X

Dışarıda pozitif, içeride gerçek ol: Toksik pozitiflikle yüzleşmek

2024 yılındayız. Hayatın hızla aktığı, sosyal medyanın mutluluğu tek tuşla dayattığı bir çağdayız. Bir Instagram postunda gördüğümüz kocaman gülümsemelerin ardında kırılmış hayatlar, “her şey mükemmel” gibi görünen cümlelerin altında sessiz çığlıklar var.

Peki neden? Çünkü bir süredir hepimiz “pozitif” olmanın, her koşulda güçlü görünmenin zorunlu olduğuna inandırıldık. Üzgünüm ama bu bir yalan. Toksik pozitiflik, hissettiğimiz her olumsuz duyguyu bir kenara itip, sürekli “iyi” olmamız gerektiğini söyleyen bir baskıdır.

Oysa gerçek iyileşme, mutluluğu zorlayarak değil, duygularımızın tamamına dürüst olarak yaklaşmakla mümkün. Haydi, bugün bunu değiştirmenin yollarını birlikte düşünelim.

“Gülümse, sorun yokmuş gibi yap” çemberinden çıkıyoruz

Haydi dürüst olalım. Kaç kez bir arkadaşınıza derdini anlatmaya çalıştığınızda şu cümleleri duydunuz:

  • “Ama her şey bir nedenle olur.”
  • “Hiç olmazsa sağlığın yerinde.”
  • “Daha kötüsü olabilirdi, şükretmelisin.”

Bu cümleler iyi niyetle söylense de, aslında hissettiğiniz acıyı, öfkeyi, kaygıyı küçümseyen bir yapıya sahip. “Şükret!” ya da “Güçlü ol!” baskısı, sorunlarınızı yok etmez. Aksine, sizi bu duygularınızla yalnız bırakır.

Peki ya ne yapmalı?

Öncelikle, kendimize şu soruyu sormalıyız: Gerçekten bu kadar güçlü olmaya çalışmak zorunda mıyım?

Her jenerasyona bir bakış: Duyguların yansıması

Toksik pozitiflik, nesilden nesle farklı şekilde hissedilir ama kökleri aynıdır: Gerçek duyguları bastırma ihtiyacı.

  • Baby Boomers (1946-1964): “Sık dişini, geçer!” diyen bir jenerasyon. Duyguları konuşmak, zayıflık gibi görülürdü. Onlar için zorluklarla baş etmek, her şeyi sessizce kabullenmekti. Peki bu suskunluk ne getirdi? Kalplerinde biriktirilen duygular, belki de hiç paylaşılmayan travmalar.
  • X Kuşağı (1965-1980): Hayatta kalmayı öğrenenler. İş hayatı, aile sorumlulukları derken onlar da “mutluluk bir seçimdir” söylemiyle büyüdü. Oysa ki mutluluk bir seçim değil, insanın ruh haliyle harmanlanmış bir süreçtir.
  • Y Kuşağı (1981-1996): Instagram filtreleriyle mükemmel görünen hayatların baskısını en çok hissedenler. “Olumlu düşün, olumlu yaşa” cümleleriyle kuşatıldılar. Ancak çoğu, bu pozitiflik baskısının altında ezilen ilk jenerasyon olarak terapiye yöneldi.
  • Z Kuşağı (1997-2012): Kendini ifade etmeyi seven, duygularıyla barışık bir kuşak gibi görünüyorlar. Ama sosyal medyanın “sürekli mutlu ol” baskısı onlar için bile ağır. #SelfCare, #Gratitude gibi etiketlerle süslenen paylaşımlar, çoğu zaman gerçeklerden uzak.
  • Alfa Kuşağı (2013 ve sonrası): Henüz çok gençler ama onları da sarmalamaya başlayan bir “her şey yolunda” kültürü var. Onlara gerçek duyguları ifade etmenin ne kadar önemli olduğunu öğretmezsek, aynı döngü devam edecek.

Toksik pozitifliğe karşı ne yapabiliriz?

Gerçekten “dışarıda pozitif, içeride gerçek” olmayı başarabilmek için birkaç adım atabiliriz:

  • Duygularınızı adlandırın ve kabul edin: Kendinize “Bugün kötü hissediyorum ve bu normal” demeyi öğretin. Öfke, üzüntü, hayal kırıklığı… Bunlar da mutluluk kadar insani duygulardır.
  • Başkalarına alan tanıyın: Biri size derdini anlatıyorsa hemen çözüm üretmeyin. “Bu gerçekten zor olmalı. Senin yanındayım.” gibi cümleler, destek olmanın en basit ve etkili yoludur.
  • Klişe söylemlerden kaçının: “Her şey bir nedenle olur” demek yerine, “Bu seni çok etkiledi, bunu hissediyorum.” deyin. Duyguların değerini küçümsemeyin.
  • Sosyal medya maskesini çıkarın: Gerçek hayat, sosyal medyadaki gibi ışıltılı değildir. Bunu hem kendinize hem de çevrenize hatırlatın. Kendi kırılgan anlarınızı paylaşmaktan korkmayın.
  • Kırılganlığın gücünü kutlayın: Zayıf olmak korkutucu olabilir, ama en güçlü bağlar genelde zayıflıklarımızı paylaştığımız anlarda oluşur.

Son söz: Gerçek duygular özgürleştirir

Dışarıda pozitif olmak kötü bir şey değil. Ama içeride gerçek olmadan, o pozitiflik yalnızca bir maskeye dönüşür. 2024 yılında, belki de kendimize ve birbirimize yapacağımız en büyük iyilik şu olacaktır: “Her şeyi yolunda göstermek zorunda değilsin.” Çünkü gerçek güç, kırılganlığı kabul etmekten gelir.

Unutmayın, hayat yalnızca mutlu anlardan değil, iniş çıkışlarla dolu bir yolculuktan ibaret. Ve en güzel yolculuk, her duyguyu olduğu gibi kabul ettiğimizde başlar.

Şimdi, bu yazıyı bir arkadaşınıza gönderin ve şu mesajı ekleyin: “Her zaman mutlu olmak zorunda değiliz. Ama her zaman dürüst olabiliriz.”

İlginizi çekebilir: Eksik bir şey mi var?

Nurgül Koçak: Profesyonel Gelişim ve Değişim Koçu Nurgül Koçak, Yeditepe Üniversitesi Kamu Yönetimi bölümünden başarıyla mezun oldu. Üniversitede eğitim aldığı süre boyunca kurumsal eğitim şirketlerinde staj yapmıştır. Özel sektörde pazarlama alanında iş tecrübeleri oldu. 2018 yılında Profesyonel Koçluk eğitimi alarak ‘Gelişim ve Değişim Koçu ünvanı kazanarak mesleğine yeni bir boyut katmıştır. Şu anda Mersin’de Çağ Üniversitesi’nde Tezli Psikoloji Yüksek Lisans yapmaktadır. Aynı zamanda psikoterapi yaklaşımlarından Transaksiyonel Analiz Uygulama eğitimini tamamlamıştır. Şu an kurumsal firmalara ve bireylere koçluk yapmakta ve iletişim eğitimleri vermektedir.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale