X

En eski sorulara cevap arıyorsanız: “Kozmos’un Aklı: Niçin Buradayız”

Dünya’nın en eski sorularından biri “Ben kimim?”, bir diğeri de “Neden buradayım/niçin yaşıyorum?” olabilir. Sanırım bu iki soruya da yüzyıllardır, hatta bin yıllardır cevap arıyoruz. Ben de okudukça, düşündükçe ve araştırdıkça yalnız olmadığımı, geç kalmadığımı görüyor ve cevapları aramaya devam ediyorum.

İnsanlığın başından beri dini bakış açılarıyla yaklaşılan bu sorulara Antik Yunan’daki kültür sayesinde sorgulayarak, akıl yürüterek yeni yanıtlar aranmaya başlandığını, sonunda dini sorular olmaktan çok, felsefeye adım attıklarını görebiliyoruz. Tarihsel bir çizgide ilerlediğimizde de dünyaya hakim olan coğrafi sınırları koruma kaygısı ve politik karmaşıklık içinde düzen yaratma arzusu, bu soruları yine dinin başlıkları haline getirmesine rağmen, Avrupa’da başlayan rönesans ve reform süreçleriyle bu soruların felsefeye geri dönmeden, neredeyse sadece bilimin cevap aradığı sorular haline geldiğini söylemek mümkün.

Hepimiz bilimin kanıtladıklarına dikkat kesiliyor ve yeni yaklaşımlarla karşılaştığımızda “Peki bilim buna ne diyor?” diye soruyoruz değil mi? Peki bilim her gün sınırlarını genişletirken henüz varmadığı yerlere “doğru değil” veya “gerçek değil” gözüyle bakmak ne kadar mantıklı?

Geçenlerde okudum kitapta Ervin Laszlo’nun bilimsel verilere fazlasıyla değer veren toplumumuza bilimin meşrulaştırdığı gerçekleri aktardığını ve bu yaklaşımla bahsettiğimiz iki değerli soruya cevap verdiğini gördüm. “Bizi nötr bir evrendeki et ve kemik yığını olarak gören bakış açısından, titreşen kuantum alanındaki zihin ve bilinç sahibi varlıklar” olarak tanımladığını; sadece “oluvermiş” rastlantılardan öte evrimin doğasında bir amaç olduğunu, hatta evrene bir bütün olarak, uyumlu bir sistem gibi bakılması gerektiğini okumak beni ferahlattı.

Hala eski madde fiziği yaklaşımıyla varoluşumuzu ve arkasındaki gücü araştırmayı “evin içinde kaybettiğimiz anahtarları sadece daha çok ışık var diye sokak lambasının aydınlattığı sokakta aramaya” benzetebileceğimize inanıyorum. O zaman bundan sonra bizi ileriye taşıyacak ve bu eski sorulara cevap olacak yaklaşımın son zamanlarda sıklıkla bahsedilen ve Einstein’in temelini kurduğu Kuantum fiziği olabileceğini söyleyebiliriz miyiz?

Margaret Mead’in meşhur sözünü, doğru zamanda ve ortak fikirlere sahip küçük bir grup insanın dünyayı değiştirmesini ve değişimin tek yolunun bu olduğunu hatırlamak bana güç veriyor. Bu kitaptaki “Dünya birbirine bağlıdır ve bütündür, kozmik bir akıl tarafından biçimlendirilmiştir. İçindeki sistemler kati ve kestirilebilir bir doğrultuda evrilmektedir, bunların rastlantısal olmayan evrimi de evrende amacın var olduğunu düşündürür. Sonlu, mekanistik-maddeci bir dünya değildir bu; bilinç aşılanmış, amaçla yönlendirilmiş, kusursuz bütünlükteki bir gerçekliktir. Mucizevi bir dünyadır” görüşünü paylaşan ve bu bilinci evrene yaymaya çalışan bir grubu, o grup içinde kendi rolümü hayal etmek beni mutlandırdı.

Hindistan’da saygıdeğer hocalardan birinin söylediği gibi birleşme, bir olma hali sadece meditasyonla veya spiritüel çalışmalarla gelmiyor. Bazen bir günbatımını izlerken veya bir bebeğin gülüşüne bakarken o birlik halini tadıyoruz. Bu dünyayı yaşanır kılan, hayatlarımıza anlam katan anlar da bunlar değil mi zaten? Ancak bu hali anlatmaya çalıştığımızda kelimeler maalesef yetersiz kalıyor, anlattığımız şey kavramsallaştıkça derinliğini yitiriyor. Sonunda birçok kültürde ve dinde anlatılan ilahi ruhu, Tanrı olarak betimliyor, ayrıştırıyor ve yabancılaştırıyoruz.

Oysa o insan ötesi, daha doğrusu günlük hayat ötesi deneyimin neye benzediğini çoğumuz biliyoruz sanırım. İkiliklerin eridiği, “evreni yönelimsel bir amaca doğru hareket ettiren” enerji kavramına sanırım hepimiz aşinayız. Bu yüzden varoluşumuzla bir bütün, bu sisteme dahil olmamızla bir parça olduğumuzu hissederek yaşamanın hem bireysel hem de evrensel anlamda bizleri değiştireceğine ve bizi daha erdemli günlere taşıyacağına inancım tam.

Einstein’ın dediği gibi hayatı yaşamanın iki yolu var: Ya hiç mucize yokmuş gibi ya da her şey bir mucizeymiş gibi. Bu mucizevi dünya içinde yaşayan bizlerin özünü ve amacını aramaya devam ederken, kendimize, yaşama ve yaşamın arkasındaki güce inandığımız zamanlara…

Not: Eğer senin de içinde bu kadim sorular dönüyor, indirgemeci cevaplardan fazlasını arıyor ve elinden ne gelebileceğini araştırmak istiyorsan Laszlo’nun bu güncel akımını ve takipçilerinin çalışmalarını Kozmos’un Aklı: Niçin Buradayız eserinde bulabilirsin.

İlginizi çekebilir: Geçmişten gelen kadim bilgi: Bilgiyle dolabilmek için önce boşalmak gerek

Seza Aslanbaş: ODTÜ Siyaset Bilimi Kamu Yönetimi Bölümü’nden mezun olduktan sonra 7 yıl kurumsal şirketlerde satış planlama ve pazarlama departmanlarında çalıştım. 2013 yılında dışarıdan her şey güzel görünürken sıkışmış hissettiğim ve hayatıma anlam aradığım zamanlarda meditasyonla tanıştım. Bireysel dönüşümüme katkısını gördükten sonra bu bilgileri daha çok öğrenmek, aktarmak ve paylaşmak için Türkiye ve Hindistan’da farklı hocalarla çalıştım ve hala çalışmaya devam ediyorum. 2016'dan beri zihnen bildiklerimizi kalpten hatırlamak niyetiyle meditasyon temelli bireysel seanslar, atölyeler ve grup çalışmaları yapıyorum. Aldığım farklı eğitimlerle kendi yolculuğumda bana iyi gelenleri birleştirerek bazen paylaşımlarla bazen hareketle bazen de sessizlikle farkındalığımızı destekleyecek alanlar sunuyorum. Online ve yüzyüze yaptığım çalışmalar hakkında bilgi almak ya da sadece tanışalım istersen bana seza.aslanbas instagram hesabımdan veya sezaaslanbas@gmail.com'dan bir merhaba diyebilirsin. Çokça sevgiler.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale