X

Ebeveynler için 10 stres azaltma yöntemi

Her ebeveynin bildiği gibi, stresli olduğumuz sürece amaçlarımız ne kadar olumlu olursa olsun iyi bir anne-baba olamayız.

Modern hayatın çok fazla strese sebep olduğu doğru; ancak bir konuda strese yol açan şeyin kişide diğer alanlarla ilgili stresi tetiklediği de doğru. Dolayısıyla stres, her ne kadar bizim başımıza gelen şeylerden kaynaklansa da asıl önemli olan ona vereceğimiz tepki. Ebeveyn olarak her birimizin stresi yönetmeye dair bir sorumluluğu var. Çünkü nihayetinde istediğimiz şey, çocuklarımızın bizden geri kalana değil en iyi yanlarımıza sahip olması.

Bu konuda 3 yönlü bir yaklaşım işe yarayabilir:

1- Hayatınızdaki stres unsurlarını azaltın.

2- Önce kendinize odaklanın; bu şekilde dış etkenlerin getirdiği sorunlarla uğraşacak daha az vaktiniz ve enerjiniz olacaktır.

3- Genel tavrınızı, strese girmeye başladığınız anda bunu fark edecek ve hemen duruma müdahale edecek şekilde değiştirin.

Ebeveyn olarak her birimizin stresi yönetmeye dair bir sorumluluğu var.

İlginizi çekebilir: İyi ebeveyn olmanın 6 kuralı

Aşağıda bu üç temel maddeden yola çıkarak ulaşılan 10 stresle başa çıkma stratejisine yer verdik. Bugünden başlayarak uygulayabileceğiniz bu stratejilerle, stresi hayatından uzak tutan ve çocuğuyla daha kaliteli vakit geçiren bir ebeveyn olma yolunda ilerleyebilirsiniz:

1- Nefes almaya dikkat edin

Nefes almayı hatırlamak, kulağa basit hatta gülünç gelebilir. Ancak sakince ve derin nefes almak hayatınızı değiştirebilecek bir eylemdir. Çünkü derin nefes aldıkça, vücudunuza daha fazla oksijen girecek ve bu da vücudunuzda dolaşan stres hormonlarını azaltacaktır.

Nefesinizi fark etmek, mola düğmesine basmak gibi bir şey. Bu şekilde içinde bulunduğunuz ana geri dönmüş olacaksınız. Bu noktadan sonra ise tercih hakkınız var demektir: Ya stres tarafından ele geçirilmeyi kabul edip çocuğunuza bağırmayı seçeceksiniz; ya da karşılaştığınız sorunu daha çözmek için daha iyi bir yol arayışına gireceksiniz.

Evinizin her yerine, arabanıza nefes almayı hatırlatan not kağıtları yapıştırın. Bu notlarla her karşılaştığınızda 3 kere derin nefes alıp verin. Böyle yapmak, kaçınılmaz stres anlarıyla başa çıkmanızı kolaylaştıracaktır.

2- Programınızı azaltın

Bizi etkileyen stresin çoğu, programımızın fazla dolu olmasından kaynaklanır. Öte yandan dolu bir programa sahip olmak, aslında bir tercihtir. Kendimizi bu dolu programlara sıkıştırmanın iyi olduğunu düşünsek de, bunun bize pahalıya mal olduğu kesin. Çocuklar iletişim yoluyla gelişir; dolayısıyla onlarla iletişim kuramayacak kadar yoğun olduğumuzda tepki olarak yaptıkları haylazlıklarla karşılaşırız. Bu yüzden çocuklarınıza ve ilişkinize öncelik verin; eviniz bir süre daha dağınık kalabilir, ya da akşam yemeğinde omlet de yiyebilirsiniz. Çocuklarınızın asıl ihtiyacı olan şey yemek pişirmeniz değil, mutlu bir şekilde onlarla vakit geçirmeniz.

3- Uyuyun

Uyku temel bir stres azaltıcıdır. Bedeniniz, iyileşmek ve daha iyi bir biyokimyasal denge kurmak adına uykuyu kullanır. Uykuya vakit ayırmak her zaman sizin kontrolünüzde olan bir şey olmayabilir. Ancak çocuklarınızla aynı anda yatağa gitmeniz gerekse bile bunu sağlamaya çalışın. Haftada birkaç gün fazladan uyumanız ruh halinizi oldukça değiştirecektir.

4- Hareket edin

Egzersiz yapmak, nefes alma ve yeterince uyumadan sonra en iyi stres azaltma yöntemidir. Her gün 20 dakika kadar terleten bir egzersiz yapmak, kortizol seviyenizi düşürür ve ruh halinizi iyileştirir.

5- Çocuğunuza biraz rahatlık tanıyın

Çocukların yaptıkları küçük hatalar, onların ileride psikopat olacağı anlamına gelmez. Dolayısıyla çocuğunuzun attığı her yanlış adımda stres yapmanıza gerek yok. Hatta aksine bu hatalar, gelişimlerinin bir parçasıdır. Bu yüzden çocuğunuzun hatalarıyla karşılaştığınızda kızmak yerine biraz rahat davranıp gülebilmeyi öğrenmelisiniz. Bunu yapabilmek için onu ilk kucağınıza aldığınızda kendinizi ne kadar şanslı hissettiğinizi hatırlayın; aslında hala o kadar şanslısınız, ancak bunu fark etmek sizin elinizde.

Çocuğunuza kızdığınız anlarda, onu ilk kucağınıza aldığınızda kendinizi ne kadar şanslı hissettiğinizi hatırlayın.

6- Sevgiyi ertelemeyin

Çocuğunuzun davranışlarıyla ilgili bir sınır çizmeniz gereken anlarda bunu yapın. Ancak böyle anlarda öncelikle sakin olmaya çalışın ve bu sınır çizme işleminin çok da acil olmadığını hatırlayın. Çocuğunuza söyleyeceğiniz şeyleri, en iyi sakin ve sevgi doluyken söyleyebileceğinizi unutmayın. Ayrıca bu şekilde daha sonra pişman olacağınız şeyleri söylemekten de kaçınmış olacaksınız. Bu ise daha etkili bir ebeveyn olmanızı sağlayacak.

7- Mükemmeliyetçi olmayın

Mükemmel insan ya da mükemmel ebeveyn diye bir şey olmadığını hatırlayın. Dolayısıyla mükemmel olmaya çalışmak, ciddi bir stres kaynağı oluşturacaktır. Çocuğunuzun gelişimine en iyi, kendinizi mükemmel olmayan halinizle severek katkıda bulunabilirsiniz. Olumlu iç konuşmalar yapmayı, kendinizi geliştirmeyi deneyin. Kendinizi asla çocuğunuzun hareketlerinden yola çıkarak yargılamayın, aksine daha çok ona karşı yaklaşımınızı gözden geçirin.

8- İyimser olun ve iyi yanlarınıza odaklanın

Olumsuz hissetmeye her başladığınızda, şükran duymanızı sağlayan iyi şeylere odaklanın. Nitekim araştırmalar, böyle yaparak stresin azaltılabileceğini, sağlık ve mutluluğun geliştirilebileceğini ifade ediyor.

9- Destek alın

Ebeveyn olmak, dünyanın en zor işi olabilir. Hepimizin bu konuda desteğe ihtiyacı olacaktır. Diğer ebeveynlerle iletişim kurabilir ya da bir ebeveyn danışmanına başvurabilirsiniz. Bu konuda günlük tutmak kadar basit bir eylemin bile, kendimizi desteklemede ve bizi üzen sorunlarla başa çıkmada yararlı olduğu kanıtlanmış bir gerçek.

10- Hayatınızdaki özü bulun

Kulağa zor gibi gelse de aslında değil. Sadece dikkat dağıtıcılardan uzaklaşıp kendinizle başbaşa kalarak iç sesinize kulak vermeniz yeterli. Bu, bazılarımız için ormanda dolaşmak ya da yıldızlara bakmak kadar kolay olabilir. İhtiyacımız olan şey, hayatı yaşanmaya değer kılan mucizelerle düzenli olarak bağlantı kurmak.

İlginizi çekebilir: Çocuğunuzu utandırmadan büyütme sanatı

Kaynak:

psychologytoday.com

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale