X

Dünyadan yeşil şehircilik uygulamaları: Doğayla bütünleşmiş bir yaşam için örnekler

“Doğaya kaçmak” yerine “doğayı getirmek” söylemi, daha fazla yeşille buluşmak isteyen birçok şehri çoktan harekete geçirdi. Şehirlerin içinde çiftlikler kurmak, doğal ve organik tarıma yönelmek, ekoköyler inşa etmek, binaları, okulları yeşilliklerle buluşturmak, yenilenebilir enerji kaynakları ve dikey tarım için uygun teknolojiler geliştirmek ve bunlara benzer doğayla bütünleşmek için atılan her adım,  iklim krizinin dünyanın dört bir yanını sarmış etkileriyle başa çıkarken en çok ihtiyaç duyduğumuz çalışmaları içeriyor. Bu nedenle, giderek popülerliği, ihtiyacı ve etkisi dünya genelinde artan “yeşil şehircilik”; sürdürülebilirliğe, yenilenebilir enerji kaynaklarına, organik tarıma, biyoçeşitliliğe, doğal alanların korunmasına ve her canlı için daha yeşil, daha yaşanılabilir alanlar sunmaya odaklanıyor.

Şehirler doğallaşıyor; binalar yeşilleniyor, çocuklar doğa ile buluşuyor, enerji kaynakları yenileniyor ve doğal olan korunuyor ise gelecek için umut var diyebiliriz. Okulların doğayla buluşmasından, çatıların yeşillenmesine; dikey tarımdan, ekoköylere başarılı yeşil şehircilik örnekleri için yazımızın devamını inceleyebilirsiniz.

Belentepe Permakültür Çiftliği, Bursa / Türkiye

Bursa Uludağ’da yer alan Belentepe Permakültür Çifliği, örnek bir sürdürülebilir yaşam alanı olarak ilham veriyor. Burada insanlar, elektrik enerjisini ve gıdalarını kendileri üretiyorlar, birlik içinde çiftliği geliştirmeye devam ediyorlar ve kendilerini “Daha anlamlı ve keyifli bir yaşam arayışı ve bir dönüşüm hikayesi.” olarak tanımlıyorlar. Belentepe’de aynı zamanda sürdürülebilirlik ile ilgili çeşitli eğitimler ve etkinlikler de düzenleniyor. Detaylı bilgi için tıklayabilirsiniz.

Fotoğraf: belentepe.org

Plant Factory’nin topraksız tarım uygulaması

İstanbul Dragos’ta kapalı alanda topraksız tarım yapan Plant Factory, dikey tarım uygulaması için başarılı bir örnek oluşturuyor. Şehir içerisinde tarımı geliştirmeyi ve karbon ayak izini azaltmayı hedefleyen Plant Factory, geliştirdikleri topraksız tarım teknolojisi sayesinde mevsime bağlı olmadan yılın her günü üretim yapıyor. Detaylı bilgi için tıklayabilirsiniz.

Fotoğraf: webrazzi

Yeşil alanlar Morra Park’ta bir arada

Adeta bir sanat eseri, elle çizilmiş bir doğa tablosu gibi duran Morra Park, Drachten’de yer alan bir ekoköy. Burası, yenilenebilir enerji kaynaklarını içeren, görüp görebileceğiniz en yeşil alanları bir arada bulunduran, huzurlu ve doğanın içinde kendinizi keşfedebileceğiniz harika bir yerleşim alanı olarak ilham veriyor.

Fotoğraf: morrapark

Het Groene Dak’ta yeşil çatılar

Havayı temizleyen, morötesi ışınlardan koruyan, kuşlara, kelebeklere yuva olan, evleri yazın serin, kışın sıcak tutan çeşitli çimen ve ağaç türleri ile kaplı “yeşil çatılar” dünyanın farklı bölgelerinde yaygınlaşmaya başlamış olsa da en güzel örneklerinden bir tanesini Hollanda’da yer alan Het Groene Dak oluşturuyor. Het Groene Dak, yeşil çatılarının yanı sıra yenilebilir enerji kaynakları ve yeşillendirme çalışmaları ile de ön plana çıkan doğaya saygılı örnek bir yaşam alanı olarak değerlendiriliyor.

Fotoğraf: rotterdamsweerwoord

Delft’in ekolojik çatı planı

Yeşillik alanları ve bisiklet yolları ile ön plana çıkan Hollanda’nın en sevilen şehirlerinden biri olan Delft’te de bütün semtler ve ana merkezler bisiklet ve yürüme yolları ağıyla birbirine bağlanıyor. Aynı zamanda, burada iki kilometrelik bir karayolu parçasını yaya, bisiklet ve yaban hayatı bağlantıları için ekolojik bir çatıyla örtme planını da hayata geçirmek için çalışmalar sürüyor.

Fotoğraf: holland

Solheimar’da organik hayat

Dünyanın en eski ekoköyü olarak bilinen Solheimer, İzlanda’da bulunuyor ve toplumla doğayı bütünleştiriyor. Vikipedi’nin verilerine göre şu anki nüfusu 100 kişiden oluşan Solheimar, yaşayanların sosyal ve fiziksel ihtiyaçlarını karşılayabileceği; organik sebzeler, plastiksiz bakım ürünleri, çeşitli kültür-sanat etkinleri, spor aktivitileri ve doğaya saygılı, insana iyi gelen ne varsa hepsini bulabileceğiniz bir ortama sahip. Detaylı bilgi için tıklayabilirsiniz.

Fotoğraf: ecovillage

İsveç’in doğa şehri Göteborg

Göteborg Belediyesi, şehrin eteklerinde 60 çiftliğe sahip. Bu çiftliklerden bazıları halka açık ve insanlar kendi meyve-sebzelerini toplayabiliyor, çocukları ile ziyaret edebiliyor, hayvanları gözlemleme fırsatı bulabiliyorlar. Örnek bir doğa şehri olan Göteborg, her yönüyle insanı kendine çekmeyi başarıyor.

Fotoğraf: visitsweden

Zurich’in doğayla bütünleşen okulları

Zurich Belediyesi, okullarını dönüştürme konusunda da başarılı adımlar atıyor. Okulları yeniden tasarlayarak binaların çevresindeki beton zeminleri kırıyor; yerlerine ağaçlar dikiyor, bitkiler ekiyor. Okulda öğrenciler aynalar sistemi ile güneş enerjisinin elektrik üretimi için nasıl kullanıldığını gözlemleyebiliyor, toprakla bütünleşip bitkiler hakkında bilgi sahibi olabiliyorlar. Zurich International Schools, bu uygulama için örnek oluştursa da Zurich tüm okulları dönüştürme çalışmalarını sürdürüyor.

Fotoğraf: zurichinternationalschools

Yeşil patikalar Oregon’da

Yeşil mimarinin başarılı bir örneği olan Loop (Döngü), Oregon’un Portland metro alanını çevreleyen ünlü patikalar sistemi. 225 kilometre olan ve büyümeye devam eden döngü, parkları, açık alanları, sistemleri birbirine bağlıyor. Ağaçlandırılmış yolları ile Loop, her yaştan insanın güvenle ve doğayla bütünleşerek yürüyebileceği, bisiklete binebileceği, işe gitmek için kullanabileceği veya arkadaşlarıyla zaman geçirebileceği eğlenceli yeşil yolları bir araya getiriyor.

Fotoğraf: portland.gov

Amerika’nın çatı bahçesi Şikago’da

Elektrik ihtiyacının yüzde 20’sini yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılamayı hedefleyen beş yıllık plan geliştiren ABD’nin Chicago Belediyesi, yeşil şehirciliğin Amerika’daki başarılı örneklerinden bir tanesi ve gelecek için umut vadediyor. Eski Belediye Başkanı Richard Daley, belediye binasının çatısında fazla yağışları emerek kanalizasyon taşmalarını önleyecek bir sistem kullanarak, dev bir hava filtresi işlevi görecek çatı bahçesi tasarladı.

Fotoğraf: urbanmatter

Bali’nin en yeşil okulu The Green School

“Genç Yeşil Liderler” sloganı ile yaşama geçirilmiş dünyaca ünlü eko-okullardan biri olan The Green School, Bali’de doğayla iç içe eğitim fırsatı sunuyor. Sürdürülebilirlik ilkesini benimsemiş, doğaya saygılı nesiller yetiştirmeyi umut eden, fotoğraflarına bakınca bile “İşte tam bir doğa okulu” dedirten başarılı bir örnek. Detaylı bilgi için tıklayabilirsiniz.

Fotoğraf: ecofriend

Güney Kore’nin konteynerdan sanat okulu

Güney Kore’de bulunan APAP School, tasarımı ile ilk bakışta ilginizi çekmeyi başarıyor. Yaratıcı bir sanat okulu olan APAP, konteynerların dönüştürülüp birleştirilmesinden oluşan özgün bir tasarıma sahip. Doğayla iç içe ve yerden sadece 3 metre yüksekliğinde olan okul, öğrencilerin içerideyken de doğayla bağlantısını koparmıyor.

Fotoğraf: ecofriend

Tüm örnekler kendi içlerinde farklı uygulamaları içerse de ortak bir amaç doğrultusunda bütünleşiyor: Daha yeşil bir dünya ve doğayla bütünleşmiş bir yaşam. Dikey tarım, permakültüre uygun tasarımlar, yeşil çatılar, orman okulları, sürdürülebilir enerji kaynakları, organik gıdalara erişim, karbon ayak izini azaltma çabaları ve benzeri birçok girişim dünyada olduğu gibi ülkemizde de geliştirilmeye devam ediyor. Umut ediyoruz ki kısa zaman içerisinde doğanın kayıplarını yerine koyarak tüm canlılara daha yeşil yaşam alanları sunacağız, çünkü hepimiz “Başka bir Dünya’nın olmadığının farkındayız.”

İlginizi çekebilir: Şehir yaşamında doğayla yeniden karşılıklı bağ kurabilmenin yolları

Kaynaklar: Doğadaki Son Çocuk / Richard Louv, Çocukların Katılımı / Roger A. Hart, ecofriend, ecovillage

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale