X

Dünyamızdan bir kez daha büyülenmek için: Netflix yapımı “Gezegenimiz” 5 Nisan’da izleyiciyle buluşuyor

İklim değişikliğini her gün hissettiğimiz, yerkürenin geleceğiyle ilgili çok ciddi adımlar atmamız gereken ve tam da Greta Thunberg’in hepimizi bu konuda sarstığı şu dönemde Netflix’ten zamanlaması mükemmel bir yapım geliyor. Çekimleri dünyanın tüm kıtalarını kapsayan 50 ülkede, 600’ün üzerinde ekip üyesiyle dört yılda tamamlanan Gezegenimiz 5 Nisan’da yayınlanıyor. 

Netflix, Gezegenimiz‘in uzun fragmanını yayınlayarak, izleyicileri hepimizin yuvası olan bu olağanüstü yerin mucizelerini paylaşmaya davet ediyor. Planet Earth‘ün yaratıcılarının imzasını taşıyan sekiz bölümlük dizi, vahşi doğadaki hayvanların ve habitatlarının daha önce hiç görülmemiş çekimlerini içeriyor ve aynı zamanda, doğal dünyanın hepimiz için neden önemli olduğunu ve onu korumak için atılması gereken adımları açıkça ortaya koyuyor. Diziyle birlikte Netflix’te eşzamanlı olarak Kamera Arkası içerikleri yayınlanacak.

Belgeselin İngilizce anlatıcılığını üstlenen Sir David Attenborough’nun yanı sıra, on farklı dilde yerel anlatıcıların seslendireceği dizinin İspanyolca anlatıcıları, İspanya için Penélope Cruz ve Latin Amerika için Salma Hayek olacak.

Penélope Cruz duygularını şöyle dile getirdi: “Netflix’in Gezegenimiz belgeselinin bir parçası olmak benim için büyük bir onur. Muhteşem güzellikte bir belgesel dizisi, ayrıca çevreyi koruma konusunda tam da şu an ihtiyacımız olan çok önemli bir mesaj veriyor. Gezegenimiz‘de dile getirilen tüm konulara kendimi çok yakın hissediyorum ve böyle güçlü bir yapımın ülkemdeki ve tüm dünyadaki izleyicilerle buluşmasına katkıda bulunmaktan dolayı gurur duyuyorum.”

Gezegenimiz, doğal dünyamıza dair hayret uyandıran, ona saygı duymamız ve özen göstermemiz gerektiğini ileten ilham verici mesajıyla sınırları aşıyor,” diyen Salma Hayek, sözlerine şöyle devam etti: “Diziyi kendi memleketim olan Meksika’da, Latin Amerika’nın tamamında ve dünyanın geri kalanında İspanyolca konuşan izleyici kitlesine ulaştırmaya yardımcı olmak adına Netflix’le çalışmaktan onur duydum.”

Çekimleri dünyanın tüm kıtalarını kapsayan 50 ülkede, 600’ün üzerinde ekip üyesiyle dört yılda tamamlanan bu iddialı proje, Kuzey Kutbu’nun uzak ve vahşi doğasından gizemli derin denizlere, Afrika’nın uçsuz bucaksız manzaralarından Güney Amerika’nın çeşitlilik arz eden ormanlarına kadar dünyanın dört bir yanındaki olağanüstü habitat çeşitliliğine odaklanıyor.

“Tek Gezegen” adlı ilk bölümde, izleyiciler Brezilya yağmur ormanlarından Norveç’in Svalbard takım adalarına uzanarak, her bir hassas habitatın nasıl birbirine bağlı olduğunu ve bu gezegende hayatın sürmesi için hepsinin neden değerli olduğunu keşfedecek.

Sonraki bölümlerde, buz kaplı donmuş dünyalardan vahşi ormanlara, deniz kıyılarından çöllere ve otlaklara, açık denizlerden tatlı su bölgelerine ve ormanlara kadar, Dünya’nın önemli canlı toplulukları veya habitatları ele alınacak. Dünyanın en iyi vahşi yaşam sinematograflarından, araştırmacılarından ve bilim insanlarından bazılarını içeren geniş bir ekip ve en yeni 4K kamera teknolojisi sayesinde, her bölüm daha önce hiç filme çekilmemiş birçok göz alıcı sahne içeriyor.

Kapsamı ve iddialı prodüksiyonu bakımından eşi benzeri olmayan Gezegenimiz, dünya çapında her yaştan izleyiciyi eğlendirecek ve büyüleyecek. Daha da önemlisi, dizi hepimizin yuvası olan Dünyamız hakkında acilen harekete geçilmesi gereken kritik bir zamanda, önemli bir diyaloğun başlatılmasına yardımcı olacak. İzleyiciler, çok çeşitli büyüleyici manzaraları ve tükenmekte olan çok kıymetli vahşi yaşamı keyifle izlerken, aynı zamanda doğal dünyayı korumak için hangi adımların atılması gerektiğini de keşfedecekler. “Gezegenimizin tamamında, kritik önem taşıyan bağlantılar kesintiye uğruyor,” diyen Attenborough, sözlerine şöyle devam etti: “Önümüzdeki 20 yılda yapacaklarımız, Dünya üzerindeki tüm canlıların geleceğini belirleyecek.”

Gezegenimiz‘in yapımcılığını Silverback Films, Ltd üstlenirken, dizi Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) ortaklığıyla hayata geçirildi. Dizinin yapımcı koltuğunda Alastair Fothergill ve Keith Scholey oturuyor.

Gezegenimiz‘i sosyal medyada takip etmek için: @OurPlanet #ShareOurPlanet

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale