X

Dışsal bölünmeler kalkmadığı sürece içsel bölünmüşlüğünü aşamazsın

“Paddy ve Sean, Dublin’deki genelevin önünde otururken Katolik inancının erdemlerini tartışmaktadır. Birden Haham Gideon Greenberg genelevin kapısına gelir, sağa sola baktıktan sonra hızla içeri girer.

“Onu gördünmü?” diye sorar Paddy, gülerek. “İyi ki ben Katolikim.”

On dakika sonra bir Anglikan rahip kapıya yanaşır. Etrafına baktıktan sonra hızla içeri girer.

“Bir iki yüzlü daha” der Paddy, gülerek. “İyi ki ben Katolikim.”

Birkaç dakika sonra Sean, Paddy’yi dürtükler ve “hey, baksana, Peder O’Murphy bu tarafa doğru geliyor” der.

Katolik rahip genelevin kapısından içeri girerken, iki adam şaşkınlık içinde onu izler. Birden Paddy ayağa kalkar. Istavroz çıkarır ve Sean’a bağırır. “Saygına ne oldu. Ayağa kalk ve şapkanı çıkar. İçerde biri ölmüş olmalı.”- *

Yargılarımızın ne kadar adil(!) olabildiğine dair güzel bir hikaye… Beş duyu organının kısıtlılığı yetmiyormuş gibi bir de zihindeki yargılar, daraltıyor algıyı.

“Bölersen o bölünme ile sen de bölünürsün. Dışsal bölünmelerini unutmadığın sürece içsel bölünmüşlüğünü aşamazsın. Dünyada ne yaparsan yap, kendine de yapmışsındır.”

Zihin bölme eğilimindedir. Bu iyi, o kötü, bu güzel o çirkin, bu doğru o yanlış… Etiketlediğin her şey zıttıyla birlikte anlamlıdır çünkü. “Bu kötü” demediğin sürece “bu iyi” diyemezsin. İyiyi tanımlamak için kötüye ihtiyaç vardır. Osho; “Bölersen o bölünme ile sen de bölünürsün. Dışsal bölünmelerini unutmadığın sürece içsel bölünmüşlüğünü aşamazsın. Dünyada ne yaparsan yap, kendine de yapmışsındır.” diyor. Aslolan gerçektir ve yorumlar, gerçeği örten perdedir.

Dışsal bölünme içeriyi nasıl etkiler?

Yine Osho’dan bir alıntıyla devam edeyim; “Biri öfkelendiğinde ve sen ona öfkenin kötü olduğunu söylediğinde, kendin öfkelendiğinde ne yapacaksın? Bunun kötü olduğunu söyleyeceksin ve o zaman sorun çıkacak, çünkü şöyle diyeceksin; ‘bu kötü. içimdeki bu öfke kötü’ O zaman kendini iki kişiye bölmeye başlamış olacaksın… Kötü bir insan, şeytani biri ve iyi bir insan, bir aziz. Elbette ki içerdeki azizle özdeşleşme eğiliminde olacaksın, bu yüzden şeytan, içindeki şeytani kişilik kınanacak. İkiye bölünmüşsün. Artık daimi bir çatışma, bir çelişki olacak. Artık bir birey olamazsın. Bir kalabalık olursun. Kendine karşı bölünmüş bir ev. Artık huzur, sessizlik olamaz. Bölünmüş bir insan huzurlu olamaz.”

Refleksler, beyinden değil, merkezi sinir sisteminin diğer kolu olan omurilik tarafından yönetilir.

Zihnini bir gün boyunca izlersen, ne kadar çok yorum, yargı, kınama dolu olduğunu ve çoğu zaman kendini haklı çıkarmak için sürekli bir etiketleme peşinde olduğunu fark edersin. Bu, kökleri çok derinlere giden bir alışkanlık olmuştur artık. Birçok bilgi edinmişsindir yargılamaman gerektiği ile ilgili ama teoriktir. Teori, içindeki bölünmüşlük hissinin verdiği huzursuzluğu gideremez. Pratikte “yargılamayayım” deyip, bir saat içinde ne kadar çok yargıda bulunduğunu fark ettiğinde çatışmaya başlarsın. Yargılamak istemiyorsun ancak bu zamana kadar öğrendiğin şeyler o kadar köklenmiş ki bu düşünüş, davranış artık otomatik hale gelmiş. Neredeyse refleks. Refleksler, beyinden değil, merkezi sinir sisteminin diğer kolu olan omurilik tarafından yönetilir. Çünkü beynin yapacak daha önemli işleri vardır! Otomatik düşünce ve davranışlarımızda beyin devre dışıdır demiyorum. Ancak bilinçsiz olduğumuz anlarda yüksek bilişsel işlevler, muhakeme etme, planlama, davranışlarımızı düzenleme gibi konularda gelişmiş olan, beynin ön lobu, prefrontal korteksin ne kadar aktif olduğu tartışılır.

Anahtar

Çok derinlerde kökleri bulunduğundan “hadi bugün yargılamayayım” diyerek olacak iş değil yargısızlık. Farkındalık getirip, sandığımızdan daha fazla yargımız olduğuna dikkat ettiğimizde, çevremizde gelişen olayları, insan davranışlarını yargılamadan “durum” olarak görmenin o kadar kolay olmadığını anlarız. Ancak bu anlayış, anahtardır. Yargılamamak kolay değilse de yargıladığını fark etmek en büyük sıçramayı yaratır. Günlük hayatına bilinç getirerek, yargılarının farkında ol. Bu farkındalık, bir süre sonra yerini, yargısızlığa bırakacak. Ve dışsal bölünmeler bittiğinde, içsel alandaki bölünme de sona erer. Dünya hakkında sessiz kalabildiğinde, yavaş yavaş bu sessizlik içine işler.

Kaynak:
*Osho, Sezgi – Mantığın ötesini anlamak

 

İlginizi çekebilir: Her birimiz bütünün “aynı” değerdeki parçalarıyızHer birimiz bütünün “

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Azize Şahin: 2006 yılında, Osho’nun meditasyonlarıyla yoga ve meditasyon öğrenciliğim başladı. Bu yolculukta bir workshop için gittiğim Hindistan’da eğitmen olmaya karar verdim ve ilk hocalık eğitimimi, 2009 yılında Zeynep Aksoy’dan aldım. Eğitimden hemen sonra Cihangir Yoga’da dersler vermeye başladım. David Cornwell ile Meditasyon Eğitmenlik Eğitimi, Mindfulness, Svagito Liebermeister ile Danışmanlığın Zen Yolu, İnsanlarla Çalışmak, Travmaları İyileştirmek, Somatic Experiencing gibi dönüşüm sağlayıcı eğitimler aldım. Çeşitli eğitimler ve sertifika programlarıyla özellikle aktif meditasyonlar, mindfulness ve bedensel terapi alanında kendimi geliştirmeye devam ederken, akademik olarak Üsküdar Üniversitesi’nde Uygulamalı Psikoloji alanında yüksek lisans yapıyorum. 2006 yılından beri hem kendi deneyimlerim hem de birlikte çalıştığım insanlarda, farkındalık çalışmalarının şifayı beraberinde getirdiğine tanıklık ettim. Her türlü konuda, çözüm dışardan değil, içerden geliyordu ve yöntemler alışık olduğumuz gibi karmaşık değil çok basitti. Bu farkındalığım, hayatımın amacını belirlememi sağladı: “Meditasyon öğretmek ve her insanın kendi içindeki bilgeliği ortaya çıkarmakta bir rehber olabilmek.” Bu amaç çerçevesinde, kişisel dönüşüme meditatif bir bakış açısıyla bireysel terapiler ve nörobilim temelli farkındalık, odaklanma ve stres yönetimi konularında workshoplar ve kurumsal eğitimler veriyorum.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale