X

Ebru Şinik, Ayurveda ile yaşam kalitenizi nasıl yükseltebileceğinizi anlatıyor: Genleriniz kaderiniz değildir

Ayurveda uzmanı Ebru Şinik’in yeni kitabı Genleriniz Kaderiniz Değildir okurlarıyla buluştu. Kitap, günü kurtarmak değil de yaşam kalitesini artırmak, sağlıklı ve iyi hissetme halini yaşamının bütününe yaymak isteyenlere, Ayurvedik yaşamın basit ve maliyetsiz günlük rutinleriyle yol gösteren bir rehber niteliğinde.

Genetik faktörlerin yaşamımız üzerindeki etkisi elbette yadsınamaz ama araştırmalar, dış etkenlerin hayatımızı genetik faktörlerden daha güçlü bir şekilde etkilediğini ortaya koyuyor. Aynı araştırmalar stres yönetimi teknikleri, sağlıklı beslenme, orta dereceli egzersiz, sosyal hayatın renklendirilmesi gibi yaşam tarzı değişikliklerinin insanın genel sağlık ve iyilik hali üzerinde çok güçlü değişiklikler yarattığını da kanıtlıyor.

Biz de buradan yola çıkarak sürdürülebilir mutluluğun peşinde Ebru Şinik ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

“İnsan eylemleriyle kendini yaratır. İnsanın arzuları ve ameli ne ise, kaderi de odur.” Kitabınız bu sözlerle başlıyor. Peki günlük seçimlerimiz hayatımız üzerinde bu derece etkili mi gerçekten?

Evet, günlük seçimlerimiz bizim yarın nasıl bir bedene, zihne ve ruhsal sağlığa sahip olacağımızı belirliyor. En ufak ve önemsiz olarak gördüğümüz seçimlerimiz, hayatımızı etkileyecek en önemli seçimlerimizin temelini oluşturuyor. Mesela sabah kalktığımızda güne kahve, çay veya limonlu ılık su ile başlamamız fizyolojimizde gün boyunca bizi etkileyecek bir dizi farklı zincirleme reaksiyonu başlatıyor. Dolayısıyla gün boyunca daha iyi, daha mutlu, daha verimli, daha huzurlu, daha dingin, daha dengede hissetmemizi sağlamak tamamen bizim kendimiz için yaptığımız gündelik seçimlerde saklıdır.

Okurlar kitabınızdaki pratik rutinleri hayatına katmak için nereden başlamalı?

Her zaman en kolay, en basit, en az zaman isteyen rutinlerle başlamak hem sürdürülebilirliği sağlamak, hem zihnin sabote etme potansiyelini bertaraf etmek için çok uygun. Bunlar ayrıca minik rutinlerle dahi sağlanan faydanın deneyimi ertesinde diğer rutinlere geçmeyi teşvik edici ve özendirici etkiyi de sağlar.

Zaten o yüzden kitapdaki rutinleri 5 Adım şeklinde verdim. Her adımda kendinizin en iyi versiyonuna biraz daha yaklaşarak, oluşan iyilik halinin tüm yaşamınıza yayılması ile motive olup, bir sonraki adıma geçmeyi ve bir sonraki adımda acaba yaşamınıza hangi rutinlerin ekleneceğini heyecanla bekliyorsunuz.

Değişime inanmak ve karar vermek de bir motivasyon işi… Bu arzu sizce nasıl tetiklenir?

Kişilerin değişmesinden ziyade ben dönüşmesi fiilini kullanmayı tercih ediyorum. Çünkü aslında kişi başka bir insan olmuyor, sadece içindeki gerçek potansiyelini her yeni rutin ile artan iyilik hali olarak deneyimlemeye başladıktan sonra otomatik olarak motive oluyor. Ayrıca kitapta önerdiğim tüm rutinleri, genel sağlık ve mutluluk halimize nasıl etki ettiğiyle ilgili uluslararası klinik araştırma verilerini, konuyla ilgili metinlere yerleştirerek destekledim.

Ben Bütünsel Sağlık yazarı olarak son derece analitik bir zihne sahibim, okuyucularımın da bu şekilde olduğu varsayımından yola çıkarak, kitapta yaptığım ilk şey önce zihinleri bu dönüşüme ikna edip, hazırlayacak olan bilimsel verilerin en basit lisan ile günlük yaşama entegre edilerek açıklanması. Bazı insanlar inanmaya en başından, okumadan dahi hazır olabilir.

Bazılarımız hayatın sallantılı bir döneminden geçiyor ve denize düşen yılana sarılır misali her şeyi denemeye açık olabilr. Ama ya analitik bir zihne sahip olanlar ve benim gibi kanıt arayanlar ne yapacak?

İşte o yüzden, bu kitapta yer alan 3500-5000 yıllık kadim koruyucu tıp bilgilerini, batının en son bilimsel verileri eşliğinde harmanlayarak yazdım. Bilgiyi önünüze bu kadar açık ve net bir şekilde koyduğumda, otomatik olarak ikna oluyor veya en azından denemeye değer dedirtiyorum.

Türkiye’deki bedensel farkındalık düzeyi için ne söylersiniz?

Bedensel farkındalık tüm dünya genelinde bazı sektörler tarafından bizlere empoze edilen güzellik standartlarında bir bedene sahip olmak düzeyinde takılmıştır. Bu kriterler ile sürdürülebilir mutluluğu yakalamak imkansızdır.

Yaşam boyu enerjik ve dengede bir bedene, dingin bir zihne, şefkat ve sevgi dolu bir kalbe ve sağlıklı bir ruh haline sahip olmak üzere hepimize öğretilmiş olan bu bedensel farkındalık sınırlarını genişleterek, sahip olduğumuz daha geniş ufuklarımıza doğru yelken açabilme cesaretini göstermeliyiz. Bu yaşama mutsuz olmak için gelmediğimizi, iyi olma halinin tüm insanların doğuştan gelen hakkı olduğunun farkına varmalıyız. Ve bu çok basit, hiç de zihninizin size oynadığı oyunlardaki gibi zor veya imkansız değil!

Kitapta 30’dan fazla rutin önerisi yer alıyor. Bunların tamamını yaşamımıza dahil etmek sizce ne kadar bir zaman alır?

Bu dediğim gibi tamamen sizin hangi hızda dönüşmek istediğinize bağlı. 3 ay veya 6 ay veya belki de bir kaç yıl…

Kitapta yer alan farkındalık egzersizleri olan nefes ve meditasyon egzersizlerini ne kadar hızlı günlük hayatınıza yerleştirirseniz o kadar hızlı bir dönüşüm yaşarsınız. Çünkü bu egzersizlerin stres yönetimi dışındaki diğer bir ana görevi irade kullanmadan bedenimiz ve zihnimiz için otomatik olarak bilinçli seçimler yapma yetisini kazandırmaktır.

Bu, entelektüel zekamızla yapabileceğimiz bir durum değildir. O yüzden ben özellikle stres yönetimi için önerdiğim nefes ve meditasyon egzersizlerinin günlük rutine sadece 10 dakika dahi olsa eklenmesini çok önemsiyorum. Yaşamınızdaki en büyük dönüşümü sağlayacak olan rutinler farkındalık egzersizleridir.

Modern insanın en büyük sorunları uykusuzluk, bedensel ve zihinsel yorgunluk. Bu sorunları aşabilmek için ne önerirsiniz?

Stres yönetimine başlamak özellikle uykusuzluk ve her türlü yorgunluk için ilk adımdır. Stresi nasıl yöneteceğiz? Entelektüel zekamızla bunu beceremeyeceğimiz aşikar. O halde dünyada bilinen en etkili farkındalık yükseltici çalışmalar olan; bilimsel bir zihni dinlendirme tekniği olan meditasyon uygulamaları ve burundan alınıp verilen, kontrollü ve ritmik nefes teknikleri bu tür semptomların giderilmesindeki temel gerekliliklerin başında gelir.

Meditasyon kitabınızda çok önemli bir yer tutuyor. Meditasyon, efor ve zaman olarak zahmetli bir şey mi?

Meditasyon yapmayı sadece uçuk kaçık bir iş gibi gören ve yaşama sadece entelektüel zekası ve 5 duyusu ile tutunmuş eski ben bile bu müthiş şifa teknolojisini yaşamıma ekleyebildiysem, bunu inanın herkes yapabilir. Hayatımdaki dengesizlikleri her kademede şiddetle yaşadığım bir dönemde, dengemi kazanmak üzere deneyecek hiçbir şey kalmadıktan sonra, ya tutarsa diye deneyip, uyguladığım andan itibaren beni hızla iyileştirmeye başlayan bu inanılmaz zihni dinginleştirici teknolojiyi, biliminsanları günde min. 20 dk, max. 1 saat kadar uygulanmasını öneriyor.

Ben şiddetli anksiyete ve ağır bir depresyon geçirdiğim zaman süresince sabah-akşam yarımşar saatten günde 1 saat uygulamaya başladıktan sonra, oluşan iyilik halinin verdiği motivasyon ile yaşamımdaki öncelik sıralamasını meditasyon saatlerime göre düzenlemeye başladım. Tamamen kendimi dengede hissedene kadar günde 1 saat ile sürdürdüğüm bu tedavi sürecine, şu anda günde bir defa 20-30 dk lık meditasyon uygulamalarım ile devam ediyorum ve çok mutluyum.

Meditasyon kesinlikle efor sarfedilerek yapılan bir uygulama değildir. Tam tersine meditasyonda eforsuzluk, gayretsizlik, çabasızlık ve beklentisizlik esastır.

Meditasyon; sürekli bir şeyleri yapmak, yetiştirmek halinden çıkıp, sadece bu dünyada var olmamızın tadını ve keyfini deneyimleme şansına sahip olduğumuz, zihnin esaretinden kurtulabildiğimiz, bu yaşamdaki en büyük özgürlük alanımızdır.

Peki sizce duygularımız ile sağlığımız arasında nasıl bir ilişki var?

Duyularımız vasıtası ile deneyimlediğimiz her şey bazı duygu durumlarını yaratarak, tüm bedenlerimizi etkiler ve tüm bedenlerimiz tarafından metabolize edilir. Yani yediğimiz bir besin bizim zihinsel ve ruhsal bedenlerimizi de etkilerken, aynı şekilde egzersiz yaptığımızda veya hareketsiz bir yaşam sürdüğümüzde bundan sadece fiziksel bedenimiz değil, zihinsel ve ruhsal bedenlerimiz de etkilenir. Veya aynı şekilde dua ettiğimizde sadece ruhsal bedenimizi beslemiş olmayız çünkü tüm bedenlerimiz birbirleri ile sürekli bir bilgi ve enerji alışverişi içindedirler.

Yani herhangi bir bedeni direkt olarak ilgilendiren bir eylemimiz dengeleyici veya dengesizleştirici etkilerini en kısa zamanda tüm bedenlerimizde farklı duygu durumlarını yaratarak sirayet ettirir. Ağzımızdan çıkan sözler de adeta büyü gibidir. Hem bizi, hem de karşımızdakini direkt olarak etkiler.
Artık bugün bilim insanları da fiziksel bedenimizde tam olarak hazmedemediğimiz besinler ile zihinsel bedenimizde hazmedemediğimiz düşünce ve duygulardan ötürü oluşan toksinlerin fiziksel ve zihinsel bedenlerimizde eşzamanlı birikmesiyle, hastalıkların oluşmaya başladığını belirtiyor. Bu sebeple beden-zihin tıbbı Batı’daki vizyon sahibi doktorlar tarafından da yaklaşık son 25 yıldır büyük bir motivasyon ile uygulanmaktadır. Özetle duygularımız ve sağlığımız birbirinin aynasıdır.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale