X

Dur yolcu: Sinir sisteminiz size bir şey söylemeye çalışıyor olabilir

Hepimizin giderek işin içinden çıkılamaz hissettiği anlar olmuştur. Sürekli olarak düşüncelerin içine gömülmüş, hatta bazen boğuluyor gibi hissettiğimiz anlar. Biz hayatta ilerlemeye çalıştığımız ve güçlendiğimiz zaman sistem (iç sistemimiz) önümüze çözümlememiz gereken durumları getirir, biz durumlara hazır oldukça, karşımıza zor diyebileceğimiz daha çok durumlar gelebilir. Biz durumları yok sayarak öteleyerek, kaçınma yollarına gidersek eğer, bizim yerimize durumlar daha da güçlenecek ve daha karmaşık hallerde karşımıza çıkacaktır.

Biz insanlar, kendini en güçlü koruma sistemine sahip canlılardan biri olarak farklı korunma ve kaçınma yolları öğrenme konusunda çok yetenekli olabiliriz. Kendimize veya çevremize baktığımızda başarıdan başarıya, ilişkiden ilişkiye, eğlenceden eğlenceye, ortamdan ortama, oradan oraya koşan, aklınıza gelebilecek pek çok koşma eylemini gerçekleştiren insanlar görebiliriz. İç güdüsel olarak koşmak eylemi kaçmak eylemi ile bağlantılı olduğu durumlar çok fazla olabilir.

Çok eski zamanlardan beri öğrenmiş olduğumuz en ilkel korunma yöntemlerinden biridir koşmak, günümüz çağında ise yukarıda saydıklarımız gibi kendi kaçma yollarımız pek çok farklı şekilde karşımıza çıkabilir. Ne kadar kaçarsak kaçalım, iç sistemimiz kendini korumak adına bize sinyaller yollayacaktır. Biz durup olaylar ve durumlar hakkında farkına varıp daha sonrasında gözlem ve çözümlerine odaklanmadığımız sürece ikaz ışığı yanan bir araba gibi olayları daha büyük hale getirebiliriz. Bunun sonucunda iç sistemimiz sinyalleri daha güçlendirerek durumu fark ettirmeye gayret gösterecektir. Bu sinyallerden daha önce bahsetmiştik ama tekrar hatırlatmak adına ağrı, acı, huzursuzluk, yorgunluk, depresif hissetme, panik atak, hormon sorunları, hastalık vb. gibi birçok probleme doğru bizi götürme şansını artıran sinyaller olabilir. Bunlar bazen normal olarak karşımıza çıksa da çoğu zaman vücudumuzun bize dur sinyalleri olarak yolladığı durumlardır. Çünkü vücudumuz bir bütün olarak çalışır, tüm iletişim sinir sistemimiz aracılığıyla sağlanır.

Sinir sistemimiz üzerinde bırakacağımız, kaçındığımız bütün duygusal birikmelerin elbet bize olumsuz bazı geri dönüşleri olacaktır. Bu durumlar çok ileri seviye yaşandığında dissosiyasyon (kopma) durumlarına kadar gidebilmektedir. Kopma sonucunda kişi bedeni ile olan iletişiminde zayıflamalar, hayata karşı olan bağlarında düşüklük gibi durumlara kendini götürebilir. Çünkü tek odaklandığı şey kaçış alanı üzerinde kalmak olacaktır. Bu kaçış alanları hayatımızda bir veya birden çok şekilde olabilir. O da aslında kişinin bu andan uzaklaşarak sorunlarını giderek arttırması ile devam edecektir.

Hepimiz iyi hissetmek veya iyi hissedeceğimiz yerlere, kişilere ve olaylara yönelik planlar yapabiliriz, bununla ilgili bir sorun yoktur, önemli olan kişinin hayatının anları içerisinde pozitif ve negatif durumları bir arada kabul ederek, ölçüsünde ve zamanında bu durumların içerisinde bulunması ile alakalıdır. Çünkü hayat bize ihtiyacımız olan şeyleri getirir, bu durumlar bazen iyi bazen kötü olarak adlandırılabilir, ancak bizim yolda ilerleyebileceğimiz haliyle gelirler. Belki bir örnekle ilerleyecek olursak aslında bir insan ile bir arabanın amacı aynıdır, yolda olmak ve hareket etmek. Önemli olan amaç içerisinde yolun bize göstermek istediklerini, görebilmek olacaktır. Dolayısıyla bazen koşmak yerine durmak gerekir, sadece durmak güçlü bir eylemdir, olduğun yerde sağlam durmak, bir rüzgara karşı durmak, kendi düşüncelerin, kendi duyguların içinde durmak, seni rahatsız eden bir yerde durmak, daha derine doğru çekilirken durmak… Bazen hayatta durmayı seçtiğimiz anlar olsun, sizi karanlıktan çıkaracak olan belki de bazen koşmak değil, durmaktır.

Yine yazının sonuna gelirken ufak bir farkındalık egzersizi yapalım. Tam da şu an her ne yapıyorsanız, burnunuzdan derin bir nefes alın, hiç hareket etmeyin ve sadece 10 saniye boyunca durun! Sonrasında nefesinizi yavaş ve uzun bir şekilde ağızdan verin.

İlginizi çekebilir: Geçmişte mi yaşıyorsun gelecekte mi?

Mert Bağ: Merhabalar, ben Mert Bağ. Erken yaşlarda ilk olarak voleybol branşını hayatıma kattıktan sonra basketbolla tanıştım ve uzun yıllar basketbol ve voleybol branşlarında çeşitli takımlarda oynadım. 2012 yılında aktif sporculuk hayatımı bırakarak, Marmara Üniversitesi Spor Yöneticiliği bölümünü bitirdim. Üniversitedeyken pazarlama, iletişim ve psikoloji alanlarında daha çok uzmanlaşmaya çalıştım ve birçok farklı spor branşını da tecrübe etme şansı buldum. Kısa bir süre spor pazarlaması alanında çalıştıktan sonra, 2017 yılından itibaren insan bedeni üzerine egzersiz, nefes, fiziksel ve zihinsel beden travmaları gibi alanlarda yurt içinden ve yurt dışından eğitimler alarak bu alanlarda çalışmaya ve kendimi geliştirmeye devam ediyorum. Kendi bedensel travmalarımı çözmek adına çıktığım bu yolculukta çok fazla farklı keşiflerin içerisinden geçtim ve insanı anlamaya dair her bilimsel alanın içerisinde dolanmaya çalışıyorum. O yüzden burada yazmaya, sizlerle paylaşmaya çalışacağım şeylerde kendi geçtiğim yollardan, bu yolda karşılaştığım farklı öğrencilerim ve danışanlarımla tecrübe ettiğimiz deneyimlerden, araştırmış olduğum farklı konulardan bahsetmek olacak. Bir gün psikoloji ile ilgili bir yazıya denk gelmişken, bir sonraki yazıda egzersiz, bir sonrakinde biyolojiden, bir başka yazıda nefesten bahsetmiş olabilirim sizlere, insanın işleyişi ve bağlantılı olduğu veya yoldayken karşılaşmış olduğum ne varsa bütün bu deneyimleri sizlerle paylaşacağım. Bu uzun ince karışık bir adamın insanı, işleyişi ve evreni keşfetmek adına çıkmış olduğu bir serüven, bu serüvenin içerisinde durağımız şu anda burası. Burada olmaktan umarım siz de keyif alırsınız.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale