X

Dünya mutfağı kültürleri: İtalyanlar nasıl besleniyor?

Uzun süredir sizlerden ayrı kalmıştım, bu sürede birçok ülke ve şehir ziyaret ettim ve size ülkelere göre beslenme alışkanlıklarından bahsetmek istiyorum. En kuzeyden, güneye dayanan İtalyan şehirleri turunda değişmeyen tek şey hamur işi. Dünya üzerinde bayrağının rengini bile yemekten alan tek ülkenin İtalya olmasından da anlayacağınız üzere dünyanın en geniş mutfaklarından birisine sahipler. Bayraklarındaki kırmızının domates, yeşilin pesto sos, beyazın ise mozzarella peyniri temsil ettiği söylenir. Yerleşik ev halkının ev yemekleri ve restoranlardaki gözlemlerime dayanarak size biraz İtalyan insanının alışkanlıklarından bahsetmek istiyorum.

İtalyan yemek kültürü kendi şehirleri arasında da birçok farklılıklar sergiliyor. Mesela kuzeyde balık, patates, mısır ve peynir çeşitleriyle, binlerce çeşit hamurdan tatlılar ve focaccia baskınken güneye doğru inildikçe zeytin, enginar, patlıcan, kapari, sardalya, ançüez gibi sebze ağırlıklı yöresel tatlarla zenginleşiyor. Ülkenin genelinde domates sosu hem makarnalarda hem de pizzalarda sıkça rastlayabileceğiniz bir malzemedir. Makarna, pizza, risotto, hamur işine dayanan birçok tuzlu ve tatlılar, soslarda ise; balzamik sos, fesleğen sos, domates sos, zeytinyağı her yerde bulabileceğiniz vazgeçilmezleri. E bir de tabi ki İtalyan şarabı ve peyniri! Kahveleri ise onların en özel içeceği. Kahve içmeden neredeyse kimse güne başlamaz diyebilirim.

Milano ve Roma kozmopolit olmalarından ötürü, diğer şehirlerine göre sağlıklı yiyecekleri daha çok bulabileceğiniz şehirlerdir.

Milano ve Roma kozmopolit olmalarından ötürü, diğer şehirlerine göre sağlıklı yiyecekleri daha çok bulabileceğiniz şehirlerdir. En azından menülerde salatalara ve kızartılmamış sebzelere rastlanıyor. Biraz daha aşağıya indiğimizde Genova tam bir pesto sos ve focaccia çılgınlığı, zaten tarihte bu bölgede bulunmuş. Biraz daha güneye yani Amalfi Coast’a indikçe zeytinyağlı sebzeler ve deniz mahsulleri ağır basıyor. En güneyde yani Sicilia ve Calabria bölgesi bana göre ölümcül yemeklerin merkezi. Kimine göre lezzetli olabilir ama kendine has yağları ve yağların yoğun kokusu o kadar baskın ve her şeyde o kadar çok kullanılıyor ki, yiyecek sağlıklı bir şey bulamadım diyebilirim. 

İtalya’da yemek kültürü
  • Dünya’da en çok makarna yiyen millet, yılda kişi başına ortalama 30 kg makarna yiyorlar. Öyle ki; diyetisyenler bile her gün diyetlerine makarna yazıyormuş.
  • En önemli öğünün kahvaltı olmasına rağmen, onlarda asla kahvaltı kültürü yok. Genelde sabahları cappuccino veya latte ile bazen yanında focaccia veya kruvasan ile kahvaltıyı geçiştirip, 12’de öğle yemeklerine otururlar. En hoşuma giden özellik ise, güney bölgesinde tüm aile bireylerinin işten eve gelip bir arada şarap eşliğinde yaptıkları yemeklerdi. Bunun aile değerlerini daha sıkı tutacağına inanıyorlar. Diğer bölgelerinde de bunu mutlaka Pazar günleri yapıyorlar. Genelde masanın hakimi yüksek sesli şakalar, bol kahkaha ve şarap oluyor.
  • Salatayı ana yemek olarak mutlaka ekmekle yiyorlar. Onun dışında neredeyse tüm sebzeleri zeytinyağları ile kızartarak tüketiyorlar. Özellikle kabak, patlıcan ve enginar vazgeçilmezleri.
  • İşlenmiş gıdaya rastlamak çok zor, yemeklerin lezzettinin kaliteli malzemeden geldiğini söylüyorlar.
  • Adım başı görebileceğiniz dükkanlar pizzeria, gelateria yani dondurmacıları ve kafe; daha doğrusu onlar kahve satan yerlere bar diyorlar. Fakat kafe kültürleri bizimkinden farklı oturarak saatlerce kahve keyfi yapmak yerine ayakta standda 3 dakikada espressolarını içip gidiyorlar. Onlara göre İtalyan kahvesi dışındaki tüm kahveler çöp, ki gerçekten hala kokusu ve tadı damağımda.
  • En tuhaf alışlanlıklarından biri daha yumurta kahvaltıda değil akşam yemeğinde yeniyor.
  • Akşam yemeklerini 9’dan önce yemiyorlar, bu konuda çok sayıda zorlanıp aç kaldığım olmuştur.
Bir günlük beslenme programı
  • Sabah 7.00: Capuccino ve focaccia veya kruvasan
  • Öğlen 12.00: Çorba, makarna veya risotti, kızartılmış sebze tabağı, et veya balık türü, ekmek, şarap ardından mutlaka bir çeşit tatlı veya meyve
  • Ara 15.00: Kahve ve bir tatlı çeşidi
  • Ara 17.00: Kahve ve gelato yani dondurma
  • Ara: Apperativo zamanı yani şarap eşliğinde peynir, cips, fıstık gibi atıştırmalıklar
  • Akşam 21.00: Makarna veya pizza ikilisinden biri kesin oluyor, et veya balık türü ardından bir tatlı 
  • Ve gece uyumadan önce yine dondurma
İtalya, mutfağı ve sıcak kanlı insanıyla benim en sevdiğim ülkelerden birisi fakat sağlıklı beslenmenin ve nefsini tutmanın zor olduğu bir ülke.

Yok artık dediğinizi duyar gibiyim ama evet şaka değil gerçek yaklaşık 1 aylık İtalya deneyimimde nasıl bu kadar yiyip slim fit kaldıklarını tam çözebilmiş değilim, ama onlar “bizim havamızdan” diyorlar… Spor alışkanlıkları var ama bu kadar karbonhidrat bazlı bir beslenmede günde 4 saat spor bile yetmeyebilir.

Özetlemek gerekirse İtalya, mutfağı ve sıcak kanlı insanıyla benim en sevdiğim ülkelerden biri, fakat sağlıklı beslenmenin ve nefsini tutmanın zor olduğu bir ülke. Makarna, pizza, risotto ve kırmızı et yemeyen biri olarak ben çoğu yerde seçim yapmakta zorlandım. Ayrıca Türkiye’deki İtalyan mutfaklarının lezzet ve sunumu da bence çok başarılı.

Cold pressed juice ve detoksa bakış açıları ise çok uzak. Çünkü onlar kahvesiz, makarnasız ve dondurmasız bir gün bile düşünemiyorlar. Genel olarak bize bir şey olmazcı yapıları, bol kahkahalı halleri, hiçbir şeyi dert etmeyen yapıları sanırım onları bu kadar dinç tutuyor. Uzun vadede sağlıklı yaşam için ben yine de kendi sağlıklı mutfağımı, ülkemizi tercih ederim diyorum.

İtalyanlar kadar çok yiyip asla kilo almadığınız bir hayat dilemek isterdim ama yemeyin, çok karbonhidratlı…

İlginizi çekebilir: İtalyan mutfağı hakkında bilmeniz gereken 10 şey

Yazarın diğer yazıları için tıklayın. Yazarın diğer yazıları için tıklayın. 

Dilşat Erdil: Sağlıklı Yaşam Danışmanı ve Bütünsel Bilinçaltı Değişim Uzmanı. Koç Üniversitesi İşletme Bölümü mezun olduktan sonra hayatını sağlıklı yaşam ve beslenmeye adamıştır. The BodyMind Institute’dan Nutritionist eğitimini aldıktan sonra Human Anatomy & Phsiology, The 90 Day Renewal Program sertifikalarını almıştır. Bir şeyi insanlar üzerinde uygulayabilmek adına önce işin mutfağına inmenin gerekli olduğunu düşünen Dilşat Erdil, raw akımın önde gelen isimlerinden olan David Wolfe’den Raw Nutrition eğitimi almış ve raw şeflik kurslarına katılmıştır. Kendi deneyimleri, aldığı eğitimler ve spor tutkunu kişiliği ile insanların hayatlarına dokunup onların hem fiziken hem ruhen hafiflemesinden mutlu oluyor. Dilşat Erdil, değişimin sadece fiziksel değil aynı zamanda bilinçaltı ve farkındalık ile birleşmesi gerektiğini düşünerek bütünsel değişim programını tasarlamıştır. Maslak’takı ofisinde birebir sağlık ve bilinçaltı seanslarını sürdürmektedir.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale