X

Dünyanın en güzel tren yolculukları

Tren yolculuklarını sever misiniz? Ben küçüklüğümden beri bayılırım. Küçükken evimizin arka tarafında tren istasyonu vardı ve her tren geçtiğinde koşa koşa balkona çıkar, geçen trene el sallardım. Sonra da hayal kurardım trenle yapılan yolculuklar ile ilgili…

Büyüyüp seyahat etmeye başlayınca gittiğim yerlerde mutlaka kısa da olsa bir tren yolculuğu ayarlamaya başladım. Trenin hem nostaljik bir yanının olması, hem de doğanın, gerçek yaşamın içinden geçmesi geziyi çok daha fazla renklendiriyor. Siz de trenle yolculuğu seviyorsanız mutlaka denemeniz gereken birkaç tren yolculuğu önerisi hazırladım. İşte benim en sevdiğim tren yolculukları!

Gornergrat Treni

Zermatt, İsviçre’nin en güzel araba girmeyen köylerinden biri. Bu köyü güzelleştiren en önemli şey de Matterhorn Dağı. Köyün her yerinden görünen bu güzel dağa doğru keyifli bir yolculuk isterseniz Gornergrat trenine binmelisiniz.

İsviçre

Yol boyunca göreceğiniz büyüleyici manzaralar eşliğinde Gornetgrat’a ulaştığınızda Matterhorn dağının tüm güzelliğiyle karşınızda dikildiğini göreceksiniz.

İsviçre
Pilatus Treni

İsviçre, tren yolculukları için cennet gibi bir ülke. Muhteşem doğasını keşfetmenin en güzel yolu trenle yolculuk yapmak. Bir de muhteşem dağlarına çıkıp panaromik olarak manzarayı görmek isteyenler için teleferik dışında tren alternatifleri de bulunuyor. Pilatus treni de bunlardan biri.

İsviçre

Bu tren dünyanın en dik demir yolu treni olarak da geçiyor. Gerçekten Pilatus dağının zirvesine doğru çıkarken o kadar dik yamaçlardan geçiyorsunuz ki kendinizi boşluğa düşecekmiş gibi hissediyorsunuz. Eğer hava açık ise yükseklere çıktıkça muhteşem bir manzara ile karşılaşacaksınız.

Yine İsviçre’nin en güzel köylerinden Wengen’e ulaşmak için binebileceğiniz Wengernalp treni panaromik bir tren. Yol boyunca Lauterbrunnen vadisi izleyip manzara karşısında bol bol çığlık atıyorsunuz. Manzara gerçekten soluk kesecek kadar güzel.

İsviçre

Köye vardığınızda tren istasyonundan seyir terasına giden yol boyunca size eşlik eden çiçeklerle süslü evler, binalar kendinizi masal aleminde hissetmenize neden olacak. Manzara noktasına ulaştığınızda tüm Lauterbrunnen vadisinin ayaklarınızın altında olduğunu göreceksiniz.

İsviçre
GoldenPass Panoramik Tren

İsviçre’de tren yolculuğu çok popüler bir seçenek. Böyle olunca hemen hemen her köye ve kasabaya tren ile ulaşmak mümkün oluyor. Gravyer peyniri ile ünlü Gruyères kasabasından Montrö şehrine giderken denk geldiğim bu trenin içi de en az manzaralar kadar büyüleyiciydi.

İsviçre

Trene bindiğiniz anda kendinizi adeta eski bir film karesinde hissediyorsunuz. Ahşap masalar, masadaki lambalar, deri kaplı koltuklar İsviçre’nin sonbahar manzarası ile o kadar bütünleşiyor ki oldukça nostaljik bir yolculuk yapmanızı sağlıyor.

İsviçre
İsviçre Tren Hatları

Araba ile mesafeler çok daha kısa olabilir. Eğer vaktiniz sınırlı ise araba ile ulaşımı tercih edebilirsiniz ancak tren ile yolculuğun keyfini yaşayamazsınız. Basel’e gittiğim zaman uzun bir tren yolculuğu yapmaya karar verdim ve uzun zamandır görmek istediğim Gruyères  kasabası bunun için çok uygundu. 2 kez tren değiştirecek ve yaklaşık 4 saat yolculuk yapacaktım.  

İsviçre

Yol boyunca yine İsviçre’nin etkileyici doğasının içinden geçip doğal yaşamına tanık oluyorsunuz. Süre çok uzun olsa da oldukça keyifli ve rahat bir yolculuk gerçekleştirmeniz mümkün. En son kasabaya ulaştığınızda da sizi böyle etkileyici bir manzara bekliyor.

İsviçre
Japonya’nın hızlı trenleri

Trenle yolculuğu seven biri olarak Japonya seyahatimizden trene binmeden dönemezdik. Özellikle Japonya’da hızlı trenlerin ne kadar ünlü olduğunu mutlaka duymuşsunuzdur. Hızları saatte 320 km’ye ulaşan bu trenlerle yolculuk yapmak çok keyifli bir deneyime dönüşüyor.

Japonya

Tokyo’dan 800 km mesafede bulunan Hiroşima’ya hızlı tren ile 4-5 saat gibi kısa bir sürede seyahat etmeniz mümkün. Hiroşima’ya vardığınızda tren istasyonuna yakın mesafede bulunan Shukkeien parkı yolculuk sonrası dinlenmek için çok uygun. Park o kadar yeşil ve birbirinden güzel çiçeklerle dolu ki atom bombasının yerle bir ettiği şehirden beklenmeyecek kadar etkileyici.

Sagano Romantik Tren

Japonya’da hızlı trenler çok popüler olsa da bir de bunun gibi şirin trenler de var. Kyoto’da bulunan Sagano Romantik Treni gerçekten ismi gibi çok romantik ve nostaljik.

Japonya

İçi tamamen ahşap malzemeden yapılmış bu tren zaman zaman köprülerden, nehirlerden geçerken zaman zaman da yemyeşil doğanın içinde kayboluyor. Güzel bir bahar gününde yolculuk ederseniz havadaki taze çiçek kokusunu hissedebilir, manzaranın tadını çıkarabilirsiniz. 

Japonya
Flåmsbana Treni

Dünyanın en güzel tren yolculuklarından biri Norveç’teki Flåm hattı. Bu konuda hiç tartışmasız en güzel tren yolculuklarından biri olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Zaten binmeden önce trenin üzerinde de bunun yazdığını görecek ve sizi nasıl bir yolculuğun beklediği konusunda daha da meraklanacaksınız.

Norveç

Trenle yolculuğunuz başladığı anda Norveç’in en güzel manzaraları size eşlik etmeye başlıyor. Nehirler, şelaleler adeta bir masalın içinde ilerliyorsunuz.

Norveç

Bu güzel manzaralar eşliğinde hayallerinizde canlandırdığınızdan bile güzel Flåm kasabasına varıyorsunuz. Rengarenk, minicik evler, kır çiçekleri, buzullar, yemyeşil bir doğa size sonsuz mutluluk vadediyor.

Norveç

Dünyanın dört bir yanında daha nice güzel tren yolculuğu planlarım var. Umarım hepsini gerçekleştirebilir, bu deneyimleri yaşayabilirim.

 

İlginizi çekebilir: Dünyanın farklı şehirlerinden yaz – kış vazgeçemeyeceğiniz en iyi dondurmacılar

Banu Okunakul: İTÜ Elektronik ve Haberleşme Mühendisliğinden mezun olup üzerine bir de İTÜ Telekomünikasyon Mühendisliğinde master yaptım. Masterım sırasında tanıştığım kurumsal hayat ile ilişkimiz hala devam ediyor. Yaş 30’lara yaklaşınca ne istiyorum ben ve ne yapıyorum ben arasındaki çatışmaları ben de yaşamaya başladım. İş hayatını merkezden çıkarıp “Ben” i merkeze oturtunca hayat daha renklendi. Bu renk yelpazesine spor, dans, geziler ve fotoğrafçılığı da kattığımda yaş 35 olmuştu:) Fotoğrafçılık ile birlikte seyahat etmek hayatımda daha da önemli bir yer kazanmaya başladı. Şimdilerde ise “Tam zamanlı gezgin nasıl olunur?” un yollarını aramaktayım.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale