X

Duygusal beslenme: Aç mısınız, yoksa stresli misiniz?

Gıdaya erişimimizin kolay olduğu bir dünyada açlık algımız karışabiliyor. Gerçekten aç mıyız, yoksa sadece stresli miyiz? Bunu anlamakta bazen zorlanabiliyoruz.

Stresli zamanlarda duygusal dengemizi sağlamak adına yediğimiz yiyecekler konusuna danışanımdan dinlediğim bir hikayeyi sizinle paylaşmak istiyorum.

Aç mıyım, yoksa stresli miyim?

Bir süredir beraber çalıştığım danışanım şu hikayeyle seansa geldi:

“Kızımla tartıştığım bir sabah kızgınlığımı yatıştırmak için AVM’deki bir süpermarkete gittim. Markette tam da duygularımı bastırmama yardım edecek kekler, pastalar vardı. Fakat bu sefer duygularımı bastırmak için tatlılardan almak yerine, bir elma aldım ve tadını, keyfini alarak, mindful bir şekilde onu yiyerek marketten çıktım. Duygularımı tatlı ile bastırmaya çalışmadım ama dolduramadığım boşluk olduğu gibi içimde duruyordu. Duygusal boşluğumu doldurmak için ne yapmalıyım?”

Bu örnek alışkanlık döngülerimizi anlatması açısından çok güzel bir örnek. Kişi duygusal olarak üzücü olaylarla tetiklendiğini, dürtüsel olarak bir şeyler almak yerine markette dolaştığını, pasta yerine sağlıklı bir atıştırmalık seçtiğini ve onu mindful bir yaklaşımla yediğini anlattı. Attığı her adım doğruydu. Öyleyse neden içinde hala doldurulması gereken bir boşluk olduğunu ve bunu ne yapacağını sordu?

İçimizdeki bu açlığı doyurma çabası, sadece içinde bulunduğumuz alışkanlık döngülerini güçlendiriyor. Bu boşluğun duygulardan, düşüncelerden, bedensel hislerden oluştuğunu gördüğümüzde, onları yargılamadan, nezaketle izleyebilmeyi deneyimlediğimizde alışkanlık döngüsüne kapılmadan bir adım geriye çekilebiliyoruz.

Stresli bir durum karşısında o lezzetli kekleri yemek için bizi dürten canavar devreye girdiğinde bedensel hislerimizi izleyebilirsek, bu hislerin sonsuza dek sürmediklerini, bir süre sonra kaybolduklarını görebiliriz. Tamamen kaybolmayacaklardır, yine geri geleceklerdir fakat eskisi kadar dikkatimizi çekmeyeceklerdir. Çünkü artık bunun karşı koyulamaz bir döngü olmadığını, merakla, bilinçli bir farkındalıkla bedensel hislerimizi, duygularımızı, zİhnimizi izleyebildiğimizde kendiliğinden üzerimizdeki etkisinin azaldığını biliyor olacağız.

Meraklı bir bilinçli farkındalık otomatik pilotta beslenmenin panzehiri gibidir.

Stresli yemek ile gerçek açlık arasındaki farkı nasıl ayırt edeceğiz?

Birinci adım olarak ilk önce açlık belirtilerinizin olup olmadığını kontrol edin.
Mideniz homurdanıyor, hatta size bağırıyor mu?
Yorgun, bitkin hissediyor musunuz?
Konsantre olmakta sorun mu yaşıyorsunuz?
Sinirli misiniz?

Bu semptomların mevcut olup olmadığını görmek için kendinizi kontrol edin.
Ve en en son ne zaman yemek yediğinizi hatırlayın.
Bir saat önce mi yemiştiniz yoksa en son altı saat önce mi yemek yemiştiniz?

Vücudunuzun ve zihninizin şu anda nasıl olduğuna dikkat ederek kendinizi kontrol etmeniz, açlığınızın stresten mi, sıkıntıdan mı, yoksa öfkeden mi olduğunu anlamanıza yardımcı olabilir.

Şimdi, işte işin zor kısmı -sinirlilik, huysuzluk ve konsantrasyon güçlüğü gibi hislerin çoğu, hem açlığın hem de stresin belirtileri olabilir. Stres testinin bu ilk adımından net bir yanıt yoksa endişelenmeyin, bu adımda sadece veri topluyoruz.

Stres testi için aşağıdaki cetveli kullanabilirsiniz. Stres cetvelindeki göstergeleriniz 1 ila 5 arasındaysa beş duyunuzu kullanarak, yavaşça yemeğinizi (mindful eating) yiyebilirsiniz.

Tablo stresli olduğunuzu gösteriyorsa, eğer gösterge 5 ila 10 arasında ise bedensel hislerinizi izleme pratiği uygulamanızı önemle tavsiye ediyorum

Bazen net bir teşhis veya cevap yoktur, ancak bu bir sorun değildir, kendinize karşı nazik bir tavırla bedeninizde ve zihninizde neler olup bittiğini gözlemleyebilirsiniz. Yemeğinizden ilk lokmayı ağzınıza koyduğunuzda, çiğnemeden önce bir an için duraksayıp sanki o yiyeceği ilk defa yiyormuşsunuz gibi tüm dikkatinizi tadına, kokusuna verebilirsiniz. Yemeğinizi çiğnerken endişelerinizi, kaygılarınızı, duygularınızı değil, sadece yemeğinizi çiğneyebilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Farkındalıkla beslenme nedir: Beslenme biçiminizi farkındalıkla düzenleyin

Ceylan Ulusoy: 1981 yılında Bursa'da doğdu. Meditasyonla ilk defa 17 yaşında tanıştı. Meditasyon eğitimleri 2004’te bir meditasyon merkezine adım atmasıyla devam etti. Üniversite eğitimi sırasında kendi pratiklerini geliştirdi. 2006'da Zeynep Aksoy’un yoga dersleri ile ilgilenmeye başladı. Uzun yıllar boyunca tüm pratiklerini kendi gelişimi ve dönüşümü için kullandı. Farklı yoga ve meditasyon hocaları ile çalıştı. 2012 yılında taşındığı İstanbul’da ileri seviye kundalini meditasyon eğitimi aldı. Sahaja Yoga'da gönüllü meditasyon öğretmeni olarak ders verdi. Pratikleri ve araştırmaları sırasında Dr. Fuat Beşkardeş ile Mindfulness terapi çalışmaya başladı. Ardından 8 haftalık MBSR eğitimi ve sonrasında David Cornwell ve Banu Çeçen’le Breathing Mind Mindfulness Koçluğu eğitimini tamamladı. 2019 yılında Amerikan Hastanesi bünyesinde Code Lotus Mindfulness merkezinde David Cornwell ve Banu Çeçen’e mindfulness programı içerisinde asistanlık görevi üstlendi. Aynı zamanda Judson Brewer’la sezgisel beslenme üzerine Mindfulness temelli alışkanlık değiştirme programında çalışmaktadır. İş hayatı ile eşzamanlı yürüttüğü öğrencilik ve eğitmenlik yolculuğunda 17 yıllık kurumsal hayatını 2020 Şubatında sonlandırıp, şu an tam zamanlı olarak logoterapi bakış açısıyla mindfulness eğitmenliği ve farkındalık temelli beslenme koçluğu yapmaktadır. Öğrenci olmak konusunda derinleşmektedir.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale