç bitmeyenlerin ülkesi Filipinler’in salaş ve samimi adası Cebu

Her köşesi farklı, hiç de tanıdık gelmeyen sokaklarda gezinirken keşfetmenin heyecanıyla keyfin yerinde, kafanda en sevdiğin şarkılar dönüyor. Mutluluğuna kendini kaptırıp aklında dönen şarkıyı önce mırıldanmaya sonra hızını alamayıp sesli söylemeye başlıyorsun biraz da çekinerek… Bir anda yanından geçenler de gülümseyen gözleriyle şarkına katılmaya başlıyor ve bir şov havasında hep birlikte şarkıyı söylemeye başlıyorsunuz. Bu her gün yaşayabileceğin bir eğlence, çünkü Filipinler’desin ve bu ülke karaoke aşkıyla yanıp tutuşanların, enerjisi hiç bitmeyenlerin ülkesi; Filipinler.

Karaoke aşkıyla yanıp tutuşanların, enerjisi hiç bitmeyenlerin ülkesi; Filipinler.

Filipinler daha önce gezdiğin hiçbir yere benzemiyor. Zaten dünyanın başka neresinde 7000’den fazla adadan oluşan bir ülke var? Filipinler’i keşfetmek için bir gezi planlıyorsan bunun için hem daha çok zaman ayırmalı hem de diğer gezilerinden daha çok emek harcamalısın. Binlerce adadan oluştuğu için backpack’ini sırtına atıp bir gün orada ertesi gün burada takılayım demek pek mümkün değil. (Tabi ki turistik Boracay adasına gidip otelde takılmaktan bahsetmiyorum). Bir adadan diğer bir adaya gitmek için çoğunlukla önce bulunduğun şehrin garajına gitmen, orada bulduğun otobüsle adanın diğer ucundaki bota gitmen, bottan indiğinde adanın merkezine gidecek bir araç bulman ve botlar hava karardığında çalışmadığı için tüm bunları güneş batmadan tamamlaman gerekiyor. Bir de o küçük adaların botları kıyıya tam yanaşamadığı için binerken sırtında backpack’inle dalgalarla savaşarak beline kadar gelen denizde bota doğru yüzmen gerekebilir. Yani buraları keşfetmek istersen, tam bir küçük savaşçı olacaksın ama bunlara kesinlikle değecek. Tüm bu koşuşturma bir süre sonra senin için bir eğlenceye dönüşecek ve bir anda yavaşlayıp ada yaşamının tadına varmaya başlayacaksın. Sadece bu yavaş akan stressiz hayatı tatmak için bile gidip Filipinler’i görmelisin.

Kolayca uçak bulup Filipinler’e ilk adımını atabileceğin iki şehir var; kalabalığı ve koşuşturmacalı hayatıyla meşhur başkent Manila ya da göreceli olarak daha sakin olan diğer büyük şehir Cebu City. Cebu adasının başkenti olan Cebu City, 16. yüzyılda İspanyolların Filipinler’i keşfettiğinde ayak bastıkları liman şehri. Bu nedenle, bu şehir insana uzak doğu ve İspanyol kültürlerinin başka yerde bulamayacağın güzel bir karmasını deneyimleme imkanı veriyor. Hatta İspanyol kültürü o kadar etkin ki bu bölgenin yerel dili olan “Cebuano”daki kelimelerin üçte biri İspanyolca kökenli. Eğer İspanyolca biliyorsan yanında kendi aralarında Cebuano dilinde konuşanların nelerden bahsettiğini kolayca tahmin edebilirsin.

Cebu City, kalabalığı ve koşuşturmacalı hayatıyla meşhur başkent Manila ya da göreceli olarak daha sakin.

Cebu, Filipinler’in farklı dünyasına giriş yapmak için harika bir başlangıç noktası. Havaalanına ayak basar basmaz etrafındakilerin pozitif enerjisi ve dışadönüklüğü seni içine çekiyor. İnsanların enerjikliğini özellikle vurgulamak istiyorum, çünkü bu enerji diğer Uzakdoğu ülkelerinde pek de kolay rastlanan bir olay değil. Bu bölgedeki diğer ülkelerde yaşayanların da çok mutlu olduğunu görüyor ve hissediyorsun ama çekingenlikleri ve kendi dünyalarına kapanık olmaları, bir şeyler paylaşmanı zorlaştırıyor. Filipinler ise tam tersine yolda yürürken seninle muhabbet etmek için yolunu değiştirip yanına gelen mutlu insanlarla dolu. Bu insanların ülkesinde gezerken mutsuz olmak gerçekten zor!

Dağınık bir şehir merkezine sahip olan Cebu’da uzun bir yürüyüşle şehri rahatça keşfedebilirsin. Sokaklarda dolanırken karşına küçük açıkhava barbekücüleri çıkıyor. Çok salaş görünen bu mekanlardaki yemekler görüntülerinin aksine çok lezzetli. Buralarda hiç aklına gelmeyecek yerel tatları çok uygun fiyatlara bulabilirsin.

Sokaklarda dolanırken karşına küçük açıkhava barbekücüleri çıkıyor. Çok salaş görünen bu mekanlardaki yemekler görüntülerinin aksine çok lezzetli.

Eğer daha modern restoranları seviyorsan bu tarzda yemek yerlerini özellikle merkezdeki alışveriş merkezlerinde bulabilirsin. Benim denediğim ve önerebileceğim yerler;

  • Eğer domuz yemeyi seviyorsan Cebu’nun en meşhur yemeği “lechon”u denemelisin. Lechon yanında palmiye yapraklarından örülmüş paketin içindeki pilavla birlikte servis ediliyor.
Lechon yanında palmiye yapraklarından örülmüş paketin içindeki pilavla birlikte servis ediliyor.
  • Ayala alışveriş merkezindeki Lemon Grass isimli Uzakdoğu yemekleri yapan restoran da bol baharatlı ve acılı yerel lezzetler denemek için uğrayabileceğin bir seçenek.
  • Little Nonki Japon restoranı sushi severler için cennet gibi bir mekan. En güzel seçeneklerden biri de tüm Uzakdoğu lezzetlerini bir araya getiren mangolu sushiler.
 Little Nonki Japon Restoranı sushi severler için cennet gibi bir mekan. En güzel seçeneklerden biri de tüm Uzakdoğu lezzetlerini bir araya getiren mangolu sushiler.
  • Army Navy Burger & Burrito restoranı Ayala Alışveriş Merkezi’nde yer alıyor. Enfes dev hamburgerleri ve burritolarını deneyebilirsin.
  • Auntie Anne’s pretzelleri ve limonatalarıyla meşhur ve önündeki kuyruk hiç bitmiyor. Tatlı, tuzlu, bol baharatlı, çeşit çeşit pretzelleri sıcacık servis ediyorlar. Küçük bir atıştırmalık için harika bir seçenek. SM Cebu city alışveriş merkezinde bulabilirsin.

Yorulduğun noktada Filipinler’in meşhur jeepney’lerinden birine atlayıp çok ucuza mini bir şehir turu yapman mümkün. Jeepneyler’i ve kurallarını anlatarak Filipinler’in şahsına münhasır dünyasını özetlemek mümkün aslında. Jeepneyler yanları ve arkası kesilerek havadar hale getirilmiş, derme çatma eski minibüsler. Hepsi farklı cafcaflı renklerle boyanıp kitch bir havaya bürünmüş olan jeepneyler, hangisi daha dikkat çekici olabilir diye birbiriyle yarışıyorlar. Çoğunlukla gümbür gümbür müzik eşliğinde bağıra çağıra şarkı söyleyen bir şöför, sen daha ne kadar sıkışık olabiliriz diye düşünürken duraklayıp yoldan birkaç kişi daha alıyor. İlginç bir şekilde ne kadar kişi binerse binsin sığıyorsunuz, sığmayanlar da yan taraflara tutunup ayakta gidiyor. İnmek istediğin yerde ortaya sesli bir öpücük atman yeterli, jeepney hemen kenarda duruveriyor. Evet, öpücük atıyorsun! Eğlenceyi sen hayal et.

Yorulduğun noktada Filipinler’in meşhur jeepney’lerinden birine atlayıp çok ucuza mini bir şehir turu yapman mümkün.

Cebu City’den başlayarak Cebu adasının dört bir tarafında yer alan minik kasabaları ve etraftaki küçük adaları tek tek gezebilirsin. Bu yerlerin her biri farklı doğa güzelliklerine ev sahipliği yapıyor; dalış noktaları, güzel plajlar, dağların arasındaki şelaleler, sadece bu çevrede görebileceğin hayvan türleri… Ağzını açık bırakacak tüm şeyleri görmek içinse yaklaşık bir aya ihtiyacın var, benden söylemesi…

 

İlginizi çekebilir: Gili Adalarının en genç rotası: Trawangan Adası

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Gökçe Argun: Büyük küçük kaçamaklarla yeni yerler keşfetmekten daha güzel ne olabilir? Daha önce yürünmemiş sokakların, henüz tadılmamış yemeklerin heyecanı yaşanmalı diye çıktığım yollarda kuşlara özenip uçaktan atladığım, uzak bir köyde sessizce oturup iç sesini duymaya çalıştığım ya da okyanusa dalıp köpek balıklarını gözetlediğim anlar deneyimlerimin en vazgeçilmezleri. Bu hikayelerden etkilenip de yola düşenlerden biri neden sen olmayasın?

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale