X

Endişelerimiz yüzünden kendi kendimizi sabote ediyor muyuz?

Hepimiz kendimize hedefler koyuyoruz. Birimiz kitap yazmayı, öbürümüz kilo vermeyi ve sağlıklı yaşamayı, bir diğerimiz ise önümüzdeki zorlu sınavı geçmeyi hedefliyoruz. Ancak bu hedefleri koyduktan kısa bir süre sonra, içimizi endişeler kaplamaya başlıyor.

Bir miktar endişe duymak normal olabilir ancak verimsiz endişeler yüzünden kendi kendimizi sabote ediyor olabiliriz. Davranış psikolojisi olan Tracey Kahan, bundan yıllar önce bir kayak eğitmeniyken öğrencilerine şöyle seslenirmiş:

“Sakınmak istediğin şeylere konsantre olma!”

Eğer kayak yaparken kayalıklara odaklanırsanız, en sonunda oraya çarpabilirsiniz. Engellere odaklanmak, onları düşünmek ve takıntı haline getirmek verimsiz bir endişe türüdür.

İlgili yazı: Korkunun ötesinde ne var?

Verimsiz endişe olduğuna göre, bunun bir de karşıtı olmalı. Ona da verimli endişe deniliyor. Psikolog James Prochaska ve arkadaşlarının tanımıyla verimli endişe; hesaplama ve çevreyi kontrol etme kavramlarını ifade ediyor. Yani engelleri önceden kestirmeye çalışmak ve “Neler engel olabilir” diye sorgulamak, daha sonra da bunlarla mücadele etmek için stratejik adımlar atmak verimli endişe olarak tanımlanıyor. Örneğin yeni bir diyete başlıyorsanız, şekerli gıdaları ve paketlenmiş yiyecekleri evde bulundurmamanız lazım ki sizi yoldan çıkarmasın. Bu aslında psikolog Gabriele Oettingen’in “Zihinsel Çelişki” kavramının bir parçası ve insanların diyet, fitness, ilişkiler, akademik performans gibi konulardaki hedeflerine ulaşmasına yardımcı oluyor. Verimli endişe, engelleri önceden tahmin edip bu engellere takılmama durumunu ifade ediyor. Tracey Kahan’ın dediği gibi, “Eğer varmak istemediğimiz yere odaklanırsak, en sonunda yolumuz orada sonlanabilir. Nelerin yanlış gidebileceğine takılırsak; korku, acizlik ve başarısızlık duygularına kapılırız.”

İçimizdeki o ses bize zorlukların üstesinden gelemeyeceğimizi söyler.

Ancak maalesef buna engel olmak her zaman pek de kolay olmuyor. Hepimiz, içimizde barındırdığımız endişelerle zaman zaman kendi hedeflerimizi sabote edebiliyoruz ve bu hedeflere ulaşamıyoruz. İşte kendi kendimizi sabote etmemizin birkaç nedeni:

1. Kendinden nefret etme

Hepimizin içinde kendinden nefret etmekten, kendine güvene ve hatta narsisizme kadar geniş bir aralık vardır. Hepimiz kendi içimizde bölünüyoruz. Bir tarafımız hedef odaklı ve pozitifken, bir tarafımız kendimize karşıt oluyor. Kendine karşıt olmak, aslında zihnimizdeki bir çeşit iç düşman. Bu düşman kendini eleştirme, yalanlama hatta kendini gizleme şeklinde ortaya çıkabiliyor. Bu düşmanın amacı bizi geride tutmak, olduğumuz yerde kalmamızı sağlamak. Bu iç düşmana ses veren şey ise geçmiş tecrübeler ve yetiştirilme tarzı. Eğer büyürken birileri sürekli bize aptal olduğumuzu söylemişse, biz de bir noktada bunu kabul edip kendimize o şekilde davranabiliyoruz. Ayrıca çevremizde olup bitenden de etkilenebiliyoruz. Eğer yalnız kaldıysak, ileri dönemlerde kendimizi sosyal olarak rahatsız hissedebiliyoruz. Bazı görevleri bizim yapamayacağımız söylendiyse, iç sesimiz zamanla bunu kendisine tekrarlayarak kabullenebilir. Öte yandan bizleri yetiştiren kişilerin davranışlarını da almış olabiliriz. Eğer utangaç, kendini sevmeyen, depresif bir çocukluk geçirdiysek, yetişkinken de benzer bir ruh haline sahip olabiliriz.

İlgili yazı: Reddedilme korkusunu yenerek cesaretinizi ve umudunuzu geri kazanın

2. Konfor

Eleştirel iç sesimiz bizi her zaman bir kutunun, bir kimliğin içinde tutmak ister. Üstelik bu, fark etmesi çok daha zor bir durumdur. İçinizdeki ses size aptal olduğunuzu veya başarısız olduğunuzu söylüyorsa, bunun düşmanca olduğunu anlamak son derece kolaydır. Ancak içinizdeki ses “Kendi başına daha iyisin. Sadece kendin ol yeter. Bir dilim daha pasta yesen ne olur ki? Bir sigara daha iç. Bunu hak ettin. Zaten o kadar yoruldun. Televizyonu aç. Bugünlük spora gitme” gibi cümleler fısıldıyorsa, bunun düşmanca olduğunu anlamak pek de kolay olmayabilir. İlk başta bu sesi dinlemek size konforlu gelebilir, ne de olsa içinizden geçenleri söylüyor. Ancak bir süre sonra kötü alışkanlıklar veya hedeflerinizden vazgeçmeler yüzünden kendi kendinize “Ne kadar eziksin, kimse seni sevmiyor, hiçbir şeyi beceremedin” gibi cümleler söylerken bulabilirsiniz.

Hepimiz, içimizde barındırdığımız endişelerle zaman zaman kendi hedeflerimizi sabote edebiliyoruz.
3. Değişime direnme

Negatif bir imaj her zaman için hoş olmayan ve yıkıcı bir şeydir. Ancak bazen sırf alışkanlıklarımızı değiştirmediğimiz için, negatif olmak nasıl olsa bildik bir şey olduğu için değişiklik yapmak için uğraşmayız. Kendimize kurallar koyarız ve eskiden savunduğumuz şeylere dayanan bu kuralların bizi koruyacağını düşünürüz. Oysa bu bükülmezlik, bu toleranssızlık uzun vadede bize zarar verir.

İlgili yazı: Yapay zeka ile gerçek korkularımızı yenebilir miyiz?

4. Korku

Korkularımız, bizi geride tutan şeylerin kaynağıdır. Başarısızlık korkusu, içimizdeki eleştirel sesin haklı çıkma korkusu, kaybetme korkusu, reddedilme korkusu bu korkulardan sadece birkaçı… Aslında hepimiz, sandığımızdan çok daha dayanıklıyız. İçimizdeki o ses bize zorlukların üstesinden gelemeyeceğimizi söyler. Oysa hayatın kendisi hem keyif hem de acı dolu bir serüvendir. Hayatı ne kadar dolu yaşarsak, bu keyiften de acıdan da o kadar çok nasibimizi almamız gerekir. İçimizdeki korkular, hayatın bu gerçeğine aykırı.

Kaynak:
Psychology Today

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale