X

Doğru işi yapıp yapmadığınızı anlamanın 6 yolu

Bir şirkette 25. yılını kutlayan insan size de çok takdirle karışık bir şaşkınlık uyandırıyor mu? Bir çaylak pozisyonundan başlayıp yavaş yavaş yükselerek 25 yıl… Hatta bu kişiler o denli uzmanlaşır ki, yaptıkları işi onlardan iyi yapacak, ilişkileri onlardan iyi kuracak kimse bulunamaz. Yerlerinden fazla oynamadan, çalışıp giderler. Neden peki? Kendileri için doğru işi yaptıklarından olabilir mi?

Bizden önceki nesillerden gördüğümüzün aksine, çoğumuz yüksek olasılıkla hayatımız boyunca aynı şirkette çalışmayacağız. Hatta ebeveynlerimizin yaşına geldiğimizde, üniversiteden mezun olunca yapmaya başladığımız işi yapmamamız bile muhtemel. İşte bu, şirketlerin en büyük dertlerinden birini oluşturuyor: Bağlılık, ya da insan kaynakları diliyle engagement. Amerika’da yapılan Gallup anketi, çalışanların yüzde 70’inin işine ve şirketine bağlı hissetmediğini gösterdi ve bu, iş memnuniyetsizliği için çok yüksek bir oran. Doğru sektör, doğru şirket ve doğru iş kombinasyonunu bulmak her zaman kolay değil. Bunları sürekli düşünmek ve kariyer değiştirip değiştirmemekten emin olamamak da öyle.

Amerika’da yapılan Gallup anketi, çalışanların yüzde 70’inin işine ve şirketine bağlı hissetmediğini gösterdi.

Yaptığınız işle ilgili ne hissettiğinizden emin değilseniz, size rehber olabilecek aşağıdaki birkaç düşünce ve hissi okumanızı tavsiye ederiz. Bunların ne kadarına katıldığınız, doğru işi yapıp yapmadığınız konusunda size fikir verebilir.

Yaptığınız işi ödüllendirici bulmanız

Yapmakta olduğunuz işle ilgili tek motivasyonunuz para, prim, araba ve benzeri maddi çıkarlarınız değilse, iç rahatlığı, huzur ve bir şeyler bitirmenin sevincini duyuyorsanız doğru işi yapıyorsunuz demektir.

Sabahları uyanmaktan nefret etmemeniz

Alarmınızı erteleyemeyeceğiniz noktaya gelip dikey pozisyona geçtiğinizde bu durum size normal mi geliyor, yoksa yataktan her sabah bir küfür sallayarak mı kalkıyorsunuz? Uyandığınızda kafanızda beliren iş çizelgesi sizi rahatsız etmekten ziyade heyecanlandırıyorsa, kesinlikle doğru işe sahipsiniz.

Pazartesi sendromunu çok ağır yaşamamanız

Hiçbirimiz kıymetli hafta sonumuzu, #sundayfunday’lerimizi iş yaptığımız bir güne değişmeyiz elbette. Ancak ağır pazartesi sendromu yaşamanın ve ancak hafta sonuna yaklaşırken tekrar neşe saçmaya başlamanın, işinden nefret edenlerin ortak özelliği olduğunu aklınızın bir köşesinde bulundurmakta fayda var. Sendromu asıl yaratan unsur ne, işiniz mi, şirket mi, şu yeni gelen müdür mü? Ona göre bir aksiyon planı belirleyebilirsiniz. Belki de doğru işi yapıyorsunuzdur ancak şirketinizi değiştirmenin zamanı gelmiştir, bu da mümkün.

Hala öğrenecek bir şeyleriniz olduğunu hissetmeniz

Yaptığınız işi parmağınızın ucuyla yapabilecek hale geldiyseniz, doğru işi yapıp yapmadığınıza karar vermek daha zor olabilir. Kıyı köşe hakim olduğunuz işinizde yeni bir şey öğrenmeniz mümkün değil gibi görünüyorsa, rahatlık ve kendine güvenin yanı sıra bir iç sıkıntısı da yaşamanız doğal.

Yaptığınız işe dair öğrenecek yeni şeyler, yeni açılımlar bulabiliyorsanız, eğitim ve koçluk imkanları sayesinde gelişme fırsatınız varsa, çalıştığınız yere ya da yerlere karşı sadakat hissediyorsanız ve yaptığınız iş de sizi rahatsız etmiyorsa, doğru işi yapıyor olmanız muhtemel.

Saate pek bakmamanız

Saatin kaç olduğunu sürekli takip edenler, bulundukları yerden ve yaptıkları şeyden pek memnun olmayanlardır. Saatinize bakıp ne zaman akşam olduğuna hayret ediyorsanız ve bu geçirdiğiniz saatler size baygınlık vermediyse, doğru işi yapıyor olabilirsiniz.

Saatinize bakıp ne zaman akşam olduğuna hayret ediyorsanız ve bu geçirdiğiniz saatler size baygınlık vermediyse, doğru işi yapıyor olabilirsiniz.
Hissetmeniz

Çok basit bir madde gibi görünüyor ama yaptığınız her hareket gibi, işinizin de doğru olup olmadığını içinizde hissedersiniz. Beş yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz sorusuyla çok dalga geçilir ama aslında kişinin ne istediğine dair en çok fikir veren sorulardan biridir. 5 yıl sonra, bu işi ilerletmiş, yükselmiş olarak mı görüyorsunuz kendinizi yoksa kurtulmuş, özgürlüğünüze kavuşmuş olarak mı? İşinizi bir hapishaneyle kıyasladığınızı fark etmek ne kadar üzücü olsa da, harekete geçmek için iyi bir itici güç.

Yukarıdaki maddeler tek tek mutluluk kaynağı olmadığı gibi, doğru işi yapıp yapmadığınızın tek ölçüsü de değildir. Ancak size kendinizle ve düşünmeyi ertelediğiniz şeylerle ilgili fikir verebilir. Şayet kendiniz için doğru olan işi yapmadığınızı düşünüyorsanız, harekete geçmek için daha fazla gecikmeyin.

İlginizi çekebilir: İlk 90 gün: Yeni bir işte başarılı olmanın sırları

Kaynaklar:

Lifehack

CheatSheet

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale